Farklı medeniyetlerin ev sahibi: Nubia Müzesi

Mısır'ın güneyindeki Asvan kentinde bulunan Nubia Müzesi, ülke tarihinde iz bırakmış eski ve yeni birçok medeniyete ait eserlere ev sahipliği yapıyor.

Haber Giriş Tarihi: 27.04.2024 06:30
Haber Güncellenme Tarihi: 27.04.2024 06:30

Nil Nehri kıyısına bakan tarihi Asvan kentinin ana merkezinde yer alan müze, zengin kültür haznesiyle yerli ve yabancı turistleri ağırlıyor.

Müzeye adını veren Nubia medeniyetinin kökleri ise 10 bin yıl öncesine dayanıyor. Eski Mısırlılar, halkın okçuluk becerisine atıfla Nubia'yı "yaylar ülkesi" olarak tanımlıyor.

Nubia isminin, eski Mısır dilinde "altın" anlamına gelen Nub kelimesinden türemiş olması sebebiyle Nubia, "altın ülkesi" olarak da biliniyor.

Müzede farklı zaman dilimlerini temsil eden heykeller bulunuyor

Asvan'da 1997 yılında kurulan müzenin lobisi geçildiğinde, ziyaretçileri eski Mısır uygarlığı karşılıyor. Ünlü Firavun II. Ramses'in yüksek heykeli, ziyaretçileri binlerce yıl öncesine götürüyor.

II. Ramses'in savaş tacı giydiği bir başka heykelinin de bulunduğu müzede, MÖ 300 ile MS 300 arasındaki zaman dilimlerini temsil eden heykeller de bulunuyor.

Eski Mısır krallarının tapınaklarının başlarında bulunan 3 gümüş taç da müzede dikkati çeken eserlerden. Taçlar, Firavun dininin sembolleri ile Bizans taş kakma sanatının karışımını temsil eder tarzda işlenmiş.

Müzede ayrıca, bir Firavun tanrısının önünde diz çökmüş olan Kush hükümdarının heykeli dahil olmak üzere tarihi olayları simule eden birçok başka heykel de yer alıyor.

Hakikat ve adalet tanrısı olarak bilinen "Maat" adlı Firavun tanrısı da, yine müzede yer alan heykellerden.

Kral Amun'un oğluna atfedilen heykele oyulan kaşlar, gözler ve dudakların şekillendirilme tarzı, III. Amenhotep'in saltanat dönemine işaret ediyor.

Müzede bir cam panelin arkasında, Orta Krallık döneminde (MÖ 1936 - 1760) orduda savaşan düzinelerce küçük asker heykeli bulunuyor.

Antik ve modern Nubia yaşamından örnekler

Müze, ziyaretçilerini eski çağlardaki başka bir dünyaya taşıyor; sergilenen insan iskeletleri ve kafatasları da iyi durumda görünüyor. Kadın olduğu belirtilen bir iskeletin tanıtımında, "kemiklerinde görülen kan hastalıklarından muzdarip olduğu" yazıyor.

Müze aynı zamanda içindeki eserlerle, Yeni Krallık medeniyetine ve MÖ 1500 ile 600 yılları arasındaki Kushite medeniyetine de ışık tutuyor.

Öte yandan müze, antik ve modern Nubia yaşamından örnekleri içinde barındırıyor. Müzede, Nubia'daki gelenekleri ve yerel el sanatlarını sergileyen, Nubia mirasına ait binlerce eser ve model yer alıyor. Nubia'daki Mısırlıların günlük yaşamından kısa kesitleri yansıtan Nubia evinin bir modeli de yine bu müzede temsil ediliyor.

Mısır Tarihi Eserler Bakanlığından alınan bilgiye göre, müze, Mısır hükümetinin talebi üzerine Nubia'nın antik eserlerini kurtarmak için Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından başlatılan proje sonucu ortaya çıktı.

2001 yılının en iyi mimari yapısı

Müze projesinin çalışmaları 1980'li yılların başında başladı; müzenin temeli ise 1986 yılında atıldı. Müze binasının Nubia köyünün geleneksel mimarisine benzemesi için yapımında kumtaşı ve pembe granit kullanıldı.

Nubia Müzesi, 23 Kasım 1997'de halka açıldı. 2001 yılında en iyi mimari yapı olarak 3 yılda bir verilen Ağa Han İslam Mimarisi Ödülü'nü kazandı.

Toplam alanı 50 bin metrekare olan müzenin, 7 bin metrekaresi müze içine, 43 bin metrekaresi ise müze dışına ve müze bahçesine ayrılıyor.