Psikoloji alanında kaleme alınan eserler, insan zihninin derinliklerine ışık tutmaya devam ediyor. Bireylerin kendilerini ve çevrelerini daha iyi anlamalarına yardımcı oluyor. ‘Bir kitap okudum, hayatım değişti’ demek isteyen psikoloji meraklıları gelmiş geçmiş en iyi kitapları araştıyor. Hayatınızı ve bakış açınızı değiştirebilecek, Geçmişten günümüze en etkileyici 10 psikoloji kitabı haberimizde…
Psikoloji, insan davranışlarını, duygularını ve düşüncelerini anlamaya ve açıklamaya yönelik, yüzyıllardır gelişen bir bilim dalı. Psikolojinin temellerini atan ve alanında çığır açan psikolojik eserler, zihin dünyamızı genişleterek, insan olmanın karmaşıklığını ortaya koyuyor. İnsan psikolojisi üzerine yazılmış en etkili kitapları okuyarak hem kendimizi hem de çevremizdekileri daha derinlemesine tanıyabiliriz. Benliğinizi, hayatınızın farklı bakış açılarını bulabileceğiniz geçmişten günümüze en iyi 10 psikoloji kitabını sizler için derledik…
Geçmişten günümüze en etkileyici 10 psikoloji kitabıDr. Gary Small’un, Boston’un kalabalık bir acil servis koridorlarından Los Angeles’ın golf sahalarına kadar uzanıyor. Dr. Gary Small'un karşılaştığı vakalar tuhaf ve gizemli ama hepsinin hikayesi gerçek aynı zamanda dikkat çekici…
Psikolojinin derinliklerini ve akıl hastalıklarının ilginç dünyasını merak ediyorsanız mutlaka kitap listenize eklemelisiniz.
Engin Geçtan'ın ilk kez 1983'te yayımlanan ve o zamandan beri birçok baskı yaparak okurlarla güçlü bir bağ kurduğunu kanıtlayan bu kitabında, insan olmanın çelişkisini ifade eder. İnsan Olmak kitabının:
Modern toplumlar, kendine özgü bir olguyu da beraberinde getirir. İnsanlar artık eskisinden çok daha fazla insanla, daha kısa süreli ve yüzeysel ilişkiler kurma eğilimindedir. Bu durum, soğuk bir günde bir araya gelen bir grup kirpinin hikâyesine benzer. Kirpiler ısınmak için birbirlerine yaklaşırlar, fakat dikenleri birbirine batmaya başlar. Birbirlerinden uzaklaştıklarında ise soğuk onları rahatsız eder. İleri geri hareket ederek, sonunda dikenlerini batırmadan birbirlerini ısıtabilecekleri uygun mesafeyi bulurlar.
Türkiye'de psikoloji denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biri olan Doğan Cüceloğlu… İnsan ve Davranışı adlı eseriyle insan davranışlarını derinlemesine inceleme imkanı sunuyor. Türkiye’de psikoloji alanında önemli bir boşluğu dolduran İnsan ve Davranışı kitabı, özellikle Psikoloji öğrencilerinin kütüphanelerinde bulunması gereken başucu kitaplarından biri olarak dikkat çekiyor.
Doğan Cüceloğlu’nun ele aldığı bu eser, Modern psikolojinin temel kavramlarını Türk toplumunun özelliklerine uygun şekilde ve Türk bilim insanlarının katkılarıyla kaleme alınmış ilk temel psikoloji kaynaklarından biri olarak öne çıkıyor.
1948 yılında Avustralya kökenli ABD’li psikanalist ve psikiyatrist olan Wilhem Reich, Dinle Küçük Adam eseri ile geçmişten günümüze kadar bireye ve topluma yol gösteriyor. Reich, yazdığı eserinde kendisini ve okuyucusunu ‘küçük adam’ olarak tanımlayarak, çağdaş insanı eleştirel bir açıyla bakmasını değerlendiriyor ve diğer yandan onlara rehberlik etmeye çalışıyor.
Psikoloji bilim dalının ilk akla gelen isimlerinden biri olan Sigmund Freud’un Bilinçaltı kitabı, insan zihninin derinliklerine inerek bilinçaltının nasıl çalıştığını ve davranışlarımızı nasıl etkilediğini ele alıyor. Psikolanalizin kurucusu olarak tanınan Freud, gerçekleştirdiği tekniğin sadece hastaya değil hekime de bilip öğrenme merakının giderildiğini ifade ediyor.
Beden Asla Yalan Söylemez kitabı, duygusal özgürlüğün ve gerçek sevginin ne anlama geldiğini sorguluyor. Kitap, öfke veya diğer duygularımızı ifade etme özgürlüğümüz yoksa, bir kişiyi içten bir şekilde sevmemizin mümkün olmadığını vurguluyor.
Gerçek yaşamda, "şöyle hissetmeliyim" veya "böyle hissetmemeliyim" gibi bir zorunluluk bulunmadığını belirtiyor. Duygularımız, gerekliliklere bağlı olarak yönlerini belirlemezler.
Beden Asla Yalan Söylemez, kendimize saygı, ilgi ve koşulsuz sevgi gösterme yeteneğimizin, ruhsal ve duygusal sağlığımız için ne kadar kritik olduğunu vurguluyor. Kendi kendimizin ebeveyni olmayı başardığımızda gerçek özgürlüğü ve mutluluğu yakalayabileceğimizi söylüyor.
Eğer bu konular size tanıdık geliyorsa, bu kitabı okumaya hazır olabilirsiniz.
Psikoloji uzmanı Richard Wiseman, kişisel gelişim alanında yaygın olarak kabul gören modern efsaneleri araştırıyor ve bu efsanelerin aslında ne kadar aldatıcı olduğunu gösteriyor. Wiseman, bireylerin tutkularına ve hedeflerine dakikalar içinde ulaşmalarını sağlayacak yenilikçi bir yaklaşım öneriyor. Bu, insanlara aylarca süren çabalar yerine dakikalar içinde ulaşmalarını sağlar. Kitap, zihinsel durumdan hafızaya, ikna edici tekniklerden direnç geliştirmeye, ilişkilerdeki zorluklara ve direnç geliştirmeye kadar çeşitli alanlarda hızlı değişimin bilimselliğini destekleyen araştırmaları özetliyor. Ek olarak, bu etkili ve yenilikçi tekniklerin günlük yaşamla nasıl birleştirilebileceğini anlatıyor.
Dünya çapında psikiyatri ve davranış bilimleri alanında önemli bir isim olan Dr. David D. Burns, "İyi Hissetmek" adlı kitabında okuyucularına daha tatmin edici bir yaşamın yollarını anlatıyor. Bu kitap, kaygı, suçluluk ve düşük özsaygı gibi duyguların ruh sağlığını nasıl etkileyebileceğini tartışıyor. Dr. Burns, okuyucularına bilimsel olarak doğrulanmış terapi yaklaşımları sağlar.
Mark Wolynn tarafından yazılan "Seninle Başlamadı" adlı kitap, sizi geçmişinizle yüzleşmeye teşvik ediyor. Travmanın üzerinizdeki etkilerini ele alan kitap, bu sorunları anlamanıza ve iyileştirmenize yardımcı oluyor. Wolynn, sadece kendi yaşamınızdaki sorunlarla değil, aynı zamanda ailenizin geçmişte yaşadığı sorunlarla da ilgilenmenizi öneriyor. Bu eser, duygularınızın yalnızca sizinle mi ilgili olduğunu yoksa ailenizden mi geldiğini düşünmenizi sağlıyor.
Psikolog Dr. Goleman'ın son derece yenilikçi kitabı, zeka kavramına yeni bir bakış açısı sunuyor. Goleman, duygusal zekayı (EQ) yeniden tanımlıyor. IQ testlerinin, özellikle bir çocuğun gelecekteki başarısını tahmin etmede yetersiz olduğunu iddia ediyor. Bu kitapta Goleman, duygusal zekanın geleneksel anlamda olgunlukla ilişkili olduğunu vurgulayarak, başarının sadece entelektüel yeteneklerle değil, aynı zamanda duygusal becerilerle de ilişkili olduğunu gösteriyor.