Sinema tekniğiyle yazdığı romanlarıyla büyük ilgi gören yazar Selmina Melikoğlu, üçüncü kitabı ‘Rozaliya’ ile okurlarının karşısına çıktı
‘Aşkın Yüz Yılı Elizabeth’ ve ‘Hoşça Kal Korella’ isimli kitaplarıyla adından söz ettiren Yazar Selmina Melikoğlu, üçüncü kitabı ile yaşanmış bir hikâyeye dikkat çekiyor. Yeni kitabı ‘Rozaliya’ ile tarihsel ve biyografik bir anlatı tercih eden Melikoğlu, okurlarını şiirsel bir yolculuğa davet ediyor.
İzmir Ticaret Odası Sergi Salonu’nda kitabın tanıtımını yapan yazar Melikoğlu, kültür-sanat alanında faaliyet gösteren birçok ilgili isme önemli mesajlar verdi. Öte yandan kokteyle kitabın baş karakteri olan Rozaliya’nın torunu da katıldı.
Rozaliya, yazarın tarihsel ve biyografik öğelerle zenginleştirdiği, iki yıl süren bir araştırmanın ürünü. Gürcistan’ın Tiflis şehrinden başlayarak Kars’a kadar uzanan bir coğrafyada, siyasal ve toplumsal kargaşanın ortasında gelişen bir aşk hikayesini anlatan Melikoğlu, bu eserde gerçek tarihi olaylara ve kişiliklere dayalı bir kurgu oluşturduğunu belirtiyor. Yazar, olayların ve karakterlerin gerçekliğini korurken, duygusal anaforları ve dramatik unsurları kurgusal olarak zenginleştirerek okuyucuyu sıkılmadan bir şiirsel yolculuğa davet ediyor. Romanın araştırma sürecinde çok sayıda tarihsel kaynağı incelediğini ve eserinde yer alan karakterlerin gerçek hayatla bağlarını vurguladığını ifade eden yazar, bu şekilde okurlara tarihi bir perspektif sunarken, aynı zamanda duygusal bir bağ kurmalarını sağladığını belirtiyor. Rozaliya, Melikoğlu’nun önceki eserlerine benzer şekilde, okuyucularını tarihsel bir yolculuğa çıkarırken, aşk, umut ve özlem temalarıyla evrensel bir bağ kuruyor.
Eserinin toplumsal kargaşanın ortasında doğan bir aşk hikayesi olduğunu ancak bu aşkın, aynı zamanda bireysel özgürlük ve insanlık mücadelesini simgelediğini vurgulayan Selmina Melikoğlu, aynı zamanda Uluslararası Aktivist Sanatçılar Birliği Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak da tanınıyor. Heykel çalışmalarıyla da bilinen Melikoğlu, çok yönlü sanatçı kimliğini Rozaliya'da da sergiliyor. Eser, toplumsal ve kültürel dinamikleri irdelerken, okurları hem tarihi hem de duygusal bir keşfe çıkarmayı hedefliyor. Yazar, Rozaliya’ya dair gelen olumlu yorumlardan memnun olduğunu ifade ederken, kitabının okuyucularına umut, özlem ve duygusal bir bağlantı sunduğunu belirtiyor.
Denizden kıyıya vuran dalgaların sesi hüzünlü bir melodiye dönüşmüştü. Uzaktan geçen yelkenlilerden kıyıya kadar ulaşan şarkıları taşıyan rüzgâr, vücudunu serin bir ürpertiye, tanımsız bir boşluğa bırakıyordu. Dalgalar kıyıya vurdukça sürüklenen çakıl taşları yüreğini derinliğe, karanlığın üstündeki yakamozların içine çekiyordu. Martların çığlıkları, anlatamadığı duygularının parçalanmış ve sürüklendikçe cam kırıntılarına dönüşen fırtınalı hayatının son sesiydi. Kırılmıştı. Onarılmayacak kadar büyük bir boşluğun kenarında sallanırken, kendini zor tutuyordu. Gerçekler onu boğuyordu. Balıkların karaya vurmuş son çırpınışlarıyla ıslanan elleriyle yüzünü kapattı. Bütün yaşadıkları denizin kıyısındaki bu uğultuda kâğıttan bir gemiye yüklenmiş gidiyordu… Kovel haklı mıydı? Ya ben!