Heyecan verici polisiye romanı: Gerçeğin Dokunuşu

Türk Edebiyatının genç yazarlarından Doktor Tolgahan Sönmez “Gerçeğin Dokunuşu” kitabı ile polisiye türüne yeni bir heyecan getirdiğini belirtti

Haber Giriş Tarihi: 10.07.2024 11:39
Haber Güncellenme Tarihi: 10.07.2024 11:39

İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Nöroloji hekimi olarak görev yapan Doktor Tolgahan Sönmez'in ikinci kitabı "Gerçeğin Dokunuşu" yayınlandı. Genç polisiye yazarı Sönmez, yeni kitabı ile edebiyatseverlerin dikkatini çekti. Ercan Kesal, Ahmet Ümit gibi usta yazarların kitap hakkında görüşlerine yer verdiği " Gerçeğin Dokunuşu" Türk Dünyası Edebiyat Ödüllerine aday olarak gösterildi.Türk edebiyatının, özellikle de romancılığın son dönemde adından söz ettiren ismi Tolgahan Sönmez ile keyifli bir söyleşi yaptık. Genç yazar, Gerçeğin Dokunuşu kitabının ortaya çıkış sürecini gazetemize anlattı.

Sizi yakından tanıyabilir miyiz, Tolgahan Sönmez kimdir?

Aslen Manisaliyim, Manisa'nın Salihli ilçesinde doğdum... Annem, şehrin bir ucundaki yörük köyünden, babamda tam tersi yönde bir dağ köyünden. İkisi de bir şekilde köylerinden sıyrılıp memur olmuşlar, yolları da Salihli PTT'de kesismis. Bu evlilik iki de erkek çocuğu meydana getirmiş. Üstelik ikisi de aynı anda. Benimle tamamen zıt olan avukat bir ikiz kardeşim var. O Salihli'de yaşıyor. Benim ise yolum İzmir'e düştü. Önce Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandım. Mezuniyetim sonrasında kısa bir süre pratisyen hekim olarak çalışıp uzmanlığımı almak üzere Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesi'nde Nöroloji asistanlığına başladım. Halen daha asistanlık eğitimim sürüyor.

GERÇEĞİN DOKUNUŞU BANA CESARET VERDİ

Klasik bir soruyla devam edelim, yazmaya nasıl başladınız? Sizi yazmaya teşvik eden neydi?

Mutlu olduğum her ne ise onu gerçekleştirmekten keyif alan birisiyim. Örneğin, uzun yıllar birçok takımda basketbol oynadım, halen daha yüzme ile ilgileniyorum. Arada hobi olarak bağlama çalıyorum. Kitaplar akşam vakitleri en yakın arkadaşlarım oluyor. Ailem çok kitap okuyan bir aileydi, ondan mıdır bilinmez çocukluğumdan beri kitaplarla aram çok iyi.... İnsan böylesine yakın olduğu bir dünyada ister istemez bir süre sonra bir şeyler üretmek istiyor. Lise yıllarından sonra üniversitede romancılığa adım attım. Müjdat Gezen Sanat Akademisi'nin yazarlık bölümünde bir süre eğitim aldım. Bu eğitimlerden sonra ortaya bir şeyler çıkarma vaktinin geldiğini fark ettim, 2020 yılında da ilk romanımı yayımladım. Bu romanın geri dönüşü beklediğimden çok daha güzel oldu. İkinci roman olan Gerçeğin Dokunuşu'nu yazmak için cesaret verdi bana.

Gerçeğin Dokunuşu'ndan söz açılmışken,buradan devam edelim isterseniz. Kitap nasıl ortaya çıktı?

Biraz kurgu,biraz gerçeklik diyelim. Kitabın ortaya çıkışı biraz enteresan oldu. İki yıl önce başlamıştım.  Romanı çok sevdiğim İzmir temasında şekillendirmek için araştırmalar yapmaya başladım. Betimleme ve tasvirler için İzmir kıyılarında gezmedigim yer kalmamıştır. Çoğu zaman Seferihisar'in kahvehanelerinde gözlem yaptım. Gittiğim her yerde ufak ufak notlar aldım, Seferihisar'da yasiyordum o dönem, yaşadığım ortam da bana avantaj sağladı aslına bakarsanız. Deniz ve sakinlik insana huzur veriyor.Böyle çevrelerde daha üretken olabiliyorsunuz.

Gerçeğin Dokunuşu ve ilk romanınız Geriye Aşk Kaldı’yıi karşılaştırmak gerekirse,sizce ikisi arasında bir fark var mı ?

Tabii ki, dağlar kadar fark var… Bir kere Gerçeğin Dokunuşu bir şeyler kaybedilerek yazılmış bir roman. Evrimsel süreçlerden geçmiş bir roman aslına bakarsınız.

Evrimselleşmiş derken? Kitap aslında başka bir konu mu anlatıyordu?

Evet… Kitabı yazdığım sırada hayatımda beklemedigim birtakim gelişmeler oldu. Öyle olunca da kitap yazılırken evrim geçirdi. İyi de oldu aslında, kaybetmenin veyahut kazanmanın tadına vardım diyebilirim. Yazmak bana çok büyük bir haz veriyor. Anlatamadıklarımı kağıda anlatıyorum,yargılanıp sorgulanmadan.

AHMET ÜMİT’İ ÖRNEK ALIYORUM

Gerçeğin Dokunuşu,polisiye türünde bir roman olarak kitapçılarda yer alıyor. Polisiyeye ayrı bir ilginiz mi var?

Evet, polisiye çok seviyorum. Özellikle de duygusal polisiye türünde Ahmet ağabeyimi(Ahmet Ümit) bu konuda örnek alırım. Kitabı yazdıktan sonra kendisinin de görüşünü aldım. Onun da onayından geçtikten sonra yayımlandı bu kitap. Yayınlanan kitabım ile polisiye türüne yeni bir heyean getirdi.

Türk Dünyası Edebiyat Ödüllerine aday gösterildiniz. Bekliyor muydunuz böyle seçkin bir ödüle aday gösterilmeyi?

Beklemeyi bir kenara bırakın, aklımın ucundan dahi geçmiyordu…  Şaşırdım böyle bir adaylık gördüğümde. Türk Dil Kurumu yöneticilerine ve özellikle yayınevime bu konuda çok teşekkür ederim. Bu yıl üçüncüsü düzenlenecek Türk Dünyası Edebiyat Ödüllerinin…. 13 Temmuz'da Bakü'de olacağız. İlk defa Bakü'ye gideceğim, umuyorum ki güzel sonuçlarla döneceğiz. Eğer ödüle layık görulebilirsek bu Türk Romancılığı için büyük bir kazanım olacak. Çeşitli Türk Cumhuriyetlerinden 9 yazar aday gösterilmiş. Jüride çok değerli yazarlar bulunuyor, adil bir seçim yapacaklarını düşünüyorum.

Son olarak, yolda başka bir roman var mı?

Şu an için yok. Önce ödülü kazanalım,sonra devamına bakarız... Röportaj için İLKSES Gazetesine teşekkür ediyorum. Ülkemizi Edebiyat Ödüllerinde temsil ettiğimiz için şimdiden herkese çok teşekkür ediyorum.