Suudi Arabistan, Azerbaycan, İran, Pakistan, Hindistan, Japonya, Malezya, Singapur, Endonezya, İspanya, Fas, Cezayir, Tunus, Bosna-Hersek, Katar, Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa, Polonya, Belçika, Avusturya, Çekya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkeleri gezen Arslan, izlenimlerini kitap ve makalelerle paylaşıyor.
Arslan, gittiği ülkelerdeki gözlemlerini sosyolojik bakış açısıyla yazıyor ve yazılarını "4 Kıta 42 Ülke" kitap serisine dönüştürüyor.
Serisinin ilk kitabı "Suudi Arabistan" İngilizce, Arapça ve Azerbaycan Türkçesi olarak yayımlandı.
"7 ay kaldığım Amerika kitabını da yazıyorum"Arslan, "2 ay içerisinde 15 ülkeye gitmek gibi bir imkan doğdu. Bunu da bir sosyolog olarak çok değerli buldum ve gittiğim ülkelerle ilgili bir kitap yazma fikri içimde doğdu. Yani sosyolojinin amacı toplumları anlamak ve açıklamak olduğu için bu benim için bulunmaz bir fırsattı. Biz zaten öğretim üyesi olarak her halükarda yazmak zorundayız. Bu fırsatı kitap yazmak için kullanmak istedim. Bir sosyolog olarak gezip gördüğüm, edindiğim bilgilerin bende kalması doğru olmazdı." dedi.
Arslan, "Gittiğim ülkeleri tercümelerle bütün dünyaya anlatırken içinde Türkiye'nin olmaması bende bir eksiklik duygusu oluşturdu. Buna Türkiye dahil, geçmişte gittiğim ülkeleri de katınca 42 ülke ortaya çıktı. Hem her ülke için ayrı ayrı birer kitap yazacak ve bunları da gittiğim ülkelerin dillerine çevirecektim. 4 Kıta 42 Ülke üzerine böyle bu yazma süreci başlamış oldu. Şimdi ilk 15 ülkenin kitabı hazır olup, ilk 6 ülkenin kitabını Türkçe olarak, ilk kitabı da İngilizce, Arapça ve Azerbaycan Türkçesi ile yayımladım. İlk 15 kitaptan sonra 7 ay kaldığım Amerika kitabını da yazıyorum." şeklinde konuştu.
"Çok güzel bir seslendirme ile hazırlanan bu film İbn-i Battuta'yı zihnime yerleştirmişti"Arslan, şu bilgileri verdi:
"1982 yılında henüz üniversite öğrencisi iken Tunus'ta Arapça yaz kursuna katılmıştım. Orada fasih Arapça ile yani kurallarına uygun Arapça ile hazırlanmış 1300'lü yıllarda yaşamış Fas'ın, Tanca şehrinden dünyaca ünlü seyyah İbn-i Battuta'nın filmini gösterdiler. Çok güzel bir seslendirme ile hazırlanan bu film İbn-i Battuta'yı zihnime yerleştirmişti. Ben daha sonra özellikle İbn-i Battuta'nın doğduğu Tanca şehrine gittiğimde ise oradaki bir profesör sosyolog arkadaşa gezdiğim ülkeleri sayınca 'Yahu, sen İbn-i Battuta'yı da geçmişsin' dedi. Ben, 'Dur, dur, nasıl böyle bir şey söylersin, onlar bu işe ömrünü adadı bense kısa geziler yaptım" deyince, 'Hayır' dedi, İbn-i Battuta Japonya'ya gitmedi ama sen Japonya'ya da gitmişsin.' dedi. Tabii bu bir şakalaşma idi fakat konu zihnimde yer etti, ne var ki Türk okuyucusu İbn-i Battuta'yı yeterince tanımayabilir. Bizde seyahat denildiğinde aklımıza hemen ilk olarak Evliya Çelebi gelir. İkisini birlikte anmak istedim."
"Amacımız, insanlara faydalı olmak"Arslan, "Bu, zaten benim bir sosyolog olarak mesleğimin gereği. Sosyoloji, toplumu, toplumları anlamak ve açıklamak için var. Ben de bu seyahatlerimle farklı toplumları, onların günlük hayatlarını, yaşayışlarını, kültürlerini anlamaya ve başkalarına da tanıtmaya çalıştım, bunu da bilimsel ve sosyolojik bir yaklaşım ile ayrıca sadece Türkçe ile değil İngilizce ve Arapça başta olmak üzere birçok dilde yapmaya çalıştım. Seyahat ettiğiniz zaman dünyadaki yerinizi daha iyi anlıyor, kendinizi, başkalarını anlayarak, kavramaya ve düşünmeye ve daha fazla olgunlaşmaya başlıyorsunuz bu da sizi daha fazla yazmaya teşvik ediyor. Amacımız, insanlara faydalı olmak." dedi.
Zamanla kilometre hesabı da yapacağını da aktaran Arslan, "Şimdilik kilometre olarak, dünyanın çevresini bir kere dolaştığım kesin, fazlası da var. Oldukça fazla bir çalışma oldu. Bu kadar bir emek ortaya koyunca, dünya çapında usta olan bu seyyahlarımızı örnek alarak 4 kıta 42 ülke, İbni Battuta ve Evliya Çelebi'nin Yolunda Amerika'dan Japonya'ya Yolculuk ve Sosyolojik Gözlemler fikri zihnimde iyice olgunlaştı." ifadelerini kullandı.