Avrupa’nın en büyük 12. ve Avrupa’nın en kalabalık 6. ülkesi olan Romanya, özellikle başkent Bükreş ve Transilvanya Bölgesi ile adından söz ettiriyor. Köklü tarihi geçmişi ve son derce önemli yapıları ile her yıl binlerce turistin akın ettiği Romanya’da gezilecek yerleri birlikte inceleyelim.
Romanya’da gezilecek başlıca yerlerRomanya’da gezip görülecek çok sayıda doğal alan ve tarihi yapı bulunuyor. Bu alan ve yapılardan başlıcalarını sizin için listeledik.
Parlamento Sarayı
Başkent Bükreş’te konumlanan Parlamento Sarayı’nın inşasına 1984 yılında başlandı. Tamamlanması ise 1997 yılını buldu. Son derece görkemli bir görünüme sahip olan Parlamento Sarayı, dünyanın ikinci en büyük idari binasıdır. Mimar Anca Petrescu tarafından tasarımı yapılan bu saray, mimari açıdan Sovyet Mimarisi’ni temsil eder. Romanya toplumunun ihtişamını ve refahını simgelemesi için yapılan Parlamento Sarayı’nın eski adı Halk Sarayı’dır.
Bran Şatosu (Bran Kalesi)
Kont Drakula denince akla ilk gelen yer Transilvanya oluyor. İşte Bran Kalesi ya da Bran Şatosu olarak anılan bu efsanevi yapı, Kont Dracula’nın yaşadığı şato olarak adından söz ettiriyor. Orta Çağ’dan günümüze kadar ayakta kalmayı başaran 600 yıllık Bran Şatosu, İrlandalı Yazar Bram Stoker’e efsanevi karakter Dracula’yı yazarken ilham kaynaklarından biri oldu. Bu sayede adını sadece bulunduğu bölgede değil dünya çapında duyurdu. Her yıl bölgeye sadece Bran Şatosu’nu görmek için dahi gelen binlerce insan bulunuyor.
Salina Turda (Tuz Madeni)
Dünyanın en güzel 22. yeri seçilen Salina Turda, son derece ilgi çekici bir maden. 1932 yılına kadar aktif bir şekilde kullanılan Salina Turda’nın Orta Çağ’dan beri kullanıldığı düşünülüyor. 150-200 metre kadar yerin altında konumlanan bu maden, Romanya’nın Cluj kentine yarım saat kadar bir uzaklıkta yer alıyor. Aşağıya doğru inildikçe havanın ciddi ölçüde soğuduğu bu tuz madeninin içerisinde yoğun miktarda nem bulunuyor. Bu durum da Salina Turda’da bakteri üremesini imkansız hale getiriyor. İçeride bakteri üreyememesi de insanlar tarafından şifalı olarak anılmasına neden oluyor.
Kral Decebalus’un Kaya Heykeli
Kral Decebalus’un Kaya Heykeli; ülkesinin bağımsızlığını korumak için savaşan ve günümüzde Romanya topraklarına denk gelen Daçya’nın son Kralı Decebalus adına yaptırılmış bir heykeldir. Romanyalı Iosif Constantin Drăgan tarafından kayalara oydurularak yaptırılan bu heykel, 12 heykeltıraş tarafından 10 yılda tamamlanmıştır.
Sighişoara
UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne eklenen Sighişoara, Romanya’nın Transilvanya isimli bölgesinde yer alır. 12. yüzyıla uzanan köklü geçmişi, Arnavut kaldırımlı sokakları, ve rengarenk binaları ile bir masal diyarını andıran bu küçük şehir, Romanya’ya gelen turistlerin mutlaka uğradığı yerlerden biri.
Cimitirul Vesel (Şen Mezarlık)
Avrupa’nın en turistik mezarlıklarından biri olan Cimitirul Vesel, başkent Bükreş’e 600 kilometre mesafede konumlanan Sapanta Köyü sınırları içerisinde yer alıyor. Bu mezarlıkta bulunan her bir mezarın başında, mavi zemin üzerine renkli desenler ve espriler işleniyor. Cimitrirul Vesel’i farklı kılan ve turistlerin dikkatini çekmesini sağlayan temel unsur da tam olarak bu mezar taşları. Ölen kişinin hayatının esprili bir şekilde simgelendiği mezar taşları, halk sanatının dünyadaki en iyi örneklerinden biri sayılıyor.
Nera Vadisi - Beusnita Milli Parkı
Romanya’nın Caraş-Severin isimli kentinde yer alan Beușnița Milli Parkı, 36 bin 758 hektarlık bir alan üzerinde kuruludur. Milli parkın doğal koruma alanı ilan edilmesi, 6 Mart 2000 yılında gerçekleştirildi. Bünyesinde birçok farklı flora ve faunayı barındıran Beușnița Milli Parkı, çok sayıda endemik türü de içerir.
BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: İlber Ortaylı’nın görmeden ölmeyin dediği 5 şehir