Büyüme ve gelişme sürecinin çok hızlı olduğu bebeklik ve çocukluk döneminde beslenmenin ayrı bir önem taşıdığını belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanlarından Uzm. Dr. Esra Polat, “Yeterli ve dengeli beslenen çocukların sağlıklı büyüme ve gelişimi sağlanıyor, hastalıklara karşı direnci artıyor ve okul performansında artış görülüyor" diyerek her yaş grubuna özel beslenmenin nasıl olması gerektiğine dair önerilerde bulundu.
Çocukların farklı yaşlarda farklı miktarlarda besinlere ihtiyacı olabildiğini belirten Medicana Çamlıca Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı, Uzm. Dr. Esra Polat, “Sağlıklı gelişim süreci için çocuğa uygun olan beslenme; yaşı, cinsiyeti, hareket etme durumu ve diğer özelliklerine göre belirlenmelidir” dedi ve yaş dönemlerine göre beslenme ile ilgili bilgiler verdi.
Uzm. Dr. Esra Polat’ın her yaş aralığı için ayrı ayrı verdiği öneriler şu şekilde sıralandı:
0-1 yaş Süt Çocukluğu Dönemi: Bebeğin gelişimi normal seyirde ilerliyorsa ilk 6 ayda besin kaynağı sadece anne sütü olmalıdır. 6. ayın sonunda ek gıdalara başlamalıyız. 6-9 ay arasında günde sadece 200 ek kaloriye ihtiyaç duyan bebeklerde bu değer 9-12 ay arasında 300 ek kalori olmalıdır. Ek gıdalar bebeklere dikkatle verilmeli, önce tek tek başlanmalı, sonra da diğer ek gıdalar yine tek tek eklenmelidir. İlk 1 yaşta bebeklere tuz ve şeker kullanılması kesinlikle yasaktır.
1-3 yaş Oyun Çocukluğu ve 4-6 yaş Okul Öncesi Dönemi: Çocuklar 1 yaşından sonra ebeveyninde gördüklerini taklit ederler. Bu nedenle anne-baba ve bakıcı gibi çocuğun bakımından sorumlu kişilerin kendi beslenme davranışlarına da dikkat etmesi gerekir. Bu dönemde ebeveynler özellikle yemek seçimleri, içecek seçimleri ve yemek yeme alışkanlıklarına dikkat etmelidirler. Ebeveynlerin dikkatli olmaları gereken bir diğer konu ise yemek porsiyonlarıdır. Çocuklarının sürekli az yediğinden şikayet eden ebeveynler, kendi ölçülerine göre değil çocuğun gereksinimlerine ve yaşına uygun porsiyonlar hazırlamalı. Bu dönemde çocuklar kendileri için önem taşıyan gıdaları farklı sebeplerden dolayı reddedebilirler. Ebeveynler bu durumun geçici bir süreç olduğunu unutmamalı ve çocuğun reddettiği besinleri daha eğlenceli bir halde sunmalıdır.
6-12 yaş Okul Dönemi: Çocuk artık evden çıkmış ve ne yemek istediğine kendi karar verir bir konuma geçmiştir. Aileler okul menülerinde bulunan yemekleri ve içeriklerini takip etmeli ve çocuklarıyla konuşarak doğru tercih yapmaları konusunda onları yönlendirmeliler. Ara öğün her yaşta olduğu gibi okul döneminde de beslenme konusunda oldukça önemli. Ara öğün alışkanlığı olmayan çocuklar sağlıksız atıştırmalıklara daha düşkün oluyor. Bu yüzden çocukların çantalarına mutlaka sağlıklı atıştırmalıklar konulmalıdır.
Ergenlik ve Gençlik Dönemi: Gençler bu dönemde kimlik arayışı içindedir, bağımsız olmaya, kabul görmeye çabalar ve dış görünüşleri ile fazla ilgilidir. Düzensiz öğün ve öğün aralarında atıştırma, ev dışında yemek yeme alışkanlığı ve ayaküstü beslenme biçimi de bu dönemde ağırlık kazanır. Sağlıksız beslenme alışkanlıkları yaşla birlikte artış gösterir, bu konuda ailelerin bilinçli hareket etmesi ve erken dönemden başlayarak sağlıklı beslenme alışkanlıklarını çocuklara kazandırması gerekir.
Çocukların gelişimi için vitamin ve minerallerin de çok önemli olduğunu hatırlatan Uzm. Dr. Esra Polat, “Çocukluk çağı boyunca büyüme ve gelişmeyi vitamin ve mineraller de destekliyor. Süt ve süt ürünleri ile koyu yeşil yapraklı sebzelerde bulunan kalsiyum özellikle küçük yaştaki çocukların beslenmesinde etkili bir mineral olarak yer alıyor. Güçlü kemikler ve diş sağlığı için son derece önem taşıyan kalsiyum miktarı, çocuklar ergenlik dönemine yaklaştıkça günlük önerilen alım miktarının çok altında kalabiliyor. Yetişkinleri etkileyen kemik hastalığı olan osteoporoz riski kalsiyumdan zengin beslenemeyen çocuklarda da ortaya çıkabildiği için 1-3 yaş arasında günlük 700 mg, 4-8 yaş arasında günlük 1000 mg kalsiyum, 9-18 yaş arası çocuklarda ise günlük bin 300 mg kalsiyum alınması gerekiyor. Ortalama kalsiyum ihtiyacını karşılamak için günlük 500 ml süt veya yoğurt, 1-2 kibrit kutusu peynir ve 2 porsiyon sebzelerden tüketmek yeterli oluyor. Meyve ve sebzeden yetersiz beslenen çocuklarda B kompleks vitaminler başta olmak üzere birçok vitaminden yetersiz beslendiği için vitamin eksikliği görülebiliyor. Özellikle iştah azaldığında ve çocuklar yeterince sağlıklı beslenemediğinde aileler vitamin-mineral takviyesi kullanma konusunda tereddütte kalabiliyor. Ancak, günlük 2-3 porsiyon sebze ve meyve, 500 ml süt veya yoğurt, 7-8 porsiyon ekmek grubundan tüketildiğinde vitamin ve mineral takviyesine ihtiyaç duyulmuyor” dedi.
Polat son olarak ebeveynlere çocuklarının sağlıklı beslenmesine ve gelişimine katkı sağlayacak olan ipuçları da şu şekilde sıraladı:
Bebeklere ilk 6 ay sadece anne sütü verilmesi, 6. aydan sonra da anne sütünün en az 2 yıl kadar ek gıdalarla destekleyerek devam ettirilmesi kısa ve uzun dönemde obezite ve kronik hastalık riskini azaltabilir.
Bebeklikten sonraki dönemlerde çocukların dengeli ve yeterli beslenmesine ve 3 ana, 3 ara öğün alışkanlığının küçük yaştan itibaren kazandırılmasına özen gösterilmesi gerekir.
Çocukla birlikte sofraya oturulmalıdır, yararlı besinleri yemesi halinde ödül olarak pasta, tatlı, çikolata, şekerleme önerilmemelidir. Ancak bu gıdalar daha çekici olmaması açısından yasaklanmamalıdır.
Kolalı içecekler, gazozlar, hazır meyve suları, çikolata, gofret, şeker gibi karbonhidrattan zengin ve kızarmış yiyecekler gibi yağdan zengin gıdalar kısıtlanmalı.
Hızlı yemek yemenin, yemek aralarında abur cubur atıştırılmasının ve gece yatmadan önce yüksek kalorili yiyeceklerin alınmasının önlenmesi gerekir.
Çocukların günde en az 30 dakika fiziksel aktivite yapmalarını sağlayacak ortam ve yaşam biçimi oluşturulmalıdır.
Çocukların saatlerce televizyon ve bilgisayar önünde zaman geçirmesi engellenmelidir.
Gerektiğinde çocukla birlikte oyun oynanmalı, top, ip, raket gibi fiziksel faaliyet gerektiren oyuncaklar alınmalı, basit aile yürüyüşleri yapılmalıdır.
Çocuğun okul spor faaliyetlerine katılımı (basketbol, voleybol, futbol, yüzme) teşvik edilmelidir.
BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Kozmik enerji tedavi edebilir mi?