Diyabet, çok ciddi hastalıklara neden olabilir

Uzmanlar, diyabetin sinsi bir şekilde ilerlediği ve düzgün kontrol edilmediği takdirde özellikle kalp, böbrek, ayaklar ve gözler için büyük bir risk oluşturabileceği konusunda uyarılarda bulundu.

Haber Giriş Tarihi: 13.11.2024 11:50
Haber Güncellenme Tarihi: 13.11.2024 11:50

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Gökhan Yazıcıoğlu “14 Kasım Dünya Diyabet Günü” kapsamında diyabet hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Glikozun, kasları ve dokuları oluşturan hücreler için önemli bir enerji kaynağı olduğu gibi beynin de ana yakıt kaynağı olduğuna vurgu yapan Yazıcıoğlu, diyabetin türü ne olursa olsun, kanda aşırı şekere yol açabileceğini, bu durumunda çok ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceğini söyledi. Son yıllarda hızla yaygınlaşan yanlış beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam tarzının diyabete zemin hazırladığını aktaran Yazıcıoğlu, “Sinsi bir şekilde ilerleyen diyabet iyi kontrol edilmediğinde; özellikle kalp, böbrek, ayak ve gözler için ciddi bir tehdide dönüşebilir. Toplumda her 10 kişiden 1’inde görülen diyabetin zararlı etkilerinden korunmak için ise kan şekerini kontrol altında tutmak büyük önem taşımaktadır” diye konuştu

DİYABET GELİŞMEDEN ÖNLEM ALINMALI

Uz. Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, diyabetin genetik geçişli bir hastalık olduğundan söz ederek, “Doğru yöntemler ve yaşam tarzı değişiklikleri ile önlenebilir. Çok su içme, sık idrara çıkma, ağızda kuruluk ve cilt yaralarında geç iyileşme gibi belirtiler diyabete işaret edebilir. Bunların erken dönemde fark edilmesi ve gerekli önlemler alınarak yaşam tarzı değişikliklerinin yapılması önemlidir. Kronik diyabet rahatsızlıkları tip 1 diyabet ve tip 2 diyabettir. Potansiyel olarak geri döndürülebilir diyabet rahatsızlıkları ise prediyabet ve gebelik diyabetidir. Prediyabet, kan şekeri seviyeleri normalden yüksek olduğunda ortaya çıkar. Ancak kan şekeri seviyeleri diyabet olarak adlandırılacak kadar yüksek değildir ve önlemek için adımlar atılmazsa diyabete yol açabilir. Gebelik diyabeti ise hamilelik sırasında ortaya çıkar. Ancak bebek doğduktan sonra da geçebilir” dedi.

ÇOK CİDDİ HASTALIKLARA SEBEBİYET VEREBİLİR

Yazıcıoğlu, “Diyabette risk faktörlerini bilmek büyük önem taşımaktadır” sözleriyle bilgilendirmesine devam ederken “Ailede diyabet hastalığı olması, hipertansiyon, kalp hastalığı ve kolesterol problemi olan kişiler risk grubundadır. Toplumda yaygın olarak görülen, hatta çocukluk çağında ortaya çıkan, Tip 2 diyabete neden olan faktörlerin en başında ise obezite gelmektedir. Diyabetin belirtilerini bilmek erken tanı ve tedavi planlanması için çok önemlidir. Çünkü diyabette tanıda gecikildiğinde şeker yüksekliğine bağlı damar hasarları ve sinir hasarları oluşur. İleri dönemlerde diyalize kadar giden böbrek yetersizlikleri; körlüğe gidebilen göz ve retina problemleri, dolaşım bozukluğuna bağlı ayakta iyileşmeyen yaralar, ayak kesilmelerine kadar giden ciddi enfeksiyonlar, kalp damarlarında yağlanma, damar tıkanıklıkları ve damar yapısında görülen kalp hastalıkları görülür” şeklinde konuştu.

BU BELİRTİLERE DİKKAT

Yazıcıoğlu, aşırı susama, fazla sıvı tüketimi, sık sık idrara çıkma, yorgunluk ve halsizlik, aşırı acıkma, istemsiz kilo kaybı, bulanık görme, ayaklarda hissizlik veya uyuşma, karıncalanma, sinirli ruh hali, yaraların geç iyileşmesi, diş eti, cilt ve vajinal enfeksiyonlar gibi çeşitli enfeksiyonların artışına dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.

HAYAT TARZI DEĞİŞİKLİĞİ İLE ÖNLEMEK MÜMKÜN

Yazıcıoğlu, tip 1 diyabetin önlenemeyeceğini fakat sağlıklı yaşam tarzı ile prediyabet, tip 2 diyabet ve gebelik diyabetinin tedavi edilebileceğine vurgu yaparken, “Diyabet için risk faktörü taşıyan kişilerin tansiyon, şeker, insülin direnci, kolestrol, tiroid hormonlarının ve böbrek üstü bezleri, karaciğer yağlanması olup olmadığı kontrol edilmelidir. Bu testlerden şeker yükleme testi kişinin pre-diyabetik olup olmadığını; eğer pre-diyabet varsa diyabete ne kadar yakın olduğunu göstermektedir. Pre-diyabet döneminde diyabeti önleyici ilaçlar kullanmak gerekebilmektedir. Fakat ilaç kullanmadan önce hastaların beslenmelerini düzeltmeleri ve bir egzersiz programına başlamaları önerilmektedir. Eğer doğru beslenme, düzenli yapılacak bir egzersiz programını da içerecek şekilde hastalar yaşam tarzlarını kökten değiştirebilirse, ilaç kullanımına ihtiyaç kalmayabilir. Egzersiz, diyabet hastalarında sıklıkla etkilenebilen bacak ve kollarda dolaşımı iyileştirirken, kolesterol ve kan basıncını da düşürmektedir” ifadelerini kullandı.