Her 3 diyabetli yetişkinden 1’i diyabetli olduğunun farkında değil

Dünyada her 6 saniyede bir kişinin diyabet nedeniyle hayatını kaybettiğine vurgu yapan Endokrinoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Deniz Gökalp, SGM sistemiyle hastanın glukoz seviyesinin anlık olarak takip edilebileceğinden söz etti.

Haber Giriş Tarihi: 13.11.2024 11:37
Haber Güncellenme Tarihi: 13.11.2024 11:37

Endokrinoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Deniz Gökalp, diyabetle ilgili önemli bilgiler aktardı. Prof. Dr. Gökalp, konuyla ilgili yapmış olduğu bilgilendirmede, "Diyabet, çeşitli nedenlerle pankreastan insülinin yetersiz salınması veya dokularda etkisini gösterememesi sonucu ortaya çıkan kan şekeri yüksekliği ile karakterize sistemik bir hastalık. Hastalık; Tip-1 Diyabet, Tip-2 Diyabet, gebelik diyabeti ve diğer spesifik tipler olmak üzere 4 sınıfta değerlendirilir. Pankreasın beta hücrelerinin bağışıklık sistemi bozukluğu sonucu meydana gelen insülin eksikliği nedeniyle Tip-1 Diyabet görülmektedir. Tip-2 Diyabet ise insülin etkisine karşı direnç veya insülinin pankreastan salınım defekti sonucu ortaya çıkmaktadır” şeklinde konuştu.

HER 3 DİYABETLİ YETİŞKİNDEN 1’İ HASTALIĞININ FARKINDA DEĞİL

Dünya genelinde her 10 yetişkinden 1’inin, yani yaklaşık 550 milyon kişinin diyabet hastası olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gökalp, “Ülkemizde diyabet artmaktadır. 15 yıl önce yapılan çalışmada yetişkin nüfusta diyabet yüzde 14 oranında görülürken, günümüzde yaklaşık yüzde 20 civarında görülmektedir. Bununla beraber ne yazık ki her 3 diyabetli yetişkinden 1’i diyabetli olduğunun farkında değildir. Maalesef her 6 saniyede 1 kişi diyabet hastalığından hayatını kaybetmektedir. Eskiden diyabet gelişmiş ve sosyoekonomik düzeyi yüksek ülkelerde daha fazla görülürken, günümüzde diyabet hastalarının yüzde 75’i düşük ve orta gelirli ülkelerde görülüyor" dedi.

KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ

Diyabet görülme sıklığının bu kadar artmasından dolay tedavilerin de güncellendiğini söyleyen Prof. Dr. Gökalp, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Günümüzde bireyselleştirilmiş tedaviler tercih edilmektedir. Hastanın kalp hastalığının olup olmadığı, kilo fazlalığı ve obezite varlığı ile böbrek ve karaciğer fonksiyonlarının durumuna göre tedavi tercihleri yapılmaktadır. Son yıllarda böbrekten şeker atılımını arttıran SGLT2 inhibitörleri dediğimiz ve iştah merkezini baskılayan GLP-1 analogları grubu yeni ilaçlar hastaların kilo vermesini sağlarken, aynı zamanda kalp ve damar hastalıklarındaki faydalarıyla ön plana çıkmaktadır."

YAPAY PANKREAS YÖNTEMİ

Prof. Dr. Gökalp, tedavide tercih edilen yöntemlerden yapay pankreas yöntemine değinerek, yapay pankreasın bir organ olmadığını ve pankreası taklit edebilecek şekilde geliştirilmiş bir insülin pompası olduğunu söyledi. Derinin altına yerleştirilen bir insülin pompasının aynı şekilde derinin altına yerleştirilen, bir sensöre bağlı kan şekeri ölçüm cihazı ile yemek, fiziksel aktivite, stres ve uyku gibi durumlarda ne kadar insülinin gerekli olduğunu tespit eden bir yazılıma sahip akıllı telefondan oluştuğunu açıkladı. Sistemin vücuttaki kan şeker düzeyine göre uygun dozlarda insülin uyguladığını ifade eden Prof. Dr. Gökalp, “Bu sistem Tip-1 diyabet hastaları için daha sağlıklı bir hayat ve artmış yaşam kalitesi anlamına gelmekte. Yani 24 saat boyunca kan şekeri azalıp artmasına göre insülin dozları da otomatik olarak değişecektir. Sistem sürekli kan şekeri ölçümü yaptığı için sensörün uyarısına göre kan şekerimiz yükseldiğinde insülin salınımı başlayacak. Şekerimiz belirli bir seviyenin altına düştüğünde insülin salınımını durdurup kan şekerinin daha fazla düşmesini önleyecektir” şeklinde konuştu.

SGM İLE ANLIK GLUKOZ ÖLÇÜMÜ İZLENEBİLİYOR

Glukoz ölçüm yöntemlerindeki gelişmelerden de bahseden Prof. Dr. Gökalp, uzun yıllar parmak ucundan yapılan ölçümlerin yerini günümüzde daha yaygın hale gelen Sürekli Glukoz Monitörizasyonu (SGM) sistemine bıraktığını belirtti. Prof. Dr. Gökalp, SGM sistemlerinde glukoz değerlerinin kolda cilt altına yerleştirilen bir cihazla anında ölçülüp, sisteme kaydedildiğini ifade etti ve şu bilgileri paylaştı:

“Böylece glukoz değerleri aile bireyleri ve sağlık personelleri ile sürekli paylaşımına imkan tanıması nedeniyle hastaların kan glukoz değerlerinin uzaktan izlenmesi sayesinde, diyabetin yönetilmesi ve oluşabilecek olumsuz durumların önlenmesinde yardımcı olmaktadır. Kan glukozunun o andaki düşme veya yükselmeye ilişkin verileri cep telefonuna aktardığı için hem yetişkin hem de çocuk hastaların aile bireyleri glukoz değerlerini anlık görüp, glukoz düşmelerine ve yükselmelerine erken müdahale edebilmektedirler."