İncel grupları nedir? Sosyal medyada yetersizlik algısı ve etkileri

Son zamanlarda sosyal medyada sık sık bahsedilen ‘İncel’ grupları birçok kişi tarafından merak ediliyor. Peki İncel Grup ne demek? İncel akımı nedir?

Haber Giriş Tarihi: 09.10.2024 16:28
Haber Güncellenme Tarihi: 09.10.2024 16:28

Sosyal medyanın hayatımızda hızla yer edinmesi, özellikle çocuklar ve gençler üzerinde önemli etkiler yaratıyor. Artık çocuklar, sosyal medya platformlarında daha fazla zaman geçiriyor ancak bu durum onları birçok tehlikeye açık hale getiriyor. Zorbalık, tehdit, nefret söylemleri ve özendirici içeriklerle karşı karşıya kalan çocuklar, psikolojik anlamda derin yaralar alabiliyor İstanbul'da 2 kadının canice öldürülmesiyle ilgili haberlerin arka planında yer aldığı iddia edilen İncel Grubu neyi savunuyor?

İNCEL NEDİR?

İstanbul’daki cinayetin faili, 19 yaşındaki Semih Çelik’in bir ‘İncel’ grubuna üye olduğu tespit edildi. İncel gruplarında, dış görünüşlerini beğenmeyen, özgüveni düşük erkekler toplanıyor. Bu erkekler, kadınların güçlü erkeklerden hoşlanmasına tepki gösterip, bu durumu intikam alma arzusuyla ilişkilendiriyor. Ergenlik döneminde birçok farklı vaka ile karşılaştıklarını belirten Uzman Klinik Psikolog Mehmet Yıldız, bireylerde bu tür hislerin ve kendilerini yetersiz hissetme durumlarının yaygın olarak görüldüğünü belirtti.  

ÇOCUKLAR YETERSİZLİĞE KAPILIYOR

Son zamanlarda ergen bireylerde yetersizlik durumunun sık sık meydana geldiğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Yıldız, “Tam olarak ‘İncel’ gruplarla ilişkilendirmek doğru olmaz. Ancak son zamanlarda çalıştığım ergenlerin hayata bakışları ile ilgili benzer bir durum söz konusu. Son zamanlarda çalıştığım ergen çocuklarla her görüştüğümde sosyal medyadan çok etkilendiklerini söylüyorlar. Her şeyin mükemmel, çok iyi, çok güçlü, çok yakışıklı veya çok özgüvenli olduklarına dikkat çekiyorlar. Çocuklar sosyal hayatta çok var olamadıkları için okuldan eve, evden okula gidip ders çalışıyorlar bu nedenle bazı gerçekleri göremiyorlar. Bizim gibi işe, üniversiteye gidip toplumda çok fazla var olamıyorlar. Bu nedenle bu tür insanların mükemmel olduklarını düşünüp, yetersizliğe kapılıyorlar. Çünkü biz hepimiz biliyoruz sosyal medyada var olan o karakterler, o profiller aslında gerçek değil. Sosyal medyadaki insanların içinde de bazı özgüven eksikliklerinin olduğunu, birilerini rol model olarak aldıklarını ve gerçekte aslında o kadar kusursuz ve mükemmel olmadıklarını biliyoruz. Ancak ergen danışanlarım ‘Ne kadar yakışıklı olursam olayım kendimi o kadar güçlü ve özgüvenli görmüyorum. Hep bir eksiklik buluyorum’ diyor. Bu durum tamamen sosyal medyadaki karakterlerden kaynaklanıyor” dedi.

HANGİ KADINLARA KARŞI TEPKİ OLUŞUYOR?

Aynı zamanda sosyal medyada gençleri yönlendirmek için çekilen videoların da gençlerin psikolojilerini olumsuz etkilediğini belirten Uzman Klinik Psikolog Yıldız, “Sosyal medyada adını sanını bilmediğimiz kişiler birden ortaya çıkıyor ve diyor ki ‘Erkek yakışıklı, özgüvenli olur, böyle adımlar atar, böyle para harcar, cebinde şu kadar parası olur, kadınlara para harcatmaz’. Ancak herkesin statüsü bir değil. Bunu ergenler henüz idrak edemiyor ve bu güce erişemediği için kendini yetersiz hissediyor ve bir kırılım meydana geliyor. Hayatın gerçekleriyle yüzleşiyor ve farkına varıyor. Biz ne yaparsak yapalım mükemmel olamıyoruz. Cebimizde her zaman kazandığımız kadar paramız olacak. Herkesin yetişme tarzı ve özgüven seviyesi farklı. Nasıl yetiştiysek o da bize bahşedilmiş güzel bir karakter kendi yapımızla barışık olmalıyız ve kimseyle kendimizi kıyaslamamalıyız.  Ancak bu ergenlikte böyle olmadığımız için hep bir yetersizlik hissi oluşuyor. Yetersizlik hissiyle beraber, bu tür karakterleri beğenen kadınlara karşı tepki oluşuyor” ifadelerini kullandı.

HAYALİ KARAKTERLERE HAYRANLIK

Bu durumun kız çocuklarını da olumsuz etkilediğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Yıldız, “Kız çocuklarımız da bu içeriklere maruz kalıyor. Aslında olmayan karakterlere hayranlık duyuyor. Erkeklerin böyle olması gerektiği söyleniyor. Kızlar da bu durumu doğru bulup sanki gerçekten de öyle olması gerekiyormuş gibi düşünebiliyorlar. Lisedeki genç kızlarımız olmayanı istiyor ve talep ediyor. Bu olmayan karakterler nedeniyle, ergen erkek çocuklarımız da bunlardan etkileniyor ve şiddete başvuruyor. Yetersizlik hissinden kurtulmak için karşı tarafa saldırmaya yöneliyor. Hangi çocukla çalıştıysam, şu zamana kadar ne kadar yakışıklı olursa olsun kendini beğenmiyor, özgüvensiz hissediyor ve ne kadar akıllı olursa olsun yetersiz hissediyor. Karşı tarafın çok üst düzey isteklerinin olması bu durumu ortaya çıkarıyor. Belli bir yaştan sonra bu durum anlaşılıyor. Aslında kimsenin bu kadar kusursuz olamayacağı, her insanın imkanının farklı olduğu anlaşılıyor ancak ergenlik döneminde bu durumdan çocuklar ister istemez etkileniyor. Bu nedenle çocuklara bu durum aktarılmalı. Kimsenin aslında kusursuz olmadığı, kusurların hayatın bir gerçeği olduğu söylenmeli ve kendilerini oldukları gibi kabul etmeleri konusunda teşvik edilmeli” sözlerine yer verdi.

VİDEOLAR KÖTÜYE ÖZENDİRİYOR

Sosyal medyanın gelişmesi ile birlikte çocukların koruma altına alınması konusunda ebeveynlerin zorlandığını dile getiren Uzman Klinik Psikolog Yıldız, “Çocuklarımızın psikolojisi sosyal medya konusunda sorun teşkil ediyor ve alarm veriyor. Bu durumdan dolayı çok fazla kötü davranışlarla karşı karşıya kalıyoruz ve çocuklarımız da bu durumlara maruz kalıyor. Örneğin; Depremlerde, okullarda yaşanan olaylar ve son zamanlarda gündemde olan cinayet olayları. Biz yetişkinler bunları görüp nasıl etkileniyorsak çocuklarımız da çok etkileniyor. YouTube’da herhangi bir içerik bile çocukların gece uyuyamamasına sebebiyet verebiliyor. Bu durumların daha kötüleri de olabiliyor. Örneğin yasaklı madde gibi daha kötü içerikler de yer alıyor ve çocukları izledikleri videolar ile bunlara özendiriyorlar. Çocuk internette biraz vakit geçirip normal bir yerde göz gezdirse bile yasaklı madde ile ilgili içeriklere rastlayabiliyor. Sadece yasaklı madde için geçerli değil bu durum kumar bağımlılığı ile ilgili bir içerik de görebilir ve özenebilir. Artık etik değerlere önem vermeyen veya yasal olmayan durumlarla ilgili çok fazla reklam çıkıyor. Çocuklar da video izlerken bu reklamlara maruz kalabiliyor. Sosyal platformlar bu konuda çok elverişli. Özellikle TikTok’ta bu tür davranışlar çok ortaya çıkıyor. Okullarda çocuklar, bu platformlardan video izliyor ve çok rahat bir şekilde erişebiliyor. Bu mecralarda bu tür bağımlılıklar normalleştirilmiş bir şekilde paylaşılıyor” diye belirtti.

ŞARKILARDAKİ SÖYLEMLERE DİKKAT

Bağımlılık içerici reklamların yetişkinleri bile çok fazla etkilediğini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Yıldız, “Biz yetişkin olmamıza rağmen bu içeriklerden ve reklamlardan oldukça etkileniyoruz. İnternette normal bir şekilde vakit geçirirken, dizi veya film izlerken hepimiz bu reklamlara maruz kalıyoruz. Artık çocukların dinledikleri şarkılarda bile özendirici söylemler mevcut. Özellikle son zamanlarda çıkan sözde rap şarkıcılarına bakarsanız söyledikleri sözler anlamsız ve kötü alışkanlıklara özendirici. Zaten bu yeni nesil müzik tarzı sosyal medya sayesinde türedi. Sosyal medyada popüler olarak gençlerin ilgisini çektiler ve şarkıların içeriklerinde özendirmeye yönelik sözler bulunuyor. Bazıları hapse girdiler ve içerikleri engellenmeye çalışıldı ama ne kadar engellemeye çalışsak da çocuklarımız bunları seviyor ve popüler kültür buna teşvik ediyor. İçerikleri bilinmese veya anlaşılmasa bile dinleniyor. Bizi yönlendiren çok fazla etmen var. Bunların önüne geçmek maalesef neredeyse imkânsız. Şarkılardan, videolardan veya çevrelerindeki herhangi başka bir şeyden karşılarına çıkabilir. Bu noktada yapılabilecek tek bir şey var. Çocuklarımıza doğru eğitim vermek ve nelerin yanlış olduğunu doğru bir dille aktarabilmek. Bu eğitimlerle beraber doğruyu veya yanlışı seçmelerine yardımcı olabiliriz” ifadelerini kullandı.

YANLIŞ YOLLARA BAŞVURABİLİRLER

Son zamanlarda çocukların bazı platformlar üzerinde şantaja veya nefret söylemlerine maruz kaldığına değinen Uzman Klinik Psikolog Yıldız, “Bu durumun temel sebebi yine sosyal medya. Ailelere sosyal medyaya girmelerini engelleyin demek doğru olmaz.  Engellemeye çalışırsak, elinden bir şeyi almaya çalışırsak çocuk için çok daha cazip hale gelir. Eğer engellenmeye çalışılırsa emin olun bir şekilde ne yapar ne ederler, daha kolay yolunu bulur yine erişirler. Yasaklanınca veya kısıtlanınca çocuklarda daha çok merak uyandırılıyor. Yetişkinler için bile bu durum böyle. Çocuğa şeker yeme desen o şeker ona daha tatlı gelir bulur yer. Bu sefer sırf tatlı geldiği için farklı şekilde elde etmeye çalışır, yasak yollara başvurur, çalar eder yine alır. Bu şekilde başka davranışların temelini biz atmış oluyoruz. Dediğimiz gibi çocuklara yasak koymak yerine bu mecraları nasıl kullanacağını, doğruyu veya yanlışı aktarmalıyız. Özellikle kendilerini kesmekten veya zarar vermekten çocuklar çok etkilenir, rüyalarına girer. Bu sefer gece uyumaktan korkarlar ve uyku problemleri meydana gelir. Bu sefer çocuklar da kendilerini kesmeye veya zarar vermeye başlarlar. Okulda arkadaşlarından görüyorlar, etkileniyorlar ve kabul görülmek için onlar da yapıyorlar. Birbirilerine acı çekmenin iyi bir şey olduğunu söylüyorlar ve özendiriyorlar. Çocuk bilmez ki bunun zararlı bir şey olduğunu. Sosyal statü kazanırsa kendisinin daha mutlu olacağını düşünür. Özellikle lise çağlarında, ergen bireylerde daha çok görülüyor. Bu noktada ailelere büyük görev düşüyor. Bu durum çocuğa doğru bir şekilde güzel bir dille anlatılmalı. Ergen çocuklarda ani sinirlenme öfkelenme durumları meydana gelebiliyor. Bu nedenle sakince bu durumun yanlış olduğu ve ona zarar verdiği söylenmeli. Çocuğa iyi bir eğitimle, akademik başarıyla, sosyallikle, sanatla veya hobiyle bunları öğretebiliriz. Çocuğun ilgisini kendini geliştirebileceği alanlara çekebiliriz. Çocukla ilgilenilmezse ve başı boş bırakılırsa çocuk kendini öne çıkarmak için yanlış yollara başvurabilir. Sonra bir bakmışız çocuk ıslah evinde veya ceza evinde. Hiç beklemeyeceğimiz durumlarla karşı karşıya kalabiliriz bu nedenle bu konularda dikkat etmek gerekiyor. Çocukları doğru alanlara yönlendirmeli ve ilgilenmeliyiz, problemlerini dinlemeliyiz” diye aktardı.