Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emir Ruşen, kaliteli uykunun püf noktaları hakkında açıklamalarda bulundu. Uyku sırasında vücudun dinlendiğini, enerjisini koruduğunu; kan basıncını, kalp atış hızını, vücut ısısını ve solunumu yavaşlattığını belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emir Ruşen, “Hafızanın düzenlenmesi, zihinsel işleyişin devamlılığının sağlanması ve fiziksel büyüme sürecinin devam ettirilmesi için uykudayken beynimiz aktiftir. Vücudunuzun ve beyninizin onarılmasını, yenilenmesini ve yeniden enerjisini toparlamasını sağlar” diye konuştu. “Günde en az 6-8 saat uyuyun” Uykunun; vücut sistemlerini yavaşlatarak ve rahatlatarak, uyandığımızda kendimizi fiziksel olarak daha güçlü hissetmemizi sağladığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Ruşen, sağlıklı bir yaşam için günde en az 6-8 saat uyunması gerektiğini belirtti. Kaliteli ve düzenli uykunun kişiye canlılık katarken güne enerjiyle başlayıp verimliliği artırmayı sağladığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Ruşen, “Kaliteli uyku, sosyal ve sağlıklı olmanıza katkıda bulunur. Yetişkin bir insanın ortalama 6-8 saat uyuması gerekir. 14-64 yaş aralığında bulunan bireyler için uzmanların tavsiye ettiği uyku süresi en az 7 saattir. Bu süre zarfında sinir sistemi biriken toksinleri atabilir, dokular kendini yenileyebilir ve iç organlar yeterli kadar dinlenebilir” dedi. “Düzenli uykunun faydaları” Dr. Öğr. Üyesi Ruşen, düzenli uykunun faydalarını ise şöyle sıraladı: “Konsantrasyonu ve üretkenliği artırır, bağışıklık sistemini güçlendirir, vücudu tamir eder, kalp ve sindirim sistemi sağlığını korur, daha genç kalmayı sağlar, stres seviyesini düzenler, yaşam kalitesini artırır.” “Sağlıklı uyku için 6 öneri” Sağlıklı bir uykunun nasıl olması gerektiğine değinen Dr. Öğr. Üyesi Emir Ruşen 6 adımda nasıl konforlu uyuyabileceğimiz ile ilgili şu bilgileri paylaştı: “Her gün aynı saatte yatın, aynı saatte kalkın: İyi bir uyku düzenini oturtmanın ilk adımı çok basittir, her gün aynı saatte yatın ve aynı saatte kalkın. Bunlar içinde de en önemlisi, kalkma saatinizi alışkanlığa dönüştürmektir. Her gün aynı saatte kalkarsanız, o zaman günün sonunda da aynı saatlerde uykunuz gelmeye başlar. Odanızı karanlık olmalı: Vücudun biyoritminin düzenlenmesinde büyük önem taşıyan melatonin hormonunun salgılanması için karanlık bir ortamın sağlanması gerekir. Yatmadan bir saat önce bulunduğunuz odayı loşlaştırın. Melatonin salgılanmasını olumsuz etkileyen bir diğer etken de elektronik cihazların ekranından gelen mavi ışıktır. Uyumadan en az bir saat önce elektronik cihaz kullanmayı bırakın. Ortamı serin tutun: İyi bir uykunun yolu, uyuduğunuz ortamın serin olmasından geçiyor. Zira dinlendirici bir uyku için beynimiz ve bedenimizin sıcaklığının normalden 1 derece daha düşük olması gerekir. Dolayısıyla, yattığınız odanın ideal sıcaklığı 18 derece civarındadır. Yatağınızı sadece uyumak için kullanın: Eğer uykuya dalmak için geçirdiğiniz süre 20 dakikayı aşıyorsa, yataktan çıkın ve uykunuz gelene kadar başka bir odada bir şeylerle uğraşın. Mesela kitap okuyun, televizyon izleyin. Ancak bu işleri yatağınızda yapmayın. Yatağınızda uyumak dışında başka bir faaliyette bulunmamanız, beyninizin burayı uykuyla bağdaştırmasına ve bu da uyku kalitenizin artmasına yol açar. Kahve gibi uyarıcıları azaltın: Bir insan gün içerisinde yüksek miktarlarda kola, kafein ve tein gibi sinir sistemini uyaran maddeler tüketir. Uykudan 12 saat önce bu maddeleri almayı kesin. Kahvenin içinde yer alan kafeinin 12 saate kadar vücutta kaldığı gösterilmiştir. Bu nedenle siz her ne kadar uykudan birkaç saat önce kahve içmediğinizi düşünseniz de daha erken saatlerde tükettiğiniz kahveden gelen kafein vücudunuzda aktif kalmayı sürdürür. Alkol tüketimi uyku kalitenizi çok ciddi anlamda olumsuz etkiler." “İyi uyku için tüyolar” Kaliteli uykunun püf noktalarından bahseden Dr. Öğr. Üyesi Ruşen, “Teknolojik cihazlar aynı zamanda dış dünya ile köprü görevi görür, bu nedenle bazen bizi endişelendirebilecek uyaranlara maruz kalmamıza neden olabilirler. Yatma vakti yaklaştıkça bu uyaranları sınırlamak gerekir. Zihninin uzun bir günün ardından dinlenmeye ihtiyacı vardır. Işıkları kısmak, rahatlatıcı bir müzik açmak denenebilir. Kişi kendisiyle vakit geçirmek için huzurlu bir zaman oluşturmalıdır. Bitkisel çaylar veya ılık sütünü içerken kitap okunabilir” şeklinde konuştu. “Yeterli miktarda ve kaliteli uyku bağışıklığa destek olur” Son olarak uykunun bağışıklığımızı nasıl etkilediğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Ruşen, şunları söyledi: “Sağlığın korunması, akut ve kronik birçok hastalığın engellenmesi, yaraların iyileştirilmesi için bağışıklık sistemi kilit role sahiptir. Bağışıklık sistemi ve uyku, birbirinden büyük ölçüde etkilenir. Sağlıklı bir uyku düzeni, bağışıklık sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışmasını sürdürmesi için destek oluşturur. Yeterli miktarda ve kaliteli uyku uyumak, hastalık etkenlerine karşı daha hızlı ve etkili bir yanıtın oluşturulması, alerjik reaksiyonlar gibi istenmeyen bağışıklık yanıtlarının şiddetinin azaltılması açısından büyük bir önem taşır. Aynı zamanda savunma sisteminde görevli olan bağışıklık proteinlerinin üretiminin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için de yeterli uyku gereklidir. Uykusuzluk, düzensiz uyku, uyku apnesi, günün 24 saatte bir tekrarlanan doğal uyku-uyanıklık ritim bozukluğu gibi sorunların varlığı halinde bağışıklık sistemi sağlıklı bir şekilde görevini yerine getiremez ve zayıflar. Bu durum vücudu Koronavirüs de dâhil olmak üzere pek çok hastalığa karşı çok daha yatkın hale getirir. Uyku esnasında bağışıklık sisteminde meydana gelen sitokin artışı gibi gelişmeler neticesinde savunma sisteminde antijenleri tanıma, doğru antijene doğru savunma yanıtını geliştirme gibi fonksiyonların güçlendirildiği bilinir.”
BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Oda sıcaklığı, uyku kalitesini etkiliyor