Sağlık Bakanlığı Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Halil Başar, 15 Eylül Prostat Kanseri Farkındalık Günü kapsamında, AA muhabirine yaptığı açıklamada, prostat kanserinin 50-65 yaş aralığındaki erkeklerin yüzde 25'inde görülen bir kanser olduğunu, her 8 erkekten birinin risk taşıdığını belirtti.
Hastalığın erken evrelerinde özel bir semptomu olmadığına ve çok sinsi ilerlediğine dikkati çeken Başar, hastaların genellikle gece sık idrara çıkma, gündüzleri birkaç saat aralıklarla tuvalete gitme, idrarın ince gelmesi gibi belirtilerle hastaneye başvurduğunu aktardı.
Prof. Dr. Başar, "O şikayetler başlamadan hastayı fark etmek, yakalamak istiyoruz. Hastalığın semptom ve belirtileri çok geç evrede ortaya çıkıyor. Her ne kadar bizim yaklaşımımız kemoterapi, radyoterapiyle oluyorsa da hasta küratif tedavi şansını yitirmiş oluyor." diye konuştu.
Prostat kanserinin tedavisinde de erken tanının önemli olduğuna işaret eden Başar, "Prostat kanserini erkenden teşhis etmek için bugün elimizde PSA testi var. Bu testle hastalığı, daha milimetrik boyutlardayken tespit ediyoruz. Hastalık yayılmadan yüzde 90 üzeri başarıyla tedavi ediyoruz" dedi.
"Erkekler randevu almadan kliniğe gelip tarama muayenesi yaptırabilir" Prof. Dr. Başar, hastanede Haziran ayı itibarıyla "Prostat Kanseri Tarama ve Takip Polikliniği"ni hayata geçirdiklerini ve günde 15-20 kişinin prostat kanseri taraması için polikliniğe başvurduğunu bildirdi.
Erkeklerin randevu almadan kliniğe gelerek tarama muayenesi yaptırabileceklerini aktaran Başar, şu uyarılarda bulundu:
"Genelde rektal muayeneden rahatsız olunduğu için çekince yaşanıyor. Ancak buna ihtiyaç duymadan kandaki PSA değerine bakarak hastalığı tespit edebiliyoruz. En çok 50-70 yaş aralığındaki hastaları önemsiyoruz. Çünkü hastalarımıza erken tanı imkanını vermek istiyoruz. 50-70 yaş aralığındaki erkeklerin yılda bir defa tarama yaptırarak kanlarında PSA değerine baktırmaları gerekiyor."
BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Alzaymır’da erken tanı önemli