Bakanlar dahil oldu ‘tarafsızlık’ unutuldu! Yılmaz: Yasal düzenleme yok ama…

Yerel seçimlere sayılı günler kala adaylar kadar bakanların da seçim için sahaya inerek seçim çalışması yapması dikkat çekerken İzmir Baro Başkanı Avukat Sefa Yılmaz, yasal düzenleme olmamasına rağmen bakanlar ve cumhurbaşkanının ‘tarafsızlık’ misyonunu hatırlattı.

Haber Giriş Tarihi: 26.03.2024 13:55
Haber Güncellenme Tarihi: 26.03.2024 13:55
ilksesgazetesi.com

31 Mart yerel seçimlerine sayılı günler kala başkanlık yarışında vites artırılırken siyasi arenada da tansiyon yükselmeye devam ediyor.

Belediye başkan adaylarının açıklanmasıyla birlikte gerek adaylar gerekse siyasi parti temsilcileri ve genel başkanlar sahalarda oy toplamaya çalışırken bakanların da yerel seçimlerde sahaya inerek seçim çalışması yapması ise dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Kabinesi’ndeki bakanların seçim süreci boyunca art arda İzmir’e gelip seçim çalışmalarına katılarak Cumhur İttifakı’nın İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı AK Partili Hamza Dağ’a oy istemesi akıllarda soru işaretleri bıraktı.

Konuya ilişkin İLKSES’e konuşan İzmir Baro Başkanı Avukat Sefa Yılmaz, yasal düzenleme olmamasına rağmen bakanlar ve cumhurbaşkanının ‘tarafsızlık’ misyonunu vurgulayarak, “silahların eşitliği ilkesini” hatırlattı.

ÇOK TEHLİKELİ BİR DURUM

Konunun sadece bakanlar değil cumhurbaşkanı düzeyinde de irdelenmesi gerektiğinin altını çizen Yılmaz, “Bu konuda yasal bir düzenleme yok ne yazık ki. Ama bazı şeyleri etik olarak görmek gerekir. Hem iktidarda olacaksınız hem de yerel seçimlerde adaylarınıza oy toplamak için alanlarda olacaksınız, propaganda yapacaksınız! Bu sadece bakanlarla ilgili değil. Sayın Cumhurbaşkanı dahi alanlarda oy istiyor. Oysa cumhurbaşkanının tarafsız olması gerekir Meclis’te yaptığı yemin de tarafsızlık yeminidir. O nedenle bu durum sadece bakanlar nezdinde değil aynı zamanda cumhurbaşkanı nezdinde de alınmalıdır. Tarafsız bir cumhurbaşkanı olması gerekir. Her siyasi partiye ve görüşe aynı mesafede olması gerekir. Maalesef ülkemiz 2017’den sonra partili cumhurbaşkanı konumuna geçti. Ama biz bunu kabul etmiyoruz. Bu durum silahların eşitliği ilkesine aykırı. Bu durum ayrıca, seçilebilme imkanı ve liyakatı olan insanların seçilememesi gibi bir sonucu da doğurur. Bu çok tehlikeli bir durum. Ancak ne yazık ki bu tehlikeli durum devam ettiriliyor. Milletvekili seçimlerinde yapılan adaletsizlikleri mahalli idareler seçimlerine de yansıtıp oy kaybetmeme telaşı içindeler. Bütün telaş kaybedecekleri seçimi kendi lehlerine çevirme çabasıdır. Aslında bütün çabaları ülkenin refahı ve geleceği için değil, kendi gelecekleri içindir” dedi.

İSTİSNAİ OLARAK DÜZENLENSE DAHİ…

Etik açısından konuyu yargıya taşımanın da etkisi olmayacağını belirten Yılmaz, ‘yargı bağımsızlığı’ vurgusu yaparak, “Bu konuda karar verecek mercilerin ne yapacağı tahmin edilebilir. Tarihe not düşmek adına bu yapılabilir. Ama ne yazık ki ülkede uzunca zamandır devam eden kutuplaşmanın bir sonucu. Bu konu etik bağlamı açısından da ele alınmaz. Çünkü yargı bağımlı. Yargı bağımsız değil. Hiçbir savcı bununla ilgili bir iddianame düzenlemez. İstisnai olarak düzenlense dahi bu konuda hiçbir yargıç da karar vermez. Bu ülkede artık AİHM kararları ya da Anayasa Mahkemesi kararları tanınmıyor. Ancak biz umudumuzu kaybetmiyoruz. Mücadelemize devam edeceğiz. Ama ne yazık ki yargıyı getirdikleri süreç bu. Bu seçimler belki belirleyici olabilir. Eğer iktidar kan kaybederse bir erken seçim gündeme gelebilir” diye konuştu.

NASIL BÖYLE BİR VAATTE BULUNULABİLİYOR?

İktidar partisinin adaylarının projelerinde ‘kaynak’ konusuna dikkat çeken Yılmaz, “Yerel seçimler çok önemli. Kaynakları kullanıyorlar ama bunu halk için istemiyorlar. Dün bir belediye başkan adayı bütün belediye çalışanlarına seyyanen 10 bin lira ödeme yapacağını söyledi. Yine aynı belediye başkan adayı ilçe sınırlarındaki emeklilere de 10 bin lira ödeme yapacağını söyledi. Bu paranın kaynağı nedir? Bu su nereden geliyor? Nasıl böyle bir vaatte bulunulabiliyor? Bütün bunların sorgulanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

103. MADDE HATIRLATMASI

Yılmaz son olarak Anayasa’nın 103. Maddesini hatırlatarak şunları söyledi; “Anayasa’nın 103. Maddesini hatırlatmak gerek. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı göreve başlamadan önce bir ant içer. ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım grevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma büyük Türk milleti ve tarih huzurunda namusum ve şerefim üzerine ant içerim’ der. Takdir sizin.”