EMEP'ten göç konferansı: Mülteci göçü her açıdan ele alındı

Göçmen konferansında tersine mülteci göçünün etkilerine değinen EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, Suriyelilerin ülkelerine geri dönmesinin sanıldığı kadar olumlu bir sürecin başlangıcı olamayacağına dikkat çekti

Haber Giriş Tarihi: 22.12.2024 13:16
Haber Güncellenme Tarihi: 22.12.2024 13:16

AYSELİN UZUN / Emek Partisi (EMEP), sınır komşumuz Suriye'de meydana gelen son gelişmeler ardından ülkemizde bulunan milyonlarca sığınmacının izleyeceği yol haritasını ve tersine göçün oluşturabileceği yeni durumlara değinmek adına, Konak Belediyesi Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde "Savaş ve Yoksulluk Kıskacında Göç ve Birlikte Mücadele Olanakları" başlıklı 3 oturumdan oluşan bir konferans düzenledi. Konferansın ilk oturumunda; göçün, savaşın ve yoksulluğun gölgesinde dünya ve Türkiye konuşulurken, ikinci oturumunda ekonomik darboğazın içerisinde ‘en alttakiler’, Türkiye’de mülteci işçilerin çalışma koşulları ve hayatta kalma deneyimleri ele alındı.

Üçüncü ve son oturumda ise bir arada yaşamak, her şeye rağmen birlikte mücadele olanakları tartışıldı.

SURİYENİN İSTİKRARA KAVUŞMASI MÜMKÜN DEĞİL

“Bugün burada gerçekleşecek olan 3 oturumluk göç konferansı ile birlikte, sığınmacı göçü sonucunda Türkiye’de yaşanan durumu konuşacak ve bunlardan bir sonuç çıkaracağız” diyerek sözlerine başlayan Başkan Aslan, yoksulluk ve savaşın hakim olduğu dünyamızda sığınmacıların ve emekçilerin yaşadıklarına dikkat çekerek, “Göç meselesi Türkiye’de çokça tartıştığımız bir meseledir. Bildiğiniz gibi Suriye’de yaklaşık 13 yıldır devam eden savaşın sonucunda, Suriye’de savaştan ve yoksulluktan kaçarak ülkemize sığınan milyonlarca mülteci her zaman gündemdeydi. Yaşanan son olaylarla birlikte, Suriyeliler gitsinler, kalsınlar tartışması yeniden alevlendi. Her şeyden önce geçmişten günümüze Orta Doğu’da yaşanan birçok olayın ardından şu anda HTŞ diye adlandırılan El Kaide devamcısı bir yapı, Suriye’de tek mermi atmadan Şam’a kadar gitti ve yönetimi devir aldı. Böylece ise içinde bulunduğumuz süreç başladı. Türkiye açısından bakacak olursak savaşın başladığı yıllarda Erdoğan’ın ‘Emevi Camii’nde namaz kılacağız’ demesi ve geçtiğimiz günlerde MİT Başkanı Kalın’ı oraya göndermesi bir zafer olarak gösterildi. Halbuki bu milyonlarca insanın ülkesini terk etmek zorunda kaldığı ve yoksulluk içinde başka ülkelerde yaşamını sürdürmek zorunda kaldığı bir dönemdi. Önümüzdeki dönemde ise bölgede neler yaşanacak, hangi sorunlar ile baş etmek zorunda kalacağız burada tartışacağız ama Suriye’nim bugünkü koşullarda bir istikrara kavuşması pek mümkün değil. Bugün sanki sular duruldu, çatışmalar olmuyormuş gibi lanse ediliyor ama yeni çatışmaların en ufak bir kıvılcıma bağlı olduğu çok açık” diye konuştu.

KİMİLERİ HEPSİ GİTSİN DİYOR AMA…

Suriyelilerin ülkelerine geri dönmesi halinde Türkiye’nin de olumlu ve olumsuz anlamda etkileneceğini belirten Aslan, “Net bir şekilde söyleyebilirim ki bölgedeki savaş ve çatışmaların bugün açısından sona ermesi ve barış içerisinde yaşanması, emperyalistler bölgeden çekilmediği sürece mümkün değil. O açıdan da esas olarak temel sorunumuz hem bölgede hem de Türkiye’de nasıl bir örgütlü mücadele verileceğidir. Ayrıca Türkiye’de yaşamak zorunda olan bütün mültecilerin gitmesini isteyen birçok kesim, onların gitmesi halinde kiraların azalacağını, işsizliğin azalacağını pahalılığın düşeceğini düşünürken, kimileri de ülkemizde yaşayan mültecileri ucuz iş gücü olarak görüyor. Bu açıdan milyonlarca mülteci aslında Türkiye işçi sınıfının bir parçası olarak görülmeli ve bu konuda adımların atılması gerekmektedir. Bugün de burada tüm bu konuların kapsamlı olarak tartışacağız” şeklimde konuştu.