Asgari ücretin 2025 yılı için 22 bin 104 TL olarak açıklanması, ülkedeki ekonomik adaletsizlik tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Tüm Yerel Sen Genel Örgütlenme Sekreteri Devrim Onur Erdağ, konuya ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Erdağ, asgari ücretin yetersizliği ve büyüyen gelir uçurumu üzerinden iktidarı eleştirirken, halkın yaşadığı ekonomik zorlukların artık dayanılmaz bir noktaya geldiğini vurguladı. Adil bir ekonomi talebiyle tüm toplumu birleşmeye çağıran Erdağ, “Asgari ücret, ülkemizdeki ekonomik adaletsizliğin bir göstergesi” diyerek çözüm olarak erken seçim önerisini gündeme taşıdı.
EKONOMİK ADALETSİZLİĞİN GÖSTERGESİAsgari ücretin 2025 yılında 22 bin 104 TL olarak belirlendiğini hatırlatan Erdağ, açlık sınırının ise 20 bin 967 TL olduğunu aktardı. Erdağ, “Açlık sınırı her ay artıyor. Bu yıl içinde 21 bin TL’yi geçecek ve ardından 22 bin 500 TL’yi bulacak. Ancak asgari ücret, emekli ve memur maaşları 6 ay boyunca aynı kalıyor. Bu, ülkemizdeki ekonomik adaletsizliğin bir göstergesidir” dedi.
DERHAL ERKEN SEÇİM YAPILMALISaray’ın bir günlük harcamasının 3 bin 526 asgari ücretlinin maaşı veya 4 bin 797 emeklinin maaşı kadar olduğunu belirten Erdağ, “Bu rakamlar, halkın gerçekten ne kadar zor durumda olduğunu gösteriyor. Bir yanda Saray’ın bir günlük harcaması, diğer yanda asgari ücretli ve emeklinin geçim sıkıntısı. Bu denklemi kurmak, adaletli bir ekonomi anlayışıyla mümkün değildir. Halkın yaşadığı geçim sıkıntısı ve yoksulluk artık dayanılmaz bir hale geldi. Bu şartlar altında halkın sesi duyulmazken, sadece göstermelik reformlarla geçiştirilen bir ekonomi anlayışı sürdürülemez. Geçim yoksa seçim var! Derhal erken seçim yapılmalıdır. Halk, kendi geleceği hakkında karar verme hakkına sahiptir ve bu hakkı kullanmalıdır” diye vurguladı.
TOPLUM BU KONUDA BİRLEŞMELİAçıklamasında iktidara ve yetkililere seslenen Erdağ, “Siz de vicdan var mı? Her geçen gün yoksulluk sınırının altına inen maaşlarla halkı daha da zor durumda bırakmak, insanlık dışı bir uygulamadır. Saray’ın harcamaları ile işçilerin, emeklilerin ve memurların maaşları arasındaki uçurum her geçen gün büyüyor. Bunun sorumluları, bugünkü iktidar ve yönetim anlayışıdır. İşçi ve emekçinin haklarını savunmak sadece sendika ve muhalefetin görevi değil. Tüm toplum bu konuda birleşmeli, işçi sınıfının haklarını savunma mücadelesi her geçen gün daha önemli hale geliyor” ifadelerini kullandı.