Tunç Soyer’den Basmane Çukuru takasına sert tepki

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Basmane Çukurundaki hisselerini devretmeyi planladığı takasa karşı İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer sert tepki gösterdi

Haber Giriş Tarihi: 25.09.2024 17:05
Haber Güncellenme Tarihi: 25.09.2024 17:05

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Konak Meydanı'ndaki ana hizmet binasının yeniden inşası karşılığında, Basmane Çukuru olarak bilinen alandaki hisselerini devretmeye yönelik bir takas planı gündemdeyken, İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer bu plana sert tepki gösterdi. Soyer, Basmane Çukuru'nun İzmir'in merkezinde yıllardır çözülemeyen bir sorun olduğunu belirterek, bu takasın kamu zararına yol açacağını ve İzmir için geri dönülemez sonuçlar doğuracağını vurguladı. Soyer, mevcut yönetimin daha önce başlatılan görüşmeleri sürdürmek yerine, takas yetkisi alarak büyük bir kamu arazisinin değerinin düşürüldüğünü ve İzmir’in kentsel altyapısı açısından ciddi sıkıntılara yol açacağını belirtti. Bu takasın gerçekleşmesi durumunda Basmane Çukuru sorununa bir de ‘Konak Çukuru’ sorununun eklenebileceğine dikkat çekerek, vatandaşın vergileriyle elde edilen bu değerli arazilerin kamu yararına kullanılması gerektiğinin altını çizdi.

ÇOK ÖNERİNİ SUNULDU TOPLANTI YAPILDI ANCAK SONUÇ ALINAMADI

Basmane Çukuru ’nun 27 yılı aşkın bir mazisi olduğunu dile getiren Soyer, “3 Temmuz 1997’de, kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile mülkiyeti belediyeye ait Basmane’deki arazi üzerinde kat karşılığı irtifak hakkı tesis edilmiştir. Yüklenicinin hak kazanacağı bölümlerin tamamının tapuları henüz hiçbir inşai faaliyet yapılmadan İBB tarafından yükleniciye devredilmiştir. Süreç içinde gerek yüklenicinin ortaklık yapısının değişmesi gerekse yargı kararlarıyla iptal edilen planlara bağlı gelişmeler nedeniyle belediyenin arsa payı yüzde 30’a çıkartılmış, böylece belediyenin 31 bin 200 metrekare bina ve ayrıca 8 bin 500 metrekare kapalı otopark olacak şekilde yapı inşaat alanına sahip olacağı kararlaştırılmış. Uzun yıllar içinde imar planlarını iptal eden Mahkeme kararlarında bilirkişiler, özetle şehrin merkezinde yer alan taşınmaz üzerinde bu kadar yoğun inşaat yapılmasının şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, imar mevzuatına ve kamu yararına aykırı olduğu yönünde görüş bildirmişler. (EK 1- İmar Planlarıyla İlgili Hukuki Süreçler) Bu değerlendirmeler ışığında, 2019 seçimlerinden sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak TMSF ile görüşmelere başlanmış ve şehrin merkezindeki bu yoğun yapılaşmadan vazgeçilerek sadece yeşil alan içerisinde bir belediye binasının yapılması amacıyla arsanın Belediye’ye iadesi için çok sayıda önerinin sunulduğu çok sayıda toplantı yapılmış ancak sonuç alınamamıştır. Bu durumda, belediyemiz tarafından sözleşmenin geriye doğru feshi davası açılmış ve 8,5 milyon dolar tutarında (yaklaşık 290 milyon TL) teminat mektubunun nakde döndürülerek Belediyemize ödenmesi talep edilmiştir” ifadelerini kullandı. 

BELEDİYE BAŞKANI GÖRÜŞMELERİ SÜRDÜRMEK YERİNE, TAKAS YETKİSİ ALDI

Daha önce konuyla ilgili birçok görüşmenin yapıldığını vurgulayan Soyer, “Söz konusu davayla, sadece temel çukuru açıp bunun dışında hiçbir inşai faaliyeti ve imalatı bulunmayan yüklenici tarafa kat irtifakı kurularak devredilen tapuların iptali istenmiş ve bilirkişiler tarafından da bu yönde olumlu görüş bildirilmiştir. Davanın açılmasından sonra TMSF ile tekrar görüşmelere başlanmış ve prensip olarak karşılıklı belirlenecek bir tazminat karşılığında tapuların Belediyeye iadesi konusunda görüş birliğine varılmıştır. (EK 2- TMSF Tarafından Hazırlanan Taslak Sözleşme) Tazminat ödemesinin 8 yıl gibi uzun bir süreye yayılmasını içeren taslak bir anlaşma TMSF tarafından gönderilmiş ve TMSF heyeti ile tazminat miktarının belirlenmesi için görüşmeler yapılması aşamasında Yerel seçimler olmuş ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı değişmiştir. Yeni Büyükşehir Belediye Başkanı yapılan görüşmeleri kaldığı yerden sürdürmek yerine, Belediye Meclisi’ne konuyu getirerek takas yetkisi almıştır. Bu takas, Belediye’nin Basmane’deki haklarıyla, eski belediye binası yerine tekrar inşasının maliyetinin takasıdır” diye aktardı.

TAKAS YETKİSİ UYGULANIRSA, TELAFİSİ OLMAYACAK BÜYÜK ZARARLAR YAŞANACAK

Takasın uygulamaya geçmesi halinde büyük zararlara yol açacağının altını çizen Soyer, “Takas yetkisi uygulamaya geçerse, telafisi mümkün olmayacak büyük kamu zararlarının ve büyük sorunların yaşanacağı açıktır. 1- Tapu iptal davası ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne geri dönme ihtimali çok yüksek olan ve İzmir’in merkezindeki 21 bin metrekareden büyük paha biçilemez değerdeki arsa, cüz’i bir bedel karşılığında elden çıkartılmış olacaktır. 2- Eski belediye binasının yerine yapılacak yeni belediye binasının arsası İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne aittir. Tapu iptal davası yok sayılsa dahi zaten Basmane’deki arsada belediyenin, anahtar teslim bitmiş, 31 bin 200 metrekare yapı 8 bin 500 metrekare otopark alanı hakkı mevcuttur. Başka bir ifade ile TMSF’nin 72 bin 800 metrekare inşaatı hak etmesi için 39 bin 700 metrekare inşaatı, anahtar teslimi yapması ve aynı arsanın da yüzde 30 arsa payını Belediyeye devretmesi gerekecektir” dedi.

BASMANE ÇUKURU PROBLEMİNİN YANINA KONAK ÇUKURU PROBLEMİ EKLENECEK

Paylaşımın devamında ise Soyer şu sözlere yer verdi: “Takasın gerçekleşmesi durumunda bu haklar kaybedilmiş olacak ve büyük bir kamu zararı doğacaktır. 3- Konak’ta eskisinden büyük bir belediye binası, Basmane’de 72 bin 800 metrekare inşaat yoğunluğu ile yapılacak binalar dikkate alındığında İzmir’in bu yapılaşmayı altyapı, yol ve trafik açısından karşılaması mümkün değildir. 4- Eğer Basmane’deki inşaat daha öncelerinde olduğu gibi Mahkeme kararları ile yapılmaz hale gelir ise. (EK-1) Bu takdirde. Yüklenici şirket, Konak’taki binanın da yapımını durdurma hakkına sahip olacak. Böylece Basmane Çukuru probleminin yanına bir de Konak Çukuru problemi eklenmiş olacaktır. CHP’nin içinden bir belediye başkanı, bu kadar aleni kamu zararına asla göz yummaz, vatandaşın vergileriyle sahip olunmuş bu kadar kıymetli bir gayrimenkulü şaibeye, peşkeşe, ranta teslim etmez. 15 yıllık görev süremde toplumcu, kamucu politikaları hayata geçirmek için nasıl çalıştıysam, ömrümün sonuna kadar da bu doğrultuda çabalayacağım. Bu açıklama benim İzmir ve İzmirliye olan gönül bağımdan ve partime karşı sorumluluğumdan. Hukukçu kimliğimle, İzmirlinin hakkına, hukukuna sonuna kadar sahip çıkıp partime karşı da görevimi eksiksiz yapacağımdan kimsenin kuşkusu olmasın. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin namuslu, ahlaklı, çalışkan bürokratları ve İzmir’in örgütlü sivil güçleri, 30 yıla yakın zamandır sürece vakıftır ve hiç kimse bir oldu-bittiyle yaratılacak kamu zararına seyirci kalmayacak, İzmirlilerin hakkını sonuna kadar koruyacak. Bu operasyonun narkozlu veya narkozsuz yapılması mümkün değil. İzmir’in gözbebeği bu kamu arazisinin göz göre göre elden çıkartılmasına asla izin verilmeyecek.”