Türkiye Pickleball Kurucu Başkanı Serap Yücesir, pickleball sporuna hem profesyonel hem de amatör olarak ilginin her geçen gün arttığını belirterek, pickleball’ın geleceğinin parlak olduğunu dile getirdi.
Pickleball; badminton, masa tenisi ve tenis sporlarının birleşimi olarak raket sporuna benzerliği ile biliniyor. Ekstrem spor olarak kayıtlara geçen pickleball, 1960’lı yıllarda icat edildi. Uluslararası düzeyde tanınırlığı artan bu spor ülkemizde gelişmeye devam ediyor. Türkiye Pickleball Kurucu Başkanı Serap Yücesir ile pickleball’un tarihsel serüvenini, gelişimini ve geleceğine dair tüm detayları konuştuk. Sporu sadece bir spor olarak görmeyen efsane basketbolculardan, eski milli basketbolcu Yücesir, toplumsal projelere imza atarak eğitimde fırsat eşitliğine yönelik önemli çalışmalara öncülük ediyor.
Pickleball sporunun tarihsel serüveninden kısaca bahseder misiniz?
Pickleball, aslında bir ekstrem spor olmanın ötesinde, herkesin kolaylıkla öğrenebileceği ve oynayabileceği bir oyun olarak biliniyor.1965 yılında Amerika’da, Joe Pritchard, Bill Bell ve Barney McCallum tarafından icat edilen Pickleball, başlangıçta çocuklar için bir oyun olarak tasarlanmıştı. Ancak, zamanla herkesin ilgisini çekmeye başladı, çünkü hem eğlenceli hem de az fiziksel zorlama ile keyifli bir spor dalı sundu. Temelde tenis, squash, masa tenisi ve badminton gibi sporlardan izler taşıyan güçlü olanın değil stratejik oynayanın başarılı olduğu harika bir spor branşıdır.
Pickleball, Türkiye’de henüz yeni bir spor dalı, bu sporun Türkiye’ye gelmesiyle ilgili nasıl bir strateji izlediniz?
Türkiye’de Pickleball’un tanıtımına, sporun eğlenceli ve hızlı öğrenilebilen yapısından faydalanarak başladık. Bu sporun, her yaş grubundan insanı kendine çekebileceğini düşündük. Dernek olarak öncelikle eğitim programları düzenledik ve şehirlerdeki farklı kulüplerle iş birliği yaparak altyapıyı güçlendirmeye odaklandık. Ayrıca, sosyal medya ve dijital platformlar üzerinden büyük bir tanıtım kampanyası başlattık. Sporu, daha fazla kişiye ulaştırmak için halkla ilişkiler çalışmaları da yürüttük.
Türkiye’de Pickleball’un tohumlarını atarak ekstrem sporun gelişimine nasıl öncülük ettiniz?
Pickleball’un sadece bir spor olarak değil, aynı zamanda toplumun çeşitli kesimleri için fırsat eşitliği yaratma, sağlıklı yaşamı teşvik etme ve sosyal bütünleşmeyi güçlendirme anlamında ne denli önemli bir araç olduğunu vurgulamak istiyoruz. Şu ana kadar yürüttüğümüz projelerin ve planladığımız gelecekteki çalışmaların detaylarını aktarmak, sporun gelişimi ve yaygınlaştırılması noktasında attığımız adımları kamuoyu ile paylaşmayı hedefliyoruz.
Pickleball’un popülerliği, diğer geleneksel sporlarla karşılaştırıldığında nasıl bir eğilim gösteriyor?
Pickleball, dünya genelinde hızla büyüyen bir spor… Özellikle yaşlı bireyler için daha az risk taşıyan, keyifli bir alternatif sunduğu için popülaritesi artıyor. Türkiye’de de benzer bir eğilim var. İnsanlar, spor yaparken eğlenmeyi ve sağlıklı kalmayı ön planda tutuyorlar. Bu yüzden tenis gibi daha geleneksel sporlara göre daha düşük fiziksel zorlanma ile kolayca öğrenilebilen bir alternatif olarak öne çıkıyor. Ayrıca, Pickleball’un sosyal bir yönü de var. Çiftler halinde veya küçük gruplarla oynanabilmesi, sporun insanlar arasındaki bağları güçlendiren bir özellik taşıyor.
Türkiye’de Pickleball’un geleceği hakkında ne gibi hedefleriniz var?
Türkiye Pickleball Derneği olarak hedefimiz, bu sporu Türkiye’nin dört bir yanına yaymak. Kısa vadede, kulüp sayısını artırmak, eğitimler ve turnuvalar düzenlemek istiyoruz. Uzun vadede ise, Pickleball’un daha profesyonel seviyelere taşınması ve Türkiye’nin uluslararası Pickleball organizasyonlarında daha fazla yer alması için çalışacağız. Ayrıca, sporu gençler arasında yaygınlaştırarak, pickleball’un Türkiye’de gelecekte önemli bir spor dalı olmasını sağlamak istiyoruz.
Pickleball, Türkiye’de diğer sporlara göre daha az biliniyor. Bu spora ilgi çekmek için neler yapıyorsunuz?
Pickleball’a olan ilgiyi artırmak için farklı stratejiler uyguluyoruz. Okullarda yapılan tanıtımlar, sosyal medya kampanyaları, düzenlediğimiz etkinlikler ve turnuvalar bunların başında geliyor. Bu sayede sporu tanımayan bir kitlenin de ilgisini çekiyoruz. Ayrıca, Pickleball’un fiziksel olarak daha az zorlayıcı bir spor olması, yaş grubu gözetmeksizin herkesin bu spora ilgi duymasını sağlıyor.
Pickleball’un gelecekte Türkiye’de nasıl bir yer edineceğini düşünüyorsunuz?
Türkiye’de Pickleball’un geleceği oldukça parlak görünüyor. Hem profesyonel hem de amatör anlamda bu spora olan ilgi her geçen yıl artıyor. Özellikle spor salonları, belediyeler ve kulüplerin bu sporu desteklemesi ile daha fazla kişiye ulaşmayı hedefliyoruz. Pickleball’un Türkiye’nin önemli spor dallarından biri olacağına inanıyoruz. Deprem Bölgeleri ve Doğu-Güneydoğu Bölgelerinde, sporu tanıtmak, eğitim vermek ve toplumsal farkındalık oluşturmak için çeşitli eğitimler ve etkinlikler düzenledik. Ülkemizde 81 ilde eğitmenler yetiştirdik, okullarda, belediyelerde, gençlik merkezlerinde, kulüplerde ve sosyal alanlarda pickleball oyunlarını yaygınlaştırdık. Ayrıca yerel turnuvalar düzenleyerek sporu daha geniş kitlelere tanıttık. Kadınların sporla toplumda saygın bir yer edinmesi için özellikle kadınların sporla toplumsal yaşamdaki yerlerini güçlendirmek için çeşitli projeler yürütüyoruz. Kadın sporcuları destekleyerek, spora olan ilgilerini artırmaya çalışıyoruz. Dezavantajlı bireylerin sosyal katılımı sağlamak için toplumsal yaşama katılabilmesi ve spor aracılığıyla sosyalleşebilmesi için önemli projeler hayata geçiriyoruz. Yaşlı bireylerin sosyal yaşamlarını desteğini sağlamaya yönelik yaşlı bireylerin yaşam bağlarını güçlendirmek ve onları spor aracılığıyla daha aktif bir yaşam sürmeye teşvik etmek için programlar düzenliyoruz.
Pickleball’un Fırsat Eşitliği Felsefesine dair neler söylemek istersiniz?
Pickleball, ulaşılabilir bir spor branşıdır. Ülkemizde bir file ve 4 raketle her okulu spor tesisi haline getirebiliriz. Bunun için okullarda, huzur evlerinde, belediyelerde, parklarda vb. Herkesin katılabileceği bir spor alanı oluşturmak, bu alan içinde bireylerin spor yapması yanı sıra sosyalleşmesine de katkı sağlamak için çalışmalar yürütüyoruz. Bu nedenle, toplumsal cinsiyet, yaş, engel durumu gibi farklar gözetmeksizin her birey için bir fırsat yaratma potansiyeline uygun olması için hassasiyetle çalışıyoruz. Sporu, toplumun her kesimi için erişilebilir kılmak, her yaş grubundan insanı spora dahil etmek, sağlıklı yaşamı teşvik etmek amacıyla çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Pickleball’a dair bir mesajınız var mı?
Amacımız, Pickleball’u Türkiye’nin her köşesinde yaygınlaştırmak ve bu sporu sadece bir spor olarak değil, toplumsal bütünleşmeyi, sağlık bilincini, sosyal sorumluluğu ve fırsat eşitliğini teşvik eden bir araç olarak sunmaktır. Sporu tanıtma noktasındaki bu çabalarımızı daha da ileriye taşımak ve daha geniş kitlelere ulaşabilmek için her şehirde eğitimler ve etkinlikler yapıyoruz. Şimdiye kadar kadar 78 ilde eğitim verip 1.300’den fazla okulda, 30’dan fazla belediyede, 20’den fazla gençlik spor il ilçe müdürlüklerinde, 20’den fazla cezaevinde 200’den fazla kulüpte çalışmalar yaptık. Pickleball, dünyanın dört bir yanında her yaştan bireyin olduğu amatör ve profesyonel seviyelerde oynayan oyuncuların ülkemizde turnuvalara katıldığı bir spor haline geldi.