Türkiye Cumhuriyeti'nin kara gecelerinden biri olarak bilinen 6-7 Eylül olayları, İstanbul'da ikamet eden Rum vatadandaşlara yönelik sistematik ve organize bir saldırı olarak resmi kayıtlarda geçmektedir. Düzenlenen saldırıların ardından dükkanlar, evler ve ibadet yerleri yağmanlanmıştı. Peki saldırıların ortasında kalan "futbolun ordinaryüsü olan "Ver Lefter'e- yaz deftere" tekerlemesi ile zikredilen Lefter Küçükandonyadis, o kara geceyi nasıl anlatıyor? Sizler için derledik...
TÜRKİYE'NİN KARA GECESİ
Tarihte takvim yaprakları 5 Eylül'ü gösterdiğinde basında çıkan ve Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün Selanik, Yunanistan'daki doğduğu evin bombalandığını iddia eden yalan haberlerle ortalık karışmıştı. Mustafa Kemal Atatürk'ün evinin bombalandığı haberleri yayılınca vatandaşları panik havası sarmıştı. Bu durumdan öfkelenen insanlar, esnafı ve çevresindeki kişileri kışkırtarak sokağa döküldü. 6-7 Eylül olaylarının ardından Türk konsolosluk yetkilisi, bombayı olayları kışkırtmak için kurguladıklarını itiraf etmişti. Türk basını ise bu olayları inkar ederek olayın gerçek olduğunu iddia etti. Atamızın evi bombalandı manşetiyle galeyana gelen halk akın akın ellerinde balta ve sopalarla sokağa hareket etti.
6-7 Eylül olaylarında ilk saldırı 19.00'da Şişli'deki Haylayf Pastanesi'ne olduktan sonra kalabalık olan öfkeli kitle Kumkapı, Samatya, Yedikule, Beyoğlu'na gayrimüslimlerin toplu olarak yaşadığı birçok semtte önce Rumların, ardından da Ermeni, Yahudi ve hatta yanlışlıkla bazı Türklerin dükkânlarına saldırarak yağmaladı. 7 Eylül'e kadar devam eden saldırılarda gayrimüslimlerin ibadet merkezleri olan kilise ve havralar ateşe verilerek tahrip edildi, dükkanlar yağmalandı ve hunharca insanlar şiddete maruz kaldı.
6-7 Eylül olaylarından sonra Türk futbolunun ordinaryusu Küçükandonyadis, "Onbeş gün önce gol attığımda omuzlardaydım. O gün ise kayalar ve boya tenekeleriyle karşılaştım. En kötüsü harçlık verdiğim çocuklar evime saldırdı. Çok sordular kim yaptı diye, ama o gün de söylemedim, bugün de söylemeyeceğim" ifadelerini kullanmıştı. Türk futbolunun efsanesi Lefter, vefatından önce verdiği demeçte "Kim yaptı" sorusunun kendisine defalarca sorulduğunu aktarmıştı. Lefter adına çekilen belgeselde ünlü futbolcu, "Sabaha dek elde silah kapıda bekledim" şeklinde konuşmuştu.
Lefter Küçükandonyadis (22 Aralık 1925, Büyükada, İstanbul - 13 Ocak 2012, İstanbul), forvet mevkinde forma giydi. Rum asıllı olan Lefter, futbolculuk kariyerinden sonra antrenörlük görevinde bulundu. Rumcada özgür anlamına gelen adı Elefteri, kısaca Lefter olarak bilinmektedir. Lefter, ordinaryus lakabıyla anılmaktadır. Lefter, Varlık Vergisi yasası yürürlüğe girdiğinde henüz 17 yaşındaydı. Vergiyi ödeyemeyenler toplama kamplarına gönderildi. Lefter Küçükandonyadis'in babası yoksul olduğu için sürgüne gitmedi. Lefter'in bütün akrabaları Türkiye'yi terk etmek zorunda kaldı.
Lefter, Fenerbahçe Spor Kulübü'nün ve Türk Futbol tarihinin sembol isimlerinden biri olmuştur. Fenerbahçe ile İstanbul Futbol Ligleri'nde toplam 3, Millî Küme'de 1 ve Süper Lig'de 3 kez olmak üzere Türkiye Şampiyonaları'nda toplam 4 kez şampiyonluğu yaşadı. Lefter, 3 Ekim 1951'de 17.500 liralık transfer ücretiyle İtalya'nın Fiorentina takımına transfer oldu.
Kısa bir süre Fransa'nın OGC Nice takımında forma giyen Lefter, 1953-1954 sezonundan tekrardan Fenerbahçe'de forma terletti. İstanbul Ligi'nde gol kralı olan Lefter, 1964'e kadar toplamda 17 yıl giydiği Fenerbahçe forması altında 400'ün üzerinde gol atarak tarihi bir rekora imza attı.
LEFTER KÜÇÜKANDONYADİS FUTBOLCU KARİYERİ:
1938-1943 - Taksim
1947-1951 - Fenerbahçe
1951-1952 - Fiorentina
1952-1953 - Nice
1953-1964 - Fenerbahçe
1964 - AEK
1967-1968 - Boluspor
LEFTER KÜÇÜKANDONYADİS'İN ANTRENÖRLÜK KARİYERİ:
1965 - Egaleo
1965-1966 - SuperSport United
1966-1967 - Feriköy
1967 - Mersin İdman Yurdu
1967-1968 - Boluspor
1970 - Samsunspor
1970-1971 - Sivasspor
1971 - Galata
1972 - Samsunspor
1972-1973 - Orduspor .