Bireysel silahlanmanın iç yüzü ve tehlikeleri

Türkiye’de silah almak neden bu kadar kolay? Silahları kim, nereden ve nasıl temin ediyor? Bireysel silahlanmanın topluma olan zararları nedir? Uzmanlar anlatıyor

Haber Giriş Tarihi: 29.10.2024 13:42
Haber Güncellenme Tarihi: 29.10.2024 13:42

Toplumda hızla artan şiddet vakalarında bireysel silahlanmanın payı olduğunu söyleyen Avukat Mehmet Kaan Kara, kendi adaletini sağlayacaklarını düşünen kişilerin bu arayışla hukuk devletinin ilkelerini hiçe saydığını anlattı. Türkiye’deki ruhsatsız silah yoğunluğunun silaha erişimin ne kadar kolay olduğunu gözler önüne serdiğini ifade eden Kara, silahlanmanın hukuksal boyutlarını değerlendirdi.

Bireyin silahlanmasıyla devletin silahlanması arasında büyük fark olduğuna dikkat çeken Avukat Kara, kanunlara göre bireysel silahların tanımını yaptı. Bireylerin en çok kullandığı silahlar hakkında da bilgiler veren Avukat Kara, “Bireysel silahlanma, devletlerin birbirlerine karşı silahlanması durumundan oldukça farklı olmak suretiyle tamamen birey ekseninde var olan bir kavramdır. Kısaca ifade etmek gerekirse sivillerin herhangi bir ideolojik düşünce sistemi ile hareket etmeksizin psikolojik, toplumsal ve kültürel nedenlerle bireysel olarak silah bulundurması ve onlarla kendisini donatmasını ifade eder. Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre silahlar; ateşli silâhlar, patlayıcı maddeler, saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler, yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler olduğu anlaşılır. Bu tanımdan yola çıkarak ateşli silah, bıçak ve delici aletlerin en çok kullanılan bireysel silahlar olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

SİLAHLANMA, HUKUK DEVLETİNİ HİÇE SAYIYOR

Bireylerin silah kullanımını kendi adaletini arama veya töre gibi geleneklerle meşrulaştırmaya çalıştığını ifade eden Kara, bireylerin bu şekilde davranarak hukuk devletinin hiçe sayıldığını söyledi. Vatandaşların bir kolluk kuvvetiymiş gibi hareket etmesinin topluma zarar verdiğini aktaran Avukat Kara, “Bireysel silahlanma şiddet ve korku ikilisinin başında yer alarak yaşam hakkı ve kişi güvenliği üzerinde ciddi bir tehlike unsuru olarak var olmaktadır. Bu sadece Türkiye için değil, tüm dünya ülkeleri için önemli bir sorun teşkil etmektedir. Örneğin gelişmekte olan ülkemizde, bireyler hukukun ve kolluk kuvvetlerinin etkisiz kaldığını düşünerek silah taşımayı meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Kan davası, namus, töre gibi nedenlerle Hukuk Devleti İlkesini hiçe sayarak diğerleri için öngördüğü cezalarla ‘adaleti’ ve böylece toplum düzenini sağladığını iddia etmektedir. Kendini, daha da önemlisi toplumu ‘zorunlu cehalete’ mahkûm etmektedir. Kimi zaman ise sevincini, fanatizmini ve kutlamasını silahlardan attığı kurşunlarla insanların ‘güven içinde özgürce yaşama’ haklarını gasp ederek göstermektedir” ifadelerinde bulundu.

25 MİLYON BİREYSEL SİLAH VAR

Yapılan araştırmalar üzerinden silahlanma arttıkça suçların da arttığının altını çizen Kara, herkesin kendi açısından silah bulundurmak için haklı olduğunu düşündüğü bir sebep bulduğuna değindi. İçişleri Bakanlığı verileri üzerinden çoğu ruhsatsız olmak üzere ülkede 25 milyon civarı silah olduğunu söyleyen Avukat Kara; “Ülkemizde şiddet günden güne artmaktadır. Bunun en temel sebeplerinden biri de bireysel silahlanmadır. Silahlanma ne kadar artarsa bu silahların kullanımı da o derece artar. Türkiye’de son 10 yılda ruhsatlı veya ruhsatsız silah sayısı en az 10 kart arttı. Umut Vakfının hazırlamış olduğu ‘Türkiye’de Silahlı Şiddet Haritası-2018’ raporuna göre, günde 6 kişi, yılda 2 bin 187 kişi bireysel silahlanma sebebiyle hayatını kaybederken, birçoğu ağır olmak üzere, 3 bin 529 kişi yaralandı. İçişleri Bakanlığı’nın 2017 Mayıs verilerine göre ise, 2016 yılının sonu itibari ile ruhsatlı tabanca sayısının 308 bin 296’sı sivil vatandaşa ait olmak üzere toplamda 692 bin 921 ruhsatlı tabanca olduğunu açıkladı. Yine İçişleri Bakanlığı, sadece 2018 yılı içerisinde, toplamda 77 bin 185 silah ruhsatı verildiğini açıklamıştır. Ayrıca yüzde 85’i ruhsatsız olmak üzere toplamda 25 milyon civarı bireysel silah bulunmaktadır.  Yine Bakırköy Psikiyatrik Tedavi ve Araştırma Merkezi’nin (BAPAM) yaptığı bir araştırmanın sonucunda Türkiye’de 120 bin silah bağımlısı olduğu söylenmiş ve uzmanların görüşleri alındığında, silah bağımlısı olan insanların normal insanlara göre dokuz kat fazla intihar ve beş kat fazla adam öldürme riskleri olduğu belirtilmiştir” şeklinde konuştu.

İNTERNETTEN SİLAH SATIŞI

Silaha erişimin kolaylığına ve bunun toplum tarafından normalleştirilmediğine dikkat çeken Kara, bazı silahların internetten bile alınabildiğini söyledi. Devletin gerçekleştirdiği denetimin yetersiz olduğunu da söyleyen Avukat Kara, “Silah ruhsatı verme tasarrufunda olan idare, bu yetkisini geniş kullanarak; adli sicil kaydı olmayan ve sağlık kurulu raporu alan 21 yaş üzerindeki kişilere ‘meşru gerekçeler’ bulunmasa dahi silah ruhsatı vermektedir. Toplumda silah bulunduran insanların sayısındaki artış; ülkeden ülkeye değişiklik göstermekle birlikte, Türkiye’de işlenen birçok suçun artmasına neden olmuştur. Ayrıca ruhsatsız silahların kolay temin edildiği hatta ruhsatsız silahların internetteki bazı satış firmaları aracılığıyla kargo yolu ile bile satın alındığı; yetişkinler dışında çocukların da bu ruhsatsız silahları edinerek eğitim gördükleri kurumlara bu silahlarla gittikleri bilinen bir gerçektir. Devletin bu sorun karşısındaki kontrol ve denetim gücü ise oldukça yetersizdir. Bireysel silahlanmanın normalleştirilmesi, meydana gelen şiddet eylemlerinin toplum tarafından alışkanlık haline gelmesine, bunun bir toplum geleneğine dönüşmesine ve sadece bugünün değil sonraki nesillerin de güvenli ve huzurlu bir gelecek kuramamasına neden olacaktır.  Kısacası karşılaştığımız tablo oldukça vahim ve korkutucudur” dedi.

HAVAYA ATEŞ AÇMAK: OLASI KAST

Silah ruhsat alımını zorlaştırmak ve silahın kullanımı durumunda verilen cezalarda düzenlemeler yapılması ile bireysel silahın yarattığı sorunların önüne geçilmeye yönelik adımlar atıldığını belirten Kara, “Türkiye’de yasal düzenlemelerle beraber silah ruhsatı almak bir ölçüde zorlaştırıldı, ancak uygulamada bu ne yazık ki yapılması gerektiği gibi yapılmıyor. Bunun gerçekleştirilebilmesi için her şeyden önce silah bulundurmanın zorlaştırılması gerekiyor. Ancak o zaman kolluk kuvvetleri de gerekli şekilde müdahale edebilirler. 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu ile bireysel silahlarla işlenen cezalarda belli artırımlara gidildi.  Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması başlığı altında madde 170’i düzenlenmiş ve kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda; silâhla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan kişiler için altı aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Bunun yanı sıra ruhsatlı da olsa, silahla havaya ateş açmaya ceza getirildi. Maçlardan sonra, asker uğurlamaları ve düğün gibi eğlenceler esnasında havaya ateş açmak ‘olası kast’ olarak kabul edilmiştir ve kimse yaralanmasa, zarar görmese dahi havaya ateş açma için öngörülmüş 6 aylık bir ceza süresi mevcut. Zarar gören olursa, Türk Ceza Kanunu madde 81 ve 86 uyarınca kasten adam öldürme veya yaralamadan bu ceza artırılıyor. Eğer kasten öldürme suçu nitelik bir hal teşkil ediyorsa yani tasarlayarak, kan gütme saiki ya da töre saiki vb. gibi sebeplerden dolayı gerçekleştirilmişse Türk Ceza Kanunu madde 82 uyarınca kişi, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır” diye konuştu.

ÖZENDİRİCİLİĞİ ENGELLEMELİYİZ

Bireylerin silah kullanımına özenmesinde medya içeriklerinin önemine dikkat çeken Kara, devletin dizi, film ve televizyon programlarını denetlemesi gerektiğini dile getirdi. Silahsızlanma konusunda eğitimler verilmesi gerektiğini vurgulayan Avukat Kara, “Toplumun huzur ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olan devlet, şiddet eğilimini ve bunun aracı olan silah kullanımını ortadan kaldıracak ya da en aza indirecek tedbirleri almalıdır. Bireysel silahsızlanma için bakanlıklar ya da diğer kurum ve kuruluşlar aracılığıyla eğitim programları ve stratejiler belirlemelidir. Ayrıca ruhsatlı ya da ruhsatsız silah edinmeyi zorlaştıracak, caydıracak düzenlemeler yapmalı ve bununla ilgili eğitim ve denetim mekanizmasını devreye sokmalıdır. İnternetten satış gibi işlemleri engellenmelidir. Televizyon programları, dizi, film, reklam gibi medya içeriklerinin silah kullanmaya teşvik edici yayınlarıyla ilgili daha ciddi tedbirler almalı ve denetlemelidir. Bireysel silahsızlanmaya yönelik programlar yapılmalıdır. Siyasiler, sanatçılar, bilim insanları ve toplumda söz sahibi diğer kişiler silahsızlanma programlarına dahil edilmelidir. Ulusal ya da uluslararası silah ticaretinin denetiminin arttırılmalı ve suça karışanlarla ilgili etkin soruşturmalar yapılmalıdır” şeklinde konuştu.

RUHSAT KONUSUNDA TİTİZ DAVRANILMALI

Bireysel silahlanma için yasa ve uygulamalarda düzenleme yapılması gerektiğini söyleyen Kara, konu hakkında kanun ve uygulama önerilerinde bulundu. Silah ruhsatı alım yaşının yükseltilmesi gerektiğini ve alkollü mekanlara girişte güvenlik önlemlerinin arttırılması gerektiğini dile getiren Avukat Kara, açıklamalarını şu sözler ile bitirdi:

“Mevcut yasal düzenlemeler etkin bir şekilde uygulanmamaktadır. Dolayısıyla bireysel silahlanmayı teşvik etmektedir. Ayrıca ruhsatsız silah bulundurma suçu ile silahın araç olarak kullanıldığı suçların cezası caydırıcı nitelikte değildir. Bu suçların hapis ve para cezaları yasal değişikliklerle caydırıcı seviyeye çekilmelidir. Alkollü eğlence mekanlarının denetimleri sıklaştırılmalı ve eğlence mekanlarına silah ile giriş yasaklanmalıdır. Ayrıca işletmecilerin işletme girişlerinin kontrolünü sıkı hale getirmesi, her alkollü mekanın girişine X-Ray cihazı konulması zorunluluk haline gelmelidir. Yine eğlence mekanlarında silahların konulacağı kasaların işyeri açma ruhsatıyla birlikte zorunlu hale getirilmesi, kolluk görevlilerinin görev saatleri dışında eğlence mekanlarına silahları ile girişlerinin yasaklanması, kentin işlek caddeleri ve ana arterleri boyunca trafik denetimlerinin arttırılması gerekmektedir. Silahla işlenen suçlarda cezaların yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Bireysel silahlanmanın boyutu hakkında sivil toplum kuruluşlarıyla beraber geniş çaplı araştırmalar yapılmalı ve gerektiğinde vatandaşlara bireysel silahsızlanma için eğitim ve seminerler verilmelidir. 21 olan ruhsat alım yaşı daha ileri yaşlara çekilmelidir. Taşıma ve bulundurma ruhsatı alımları zorlaştırılmalı ve 5 yıl olan ruhsat geçerlilik süresi kısaltılmalıdır.  5729 sayılı Ses ve Gaz Fişeği Atabilen Silahlar Hakkındaki Kanuna bu silahları kullanabileceğine dair bir eğitim programından geçmenin ve sertifika almanın gerekli olduğuna dair bir madde eklenmelidir. Bununla birlikte silahla ilgili düzenlenmiş ve düzenlenecek olan tüm kanunlarda silah taşıma ve bulundurma ruhsatı almak isteyen kişilerin kapsamlı bir psikiyatrik muayeneden geçmesi koşulu yer almalıdır.”