Kişinin, kötü ekonomik şartlarda olmasına rağmen alışveriş ve tüketim alışlanlığından kurtulamayaşını ifade eden bir terim olan Doom Spending sendromu, kişiyi mantık olarak durdurması beklenirken çok daha büyük bir harcama eyleminin içerisine sürüklüyor. Yakın bir tarihte literatüre girdiğini gördüğümüz bu kavramın ortaya çıkışında influencerlık gibi pazarlama taktiklerinin büyük etkisi bulunuyor. Peki kişiyi karşı koyulamaz tüketim alışkanlığının içerisine sürükleyen Doom Spending sendromu nedir? İşte detaylar…
DOOM SPENDİNG SENDROMU NEDİR?Doom Spending sendromu, belirsizlik, kaygı ve endişe dönemlerinde insanların kontrolsüzce para harcama eğiliminde olduğu bir davranış biçimi olarak karşımıza çıkar. “Doom” kelimesi felaket veya son anlamına gelir ve bu sendrom, bireylerin gelecekte yaşanabilecek olumsuzluklar karşısında anlık rahatlama sağlamak amacıyla aşırı harcama yapmaları olarak açıklanır. Bu durumun özellikle ekonomik krizler, pandemi gibi küresel sorunlar ya da kişisel psikolojik ve çeşitli sıkıntılar sırasında ortaya çıktığı görülür.
DOOM SPENDİNG SENDROMU NASIL ORTAYA ÇIKTI?Doom Spending genellikle ekonomik, politik veya kişisel kriz dönemlerinde, kişinin geleceğe dair belirsizlik ve kaygı hissinin arttığını hissettiği durumlarda tetiklenir. Örneğin pandemi sürecinde veya bir ekonomik kriz sırasında insanlar, ne olacağını bilemedikleri için streslerini alışveriş yaparak kontrol altına almaya çalışır.
Kişiler, bu süreçte kaygılarını hafifletmek için anlık olarak kendilerini mutlu eden şeylere yönelmeyi tercih ederler. Ve bu, genellikle lüks veya ihtiyaç dışı harcamalarla olur. Harcama, kişide geçici bir rahatlama sağladığı gibi uzun vadede pişmanlık yaşamasına veya finansal anlamda sıkıntıya girmesine neden olur.
Sosyal medya ve dijital alışveriş platformları, insanları sürekli olarak yeni ürünler ve deneyimlerle karşı karşıya getirir ve onları tüketime teşvik eder. Bu durum, kişinin özellikle stresli dönemlerinde daha fazla harcama yapma isteği duymasına neden olur.
‘Bu ekonomide istesem de birikim yapamaycağım, paranın bir kıymeti kalmadı’ düşüncesiyle kişiler kazandıkları tüm parayı gerekli gereksiz harcamalar yaparak harcama eğilimi gösterirler. Doom Spending sendromunun belirtilerine göz atacak olursak…
Kişi, ihtiyaçlarına yönelik değil, sadece kendini iyi hissetmek için alışveriş yapar. Bu alışverişler genellikle plansız ve gereksiz harcamaları içerir.
Harcama sırasında kişi kendini iyi hisseder ancak bu his kısa süre sonra yok olur. Ardından pişmanlık veya suçluluk duygusu ortaya çıkar.
Kişi, stresini azaltmak için sık sık kendini ödüllendirme yoluna gider. "Zor zamanlar geçiriyorum, bunu hak ediyorum" gibi düşüncelerle gereksiz harcamalar yapar.
Kişiler, gelecekteki ekonomik durumlarına veya finansal sorumluluklarına karşı kayıtsız hale gelirler. "Zaten her şey kötüye gidiyor, bu yüzden harcayabilirim" düşüncesi baskındır.
DOOM SPENDİNG SENDROMUNUN NEDENLERİBelirsiz dönemler, kişilerin anksiyetesinin artmasına neden olur ve kişi bu stresi yönetmenin yollarından biri olarak alışveriş yapmayı tercih eder. Alışveriş bir kaçış mekanizması olarak kullanılır.
Modern toplum, kişiyi tüketime yönlendirir. Sosyal medya, reklamlar ve dijital platformlar, kişilerin sürekli olarak daha fazla tüketmesini teşvik eder. Bu durum, stresli dönemlerde daha da belirgin hale gelir.
Kişiler, bütçe yönetimi ve uzun vadeli finansal planlama konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıklarında, kriz dönemlerinde daha kontrolsüz harcama yapma eğilimi gösterirler.