Duygusal şişmanlığa dikkat

Diyetisyen Derya Zünbülcan, son yıllarda Türkiye’de obez sayısının artmasının duygusal şişmanlıktan kaynaklandığını söyleyerek “Duygusal açlık dönemlerinde yeme sınırı yoktur” açıklamasında bulundu

Haber Giriş Tarihi: 30.04.50492 00:16
Haber Güncellenme Tarihi: 30.04.50492 00:16
ilksesgazetesi.com
E. ÇAĞLA GENİŞ Diyetisyen Derya Zünbülcan, son yıllarda Türkiye’de obez sayısının artmasının, duygusal şişmanlıktan kaynaklandığını söyledi. Duygusal açlık veya duygusal şişmanlık, fizyolojik açlıktan oldukça farklı olduğuna dikkat çeken Zünbülcan, bu konuda yapılması gerekenleri sıraladı. Hem kadınları hem de erkekleri etkileyen duygusal açlığın özelikle hormonal ve psikolojik değişimlerin yaşandığı dönemlerde ortaya çıktığını ifade eden Zünbülcan, “Duygusal açlık dönemlerinde yeme sınırı yoktur. Adeta bir boşluğu doldurmak istercesine çikolata, pasta, hamburger gibi yüksek kalorili besin tüketimi vardır. Kişi yemek yedikçe problemin çözüleceğine veya üzerinin örtüleceğine inandığı için duygusal yeme dönemlerinden kilo alınarak çıkılır” ifadelerini kullandı. NEDENLERİ BULUNMALI Fizyolojik ve duygusal açlık arasında farka değinen Zünbülcan, “Fizyolojik açlık, bedenin ihtiyacı olan kalori ve besin ihtiyacıdır. Duygusal açlık, kalbin ve ruhun sıkıntısından karnın doyma sesinin duyulmadığı bir açlıktır. Günümüzde hem kadınları hem erkekleri derinden etkileyen duygusal açlık, özellikle hormonal ve psikolojik açıdan çeşitli değişimlerin yaşandığı dönemlerde ortaya çıkar. Duygusal açlık dönemlerinde yeme sınırı yoktur. Adeta bir boşluğu doldurmak istercesine çikolata, pasta, hamburger gibi yüksek kalorili besin tüketimi vardır. Keyif veya mutluluk bulma amacıyla oturulan sofralardan, genelde alınan yüksek kalorilerin vicdan azabıyla kalkılır. Kişi yemek yedikçe problemin çözüleceğine veya üzerinin örtüleceğine inandığı için duygusal yeme dönemlerinden kilo alınarak çıkılır. Bu durumda yeme krizlerinin nedenleri bulunmalı ve çözüm sürecine gidilmelidir” dedi. STRESLİ DÖNEMLERE DİKKAT Stres anında kortizol adı verilen hormonun fazlaca salındığına dikkat çeken Zünbülcan, “Kortizol metabolizmayı yavaşlatır, besin alımını arttırır. Bu nedenle stresli dönemlerde duygusal şişmanlıkla karşılaşılır. Aç değilken besin tüketimi, gizlice ve hızlı bir şekilde yemek yeme eğilimi, kızgınken öfkeli bir şekilde besin tüketimi, yedikçe sakinleşme durumu varsa duygusal açlıktan bahsedilebilir. Duygusal açlık, kısır döngünün başlangıcıdır. Kişi mutsuz oldukça yer, yedikçe mutsuz olur. Başta sadece mutsuz oturulan sofradan, kilolu ve mutsuz kalkılır. Bu durum insülin direnci, reaktif hipoglisemi, tip 2 diyabet, yüksek tansiyon ve depresyon için önemli bir risk faktörüdür” şeklinde konuştu. NOT EDİN Başa çıkmak için öncelikle fiziksel mi yoksa duygusal mı aç olunduğunun tespit edilmesi gerektiğini belirten Derya Zünbülcan, “Kendinize, ‘Gerçekten aç mıyım?’ diye sorun ve bedeninizin cevabını içten bir şekilde dinleyin. Aldığınız cevap eğer, ‘Aç değilim ama yine de yemek istiyorum’ ise duygusal yeme probleminizin nedenini bulmaya çalışın. Hangi besinlere yöneldiğinizi tespit edebilmek için yediklerinizi, saatleri ve besini tükettiğiniz andaki hislerinizle birlikte not edin. Yediğiniz şeyleri kaydetmek, daha kontrollü yemenizi sağlayacaktır. Hızlı zayıflamak adına bilinçsize uygulanan düşük kalorili diyet programları kişiyi gece yeme ataklarıyla birlikte duygusal açlığa itebilir. Bu sebeple bunlardan da uzak durulması gerekiyor. Özellikle buzdolabının düzenli olması gerekiyor. Poğaça, börek, pasta gibi aşırı yağlı ve kalorili besinler yerine süt, yoğurt ve taze mevsim meyveleri bulundurulmalı” şeklinde konuştu.