İstanbul'da özel bir şirkette elektrik mühendisi olarak görev yapan 46 yaşındaki Özlem Gündüz, hafta sonunu ise çok sevdiği hobisine ayırıyor. Doğal taş kullanarak kolye, bileklik ve ev süsü ürünler yapan Gündüz, el emeği göz nuru parçalarını Akçakoca'da kurulan Tarihi Mahalle Pazarı'nda satışa sunuyor. Gündüz'ün birbirinden güzel ürünleri ise vatandaşların beğenisini topluyor.
"Kadın girişiminde yer almayı tercih ettim"
Mühendislik mesleğini severek yaptığını ancak motivasyon bulabilmek için hobisinin peşinden gittiğini ifade eden Özlem Gündüz, "Mühendisliğin oluşturduğu iş sıkıntısı, mesleğimi çok sevdiğim halde beni yanında bir şeyler yapmaya teşvik etti. 3 yaşından beri örgü örmeyi bilen, kanaviçe işleyebilen, bunları annemden öğrenebilen bir insandım. 2000 yılının başlarında 'Mühendisliğin yanında başka ne yapabilirim?' dedim ve ben bir hobiyi daima böyle çoğaltmayı severim. Sevdiğim insanlarında bunu beğenmesi, çok hoşuma gitti teşvik edici oldu ve sürdürdüm. Sürdürdükçe çoğalttım. 7 sene önce kadın girişimciliğinde yer almayı tercih ettim. Hafta içi İstanbul’da mühendislik yapıyorum. Hafta sonu Akçakoca’ya gelip yaptığım ürünleri heyecan ile sergiliyorum" dedi.
"İnsanlar buradaki enerjiyi sevdiler"
Gazoz kapakları gibi çeşitli kapaklardan duvar süsü de üretmeye başladığını belirten Gürbüz, "İlk zamanlar insanlar biraz değişik buldu. Şimdi bunları almaya geliyorlar özellikle. İstanbul’da etkinliklerde bazen insanlarla karşılaşıyorum. 'Düzce’de biri var onun için kapak topluyorum' diyenler oluyor. İnsanlar buradaki enerjiyi sevdiler. Benimde insanların mutlu olması hoşuma gittiği için daha da büyük bir coşkuyla işimi yapıyorum. İstanbul’da küçük bir atölyem var. Akşamları bütün zamanı bunları üretmek için ayırıyorum" diye konuştu.
"Ben buradaki etkileşimi çok seviyorum"
Özlem Gündüz, sözlerini şöyle noktaladı:
"Aslında her şey çok kolay. Hayatta bence zor bir iş yok. Bir insan bir şeyi istiyorsa, bir şeyi yapıyorsa bütün her şeyi mümkün kılar. Önemli olan neyi ne kadar çok istediğiniz. Nerede durmak istediğiniz. Ben buradaki etkileşimi çok seviyorum. İnsanların, çocukların mutlu olup gitmelerini çok seviyorum. Bazen satmadan da hediye verip gönderiyorum. Çocukların o enerjisi çok hoşuma gidiyor. Enerji transferi beni mutlu ediyor. Benim zihnimin ürettiği bir parçacığın bir başkasına geçtikten sonra gördüğü mutluluk beni motive ediyor. Bende çalışmalarıma devam ediyorum. Zor diye bir şey yok hayatta."
BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Bolu'nun bu pirinci çömlek patlatır