Çağımızın en büyük problemlerinden biri kaygıdır desek yanılmış olmayız. Kaygıyla baş edebilmek için öncelikle kaygıya neden olan etkenleri tespit etmek gerekir. Peki hangi etkenler kişide kaygıya neden olur? Sizler için bu sorunun yanıtını derledik.
Stres, anksiyete, kaygı… Günümüzün en sık görülen psikolojik sıkıntıları arasında ilk sıralarda yer alıyorlar. Pek çok insan kaygı ve anksiyete durumu ile baş etmeye çalışıyor, belki de bu durumu yaşamayanların sayısı, yaşayanlardan çok daha az. Peki insanların kaygılarını tetikleyen etkenler genellikle ne oluyor? Her birimizin tetiklenmesine sebep olan etken birbirinden farklı olabiliyor, seni etkileyen şey bende herhangi bir kaygı oluşturmuyor. Kimileri ise kendisini kaygılandıran şeyin ne olduğunu henüz tespit edememiş durumda.
Kaygılarla baş etmeye çalıştığımız süreçte, kaygıya neyin sebep olduğunu tespit edebilmek kilit noktayı oluşturuyor. Sorunu çözebilme noktasında öncelikle neyin sebep olduğunu öğrenmek gerekiyor. Peki nedir insanlarda kaygıya neden olan etkenler? Sizler için bu sorunun yanıtını araştırdık. Haberin devamında sıralayacağımız maddeler, insanlarda anksiyete ve kaygıya neden oluyor. Siz de bu maddelerin, sizde kaygıya neden olduğunu düşünüyorsanız bir uzmandan destek almanızı tavsiye ederiz. İşte kaygıya neden olan etkenlerden birkaçı…
Yeryüzünde kaygıya neden olan pek çok etken vardır. Bunlar dış etkenler olduğu gibi kişinin zihninde yer edinen psikolojik etkenler de olabilir. Peki nedir kişiyi kaygılandıran etkenler, bir göz atalım…
STRES:
Stres, kişiyi hayatın birçok alanında ele geçirerek kaygı problemine yol açabilir. Yoğun iş temposu, akademik baskılar ya da iş/okulda yaşanan başarısızlıklar stres ve kaygıya neden olabilir. Bunun yanı sıra maddi sıkıntılar, borçlar ve ekonomik belirsizlikler de kaygının başlıca nedenleri arasında gösterilebilir. Öte yandan kronik hastalıklar, beklenmedik sağlık sorunları veya sevdiklerimizin yaşadığı sağlık problemleri de bizde kaygıya sebep olabilir.
TRAVMA VE GEÇMİŞTE YAŞANAN OLUMSUZ DENEYİMLER:
Kişinin geçmişte yaşamış olduğu kazalar, doğal afetler, şiddet veya istismar gibi olaylar uzun süreli kaygıya yol açabilir. Bununla birlikte geçmişte yaşanan kayıplar, ayrılıklar veya başarısızlıklar da gelecekte kaygı düzeyini artıran etkenler arasında gösterilebilir.
GENETİK VE BİYOLOJİK FAKTÖRLER:
Kaygı, çevresel faktörlerin yanı sıra biyolojik olarak da kişide varolabilir. Ailede kaygı bozukluğu olan bireylerde, kaygıya eğilim daha yüksek olabilir. Bunun yanı sıra serotonin ve dopaminde meydana gelen dengesizlikler de kaygıya yol açabilir.
KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ:
Kişilerdeki her şeyi kusursuz yapma arzusu ve hata yapma korkusu kaygıya neden olabilir. Kişinin aşırı kontrolcü olması durumunda, çevresinde onun kontrolünde olmayan her şey yine kişinin kaygılarının artmasına neden olabilir. Kendine güven eksikliği de, sürekli olarak başarısız olma korkusuyla kaygıya dönüşebilir.
ÇEVRESEL VE SOSYAL ETKENLER:
Başkalarının beklentilerini karşılamaya çalışmak, sosyal kabul görme arzusu kaygıyı beraberinde getirir. Bunun yanı sıra aile içindeki anlaşmazlıklar, ebeveyn baskısı veya çatışmalar da kaygıya neden olabilir. Sosyal medyanın etkisi de kaygıyı artıran en büyük unsurlardan biridir. Sürekli kötü haberler almak veya sosyal medyada başkalarıyla kıyaslanmak da kaygıyı artırabilir.