İzmir Körfezi'nde geçtiğimiz haftalarda binlerce toplu balık ölümü gerçekleşti. Balık ölümleriyle beraber bölgede kötü koku etkili olurken hem belediye hem de hükümet kanadı Körfez için harekete geçti. Konu ile ilgili konuşan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tansel Tanrıkul Körfez temizliği için istiridyelerin olumlu etkisinin bulunduğunu söyledi ve bu etkileri örnekledi.
Doğal çözümler de varKörfezdeki kirliliğin sanayi ve çevresel atıklardan kaynaklandığını dile getiren Prof. Dr. Tanrıkul, “Temizlik için Körfeze giren su kaynaklarının ıslah veya arıtma tesislerinden yeniden de reorganize edilmesi veya kapasitesinin arttırılması gibi projeler var. Doğal bazı katkı sağlayabilecek çözümler de var. Bunlar içerisinde en önemlisi ‘istiridyelerin’ popülasyonun arttırılması. İzmir Körfezi’nde de ‘istiridye’ üzerine bir proje başlatılarak, istiridyeler uygun olan bölgelere resiflendirilebilir. Sayısının da arttırılmasıyla doğal olarak denizde yaşayan bu canlıların, körfezin temizlenmesi üzerine pozitif etkileri kesinlikle görülebilir” ifadelerine yer verdi.
İstiridyelerin beslenmek için azot ve fosforu kullanan çift kabuklu canlılar olduğunu hatırlatan Tanrıkul, “Körfezde azot ve fosforun fazla olması, alg patlamalarının yaşanmasına neden olur ve bunlar oksijeni tüketir. Arkasından toksinlerini suya bırakmalarıyla, suyun içerisinde zehirlenmelerin meydana gelmesine neden olan kimyasal maddeler oluşur. İstiridyeler kimyasal atıklardan, fosfor ve azotu kullanarak bir nebze fosfor ve azot miktarını azaltırlar. Beslenmeleri için kullandıkları alglerle de algleri azaltarak temizliğe katkıda bulunacağı kesindir” diye konuştu.
Günde 150 litre suTanrıkul, bir istiridyenin günde 150 litre suyu filtre edebildiğini dile getirerek, istiridyelerin, denizdeki alglerin hepsini tüketerek yok etiğini anlattı. İstiridyelerin nereye, kaç adet konulması gerektiği üzerinde çalışılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Tanrıkul, bu uygulama sonrasında sonuçların kısa sürede alınmayacağına dikkat çekerek, “İstiridye üretimi ya da nakillerini yapıp, belli bölgelere yerleştirilip daha sonra suyun filtrasyonuna neden olarak temizliği yapabilmek önemli. Körfezde tonlarca su var. İstiridyeler tonlarca suyu tamamen temizleyemez. Fakat diğer konvansiyonel yöntemlerle beraber doğal filtrasyon yapan istiridyeler gibi canlıların da Körfez'de organize edilmesiyle büyük katkılar sağlayacağını düşünüyorum” dedi.
Kirlilik oranları artıyorİzmir Körfezi’nin kapalı bir körfez olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Tansel Tanrıkul, iç körfezde su akıntısının düşük olduğunun da altını çizerek, şunları söyledi: “Global ısınma dediğimiz ekolojik bir bozukluğa sebep olan bir iklim değişikliği söz konusu. Kirlilik ve global ısınma birlikte hareket ettiği zaman, iç körfezde ciddi problemlere neden olabilir. 2 yıl önce alg patlamaları vardı. Arkasından deniz marulu üremeye başladı. Şimdi de balıklar ölmeye başlıyor. Bunun ilerisi daha da kötü olacak gibi görünüyor. Çünkü kirlilik oranları artıyor. Mutlaka tedbir alınması gerekiyor. Körfez belki tamamen temizlenmez ama ilerlemesi yavaşlatılabilir ya durdurulabilir. İleride sadece hayvanlara değil de insanlara da sağlık açısından olumsuz sonuçları yansıyacak gibi görünüyor.”
Hangi istiridye türü kullanılabilir?Projede değerlendirilebilecekleri istiridye türlerini sıralayan Tanrıkul, bu türlerin ikisinin istilacı, birinin de yerli tür olduğunu söyledi. İstilacı olarak pinctada radiata ve spondylus spinosus, yerli olarak da ostrea edulis istiridyesinin bulunduğunu dile getiren Tanrıkul, bunlar arasında Pinctada radiata ve ostrea edulis türlerinin İzmir bölgesinde yer aldığını da söyleyerek, yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi ve kendilerinden talep olduğu taktirde planlama içerisinde yer alabileceklerini, danışmanlık yapabileceklerini ya da konuyu yönlendirebileceklerini ifade etti.