Halk arasında "yarım kalp" olarak da bilinen, nadir görülen "tek ventrikül anomalisi" ile doğan Defne, hastalığı sebebiyle dudaklarında morarma, solunum sıkıntıları, sürekli yorgunluk gibi olumsuzluklarla karşı karşıya kaldı, yaşıtları gibi koşup oynayamadı.
Doğumundan sonra farklı ameliyatlar geçirmek zorunda kalan ve 6 yaşına gelen Defne, Etlik Şehir Hastanesi Çocuk Kalp ve Damar Cerrahi Kliniği'nde yapılan son başarılı ameliyatla sağlığına kavuştu.
Kızının sağlıklı yaşıtları gibi büyüyebilecek olmasından duyduğu mutluluğu AA muhabirine anlatan Meryem Koç (43), Defne'nin kalp rahatsızlığının doğumundan birkaç saat sonra belirlendiğini, bir süre yoğun bakımda müşahede altında tutulduğunu söyledi.
"Kızımın en büyük motivasyonu yorulmadan oynayabilecek olması" Anne Koç, doktorlarının Defne'yi doğumundan bugüne kadar hep takip ettiğini vurgulayarak, "Kızım sağlığına kavuştuğu için çok mutluyuz. Elbette zor günlerimiz oldu ama kızımı hep 'yorulmadan yürüyebileceksin, artık daha rahat nefes alabileceksin' diyerek motive ettim. Defne, eskiden arkadaşları parkta oynarken yorulur ve oturup onları izlemek zorunda kalırdı. Bu nedenle şu an kızımın en büyük motivasyonu yorulmadan oynayabilecek olması." dedi.
Son ameliyatla Defne'nin nefes alışının belirgin şekilde düzeldiğini söyleyen Koç, "Kızım bu yıl normalde ilkokul 1. sınıfa başlayacaktı ama sağlık durumundan dolayı erteledik. Fakat seneye inşallah sağlıklıca 1. sınıfa başlayacak." ifadesini kullandı.
Minik Defne de duygularını, "Çok mutluyum. Eve gidince ilk olarak ablamla oynamak istiyorum." sözleriyle dile getirdi.
"Hastalar uzun bir tedavi süreci geçiriyor" Etlik Şehir Hastanesi Çocuk Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve İdari Sorumlusu ve aynı zamanda Çocuk Kalp Merkezi Sorumlusu olan Doç. Dr. Mehmet Taşar da "Defne, oldukça nadir görülen, kalbin sağ kısmı ve onunla ilişkili yapıların az geliştiği bir kalp hastalığıyla doğmuştu. Bu hem tanı hem de tedavi süreci açısından oldukça zorlu hastalıklar arasında yer alıyor. Tanı konulduktan sonra hastalar, aşamalı cerrahi işlemler ile görüntüleme ve tedavi amaçlı yapılar girişimsel işlemlerin yer aldığı uzun bir tedavi sürecini geçiriyor." bilgisini paylaştı.
Defne'nin aşamalı ameliyatlarının belli yaş dönemlerinde, zaman aralıklarında yapılması gerektiğini, bu nedenle aileyle bugüne kadar devamlı iletişim halinde olduklarını vurgulayan Taşar, "Defne'nin en son kalp ameliyatını 2 hafta önce yaptık. Birkaç gün yoğun bakımda kontrol altında tutuldu ve ardından servise çıkarıldı. Şu anda gözetimimiz altında, gayet iyi. Yakın zamanda taburcu etmeyi planlıyoruz. Defne'nin şu anda başka bir ameliyat geçirmesine ihtiyaç yok. Elbette bundan sonraki dönemde de yakın takibe devam edeceğiz." diye konuştu.
Taşar, bu tip hastalarda kontrol, tedavi ve ameliyat süreçlerinin tam zamanında yapılmasının büyük önem taşıdığının altını çizerek, "Hastalarımızı bu nedenle çok yakın takip ediyoruz ve en uygun zamanda ameliyatı yapıyoruz. Sadece geç değil, ameliyatın zamanından önce yapılması da riskli. Bu nedenle tam doğru zamanın yakalanması gerekiyor, o da ciddi bir ekip çalışması sayesinde oluyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Az sayıdaki çocuk kalp merkezlerinden biri olduk" Doç. Dr. Taşar, hastanenin açıldığı 1 yıllık süreçte 350'ye yakın çocuk kalp ameliyatı, 1000'in üzerinde kateter anjiyografi, çok sayıda tanı ve tedavi amaçlı işlemin başarıyla yapıldığını da anlatarak, "Hastanemiz, ülkemizde az sayıda bulunan çocuk kalp merkezlerinden biri oldu, ruhsatımızı geçen aylarda aldık. Çocuk Kalp Merkezi'nin en önemli özelliği birçok branşın bir arada çalışması. Bu sayede nadir ve zorlu hastalıkların tedavisi, tüm aşamalarda yani ilk tanıdan, cerrahi işlemlere ve hasta taburcu olana kadar merkezimizde yürütülüyor." dedi.
Çocuk kalp cerrahları, çocuk kardiyologları, çocuk kalp anestezistleri, yenidoğan uzmanlarının görev yaptığı Çocuk Kalp Merkezi'nin 4 ameliyathane, 2 anjiyografi salonu, 22 yataklı servis ve 16 yataklı yoğun bakıma sahip olduğunu bildiren Taşar, Türkiye ve yurt dışından kendilerine başvuran çok sayıda hastanın tedavisini yürüttüklerini dile getirdi.
"Yarım olan kalbi artık vücuduna temiz kan pompalıyor" Pediatrik Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. İlker Mercan ise Defne'nin hastalığına ilişkin, "Tek ventrikül fizyolojisi dediğimiz rahatsızlık halk arasında 'yarım kalp hastalığı' olarak da biliniyor. Hastaların kalbinin ve kalbinden çıkan damarların bir kısmı gelişmemiş oluyor. Kalbin ya sağ ya da sol tarafı diğer tarafına göre ya hiç gelişmiyor ya da oldukça küçük kalıyor." ifadelerini kullandı.
Küçük kıza "Fontan" ismi verilen, belli dönemlerde aşamalı bir ameliyat sürecini kapsayan tedavi prosedürünün uygulandığını aktaran Mercan, "Defne de bu yaşa kadar gelen, büyüyen ve artık son aşama ameliyatını yaptığımız bir hastamız. Yarım olan kalbi artık vücuduna temiz kan pompalıyor. Bu nedenle çok mutluyuz." diye konuştu.
"Akraba evlilikleri, gebelikte bilinçsiz ilaç kullanımı sebep olabiliyor" Defne'nin artık normale yakın bir dolaşım sistemine sahip olduğunu belirten Mercan, şunları kaydetti:
"Yarım kalp, 10 bin doğumda 5-6 çocukta görülen, oldukça nadir bir hastalık. Uzman ekiplerce takibi gerekiyor. Doğum sonrası veya anne karnında tanı konulan bebekler oluyor. Gebelerin düzenli takibi, kontrolleri bu açıdan çok önemli. Böyle bir rahatsızlığı saptanan bebeklerin doğumunun ise mutlaka Çocuk Kalp Merkezi olan hastanelerde yapılması gerekiyor. Özellikle akraba evlilikleri, gebelerin uzmana danışmadan birtakım ilaçları kullanması da bu tip anomalilere sebep olabiliyor."