Kendi değerinizin farkında mısınız, yoksa bir başkasına kendinize davrandığınızdan daha mı iyi niyetli davranıyorsunuz? Karşınızdaki kişinin değerinin sizin kendinize duyduğunuz değerden daha yüksek olduğunu düşündüren ne? Bu yazımızda bu soruların yanıtlarına odaklanarak, “özsaygı” kavramı üzerinde duracağız.
Özsaygı kavramı, her bireyin farkında olması ve dikkate alması gereken bir kavram olarak karşımıza çıkar. Özsaygı, kişinin kendi değerinin farkında olması, herkesten önce kendisine değer vermesi ve kendisine herkesten çok inanması olarak ifade edilebilir. Hayatın her alanında başarımızı, ilişkilerimizi ve genel yaşam kalitemizi derinden etkileyen bu duygu, hem kişisel hem de toplumsal gelişimimiz için hayati öneme sahiptir.
Sağlıklı bir özsaygı, bireyin kendine güvenli adımlar atmasını sağlarken, düşük özsaygı ise karar almaktan sosyal ilişkilerdeki tutumlarına kadar pek çok alanda sorun yaratabilir ve kişinin psikolojisini olumsuz yönde etkileyebilir. Özsaygısı düşük olan, yani kendisine değer vermeyen bir kişiye bir başkasının değer göstermesi çok zor bir durumdur. Bu nedenle de aslında özsaygı kavramı her birimiz için son derece önemlidir. Peki, özsaygı nedir, nasıl kazanılır ve düşük özsaygının etkileri nelerdir? Gelin, özsaygı kavramını daha detaylı ele alalım…
ÖZSAYGI NEDİR?Özsaygı, bireyin kendisine duyduğu saygı, değer ve güveni temsil eder. Bununla birlikte kendi kişiliğini, yeteneklerini, değerlerini kabul etme ve kendine olan güvenin bir yansıması olarak kabul edilir. Sağlıklı bir özsaygı, kişinin hem kişisel gelişimini hem de sosyal ilişkilerini olumlu yönde etkiler. Yani, özsaygı, kendini sevmek ve kabul etmekle doğrudan ilişkilidir. Özsaygısı yüksek bir kişi, hem başarılarında hem de hatalarında kendine değer vermeye devam eder ve hayatın getirdiği zorluklarla başa çıkmada daha dirençli olur.
Özsaygı, bireylerin toplumda varoluş biçimleri açısından son derece önem taşır. Toplumda varolmak ve kabul görmek için kişinin sağlıklı bir özsaygıya sahip olması gerekir. Peki özsaygı nasıl kazanılır? İşte birkaç yolu…
Kendini Tanımak ve Kabul Etmek:
Özsaygı kazanmanın en önemli adımı, kişinin kendi güçlü ve zayıf yönlerini tanımasıdır. Başarılarımız kadar hatalarımızı da kabul etmek, kendimize güven duymamızı sağlar.
Olumlu Düşünceler Geliştirmek:
Kendimizi eleştirmek yerine olumlu düşünmeye odaklanmamız gerekir, böyle yapmak kişisel değerimize olan farkındalığımızı arttırır. Kendimize dair olumlu bir iç ses geliştirmek bu açıdan çok önemlidir.
Kişisel Gelişime Yatırım Yapmak:
Eğitim, yeteneklerimizin üzerine gitmek veya çeşitli hobilerle kendimizi geliştirmek, özsaygımızı artırmaya yardımcı olur. Yeni şeyler öğrenmek, kendimize olan güvenimizi destekler.
Başarıları Küçümsememek:
Başarılarımızı kutlamak ve başardıklarımızı takdir etmek son derece önemlidir. Başarılarımızı göz ardı etmemek, kendimize duyduğumuz saygıyı artırır.
Olumsuz Çevrelerden Uzak Durmak:
Sürekli eleştirilen veya değersiz hissettirilen bir ortamda bulunmak, özsaygıyı olumsuz etkiler. Kendimizi destekleyen insanlarla zaman geçirmek ise, özsaygımızı besler. O nedenle olumsuz düşüncelere sahip kişilerden uzak durmak bu süreçte faydalı olacaktır.
Özsaygısı düşük olan kişiler, genellikle kendilerini yetersiz, değersiz ve başkalarının onayına muhtaç hissederler. Bu durum, kişinin hem kişisel hayatında hem de sosyal ilişkilerinde çeşitli sorunlara yol açabilir. İşte düşük özsaygıya sahip bireylerin birkaç özelliği:
Kendilerini Sürekli Eleştirirler:
Yaptıkları her şeyi yetersiz bulurlar ve kendilerine aşırı derecede acımasız davranırlar. Çevresindeki insanlara kendilerine olduklarından çok daha iyi davranırlar fakat kendilerine iyi davranılmasını hak etmediklerini düşünürler.
Kararsız ve Çekingen Olurlar:
Kendi yeteneklerine güvenmedikleri için karar vermekte zorlanırlar ve başkalarının fikirlerine aşırı bağımlı hale gelirler. Bu nedenle kendilerine yöneltilen her soruya çoğunlukla, “Fark etmez” yanıtını verirler.
Başkalarının Onayına İhtiyaç Duyarlar:
Özsaygısı düşük kişiler, başkalarının takdirine fazlasıyla ihtiyaç duyarlar. Onaylanmadıkları takdirde değersiz hissederler.
Reddedilme Korkusu Yaşarlar:
Sosyal ilişkilerde reddedilme korkusu yaşarlar ve bu yüzden sağlıksız ilişkilerde kalmaya devam ederler. Çünkü o ilişkiden çıktıklarında başka hiçkimse tarafından kabul görülmeyeceklerini ve sevilmeyeceklerini düşünürler. O nedenle sahip olduklarına -kendisine zarar verse dahi- körü körüne bağlanırlar.
Motivasyon Düşüklüğü:
Kendilerine inanmadıkları için hedeflerine ulaşmakta zorlanırlar ve çabuk pes ederler. Kendilerini yetersiz gördüklerinden, zorluklarla karşılaştıklarında geri çekilme eğiliminde olurlar. Çünkü akıllarının bir köşesinde hep, “Nasıl olsa yapamayacağım” düşüncesi vardır.