150 bin öğrenciye karşılık 28 bin yurt: “Kayıt sildiren öğrenciler artıyor”
150 bin öğrenciye karşılık 28 bin yurt: “Kayıt sildiren öğrenciler artıyor”
İzmir’de 150 binlik öğrenci kapasitesine karşılık sunulan sadece ve sadece 28 bin yurt olduğunu kaydeden Başkan Akıncı, “Barınma sorununu çözmek için kaynak ayırmak devletin yaptığı politik tercihler arasında yok!”
Haber Giriş Tarihi: 04.09.2023 10:07
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak:
SULTAN GÜMÜŞ KAYA
Barınma, gıda ve ulaşım sorunu üniversite öğrencilerinin hali hazırdaki en büyük sıkıntısı iken zamlarla birlikte daha da derinleşti. Özellikle farklı şehirlerde eğitim görmeye hak kazanan üniversite öğrencileri için barınma adeta krize dönüştü. Ekim ayında yeni eğitim-öğretim dönemine geçiş yapacak olan gençler, Kredi Yurtlar Kurumu’na bağlı olan yurtlardaki kapasite eksikliği ile mücadele ederken, özel yurtların fiyatları ise dudak uçuklatıyor.
Görüşlerine yer verdiğimiz Eğitim-Sen İzmir Üniversiteler Şube Başkanı Ümit Akıncı, İzmir’de 150 bine yakın üniversite öğrencisinin olduğunu ancak bu kapasiteye karşılık sadece 16 bin devlet yurdunun, 12 bin özel yurdun mevcut olduğunu kaydetti. Özellikle depremden sonra kayıt sildiren ya da kayıt yaptırmayan öğrencilerin sayısının arttığını vurgulayan Akıncı, “Ne yazık ki yıllardır üniversitelerdeki barınma sorununu çözmek için kaynak ayırmak devletin yaptığı politik tercihler arasında yok!” dedi.
KAPASİTE, ALT YAPI VE NİTELİK EKSİKLİĞİ…
Başkan Akıncı, şunları kaydetti: “Her yükseköğretim döneminde ilk başlığımız ‘barınma sorunu’ oluyor. Fakat bu sene daha da ciddi boyuta ulaştı. Geçtiğimiz dönemde pandemi ile mücadele ettik. 6 Şubat depremlerinden sonra ise yeniden gündeme getirildi. Dolayısıyla öğrenciler üniversitelerde olmadığı için var olan barınma sorunu görünmez hale geldi. Sanki böylesine bir problem ‘yokmuş’ gibi davranıldı. Daha çok uzaktan eğitim sorunlarını konuştuk. Her dönem başında konuştuğumuz barınma sorunu, bu dönem katlanarak karşımıza çıktı. Evvelden verdiğimiz konu başlıkları şunlardı; Kredi Yurtlar Kurumu’na bağlı yurtlardaki kapasite yetersizliği, nitelik yetersizliği, alt yapı eksikliği… Şimdi bu sorunlara ek olarak maalesef ekonomik koşullardaki kötüleşme, öğrencilerin ve çalışanların satın alma gücündeki düşüş eklendi.”
ÖZEL YURTLAR DA YETERSİZ
Yurtlarda gözle görülebilen bir kapasite artışının olmadığını belirten Akıncı, “Geçen yılın sonlarına doğru alınmış çok kabaca rakamlar söz konusu. Bunlar az çok fikir veriyor bizlere. İzmir’de 150 bine yakın üniversite öğrencisi var. İzmir, İstanbul ve Ankara üç büyük il olduğu için il dışından gelen öğrencilerin sayısı, ağırlığı bir hayli fazla. 150 bin öğrenci var ama İzmir’de yurt kapasitesi olarak baktığımızda devlet yurtları eliyle sunulan hizmet 16 bin civarında bir kapasite.150 bin sayıya 16 binlik kapasiteden bahsediyoruz. Çok az. Sadece İzmir değil, Türkiye çapında böyle bir sorun var. Özel yurtlar alternatif olarak görülüyor, öğrenciler bu kez oralara yöneliyor. Fakat onlar da yetersiz. Burada ise 12 bin civarında bir kapasite var. Dolayısıyla hem KYK yurtlarını hem de özel yurtları düşünecek olursak İzmir’de 150 binlik öğrenci kapasitesine karşılık sunulan sadece ve sadece 28 bin yurt!” dedi.
ÖĞRENCİLER BEDEL ÖDEMEK ZORUNDA KALIYOR
Akıncı, “Tabi bir de özel yurtların uçuk maliyetleri gündemde. Fiyatlar konusu bu yıl önümüze çıkan en önemli başlıklardan biri oldu. Özel yurtların denetim eksikliğinden kaynaklı olarak bir takım sorunları var. Gün sonunda da öğrenciler kiralık evlere yönelmek zorunda kalıyorlar. Özellikle yeni kayıt yaptıracak olan öğrenciler ciddi bir kiralık ev arayışında! Kiralık evlerin fiyatları ise malumuz. 15 binleri bulan fiyatlar söz konusu. Buca ve Bornova ilçeleri için gözlemediklerimiz bu şekilde. Şehirden uzak bir yerleşkeye taşınmaları halinde ise ulaşım ile ilgili bir bedel ödemek zorunda kalıyorlar. Ekonominin geldiği noktadan kaynaklı olarak barınma ciddi bir sorun olarak karşımızda duruyor. Ve maalesef kayıt sildiren ya da kayıt yaptırmayan öğrencilerin sayısı azımsanamayacak bir noktada! Orta sınıf bir ailenin üniversitede öğrenci okuttuğunu düşünürsek maliyetleri karşılayabilecek durumda değiller. Şunu gözlemliyoruz, özellikle depremden sonra kayıt sildiren öğrencilerin sayısı çok çok fazla arttı” sözlerini gündeme getirdi.
TÜM BUNLAR POLİTİK BİR TERCİH
“Yükseköğretim hizmeti anayasada geçtiği haliyle bir kamusal hizmet” diyen Başkan Akıncı, “Yani devletin kendi maddi olanaklarıyla finanse etmesi gereken bir hizmet. Bunun içinde öğrencilerin barınması, beslenmesi, ulaşımı da var. Çok acil bir şekilde, hemen bu barınma sorununun çözümüne yönelik KYK’ya bağlı yurtlardaki kapasitelerin arttırılması gerekiyor. Tabi tüm bunlar politik bir tercih. Devlet, elindeki maddi kaynakların nereye, ne derece yönlendireceğine karar verirken bir politika dahilinde karar veriyor. Fakat ne yazık ki yıllardır üniversitelerdeki barınma sorununu çözmek için kaynak ayırmak devletin yaptığı politik tercihler arasında yok! Bu tercih hızlı bir şekilde değiştirilmeli özellikle de üç büyükşehirde. Çünkü başında da belirttiğim gibi bu şehirlere öğrenci akışı çok fazla. ‘Devlet kiralık evlerin ya da özel yurtların fiyatlarını kontrol etsin’ diyemiyoruz. Serbest piyasa ekonomisi geçerli. Fakat şunu yapması gerekiyor, KYK’ya bağlı yurtların ve özel yurtların denetimini sürdürülebilir hale getirmeli. Alt yapı eksikliklerini hızlı bir şekilde gidermesi lazım. Yani ilk olarak kapasite artışı, ikinci olarak ise nitelik! Kamusal kaynaklar ile bunların finanse edilmesi mümkün” bilgisini paylaştı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İzmir’de 150 binlik öğrenci kapasitesine karşılık sunulan sadece ve sadece 28 bin yurt olduğunu kaydeden Başkan Akıncı, “Barınma sorununu çözmek için kaynak ayırmak devletin yaptığı politik tercihler arasında yok!”
Barınma, gıda ve ulaşım sorunu üniversite öğrencilerinin hali hazırdaki en büyük sıkıntısı iken zamlarla birlikte daha da derinleşti. Özellikle farklı şehirlerde eğitim görmeye hak kazanan üniversite öğrencileri için barınma adeta krize dönüştü. Ekim ayında yeni eğitim-öğretim dönemine geçiş yapacak olan gençler, Kredi Yurtlar Kurumu’na bağlı olan yurtlardaki kapasite eksikliği ile mücadele ederken, özel yurtların fiyatları ise dudak uçuklatıyor.
Görüşlerine yer verdiğimiz Eğitim-Sen İzmir Üniversiteler Şube Başkanı Ümit Akıncı, İzmir’de 150 bine yakın üniversite öğrencisinin olduğunu ancak bu kapasiteye karşılık sadece 16 bin devlet yurdunun, 12 bin özel yurdun mevcut olduğunu kaydetti. Özellikle depremden sonra kayıt sildiren ya da kayıt yaptırmayan öğrencilerin sayısının arttığını vurgulayan Akıncı, “Ne yazık ki yıllardır üniversitelerdeki barınma sorununu çözmek için kaynak ayırmak devletin yaptığı politik tercihler arasında yok!” dedi.
KAPASİTE, ALT YAPI VE NİTELİK EKSİKLİĞİ…
Başkan Akıncı, şunları kaydetti: “Her yükseköğretim döneminde ilk başlığımız ‘barınma sorunu’ oluyor. Fakat bu sene daha da ciddi boyuta ulaştı. Geçtiğimiz dönemde pandemi ile mücadele ettik. 6 Şubat depremlerinden sonra ise yeniden gündeme getirildi. Dolayısıyla öğrenciler üniversitelerde olmadığı için var olan barınma sorunu görünmez hale geldi. Sanki böylesine bir problem ‘yokmuş’ gibi davranıldı. Daha çok uzaktan eğitim sorunlarını konuştuk. Her dönem başında konuştuğumuz barınma sorunu, bu dönem katlanarak karşımıza çıktı. Evvelden verdiğimiz konu başlıkları şunlardı; Kredi Yurtlar Kurumu’na bağlı yurtlardaki kapasite yetersizliği, nitelik yetersizliği, alt yapı eksikliği… Şimdi bu sorunlara ek olarak maalesef ekonomik koşullardaki kötüleşme, öğrencilerin ve çalışanların satın alma gücündeki düşüş eklendi.”
ÖZEL YURTLAR DA YETERSİZ
Yurtlarda gözle görülebilen bir kapasite artışının olmadığını belirten Akıncı, “Geçen yılın sonlarına doğru alınmış çok kabaca rakamlar söz konusu. Bunlar az çok fikir veriyor bizlere. İzmir’de 150 bine yakın üniversite öğrencisi var. İzmir, İstanbul ve Ankara üç büyük il olduğu için il dışından gelen öğrencilerin sayısı, ağırlığı bir hayli fazla. 150 bin öğrenci var ama İzmir’de yurt kapasitesi olarak baktığımızda devlet yurtları eliyle sunulan hizmet 16 bin civarında bir kapasite.150 bin sayıya 16 binlik kapasiteden bahsediyoruz. Çok az. Sadece İzmir değil, Türkiye çapında böyle bir sorun var. Özel yurtlar alternatif olarak görülüyor, öğrenciler bu kez oralara yöneliyor. Fakat onlar da yetersiz. Burada ise 12 bin civarında bir kapasite var. Dolayısıyla hem KYK yurtlarını hem de özel yurtları düşünecek olursak İzmir’de 150 binlik öğrenci kapasitesine karşılık sunulan sadece ve sadece 28 bin yurt!” dedi.
ÖĞRENCİLER BEDEL ÖDEMEK ZORUNDA KALIYOR
Akıncı, “Tabi bir de özel yurtların uçuk maliyetleri gündemde. Fiyatlar konusu bu yıl önümüze çıkan en önemli başlıklardan biri oldu. Özel yurtların denetim eksikliğinden kaynaklı olarak bir takım sorunları var. Gün sonunda da öğrenciler kiralık evlere yönelmek zorunda kalıyorlar. Özellikle yeni kayıt yaptıracak olan öğrenciler ciddi bir kiralık ev arayışında! Kiralık evlerin fiyatları ise malumuz. 15 binleri bulan fiyatlar söz konusu. Buca ve Bornova ilçeleri için gözlemediklerimiz bu şekilde. Şehirden uzak bir yerleşkeye taşınmaları halinde ise ulaşım ile ilgili bir bedel ödemek zorunda kalıyorlar. Ekonominin geldiği noktadan kaynaklı olarak barınma ciddi bir sorun olarak karşımızda duruyor. Ve maalesef kayıt sildiren ya da kayıt yaptırmayan öğrencilerin sayısı azımsanamayacak bir noktada! Orta sınıf bir ailenin üniversitede öğrenci okuttuğunu düşünürsek maliyetleri karşılayabilecek durumda değiller. Şunu gözlemliyoruz, özellikle depremden sonra kayıt sildiren öğrencilerin sayısı çok çok fazla arttı” sözlerini gündeme getirdi.
TÜM BUNLAR POLİTİK BİR TERCİH
“Yükseköğretim hizmeti anayasada geçtiği haliyle bir kamusal hizmet” diyen Başkan Akıncı, “Yani devletin kendi maddi olanaklarıyla finanse etmesi gereken bir hizmet. Bunun içinde öğrencilerin barınması, beslenmesi, ulaşımı da var. Çok acil bir şekilde, hemen bu barınma sorununun çözümüne yönelik KYK’ya bağlı yurtlardaki kapasitelerin arttırılması gerekiyor. Tabi tüm bunlar politik bir tercih. Devlet, elindeki maddi kaynakların nereye, ne derece yönlendireceğine karar verirken bir politika dahilinde karar veriyor. Fakat ne yazık ki yıllardır üniversitelerdeki barınma sorununu çözmek için kaynak ayırmak devletin yaptığı politik tercihler arasında yok! Bu tercih hızlı bir şekilde değiştirilmeli özellikle de üç büyükşehirde. Çünkü başında da belirttiğim gibi bu şehirlere öğrenci akışı çok fazla. ‘Devlet kiralık evlerin ya da özel yurtların fiyatlarını kontrol etsin’ diyemiyoruz. Serbest piyasa ekonomisi geçerli. Fakat şunu yapması gerekiyor, KYK’ya bağlı yurtların ve özel yurtların denetimini sürdürülebilir hale getirmeli. Alt yapı eksikliklerini hızlı bir şekilde gidermesi lazım. Yani ilk olarak kapasite artışı, ikinci olarak ise nitelik! Kamusal kaynaklar ile bunların finanse edilmesi mümkün” bilgisini paylaştı.
BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: BALÇOVA BELEDİYESİ'NDEN ÖĞRENCİLERE İKİNCİ YURT
Kaynak: SULTAN GÜMÜŞ KAYA
İzmirliler dikkat: Bu yollar trafiğe kapanacak
Başkan Günay’ın oğlu son yolculuğuna uğurlandı
AK Partili Boztepe içme suyuna yapılan zamma tepki gösterdi
MasterChef Arabaşı çorbası tarifi: Arabaşı çorbası nasıl yapılır?
İzmir haber: Cezaevinden tahliye olur olmaz dehşet saçtı
Başkan Saygılı’dan Tugay’a 2. çevreyolu cevabı
Evka 5’in gençleri ve yolları ilgi bekliyor
İZSU’ya 35,5 milyarlık bütçe: Körfez’e 7,5 milyarlık kaynak
Bayraklı Belediyesi’nde uzlaşı çıkmadı: Teklifin kabul edilmesi mümkün değil
İzmir’de vapur seferleri olumsuz hava nedeniyle iptal edildi!
Son Girilen Haberler
Türkiye'nin İlk genel maksat helikopteri GÖKBEY göreve hazır
Türkiye'nin İlk genel maksat helikopteri GÖKBEY göreve hazır
Kahvehanede dehşet: Oğlunu döven kişiye kurşun yağdırdı
Tekirdağ’da bir kahvehanede meydana gelen olayda bir kişi oğlunu dövdüğü iddiasıyla yakaladığı kişiyi silahla vurdu
İzmir’in tarihine ışık tutan 'Hep Beraber' kitabının imza günü
İzmir Gazeteciler Cemiyeti üyeleri Nihat Delibaşı ve Sinan Doğan’ın yazdığı, bilim insanı Enver Olgunsoy’un hayatını anlatan Hep Beraber kitabının imza günü Alsancak’ta yapıldı