Örgün eğitim dışına çıkan öğrenci sayısının son 3 yılın en yüksek seviyesine ulaştığına vurgu yapan Kalafat, öğrencilerin, “Okusak ne okumasak ne” düşüncesine geldiğini belirterek, iktidarı eleştirdi.
Haber Giriş Tarihi: 27.01.2025 09:04
Haber Güncellenme Tarihi: 27.01.2025 11:00
Kaynak:
HABER MERKEZİ
AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER - Veli-Der tarafından yayımlanan rapora göre; Türkiye’de bu yıl, örgün eğitim dışına çıkan öğrenci sayısı mesleki eğitim merkezleri ve açık öğretim ile birlikte 1 milyon 578 bin 941’e çıkarak, son 3 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Gelinen bu noktanın en temel sebebi olarak Türkiye’de artan derin yoksulluğun yanı sıra eğitim sistemine olan güvenin azalması gösterilirken tüm bunlara ek olarak; iktidarın hayata geçirdiği MESEM uygulamasının da bu oranın artmasında önemli bir faktör olduğu belirtildi. Bu kapsamda açıklamalarda bulunan Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat ve Eğitim-İş İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Özgür Şen, yoksulluk, kalitesiz eğitim ve okumanın gelecek vaat etmemesi gibi 3 temel unsur üzerinde durdu.
İDOLOJİK PLANLAR ÜZERİNE SİSTEM
Meydana gelen bu durumun altında yatan sebep olarak en başta eğitim sisteminin çökmüş olmasını işaret eden Kalafat, “Çöken eğitim sistemi ve çocuklarımızın içinde bulunduğu gelecekten umutsuzluk durumu listenin başında yer alıyor. Öğrenciler okudukları zaman, üniversiteyi bile bitirdikleri taktirde iş bulamadıkları bir eğitim sisteminin içerisinde okuyorlar. Yani Türkiye’de 3-4 milyon genç üniversiteye girerken bunlardan çok azı mezun olduğunda iş bulacağı için gençler ‘okusak ne olacak’ fikrine kapılıyorlar. Bir yerde onlara da hak vermek gerekiyor çünkü bu ülkede birçok eğitim fakültesi var ama orandan mezun olan 10 kişiden sadece bir tanesi öğretmen olarak atanabiliyor. Bu da demek oluyor ki sistemde bir planlama, istihdam politikası yok. Dolayısıyla okumak çocuklar açısından bir seçenek olmaktan çıktı. Öncesinde neden okunuyordu? Entelektüel bilgiye erişmek, kendini geliştirmek ve bir meslek sahibi olup para kazanmak için. Ancak Türkiye’de gelinen son noktada; çocuklar mezun olduğunda ne dünya ölçeklerinde bir eğitim almış oluyorlar ne de bir meslekleri oluyor. Şimdilerde Tıp Fakültesinden mezun olanlar dahi ülkede bir gelecek göremeyince yurt dışı hayali kuruyorlar. Öte yandan okulda yıllarca yabancı dil eğitimi alan çocuklar bir turiste yol dahi tarif edemiyor. Yani ülkemizde eğitimin altı boşaltıldığı için eğitim şart olarak görülmüyor. Demem o ki bir yerde hata yapıyoruz ama bu hatayı düzeltmek için ne Milli Eğitim Bakanlığı ne de eğitim uzmanları bir çalışma yapıyor. Özellikle Yusuf Tekin göreve geldiğinden beri hatayı düzeltmek yerine geçici ve ideolojik planlalar üzerine sistem kuruluyor. Durum böyle olunca da MESEM gibi uygulamalar ortaya çıkıyor ve bu tarz uygulamalar da beraberinde eğitimden uzaklaşma gibi birçok sorunu getiriyor” diye konuştu.
EMEK SÖMÜRÜSÜ
MESEM’in gençlerin örgün eğitimden uzaklaşmasında önemli bir faktör olduğunu belirten Özgür Şen, “Eğitimdeki sorunlar artarak devam ederken, Milli Eğitim Bakanlığı buna sesini çıkarmamakta, söylediklerimizi duymazdan gelmekte diretiyor. MESEM’nin şu an Türk Milli Eğitim Sisteminin en büyük sorunlarından biridir. Bu sistem sayesinde çocuklar okuldan uzaklaşmaya başladılar. Bu dönem MESEM’e kayıtlı öğrenci sayısı tam 100 bin öğrenci artarak 500 bini geçmiştir. Konunun iki temel nedeni dikkat çekiyor. Aslında iki neden de ekonomik koşullara dayanıyor. Birinci nedeni yaşanan ekonomik kriz nedeni ile aileler çocuklarını okutacak para bulamıyorlar. Hatta çocukların beslenme çantalarını dolduramıyorlar. Doğal olarak çocuğun bir iş sahibi olması ve aile bütçesine destek olması için MESEM’e kaydettirilip eve destek olmalarını istiyorlar. İkinci neden de ailelerin eğitim masraflarını karşılayamaması. Aileler çocuklarının ilkokul masraflarını bile zar zor karşılarken haklı olarak lise ve üniversite eğitimlerinin masraflarını karşılayamayacaklarını düşünüyorlar. Tüm bunlara üniversite mezunu olduktan sonra iş garantisinin olmaması da eklenince çocuklarının kısa yoldan meslek sahibi olmaları için MESEM’e kaydettiriyorlar. Ancak bilinmelidir ki MESEM, çocuk işçiliğinin önüne açan sistemdir. Çocuklar denetimden uzak haftada en az dört gün hatta haftada 6 gün sabah 8 akşam 10’a kadar çeşitli işletmeler de çalışmaktadır. Böyle olunca da çocuk işçi ölümleri artarak devam etmektedir. Ayrıca siyasi iktidar işyerlerine maddi destek olurken çocuklar sadece 5 bin lira gibi bir ücret ile çalıştırılmaktadır. Bu da yaşanan emek sömürüsünü bizlere net bir göstergesidir. Sonuç olarak birçok genç örgün eğitimden uzaklaştığı için maalesef eğitimsiz bir nesil yetişmektedir. O yüzden siyasi iktidarın MESEM’den acilen geri dönmesi gerekmektedir. Özel sektöre maddi destek olmayı bırakıp, meslek liselerine yani çocuklarımıza kaynak aktarmalıdır” dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Örgün eğitim dışına çıkan öğrenci sayısının son 3 yılın en yüksek seviyesine ulaştığına vurgu yapan Kalafat, öğrencilerin, “Okusak ne okumasak ne” düşüncesine geldiğini belirterek, iktidarı eleştirdi.
AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER - Veli-Der tarafından yayımlanan rapora göre; Türkiye’de bu yıl, örgün eğitim dışına çıkan öğrenci sayısı mesleki eğitim merkezleri ve açık öğretim ile birlikte 1 milyon 578 bin 941’e çıkarak, son 3 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Gelinen bu noktanın en temel sebebi olarak Türkiye’de artan derin yoksulluğun yanı sıra eğitim sistemine olan güvenin azalması gösterilirken tüm bunlara ek olarak; iktidarın hayata geçirdiği MESEM uygulamasının da bu oranın artmasında önemli bir faktör olduğu belirtildi. Bu kapsamda açıklamalarda bulunan Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat ve Eğitim-İş İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Özgür Şen, yoksulluk, kalitesiz eğitim ve okumanın gelecek vaat etmemesi gibi 3 temel unsur üzerinde durdu.
İDOLOJİK PLANLAR ÜZERİNE SİSTEM
Meydana gelen bu durumun altında yatan sebep olarak en başta eğitim sisteminin çökmüş olmasını işaret eden Kalafat, “Çöken eğitim sistemi ve çocuklarımızın içinde bulunduğu gelecekten umutsuzluk durumu listenin başında yer alıyor. Öğrenciler okudukları zaman, üniversiteyi bile bitirdikleri taktirde iş bulamadıkları bir eğitim sisteminin içerisinde okuyorlar. Yani Türkiye’de 3-4 milyon genç üniversiteye girerken bunlardan çok azı mezun olduğunda iş bulacağı için gençler ‘okusak ne olacak’ fikrine kapılıyorlar. Bir yerde onlara da hak vermek gerekiyor çünkü bu ülkede birçok eğitim fakültesi var ama orandan mezun olan 10 kişiden sadece bir tanesi öğretmen olarak atanabiliyor. Bu da demek oluyor ki sistemde bir planlama, istihdam politikası yok. Dolayısıyla okumak çocuklar açısından bir seçenek olmaktan çıktı. Öncesinde neden okunuyordu? Entelektüel bilgiye erişmek, kendini geliştirmek ve bir meslek sahibi olup para kazanmak için. Ancak Türkiye’de gelinen son noktada; çocuklar mezun olduğunda ne dünya ölçeklerinde bir eğitim almış oluyorlar ne de bir meslekleri oluyor. Şimdilerde Tıp Fakültesinden mezun olanlar dahi ülkede bir gelecek göremeyince yurt dışı hayali kuruyorlar. Öte yandan okulda yıllarca yabancı dil eğitimi alan çocuklar bir turiste yol dahi tarif edemiyor. Yani ülkemizde eğitimin altı boşaltıldığı için eğitim şart olarak görülmüyor. Demem o ki bir yerde hata yapıyoruz ama bu hatayı düzeltmek için ne Milli Eğitim Bakanlığı ne de eğitim uzmanları bir çalışma yapıyor. Özellikle Yusuf Tekin göreve geldiğinden beri hatayı düzeltmek yerine geçici ve ideolojik planlalar üzerine sistem kuruluyor. Durum böyle olunca da MESEM gibi uygulamalar ortaya çıkıyor ve bu tarz uygulamalar da beraberinde eğitimden uzaklaşma gibi birçok sorunu getiriyor” diye konuştu.
EMEK SÖMÜRÜSÜ
MESEM’in gençlerin örgün eğitimden uzaklaşmasında önemli bir faktör olduğunu belirten Özgür Şen, “Eğitimdeki sorunlar artarak devam ederken, Milli Eğitim Bakanlığı buna sesini çıkarmamakta, söylediklerimizi duymazdan gelmekte diretiyor. MESEM’nin şu an Türk Milli Eğitim Sisteminin en büyük sorunlarından biridir. Bu sistem sayesinde çocuklar okuldan uzaklaşmaya başladılar. Bu dönem MESEM’e kayıtlı öğrenci sayısı tam 100 bin öğrenci artarak 500 bini geçmiştir. Konunun iki temel nedeni dikkat çekiyor. Aslında iki neden de ekonomik koşullara dayanıyor. Birinci nedeni yaşanan ekonomik kriz nedeni ile aileler çocuklarını okutacak para bulamıyorlar. Hatta çocukların beslenme çantalarını dolduramıyorlar. Doğal olarak çocuğun bir iş sahibi olması ve aile bütçesine destek olması için MESEM’e kaydettirilip eve destek olmalarını istiyorlar. İkinci neden de ailelerin eğitim masraflarını karşılayamaması. Aileler çocuklarının ilkokul masraflarını bile zar zor karşılarken haklı olarak lise ve üniversite eğitimlerinin masraflarını karşılayamayacaklarını düşünüyorlar. Tüm bunlara üniversite mezunu olduktan sonra iş garantisinin olmaması da eklenince çocuklarının kısa yoldan meslek sahibi olmaları için MESEM’e kaydettiriyorlar. Ancak bilinmelidir ki MESEM, çocuk işçiliğinin önüne açan sistemdir. Çocuklar denetimden uzak haftada en az dört gün hatta haftada 6 gün sabah 8 akşam 10’a kadar çeşitli işletmeler de çalışmaktadır. Böyle olunca da çocuk işçi ölümleri artarak devam etmektedir. Ayrıca siyasi iktidar işyerlerine maddi destek olurken çocuklar sadece 5 bin lira gibi bir ücret ile çalıştırılmaktadır. Bu da yaşanan emek sömürüsünü bizlere net bir göstergesidir. Sonuç olarak birçok genç örgün eğitimden uzaklaştığı için maalesef eğitimsiz bir nesil yetişmektedir. O yüzden siyasi iktidarın MESEM’den acilen geri dönmesi gerekmektedir. Özel sektöre maddi destek olmayı bırakıp, meslek liselerine yani çocuklarımıza kaynak aktarmalıdır” dedi.
Kaynak: HABER MERKEZİ
TGS İzmir’den gözaltı çıkışı: Bası ve tehditlere rağmen susmayacağız
Gazeteci Serhan Asker gözaltına alındı
Apple'dan AirPods güncellemeleri için kılavuz: AirPods’umu nasıl güncellerim?
Büyükşehir'den 148 işçiye ücretsiz izin dayatması
Başkan Görgün KAAN değerlendirme toplantısına katıldı
Şakran’a verilen altyapı sözü pankartta kaldı
Uyguna tavuk etinin önündeki tek engel ‘Bakanlık’
İzmir'de 53 yaşındaki işçi düşerek hayatını kaybetti
Meteoroloji’den İzmir’e rüzgâr ve gök gürültülü sağanak yağış uyarısı!
HAK-İŞ’ten Ocak ayı değerlendirmesi
Son Girilen Haberler
Meclis Genel Kurulu'nda basın özgürlüğü krizi: Tek sesli bir Türkiye inşa etmek istiyorsunuz
Bolu Kartalkaya’da meydana gelen otel yangının araştırılmasına yönelik Meclis Araştırma önergesinin tartışıldığı TBMM Genel Kurulu’nda “basın özgürlüğü tartışması yaşandı.
Şeref Malkoç’tan anayasa açıklaması
Türkiye’nin Sivil Anayasa Yolculuğu Projesi’nin tanıtımında konuşan eski Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, yeni anayasaya ilişkin açıklamalarda bulundu.
Başkan Tugay: Gazetecilerin gözaltına alındığı bir ülkede özgür olamayız
Gazeteciler Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek’in gözaltına alınmasına ilişkin açıklamalarda bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “Haber peşinde koşan, habere konu olan kişiye cevap hakkı tanıyan gazetecilerin gözaltına alındığı bir ülkede hiçbirimiz özgür olamayız” dedi.