Asgari ücret görüşmelerinde ilk toplantı sona erdi: İkinci toplantı tarihi belli oldu

Doğrudan 7 milyondan fazla çalışanı, dolaylı olarak ise toplumun tamamını ilgilendiren yeni asgari ücret rakamıyla ilgili süreç başladı. İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen toplantı sona erdi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu ikinci toplantı tarihi belli oldu

Haber Giriş Tarihi: 10.12.2024 17:13
Haber Güncellenme Tarihi: 10.12.2024 17:25
Kaynak: İHA
 Asgari ücret görüşmelerinde ilk toplantı sona erdi: İkinci toplantı tarihi belli oldu

Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısı Bakan Işıkhan Başkanlığında yapıldı. Toplantıda bir açılış konuşması gerçekleştiren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, İşçi, işveren ve kamu temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu olarak; 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere, çalışmalarını başlattıklarını dile getirdi.

Asgari ücrette ikinci toplantı 16 Aralık’ta

Asgari Ücret Tespit Komisyonu ikinci toplantısı 16 Aralık Pazartesi günü gerçekleştirilecek.

Toplantılarda amaç denge kurmak

Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, üretim, ihracat ve küresel pazardaki iddiasıyla bölgesinde lider, dünyada söz sahibi bir ülke haline geldiğini belirten Bakan Işıkhan “Bu başarı, işçilerimizin alın teri ve işverenlerimizin girişimci ruhuyla birlikte elde edilmiştir. İşçilerimiz, Türkiye’nin yükselen gücünün lokomotifi olurken; işverenlerimiz, bu gücün yolunu açan ve istihdam sağlayan aktörlerdir. Birlikte, yan yana yürüyerek; üretim çarklarını döndürerek; ekonomimizin dinamiklerini güçlü tutarak bugünlere geldik. İşte bu nedenle, bu toplantılar sadece bir ücret belirleme meselesi değil, emeğin ve sermayenin birlikte güçlendiği bir dengeyi kurma çabasıdır. Bizim vizyonumuzda alın teri kutsaldır, sermaye ise kalkınmanın motor gücüdür. İkisini bir araya getirmek, sadece ekonomik büyümeyi değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmayı ve refahı da beraberinde getirecektir” dedi.

“Alın teri ile sermayenin birbirini tamamladığı bir sistem inşa etmeyi hedefliyoruz”

Geleneksel anlayışta işçinin alın teri ile sermayenin bir mücadele ve çatışma içinde olduğu varsayımına dikkati çeken Bakan Işıkhan, bu varsayımın hem günümüz dünyasının gerçekleri hem Türkiye’nin kalkınma ideallerini hem de kadim medeniyetin emeğe bakışını yansıtmaktan uzak olduğuna vurgu yaptı.

Alın teri ile sermayeyi karşı karşıya getiren bu çatışmacı anlayışı reddettiklerinin altını çizen Bakan Işıkhan, emeğin değer gördüğü, alın teri ile sermayenin birbirinin tamamladığı bir sistemi inşa etmeyi hedeflediklerini kaydetti. Işıkhan konuşmasına şöyle devam etti;

“Türkiye’nin büyük kalkınma hamlesini, ancak ve ancak işçi ve işverenin el ele verdiği, aynı hedef doğrultusunda yürüdüğü bir düzenle gerçekleştirebiliriz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çizdiği; Türkiye Yüzyılı vizyonu, aynı zamanda sosyal adaletin, dayanışmanın ve birlikte büyüme iradesinin güçlü bir şekilde ortaya konduğu bir idealdir. Bizler de bu vizyonda, salt ekonomik büyümeyi hedefleyen kuru stratejilerle değil; insanı, emeği, alın terini ve dayanışmayı merkeze alan bir anlayışla hareket ediyoruz”

Yerli ve milli bir çalışma yaşamı modeli

Çalışma hayatında da bireyi toplumdan koparmadan dayanışma içinde büyümeyi hedefleyen yerli ve milli bir çalışma yaşamı modelini hayata geçirmek için gayret ettiklerini sözlerine ekleyen Bakan Işıkhan, çalışma hayatında da bireyi toplumdan koparmadan, dayanışma içinde büyümeyi hedefleyen; kendi kültürel kodlardan beslenen, yerli ve milli bir çalışma yaşamı modelini hayata geçirmeye gayret ettiklerini dile getirdi.

“Piyasanın toplumdan bağımsız bir yapıya dönüşmesi en büyük yanılgılardan biridir”

Bir işletmenin güçlü bir çalışan grubuyla büyüyeceğini, bir toplumun işsizlik sorunun yerini, istihdam fırsatlarına bıraktığında kalkınacağına ve bir devletin vatandaşının emeğine saygı duyduğu ve bu emeği koruduğu zaman güçleneceğini ifade eden Bakan Işıkhan, “Birçok iktisadi teori, işletmeleri büyütmek adına genellikle, işçileri birer maliyet unsuru olarak görür. Bu teorilere göre; devletin, çoğu zaman piyasa süreçlerine müdahale etmek yerine, sermaye birikimini kolaylaştıran bir düzenleyici olarak hareket etmesini öngörür. Biz, bu öngörüyü tamamen reddediyoruz. Piyasanın, toplumdan bağımsız bir yapıya dönüşmesi en büyük yanılgılardan biridir. Bu nedenle devletin rolü yalnızca bir düzenleyici olmaktan çıkmalı; işçi/işveren tüm vatandaşlarının emeğini, haklarını ve refahını koruyan bir mekanizma haline gelmelidir. Bizler, çalışanları sadece üretim sürecinin bir parçası olarak görmüyoruz, bu sürecin sahibi, öznesi ve dinamosu olarak görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

İnsanı yaşat ki devlet yaşasın

İşverenlerin en önemli sorumluluğunun emeğin karşılığını adil bir şekilde vermesi olduğunu belirten Bakan Işıkhan, “Bizler, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ ilkesini yalnızca bir vecize olarak değil, her kararımızın temel prensibi olarak kabul etmiş bir milletiz. Bu ilke; emeğe saygıyı, çalışana hakkını zamanında ve adaletle teslim etmeyi gerektirir. Hükümet olarak; Ülkemizin istihdam politikasını sadece sayısal başarılarla değil, niteliksel kazanımlarla da güçlendirme iradesi ortaya koyuyoruz” diye konuştu.

Bakan Işıkhan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantıları sonunda belirlenecek olan 2025 yılı asgari ücretin şimdiden Türk milletine hayırlar getirmesini diledi.

Kaynak: İHA

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.