Gözler emekli maaşlarında: 2025 yılında emekli maaşı ne kadar olmalı?
Gözler emekli maaşlarında: 2025 yılında emekli maaşı ne kadar olmalı?
Emeklilerin yüksek enflasyon oranına ezdirilmemesi gerektiğini vurgulayan Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan, “Enflasyonun yüksekliği dikkate alınarak emekli maaşlarına yüzde 30 civarında bir artış yapılmalı” dedi
Haber Giriş Tarihi: 01.01.2025 08:30
Haber Güncellenme Tarihi: 31.12.2024 11:12
Muhabir:
MERVE AĞRIÇ
Türkiye'de 2024’ün son döneminde asgari ücrete yönelik yapılan artışlar, özellikle yüksek enflasyonun etkisiyle kamuoyunda geniş tartışmalara yol açtı. 2025 yılı için asgari ücretin yüzde 30’luk bir zamla 22 bin 104 TL olarak belirlenmesinin ardından, gözler emekli maaşlarına yapılacak zam oranına çevrildi. Halihazırda en düşük emekli maaşı 12 bin 500 TL seviyesinde bulunurken, ekonomistler ve uzmanlar, artan hayat pahalılığı karşısında bu oranın yetersiz kaldığını ifade ediyor. Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan, emekli maaşlarına da yüzde 30’luk bir zam yapılması gerektiğini savunarak, “Hiçbir zaman yüksek enflasyona karşı emekliler korunmadı. Enflasyonla mücadelenin yükünü emekliler ve asgari ücretliler üstlenmek zorunda kalıyor. Enflasyonun yüksekliği dikkate alınarak emekli maaşlarına yüzde 30 civarında bir artış yapılmalı” diye belirtti.
YÜZDE 30 ZAM YAPILMALI
Asgari ücret artışının ardından emekli maaşlarına yapılacak zammı değerlendiren Prof. Dr. Erkan, “Memur emeklilerine, yüzde 16-17 civarında bir artış yapılacağı tahmin ediliyor. İşçi emeklilerinin maaşlarında ise yüzde 10-12 oranında bir artış öngörülüyor. Bu oranlar, daha önce yapılan sözleşmelerde alınan kararların devamı olarak ortaya çıkıyor. Ancak olması gereken şu; TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranlarına rağmen, gerçek enflasyon ile arasındaki fark oldukça büyük. Bu nedenle, enflasyonun yüksekliği dikkate alınarak memur ve işçi emekli maaşlarına yüzde 12-16 yerine yüzde 30 civarında bir artış yapılmalı. Ancak, iktidarın bu kayıpları göz ardı ederek önceki anlaşmalara ve sözleşmelere dayanıp daha düşük bir zam yapacağını düşünüyorum. Yine de memur emeklilerine, Suriye’deki durum ve yaklaşan seçimleri değerlendirmeleri açısından, yüzde 3 veya 5 oranında fazladan bir zam eklenmesi mümkün olabilir” dedi.
TÜRKİYE’NİN ENFLASYONLA MÜCADELEDE BAŞARILI OLMA ŞANSI YOK
Mevcut emekli maaşlarının Türkiye'deki enflasyon oranının çok altında kaldığını ve yetersiz olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Erkan, “Emekli maaşları kesinlikle yeterli değil ve emekliler çok zor durumda. Yıllardır yüksek enflasyon yaşıyoruz. Bu durum bir yılda ortaya çıkan bir sorun değil; birkaç yıldır devam eden yüksek enflasyon söz konusu. Ancak hiçbir zaman yüksek enflasyona karşı emekliler korunmadı. Piyasadaki fiyat dengeleri tamamen bozulmuş durumda. Zam yapan üreticiler ve satıcılar, kendi maliyetlerini kurtarmak adına her türlü zammı yaparken, bu yüksek zamlar en nihayetinde tüketiciye yansıtılıyor. Tüketici bu yükü taşırken, bunu telafi edecek bir maaş artışı yapılmıyor. Dolayısıyla enflasyonla mücadelenin yükünü yine emekliler ve asgari ücretliler üstlenmek zorunda kalıyor. Devlet, kamuda tasarruf yapmaktan bahsediyor ancak kamuda gerçek bir tasarruf uygulanmıyor. 'İtibardan tasarruf olmaz' anlayışı sürdüğü sürece Türkiye'nin enflasyonla mücadelede başarılı olma şansı yok. Kamu, herkesten önce tasarruf konusunda örnek olmalı” ifadelerini kullandı.
İKTİDAR YOKSULA YÜKLENİYOR
Kamudaki tasarrufun yetersiz olduğunun altını çizen Prof. Dr. Erkan, “Kamudaki tasarrufu, daha çok yatırımları kısıtlayarak uyguluyorlar. Ancak daha önce yapılan yatırımları yap-işlet-devret modeliyle borçlanarak gerçekleştirdiler. Bu durum, gelecekte bu borçları vergi olarak ödemek zorunda kalacağımız anlamına geliyor. Yapılan tüm ihalelerde geçiş ve kullanım ücreti gibi maddeler yer aldı. Bu kapsamda, hiç dolmayan veya çalışmayan havaalanları, yeterince kullanılmayan otoyollar ve köprüler var. Yine, yeterli düzeyde hizmet veremeyen şehir hastaneleri dikkat çekiyor. Bu destekler kesildiğinde, şehir hastaneleri ve özel hastanelerin öne çıkması hedeflenirken üniversite hastaneleri zayıfladı ve çalışamaz hale geldi. Sonuç olarak, bu alanlardan kaynaklanan açıkları ve farkları ileriye dönük olarak vergilerle ödemek zorunda kalacağız. Bu nedenle iktidar daha çok yoksula yükleniyor” sözlerine yer verdi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Emeklilerin yüksek enflasyon oranına ezdirilmemesi gerektiğini vurgulayan Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan, “Enflasyonun yüksekliği dikkate alınarak emekli maaşlarına yüzde 30 civarında bir artış yapılmalı” dedi
Türkiye'de 2024’ün son döneminde asgari ücrete yönelik yapılan artışlar, özellikle yüksek enflasyonun etkisiyle kamuoyunda geniş tartışmalara yol açtı. 2025 yılı için asgari ücretin yüzde 30’luk bir zamla 22 bin 104 TL olarak belirlenmesinin ardından, gözler emekli maaşlarına yapılacak zam oranına çevrildi. Halihazırda en düşük emekli maaşı 12 bin 500 TL seviyesinde bulunurken, ekonomistler ve uzmanlar, artan hayat pahalılığı karşısında bu oranın yetersiz kaldığını ifade ediyor. Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan, emekli maaşlarına da yüzde 30’luk bir zam yapılması gerektiğini savunarak, “Hiçbir zaman yüksek enflasyona karşı emekliler korunmadı. Enflasyonla mücadelenin yükünü emekliler ve asgari ücretliler üstlenmek zorunda kalıyor. Enflasyonun yüksekliği dikkate alınarak emekli maaşlarına yüzde 30 civarında bir artış yapılmalı” diye belirtti.
YÜZDE 30 ZAM YAPILMALI
Asgari ücret artışının ardından emekli maaşlarına yapılacak zammı değerlendiren Prof. Dr. Erkan, “Memur emeklilerine, yüzde 16-17 civarında bir artış yapılacağı tahmin ediliyor. İşçi emeklilerinin maaşlarında ise yüzde 10-12 oranında bir artış öngörülüyor. Bu oranlar, daha önce yapılan sözleşmelerde alınan kararların devamı olarak ortaya çıkıyor. Ancak olması gereken şu; TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranlarına rağmen, gerçek enflasyon ile arasındaki fark oldukça büyük. Bu nedenle, enflasyonun yüksekliği dikkate alınarak memur ve işçi emekli maaşlarına yüzde 12-16 yerine yüzde 30 civarında bir artış yapılmalı. Ancak, iktidarın bu kayıpları göz ardı ederek önceki anlaşmalara ve sözleşmelere dayanıp daha düşük bir zam yapacağını düşünüyorum. Yine de memur emeklilerine, Suriye’deki durum ve yaklaşan seçimleri değerlendirmeleri açısından, yüzde 3 veya 5 oranında fazladan bir zam eklenmesi mümkün olabilir” dedi.
TÜRKİYE’NİN ENFLASYONLA MÜCADELEDE BAŞARILI OLMA ŞANSI YOK
Mevcut emekli maaşlarının Türkiye'deki enflasyon oranının çok altında kaldığını ve yetersiz olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Erkan, “Emekli maaşları kesinlikle yeterli değil ve emekliler çok zor durumda. Yıllardır yüksek enflasyon yaşıyoruz. Bu durum bir yılda ortaya çıkan bir sorun değil; birkaç yıldır devam eden yüksek enflasyon söz konusu. Ancak hiçbir zaman yüksek enflasyona karşı emekliler korunmadı. Piyasadaki fiyat dengeleri tamamen bozulmuş durumda. Zam yapan üreticiler ve satıcılar, kendi maliyetlerini kurtarmak adına her türlü zammı yaparken, bu yüksek zamlar en nihayetinde tüketiciye yansıtılıyor. Tüketici bu yükü taşırken, bunu telafi edecek bir maaş artışı yapılmıyor. Dolayısıyla enflasyonla mücadelenin yükünü yine emekliler ve asgari ücretliler üstlenmek zorunda kalıyor. Devlet, kamuda tasarruf yapmaktan bahsediyor ancak kamuda gerçek bir tasarruf uygulanmıyor. 'İtibardan tasarruf olmaz' anlayışı sürdüğü sürece Türkiye'nin enflasyonla mücadelede başarılı olma şansı yok. Kamu, herkesten önce tasarruf konusunda örnek olmalı” ifadelerini kullandı.
İKTİDAR YOKSULA YÜKLENİYOR
Kamudaki tasarrufun yetersiz olduğunun altını çizen Prof. Dr. Erkan, “Kamudaki tasarrufu, daha çok yatırımları kısıtlayarak uyguluyorlar. Ancak daha önce yapılan yatırımları yap-işlet-devret modeliyle borçlanarak gerçekleştirdiler. Bu durum, gelecekte bu borçları vergi olarak ödemek zorunda kalacağımız anlamına geliyor. Yapılan tüm ihalelerde geçiş ve kullanım ücreti gibi maddeler yer aldı. Bu kapsamda, hiç dolmayan veya çalışmayan havaalanları, yeterince kullanılmayan otoyollar ve köprüler var. Yine, yeterli düzeyde hizmet veremeyen şehir hastaneleri dikkat çekiyor. Bu destekler kesildiğinde, şehir hastaneleri ve özel hastanelerin öne çıkması hedeflenirken üniversite hastaneleri zayıfladı ve çalışamaz hale geldi. Sonuç olarak, bu alanlardan kaynaklanan açıkları ve farkları ileriye dönük olarak vergilerle ödemek zorunda kalacağız. Bu nedenle iktidar daha çok yoksula yükleniyor” sözlerine yer verdi.
Kaynak: MERVE AĞRIÇ
YÖKDİL başvuru ücreti 2025: YÖKDİL başvuruları başladı mı, nasıl yapılır?
Memur ve emeklilerin zam oranı belli oldu: İşte en düşük memur ve emekli maaşları
İzmir haber: Denizde kadın cesedi bulundu
Spor ile aşılamayacak engel yok!
Meteoroloji İzmir’i uyardı: Su baskınları olabilir!
İzmir şehitlerini anıyor: Fethi Sekin ve Musa Can için duygusal anma
Temel Conta işçisi grevde: Patronlar mangalda
Logo yarışmasının kazananı Alper Bulut oldu
DEÜ’nün üç farklı meslek okuluna MEDEK'ten akreditasyon: Eğitim kalitesi bir kez daha tescillendi
İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde iki önemli sergi
Son Girilen Haberler
Cezaevinden tahliye oldu, silahlı saldırıya uğradı!
İstanbul'da 25 gün önce cezaevinden tahliye olan Tolga Y.(20), evinin önünde oturduğu sırada motosikletli iki şüphelinin silahlı saldırısına uğradı.
Merkez Bankası, yabancı para kredilerinde aylık büyüme sınırı yüzde 1'e indirdi
Merkez Bankası, yabancı para ticari kredilerde büyüme sınırını yüzde 1,5'tan yüzde 1'e indirdi.
Survivor dokunulmazlık oyununu kim kazandı?
Survivor All Star'da dokunulmazlık oyunu için kıran kırana mücadele devam ediyor. Haftanın üçüncü dokunulmazlığını kazanan takımı herkes merak ediyor. Peki, Survivor All Star 'da dokunulmazlığı kim kazandı?