[title]|İlkses Gazetesi

İş mi bulamıyoruz? İş mi beğenmiyoruz?

Genç işsizlik oranları artarken sektör temsilcileri vasıflı, vasıfsız eleman bulamamaktan şikayetçi. Artık alttan personel yetişmediğini belirten temsilciler yabancı uyruklu personele yöneldiklerini ifade ediyor.

Haber Giriş Tarihi: 04.04.2024 08:43
Haber Güncellenme Tarihi: 04.04.2024 08:43
Kaynak: HABER MERKEZİ
İş mi bulamıyoruz?  İş mi beğenmiyoruz?

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER /Türkiye’de bir yandan işsizlik oranları her geçen gün artarken bir yandan da sektör temsilcileri çalıştıracak vasıflı, vasıfsız eleman bulamamaktan şikâyet ediyor. İnşaattan tekstile, fırıncılıktan oto tamirciliğine varana kadar birçok sektörün kanayan yarası kalifiye elman bulamamak. Farklı sektörlerde yüksek maaşlar verilmesine rağmen personel bulunamaması gelecekte nitelikli iş gücü arzında ciddi tehdit oluşturuyor. İzmir’de faaliyet gösteren sektör temsilcileri bundan 10 yıl önce yaz aylarında ailelerin iş hayatını görsün diye çocuklarını getirdiklerini, inşaat sahalarının kapılarında kalıpçı, sıvacı gibi iş arayan personelin olduğunu fakat geldiğimiz noktada eleman bulmak için ilanlar verdiklerini, yerli vatandaşların yerine ise yabancı uyruklu personel çalıştırmak zorunda kaldıklarını belirtiyor. Sektörlere personel yetiştirecek meslek liseleri yetersiz kalırken, verilen yüksek ücretler bile gençlerin ilgisini çekmiyor. Sektörde her geçen gün personel sıkıntısını arttığını ve alttan personel yetişmediğini belirten İzmir İnşaat Müteahhitleri Derneği (İMDER) Başkanı İslam Yıldırım, “Özellikle kalıpçı, tesisatçı, duvarcı, demirci ve sıvası gibi ağır işlerde çalışacak insan kalmadı. Bir şantiyede yaş ortalaması 50 – 55. Bu şekilde gidersek 10 – 15 yıl sonra sektörde çalışacak yerli vatandaş bulamayacağız” dedi. 

15 YILA SONRA USTA BULAMAYACAĞIZ

Bu günlerde bir ustanın günlük yevmiyesinin 2 bin – 2 bin 500 TL arası değişiklik göstermesine rağmen sektörde çalışacak usta bulamadıklarını belirten Yıldırım, “Bir amelenin günlük yevmiyesi bin 200 lira. 26 gün çalışsa 31 bin 200 lira para kazanıyor. Asgari ücretin neredeyse iki katı. Ve yaptıkları iş de eskisi gibi zor değil artık. Çekecekleri malzemeler her kata asansörle geliyor. Eskiden bizim inşaatlara 4 – 5 tane eleman gelip iş sorardı. Şimdi inşaat sahipleri diğer inşaatlardan usta transfer ediyor. Özellikle kalıpçı, tesisatçı, duvarcı, demirci ve sıvası gibi ağır işlerde çalışacak insan kalmadı. Aşağıdan insan yetişmiyor. Bir şantiyede yaş ortalaması 50 – 55. Bizim bu dönemde 20’li yaşlarda bir kalıpçı görmemiz imkânsız. Bu şekilde gidersek 10 – 15 yıl sonra sektörde çalışacak yerli vatandaş bulamayacağız. Bu sektörde çalışacak insanlar dışardan gelecekler ve piyasanın hakimiyeti onlara geçmiş olacak. Çünkü piyasada 50 bin tane sıhhi tesisatçı ihtiyacı varsa yetişen tesisatçı sayısı 5 bin. Memleketin geleceği açısından ve üretimin durması noktasında ciddi kaygılar taşıyorum ben. Bize gerçekten ağır işlerde çalışacak personel lazım” ifadelerini kullandı.

ÖNCE ALGI DEĞİŞMELİ

Ailelerin eskiden çocuklarını yaz tatillerinde bile olsa sanayiye, marangoza veya inşaata iş hayatını görsün bir şeyler öğrensin diye gönderdiklerini fakat geldikleri noktada hiçbir ailenin buna yanaşmadığını söyleyen Yıldırım, “Bütün çocuklarımızı okutmaya çalışıyoruz. Okusunlar buna karşı değiliz ama okumayacak çocuklarımızın da bu sektöre yönelmesi gerekiyor. Biz personel sıkıntısını biraz olsun çözebilmek adına herhangi bir şantiyemizde iş güvenliğinde maksimum derecede riayet edip, ustalarımızın o çocukları ezmeyecek şekilde bir proje başlatsak emin olun bir kişi gelmez. Çocuğumun inşaata ne işi var derler. Durum böyle olunca da inşaatçılar yabancı usta çalıştırıyor. Şu anda şantiyelerde özellikle ağır işlerde çok ciddi manada Suriyeli personel çalıştırıyoruz. Ve onlar çekildiği zaman sektörde ufak çaplı kriz yaşanır. Yurt dışında inşaat işi yapan arkadaşlarım var havalar bozuk olsa bile çalışmaya devam ettiklerini söylüyor. Adam hem müteahhit hem kalfa hem usta hem de amele. Bütün işleri kendisi yapıyor. Ama oradaki vatandaşlar inşaata çalışan insanlara saygı gösteriyorlar. Bizde inşaata çalışan adama kız vermiyorlar. Önce bu algıyı değiştirmemiz gerekiyor. Aileler çocuklarını sektörlere yönlendirsinler. Okuyup da işi olmayan gençlerimiz farklı sektörlere yönelip burada kendilerine iş imkânı bulabilirler” şeklinde konuştu.

VASIFSIZ PERSONEL BİLE YOK

Tekstil sektöründe faaliyet gösteren firmalarında değil usta vasıfsız personel bile bulamadıklarını ifade eden Güven, “Firmamızda nakış makinesinde operatörlük yapacak kalifiye eleman bulma şansımız kalmadı. Onun yerine vasıfsız elemanları alıp yetiştirmeye çalışıyoruz. Bir personelin yetişmesi kişinin isteğine göre 3 ila 6 ay arası sürüyor. Asgari ücretle başlatıyoruz önce. Durumuna göre gelişim sağlarsa vardiyaya yerleştirip maaş düzenlemesine gidiyoruz. Ama geldiğimiz noktada vasıfsız eleman bile bulamıyoruz. İnsanlar kurye, güvenlik görevlisi veya kafelerde garson olmak işitiyor. İşin özü insanlarımız çalışırken elinden telefonu bırakmamak istiyor. Biz şu anda mecburen Suriyeli personel çalıştırmaya başladık. Fabrikamıza konteynerler koyup orda kalmalarını sağlıyoruz. Sistemden sıkıntımız yok. İşlerimizin ilerlemesi için böyle bir çözüm ürettik. Meslek liseleriyle bir protokol yaptık okula destek verdik, atölyesini güncelledik, öğrencileri staja alıyoruz sene sonunda 10-11 mezun veriyorlar hepsine işe alım garantisi veriyoruz ama bunda da çok başarılı değiliz. Ben yaşım geçtikçe işlerim rayına oturur daha rahat bir hayat sürerim diye düşünüyorken şu anda daha çok çalışıyorum” diye konuştu.

20 SENEDİR KİMSE GETİRMEDİ

Meslek liseleriyle yapılan protokollerle personel sorununu çözmeye çalıştıklarını fakat Milli Eğitim’in gastronomi bölümleri için bu okulları kapatmaya çalıştığını dile getiren Güven, “Bizim sektörümüzde tüm sosyal hakları verilir. Kanserojen bir ortamımız yok. Gerçekten eğlenceli güzel bir işimiz var. Bu şartlar altında olmasına rağmen ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü bu bölümü gastronomi merkezi yapacağım diye kapatmaya çalışıyor. Bu ülkenin sadece aşçıya mı ihtiyacı var? Burada öğretmenlerimiz hevesle çalışıyor, çok yeterli olmasa da 1 – 2 öğrencimiz meslek sahibi oluyor. Bunu kurcalamanın bir anlamı yok. Bizi firmalar arıyor yurt dışından eleman getiriyoruz ilgilenir misiniz diye. İş bu noktaya geliyor artık. Bundan 20 sene önce okullar kapanır kapanmaz aileler bize çocuklarını getirirdi. İş yeri görsün, biraz disiplinli ortamda yetişsin diye. Bizde 4- 5 çocuk olduğu zaman yeterli bu kadarı diye tamam derdik. Şimdi 20 senedir bir tane insan çocuğunu getirip iş öğrensin demiyor. İş yaptığımız diğer firmalara önce işi yetiştirebileceği elemanı var mı diye sorar olduk. Sadece bizde değil tüm sektörlerde aynı sorun var. Ve bu durum ülkemiz için hiç iç açıcı değil” dedi.

Kaynak: HABER MERKEZİ

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.