İTB meclis toplantısında Türkiye’nin ekonomi gündemini değerlendiren Kestelli, ekonomide kalıcı çözümler için yapısal reformların şart olduğunu belirtti
Haber Giriş Tarihi: 26.09.2023 15:16
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak:
Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
İzmir Ticaret Borsası (İTB) Eylül Ayı olağan meclis toplantısı Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer idaresinde, İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ve yönetim kurulunun yoğun katılımıyla gerçekleşti. Meclis toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye’nin ekonomik gündemini değerlendiren Başkan Kestelli, “Fiyat istikrarı için atılan adımları olumlu buluyoruz ama sorunlarımızın sadece mali ve finansal önlemlerle çözülemeyeceğinin, kalıcı iyileşme için yapısal reformların şart olduğunun bir kez daha altını çiziyoruz” dedi.
EKONOMİDE REFORM ŞART
Ekonomide zorluklarla, belirsizliklerle geçen bir dönemin ardından, rasyonel politikalara dönüşün sürecinden sancılı bir dönemden geçildiğini söyleyen Kestelli, “Kur ve faizin enflasyonla kopan dengesi yeniden ihdas ediliyor. Fiyat istikrarı için atılan adımları olumlu buluyoruz ama sorunlarımızın sadece mali ve finansal önlemlerle çözülemeyeceğinin, kalıcı iyileşme için yapısal reformların şart olduğunun bir kez daha altını çiziyoruz. Türkiye ekonomisinin, her meydan okumada sarsılmayacak kadar sağlam, dayanıklı ve çevik bir yapıya kavuşturulmasının şart olduğunu söylüyor ve üretim ekonomisini beka sorunu olarak görüp, bu konuda gerekli tüm çalışmaların hızla planlanması ve uygulamaya geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz” dedi.
OVP TUTARTLI BİR PROGRAM
İzmir iş dünyası olarak hareketli bir ayı geride bıraktıklarını belirten Kestelli, Orta Vadeli Program (OVP)’ı açıklanmasının ardından gerçekleşen bu ziyaretler, hükümetin programa bakışını görmemiz açısından önemli olduğu söyledi. OVP’nin tutarlı hazırlanmış bir program olduğunu söyleyen Kestelli, “OVP’nin uygulanmasına yönelik ekonomi yönetiminde ciddi bir kararlılık gördüğümüzü söyleyebilirim. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Yılmaz’ın, “Önemli olan bu programı hayata geçirmemiz” sözleri, bu kararlılığın göstergesi. Üç yıllık bir süreyi kapsayan OVP’nin uygulama döneminde yurtiçi veya yurtdışı kaynaklı zor dönemler olacaktır. Ancak, umuyor ve diliyorum ki, her durumda programa tam bir uyum gösterilir ve toplum olarak katlanmak zorunda kaldığımız maliyetin sonuçlarını, güçlü ekonomi hedefine ulaşarak almış oluruz” diye konuştu.
TARIMIN SORUNU PLANSIZ ÜRETİM
Geçtiğimiz günlerde tarım sektörümüz ile ilgili Resmî Gazetede yayınlanan 3 önemli mevzuat hakkında konuşan Kestelli, “Birincisi, tarımsal üretimin planlamasına yönelik usul ve esasları belirleyen Tarımsal Üretimin Planlanması Hakkında Yönetmelikti. Tarımın en önemli sorunlarının başında planlı bir üretim yapılmaması olduğunu yıllardır hepimiz dile getirdik. Planlama eksikliğinin; Fiyatlarda aşırı oynaklığa, üretici gelirlerinde istikrarsızlığa, tüketicilerin uygun maliyetlerde gıdaya ulaşamamasına, dış ticarette istikrarsızlığa ve gıda güvencesine ilişkin risklerin artmasına neden olduğunu biliyoruz. Kısa vadede bütün sorunları çözmesini beklemesek de uygulamaya yönelik önemli bir adımın atılmış olmasını çok önemli görüyorum. Borsa olarak hem üyelerimizin talep ve görüşleri hem de saha ve masa başı çalışmalarımızdan elde edeceğimiz veriler ile Komite çalışmalarına elimizden gelen en yüksek katkıyı vereceğimizi şimdiden söyleyebilirim. Umuyorum ki, yapılacak çalışmalar ile orta ve uzun dönemde sektörde yaşadığımız arz yönlü sorunları en aza indirmeye başarabiliriz” ifadelerine yer verdi.
ARABULUCULUK MEKANİZMASI SİSTEME ENTEGRE EDİLMELİ
Yayınlanan ikinci önemli mevzuatın ise sözleşmeli üretimin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için uygulanacak usul ve esasları düzenleyen yönetmelik olduğunu dile getiren Kestelli, “Sözleşmeli tarım bazı ürün gruplarında uzun yıllardır uygulanan bir sistem. Başarılı örnekleri olduğunu da söylemek mümkün. Ancak, özellikle sözleşme tarafları arasındaki hak ve sorumlulukları düzenleyecek tarafsız bir otorite kurumunun eksikliğinin sistemin gelişmesine engel olduğuna da dikkat çekmek isterim. Yönetmeliğe göre bu görevi Tarım ve Orman Bakanlığı üstlenmiş durumda. Ayrıca, anlaşmazlıkların hızlı çözümü için de arabuluculuk mekanizmasının sisteme entegre edildiğini görüyoruz. Tarımsal üretimin doğası gereği üretim süreçlerinin kesintisiz olması, özellikle yaş meyve ve sebze gibi hızlı tüketime konu olan ürünlerin ticaretinin de hızlı yapılması zorunluluğu sözleşmeli tarımın önemli zorlukları arasında yer alıyor. Yeni mevzuatın bu zorluklara ne kadar cevap vereceğini uygulamada görecek olsak da bir düzenleme iradesinin ortaya konulmasını çok önemli buluyorum” dedi.
ÜRETİCİMİZİ TATMİN EDECEK FİYATLAR BEKLİYORUZ
Yayınlanan üçüncü önemli mevzuatın 2023 yılında yapılacak tarımsal desteklemeler olduğunu söyleyen Kestelli, “Çok farklı kalemde verilen desteklemelerin bazılarında artış yapılırken özellikle bölge üreticilerimizin merakla beklediği pamuk priminde maalesef artış yapılmadı. Tarımsal desteklemelerde bütçe imkanlarının önemli olduğu bir gerçek ve konjonktür gereği kemer sıkma dönemindeyiz. Ancak, pamuk sektöründe yaşanan gelişmeleri dikkate aldığımızda kilo başına geçen yıla göre artış yapılmadan 160 kuruş olarak açıklanan primin yetersiz olduğu çok açık. Yaklaşık bir ay sonra pamuk hasadı başlayacak. Borsamız koordinatörlüğünde yapılan uzaktan algılama rekolte çalışması devam ediyor. Rekolte miktarında ekim alanındaki değişimin etkili olacağını, kalite yönünden ise önemli bir sorun görünmediğini söyleyebiliriz. Gerçek durumu hasatla birlikte daha net görüyor olacağız. Normal şartlarda ülkemiz ve dünya lif pamuk fiyatları arasında çok yüksek bir korelasyon olmasına rağmen piyasada şu anda yurtiçi fiyatlar dünya fiyatlarının yüzde 20 civarında altında. Bugünkü pamuk fiyatları ve üretim maliyetleri düşünüldüğünde pamuk üreticilerimiz bırakın para kazanmayı, zarar ediyor olacak. Piyasa koşulları böyle devam ederse gelecek yıl birçok üreticimizin pamuk ekiminden vazgeçeceğini söylemek mümkün. Geçtiğimiz yıl 110 kuruş olarak açıklanan prim miktarı piyasa şartları dikkate alınarak 160 kuruşa çıkarılmıştı. Bu yılki şartlarda dikkate alınarak açıklanan pamuk priminin tekrar değerlendirilmesini ve üreticimizi tatmin edecek bir düzenlemenin yapılmasını Bakanlığımızdan önemle rica ediyoruz” diye belirtti.
GELİŞMELER SEZON SONUNDA BELLİ OLACAK
Konuşmasının sonunda tarım sektöründeki alım fiyatlarını değerlendiren Kestelli, şu ifadeleri kullandı;
“Tarımda mevzuat düzenlemeleri yapılıyor, yeni uygulamalar hayata geçiriliyor ama asıl iş olan üretim ve ticaret ara vermeksizin devam ediyor. Bölgemizin geleneksel ürünlerinde üzüm ve incirde hasadın yavaş yavaş sonuna geliyoruz. Zeytinde erken hasat yağ üretmek isteyen üreticilerimiz hasada kısmen başladılar, pamukta ise hasat ekim ayı içerisinde başlayacak. Çekirdeksiz üzümde mildiyö hastalığından dolayı kalite kaybının yanı sıra iklim koşullarının etkisi ile ortalamanın altında bir rekolte söz konusu. Bunun da doğrudan fiyatlara yansıdığını söyleyebiliriz. Geçtiğimiz yıl 25 lira seviyelerinde olan kuru üzüm fiyatları bu sezon 50-55 lira seviyelerine yükselmiş durumda. Bu artışı üreticilerimiz için olumlu görebiliriz ama ürün alamayan birçok üreticimiz de sezonu kayıpla kapatmak durumunda kalacak. İncirde miktar açısından geçen yıla benzer bir rekolte bekleniyor. Ancak son günlerde sıcaklık ve nem kaynaklı bir kalite sorunu olduğunu söyleyebiliriz. Zeytinde geçen yılki rekor üretimden sonra rekoltede önemli bir düşüş yaşayacağımız kesin. Dökme ve varilli zeytinyağı ihracatının yasaklanmasının ardından fiyatlar kısa bir süre yatay seyir izlese de sızmada 210-220 lira seviyelerine ulaşmış durumda. Sezon içerisindeki gelişmeler ile diğer üretici ülkelerdeki hasadın nasıl olacağı, fiyatların yönünde de belirleyici olacaktır. “
DEĞİŞEN EKONOMİDE TÜKETİCİ DESTEKLENMELİ
Risk ve belirsizliklerin en yoğun olduğu sektörlerden birinde faaliyet gösterdiklerini belirten İTB Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer, “Üretimimiz ve ticaretimiz çeşitli doğal, ekonomik ve sosyal kısıtlarla karşı karşıya. Hava koşulları, hastalık ve zararlılar, fiyat belirsizliği, maliyet artışları, pazar erişimi, politikalar ve yasal düzenlemelerden kaynaklı olası ekonomik kayıplardan korunmak için risklerimizi devretmek zorundayız. Neyse ki tarımda sigorta bilincinin son yıllarda arttığını gözlemliyorum. 2022 yılında devlet destekli tarım sigortalarında toplam poliçe sayısı önceki yıla göre yüzde 22 oranında arttı. Sürdürülebilir üretim ve sürdürülebilir tarım ekonomisi için sigorta sistemi ve sigorta kalemlerinin çeşitliliği hayati önem taşıyor. Bu nedenle, değişen ekonomik koşullara karşı üreticilerimizi korumak için özellikle fiyat ve maliyet belirsizliklerine karşı yeni koruma paketlerinin bir an önce devreye alınması gerektiğinin altını çizmek istiyorum” diye belirtti.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İTB meclis toplantısında Türkiye’nin ekonomi gündemini değerlendiren Kestelli, ekonomide kalıcı çözümler için yapısal reformların şart olduğunu belirtti
İzmir Ticaret Borsası (İTB) Eylül Ayı olağan meclis toplantısı Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer idaresinde, İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ve yönetim kurulunun yoğun katılımıyla gerçekleşti. Meclis toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye’nin ekonomik gündemini değerlendiren Başkan Kestelli, “Fiyat istikrarı için atılan adımları olumlu buluyoruz ama sorunlarımızın sadece mali ve finansal önlemlerle çözülemeyeceğinin, kalıcı iyileşme için yapısal reformların şart olduğunun bir kez daha altını çiziyoruz” dedi.
EKONOMİDE REFORM ŞART
Ekonomide zorluklarla, belirsizliklerle geçen bir dönemin ardından, rasyonel politikalara dönüşün sürecinden sancılı bir dönemden geçildiğini söyleyen Kestelli, “Kur ve faizin enflasyonla kopan dengesi yeniden ihdas ediliyor. Fiyat istikrarı için atılan adımları olumlu buluyoruz ama sorunlarımızın sadece mali ve finansal önlemlerle çözülemeyeceğinin, kalıcı iyileşme için yapısal reformların şart olduğunun bir kez daha altını çiziyoruz. Türkiye ekonomisinin, her meydan okumada sarsılmayacak kadar sağlam, dayanıklı ve çevik bir yapıya kavuşturulmasının şart olduğunu söylüyor ve üretim ekonomisini beka sorunu olarak görüp, bu konuda gerekli tüm çalışmaların hızla planlanması ve uygulamaya geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz” dedi.
OVP TUTARTLI BİR PROGRAM
İzmir iş dünyası olarak hareketli bir ayı geride bıraktıklarını belirten Kestelli, Orta Vadeli Program (OVP)’ı açıklanmasının ardından gerçekleşen bu ziyaretler, hükümetin programa bakışını görmemiz açısından önemli olduğu söyledi. OVP’nin tutarlı hazırlanmış bir program olduğunu söyleyen Kestelli, “OVP’nin uygulanmasına yönelik ekonomi yönetiminde ciddi bir kararlılık gördüğümüzü söyleyebilirim. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Yılmaz’ın, “Önemli olan bu programı hayata geçirmemiz” sözleri, bu kararlılığın göstergesi. Üç yıllık bir süreyi kapsayan OVP’nin uygulama döneminde yurtiçi veya yurtdışı kaynaklı zor dönemler olacaktır. Ancak, umuyor ve diliyorum ki, her durumda programa tam bir uyum gösterilir ve toplum olarak katlanmak zorunda kaldığımız maliyetin sonuçlarını, güçlü ekonomi hedefine ulaşarak almış oluruz” diye konuştu.
TARIMIN SORUNU PLANSIZ ÜRETİM
Geçtiğimiz günlerde tarım sektörümüz ile ilgili Resmî Gazetede yayınlanan 3 önemli mevzuat hakkında konuşan Kestelli, “Birincisi, tarımsal üretimin planlamasına yönelik usul ve esasları belirleyen Tarımsal Üretimin Planlanması Hakkında Yönetmelikti. Tarımın en önemli sorunlarının başında planlı bir üretim yapılmaması olduğunu yıllardır hepimiz dile getirdik. Planlama eksikliğinin; Fiyatlarda aşırı oynaklığa, üretici gelirlerinde istikrarsızlığa, tüketicilerin uygun maliyetlerde gıdaya ulaşamamasına, dış ticarette istikrarsızlığa ve gıda güvencesine ilişkin risklerin artmasına neden olduğunu biliyoruz. Kısa vadede bütün sorunları çözmesini beklemesek de uygulamaya yönelik önemli bir adımın atılmış olmasını çok önemli görüyorum. Borsa olarak hem üyelerimizin talep ve görüşleri hem de saha ve masa başı çalışmalarımızdan elde edeceğimiz veriler ile Komite çalışmalarına elimizden gelen en yüksek katkıyı vereceğimizi şimdiden söyleyebilirim. Umuyorum ki, yapılacak çalışmalar ile orta ve uzun dönemde sektörde yaşadığımız arz yönlü sorunları en aza indirmeye başarabiliriz” ifadelerine yer verdi.
ARABULUCULUK MEKANİZMASI SİSTEME ENTEGRE EDİLMELİ
Yayınlanan ikinci önemli mevzuatın ise sözleşmeli üretimin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için uygulanacak usul ve esasları düzenleyen yönetmelik olduğunu dile getiren Kestelli, “Sözleşmeli tarım bazı ürün gruplarında uzun yıllardır uygulanan bir sistem. Başarılı örnekleri olduğunu da söylemek mümkün. Ancak, özellikle sözleşme tarafları arasındaki hak ve sorumlulukları düzenleyecek tarafsız bir otorite kurumunun eksikliğinin sistemin gelişmesine engel olduğuna da dikkat çekmek isterim. Yönetmeliğe göre bu görevi Tarım ve Orman Bakanlığı üstlenmiş durumda. Ayrıca, anlaşmazlıkların hızlı çözümü için de arabuluculuk mekanizmasının sisteme entegre edildiğini görüyoruz. Tarımsal üretimin doğası gereği üretim süreçlerinin kesintisiz olması, özellikle yaş meyve ve sebze gibi hızlı tüketime konu olan ürünlerin ticaretinin de hızlı yapılması zorunluluğu sözleşmeli tarımın önemli zorlukları arasında yer alıyor. Yeni mevzuatın bu zorluklara ne kadar cevap vereceğini uygulamada görecek olsak da bir düzenleme iradesinin ortaya konulmasını çok önemli buluyorum” dedi.
ÜRETİCİMİZİ TATMİN EDECEK FİYATLAR BEKLİYORUZ
Yayınlanan üçüncü önemli mevzuatın 2023 yılında yapılacak tarımsal desteklemeler olduğunu söyleyen Kestelli, “Çok farklı kalemde verilen desteklemelerin bazılarında artış yapılırken özellikle bölge üreticilerimizin merakla beklediği pamuk priminde maalesef artış yapılmadı. Tarımsal desteklemelerde bütçe imkanlarının önemli olduğu bir gerçek ve konjonktür gereği kemer sıkma dönemindeyiz. Ancak, pamuk sektöründe yaşanan gelişmeleri dikkate aldığımızda kilo başına geçen yıla göre artış yapılmadan 160 kuruş olarak açıklanan primin yetersiz olduğu çok açık. Yaklaşık bir ay sonra pamuk hasadı başlayacak. Borsamız koordinatörlüğünde yapılan uzaktan algılama rekolte çalışması devam ediyor. Rekolte miktarında ekim alanındaki değişimin etkili olacağını, kalite yönünden ise önemli bir sorun görünmediğini söyleyebiliriz. Gerçek durumu hasatla birlikte daha net görüyor olacağız. Normal şartlarda ülkemiz ve dünya lif pamuk fiyatları arasında çok yüksek bir korelasyon olmasına rağmen piyasada şu anda yurtiçi fiyatlar dünya fiyatlarının yüzde 20 civarında altında. Bugünkü pamuk fiyatları ve üretim maliyetleri düşünüldüğünde pamuk üreticilerimiz bırakın para kazanmayı, zarar ediyor olacak. Piyasa koşulları böyle devam ederse gelecek yıl birçok üreticimizin pamuk ekiminden vazgeçeceğini söylemek mümkün. Geçtiğimiz yıl 110 kuruş olarak açıklanan prim miktarı piyasa şartları dikkate alınarak 160 kuruşa çıkarılmıştı. Bu yılki şartlarda dikkate alınarak açıklanan pamuk priminin tekrar değerlendirilmesini ve üreticimizi tatmin edecek bir düzenlemenin yapılmasını Bakanlığımızdan önemle rica ediyoruz” diye belirtti.
GELİŞMELER SEZON SONUNDA BELLİ OLACAK
Konuşmasının sonunda tarım sektöründeki alım fiyatlarını değerlendiren Kestelli, şu ifadeleri kullandı;
“Tarımda mevzuat düzenlemeleri yapılıyor, yeni uygulamalar hayata geçiriliyor ama asıl iş olan üretim ve ticaret ara vermeksizin devam ediyor. Bölgemizin geleneksel ürünlerinde üzüm ve incirde hasadın yavaş yavaş sonuna geliyoruz. Zeytinde erken hasat yağ üretmek isteyen üreticilerimiz hasada kısmen başladılar, pamukta ise hasat ekim ayı içerisinde başlayacak. Çekirdeksiz üzümde mildiyö hastalığından dolayı kalite kaybının yanı sıra iklim koşullarının etkisi ile ortalamanın altında bir rekolte söz konusu. Bunun da doğrudan fiyatlara yansıdığını söyleyebiliriz. Geçtiğimiz yıl 25 lira seviyelerinde olan kuru üzüm fiyatları bu sezon 50-55 lira seviyelerine yükselmiş durumda. Bu artışı üreticilerimiz için olumlu görebiliriz ama ürün alamayan birçok üreticimiz de sezonu kayıpla kapatmak durumunda kalacak. İncirde miktar açısından geçen yıla benzer bir rekolte bekleniyor. Ancak son günlerde sıcaklık ve nem kaynaklı bir kalite sorunu olduğunu söyleyebiliriz. Zeytinde geçen yılki rekor üretimden sonra rekoltede önemli bir düşüş yaşayacağımız kesin. Dökme ve varilli zeytinyağı ihracatının yasaklanmasının ardından fiyatlar kısa bir süre yatay seyir izlese de sızmada 210-220 lira seviyelerine ulaşmış durumda. Sezon içerisindeki gelişmeler ile diğer üretici ülkelerdeki hasadın nasıl olacağı, fiyatların yönünde de belirleyici olacaktır. “
DEĞİŞEN EKONOMİDE TÜKETİCİ DESTEKLENMELİ
Risk ve belirsizliklerin en yoğun olduğu sektörlerden birinde faaliyet gösterdiklerini belirten İTB Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer, “Üretimimiz ve ticaretimiz çeşitli doğal, ekonomik ve sosyal kısıtlarla karşı karşıya. Hava koşulları, hastalık ve zararlılar, fiyat belirsizliği, maliyet artışları, pazar erişimi, politikalar ve yasal düzenlemelerden kaynaklı olası ekonomik kayıplardan korunmak için risklerimizi devretmek zorundayız. Neyse ki tarımda sigorta bilincinin son yıllarda arttığını gözlemliyorum. 2022 yılında devlet destekli tarım sigortalarında toplam poliçe sayısı önceki yıla göre yüzde 22 oranında arttı. Sürdürülebilir üretim ve sürdürülebilir tarım ekonomisi için sigorta sistemi ve sigorta kalemlerinin çeşitliliği hayati önem taşıyor. Bu nedenle, değişen ekonomik koşullara karşı üreticilerimizi korumak için özellikle fiyat ve maliyet belirsizliklerine karşı yeni koruma paketlerinin bir an önce devreye alınması gerektiğinin altını çizmek istiyorum” diye belirtti.
Bu haber de ilginizi çekebilir: İTB Başkanı Işınsu Kestelli’nin OVP değerlendirmesi
Piri Reis’i Hangi El Tutuyor?
Menemen’de okulda öğretmene şiddet: Toplumsal sorunu yansıtıyor!
AK Partili Boztepe içme suyuna yapılan zamma tepki gösterdi
Başkan Saygılı’dan Tugay’a 2. çevreyolu cevabı
İzmir haber: Cezaevinden tahliye olur olmaz dehşet saçtı
Evka 5’in gençleri ve yolları ilgi bekliyor
Bayındır’da Öğretmenler Günü coşkusu
Karabağlar’da bazı sokaklar 3 gün araç trafiğine kapalı olacak!
İZSU’ya 35,5 milyarlık bütçe: Körfez’e 7,5 milyarlık kaynak
Başkan Tugay’dan iklim krizi çıkışı: Amerikalı petrol şirketlerini kınıyorum
Son Girilen Haberler
Başkan Günay’ın oğlu son yolculuğuna uğurlandı
Hayatını kaybeden Onur Günay’ı son yolculuğuna uğurlamak için Güzelbahçe’de cenaze töreni düzenlenirken; törene katılan Özgür Özel “İzmir’in hüngür hüngür ağladığı gün” ifadelerini kullandı.
Manisa'da Çin Mahallesi kurulacak! BYD, 20 bin kişiye istihdam sağlayacak
Manisa'da, BYD'nin gerçekleştireceği 1 milyar dolarlık yatırım için çalışmalar hız kazandı. Şirket, 2026 yılında üretime başlamayı planladığı fabrikasıyla bölgede 20 bin kişiye istihdam sağlamayı hedefliyor.
İzmir'de yasa dışı bahis çetesine sosyal medya fenomeni şoku: Paylaşım başına 250 bin lira kazanmışlar
İzmir’de yürütülen yasa dışı bahis soruşturması kapsamında gözaltına alınıp tutuklanan sosyal medya fenomenlerinin, bahis çetelerinden her paylaşım başına yaklaşık 250 bin lira kazanç sağladıkları tespit edildi.