[title]|İlkses Gazetesi

Türk mallarına misilleme yapılır

Vergi mevzuatında yapılan değişikliğin ardından, Türkiye pazarındaki dünya markalarının nasıl bir yol izleyeceği hakkında konuşan Acar, “Karşı ülkeler de benzeri uygulamaları Türk mallarına yapabilir” dedi

Haber Giriş Tarihi: 16.08.2024 08:57
Haber Güncellenme Tarihi: 16.08.2024 08:57
Kaynak: HABER MERKEZİ
Türk mallarına misilleme yapılır

AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER- Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla birlikte Resmî Gazete’de yayımlanan karara göre; Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden gelen ve fiyatı 30 Euro’yu geçmeyen ürünlerin gümrük vergisi yüzde 18’den yüzde 30’a yükseltildi. Öte yandan AB dışındaki ülkelerden yapılan alışverişlerde ise satın alınan ürün başına yüzde 60 oranında vergi alınacağı belirtildi. Kararın ardından Amerika Birleşik Devletleri (ABD) menşeili, dünyanın en büyük markalarından biri olan Nike, Türkiye’deki online satışlarını vergi mevzuatında yapılan değişiklik sebebiyle askıya aldığını açıkladı. İlerleyen süreçte diğer dünya markalarının nasıl bir yol izleyeceği ve bunun Türkiye ekonomisini nasıl etkileyeceği tartışma konusu olurken durum değerlendirmesinde bulunan Ekonomist Prof. Dr. İbrahim Atilla Acar “Eğer Nike firması haklı bulunursa bu uygulamanın kaldırılmasının yanı sıra yüklü bir miktarda da tazminat ödeme ihtimalimiz var” diye konuştu. Ekonomist Dr. Ayhan Bülent Toptaş ise “E-ticaret yoluyla yapılan ithalata böyle bir vergi gelmesi bizim ekonomimizi batırmaz ama Türkiye’deki ekonomik yönetime olan güveni büyük ölçüde sarsar” açıklamasında bulundu.

GÜVENSİZLİK OLUŞTURUYOR

E-ticaret yoluyla yapılan ithalatın, dışarıya olan para akışını ve döviz kaybını tetiklemesi sebebiyle vergide zamma gidildiğini belirten Toptaş, “Yakın bir zamana kadar e ticaret yoluyla sipariş edilen ürünlerin vergilerinin arttırılması ile ilgili karar çıkmadan önce, şöyle bir durumla karşı karşıyaydık. Ülkemizde pahalı olan ürünleri insanlar dışarıdan almaya başlamışlardı. İnsanlar böylece ülkemizde gereğinden fazla pahalı olan ürünleri ithal edebiliyorlardı. Tabi ki bu durum ekonomi yönetiminin dikkatini çekti. Dışarıya para akışı ve döviz kaybı olmaması için bu ithalatın yolunu kestiler. Böylece hem ithalatı hem de dövize olan talebi düşürmüş olacaklar. Ancak verginin devreye girmesi firmalar için de karmaşık bir süreç. Firmalar bunun içine girmek istemiyor. Çünkü ani kararlarla atılan adımlar yerli- yabancı fark etmeksizin tüm yatırımcılarda güvensizlik oluşturuyor. Dolayısıyla buna ilk olarak Nike gibi büyük dünya markaları tepki gösteriyor” ifadelerini kullandı.

DİĞER MARKALAR DA KERVANA KATILABİLİR

Gümrük vergisinde yaşanan artışların ilerleyen süreçte ülke ekonomisini ne yönde etkileneceği konusunda ise Toptaş, “Türkiye’de ithalat ve ihracat e-ticaret ile sınırlı değil. Bizim dünya ile çok geniş bir ticaret hacmimiz var. Ancak buradaki asıl sorun bir gecede alınan kararlarla ekonominin dengesinin bozulması. Yani ülkemizde ekonomi bir gecede alınan kararlar ile önetiliyor. Biliyorsunuz geçenlerde ani bir karar ile zeytin yağına ihracat yasağı geldi. Sürekli değişen bir ekonomik ortamdayız. Hiçbir şey ön görülemiyor. E-ticaret yoluyla yapılan ithalata böyle bir vergi gelmesi bizim ekonomimizi batırmaz ama küçük de olsa sürekli olarak yapılan değişiklikler Türkiye’deki ekonomik yönetime olan güveni büyük ölçüde sarsar. Bu da yatırımları azaltır. İnsanlar bir işe girerken risk almak zorunda kalıyorlar. Yurt dışından Türkiye ile iş yapmak isteyenler de bu ortama bakıp vazgeçiyor. Çünkü markalar an her şey olabilir diye yatırım yapmaktan çekiniyor. Bu Nike ile başladı ama ilerleyen süreçte diğer markalar da bu kervana katılabilir” dedi

ÖNCELİKLİ TERCİH YERLİ MALI OLMALI

Gümrük vergilerinin yüksek olması doğrudan doğruya ticaretin engellenmesi olarak yorumlanabileceğini dile getiren Acar, bu nedenle önceliğin yerli malına gösterilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Ülkede tüketilen mal eğer ithalatla yani yurt dışından geliyorsa ve aynı malı bizim de üretme olanağımız varsa, bu yurt dışına döviz çıkışı demektir. Bu da kendi üreticimizi desteklemek varken başka üreticiyi desteklemektir. Onun için bu süreçlerde ülkeler kendi üreticisini korumak isterler. Bu hakikaten çok sıkıntılı bir süreçtir. Öte yandan bu düzenlemelerin uluslararası anlamda markaları küstürmeden yapmanız gerekir. Çünkü bizim taraf olduğumuz uluslararası serbest ticaret anlaşmaları bulunmakta. Bu anlaşmalar da gümrüklerin bu kadar yüksek olması doğrudan doğruya ticaretin engellenmesi olarak görülebiliyor. Karşı ülkeler de benzeri uygulamaları Türk mallarına yapabiliyor. Onun için bir ülkede üretilen malı öncelikli olarak ülkenin kendi insanları tüketmesi lazım. Aksi halde biz başka üreticileri, başka firmaların ürettiği malları tüketmeye başlıyoruz. Zaten illaki ithalat yapılacaktır ancak önemle olan bu ithalatın miktarını yönetmektir. Fakat biz ithalatı yönetmediğimiz için ve ithalat konusunda açık verdiğiniz için hem ithalatın kontrol altına alınması hem de yerli malı üretimine teşvik edilmesi amacıyla bu tür önlemler alınabiliyor. Ancak bunun hukuk çerçevesinde olması lazım. Yani Nike firması muhtemelen yaşanan bu durumu uluslararası ticaret mahkemelerine götürecektir. Bu kapsamda ülkemiz haklı bulunursa bu uygulama devam edecektir. Eğer Nike firması haklı bulunursa da bu uygulamanın kaldırılmasının yanı sıra yüklü bir miktarda da tazminat ödeme ihtimalimiz var. Diğer dünya markalarının ya da Nike’ın tamamen Türkiye pazarından çekilmesi konusuna gelecek olursak; yüzde100 vergi alınmadığı sürece böyle bir şey mümkün değil. Ancak tabii ki bas geçen vergi miktarında zam da olacaktır. O sebeple ülkece öncelikli tercihimiz yerli malı olmalıdır. Biz mobilyada ve gelinlikte dünya markasıyız. Bu başarıyı başka alanlarda da kazanabiliriz. “ dedi.

Kaynak: HABER MERKEZİ

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.