Türkiye’de aşırı turizm sorunu fırsata dönüşebilir!

Dünya Kardeş Şehirler Turizm Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Baraner, dünyanın aşırı turizm sorunlarıyla mücadele ettiğini, ancak Türkiye'nin sürdürülebilir turizm stratejileri sayesinde bu durumu avantaja dönüştürebileceğini belirtti. Öne çıkan turizm bölgelerindeki aşırı ziyaretçi akını, yerel halkın yaşam standartlarının düşmesine, doğal ve kültürel alanların tahrip olmasına, çevre kirliliği artışına ve yerel ekonomilerin dengesiz bir biçimde gelişmesine yol açıyor.

"Aşırı turizm" problemiyle mücadele eden İtalya'nın Venedik, İspanya'nın Barcelona ve Hollanda'nın Amsterdam şehirleri, turist vergisi, kapasite kısıtlamaları ve daha az bilinen destinasyonların teşvik edilmesi gibi farklı önlemler üzerinde çalışıyor. Türkiye ise turizmdeki sürdürülebilirlik çabalarıyla öne çıkıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 2022'de başlattığı Sürdürülebilir Turizm Programı sayesinde doğal ve kültürel zenginliklerin korunması, yerel ekonomilerin güçlendirilmesi ve kültürel değerlerin gelecek nesillere aktarılması için politikalar geliştirilmekte.

Ayrıca, Türkiye'nin konaklama tesisleri ve tur operatörleri için başlattığı sürdürülebilir turizm sertifikasyon süreci, ülkenin sürdürülebilir turizm alanında küresel ölçekte öncülük ettiğini göstermektedir.

"Yeni bir şanstan konuşabiliriz"

Dünya Kardeş Şehirler Turizm Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Baraner, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin aşırı turizm sorunuyla karşılaşan bölgelerde sürdürülebilir turizm stratejileriyle önemli bir farklılık yaratma potansiyeline sahip olduğunu ifade etti. Türkiye'nin aşırı yoğunluktan uzak durmak isteyen turistlere tarih, doğa, kültür ve gastronomi alanlarında farklı deneyimler sunabileceği, bunu da sürdürülebilir turizm planlarıyla sunarak öne çıkabileceğini vurgulayan Baraner, şunları ifade etti:

"Aşırı turizm, dünya turizmi için büyük bir dert olarak kendini gösterirken bazı şansları da içerisinde barındırıyor. Bizi değişime zorladığı için yeni bir şanstan konuşabiliriz. Bu yapıyla turizm dünyada bazı noktalarda, bazı kentlerde artık devam edemez. Türkiye, doğal zenginlikleriyle, güçlü bir turizm potansiyeline sahip."

Baraner, turizm bölgelerinin çevre dostu projeler geliştirmesi gerektiğini, doğa ve açık hava sporları için gerekli altyapının sağlanmasının önemine dikkat çekti. Ayrıca, köylerin mimari özellikleri, gastronomisi ve yaşam biçimlerinin korunarak turizme entegre edilmesi ile turizmin yıl boyunca devam etmesinin, turizm gelirlerini artıracağına vurgu yaptı. Bu yaklaşımın, ülkenin doğal ve kültürel mirasının sürdürülebilir bir şekilde korunmasına da katkı sağlayacağını belirtti. Yerel turizm gelirlerinin bir kısmının o bölgedeki ekonomiye geri kazandırılması gerektiğini savunan Baraner, bu durumun şehirlerin ekonomik gelişimini hızlandıracağını ifade etti.

Baraner, turizmde küçülerek büyümenin önemli olduğunu ifade ederek, "Ciromuzu daha az odalarla, daha az masraf yaparak yüksek karlarla artırmalıyız. İsviçre ya da Avusturya'ya baktığınız zaman 20 odalı otelin net kazancı, Türkiye'de Kuşadası'ndaki 250 odalı otelden daha fazla. Bizim 20 odayla bunu kazanmamız, zorlamamız lazım. Beden olarak küçülmemiz, net karlılık olarak büyümemiz, gelişmemiz gerekiyor." Şeklinde konuştu.