16 Ağustos Cuma Hutbesi yayınlandı. İşte 16 Ağustos Cuma Hutbesi
16 Ağustos Cuma Hutbesi yayınlandı. İşte 16 Ağustos Cuma Hutbesi
Diyanet İşleri Başkanlığı, 16 Ağustos Cuma günü için okunacak Cuma hutbesini yayımladı. İşte 16 Ağustos Cuma Hutbesi...
Haber Giriş Tarihi: 16.08.2024 13:04
Haber Güncellenme Tarihi: 23.08.2024 16:15
Kaynak:
HABER MERKEZİ
Diyanet İşleri Başkanlığı, 16 Ağustos Cuma günü okunacak Cuma hutbesini yayımladı. Cuma Hutbesi, Müslümanların dini bilgiler konusunda bilinçlenmelerini ve farkındalıklarını artırmalarını sağlıyor. Müminleri bir araya getirerek birlik ve beraberliğin önemini vurgulayan Cuma Namazı, Cuma Hutbesi ile daha anlamlı hale geliyor. İşte 16 Ağustos Cuma Hutbesi'nin detayları haberimizin devamında...
16 Ağustos Cuma Hutbesi
Muhterem Müslümanlar!
Kâinat denilen mükemmel bir yapının içerisinde yaşıyoruz. Bu ihtişamlı eseri yoktan var eden, yaşatan ve idare eden Yüce Rabbimizdir. Hayat kaynağımız suyu, her nefesimizde muhtaç olduğumuz havayı bize veren Cenâb-ı Hak’tır. Toprağı bereket vesilesi, ormanları oksijen kaynağı kılan O’dur. Güneşi, ayı ve yıldızları, denizleri, gölleri ve nehirleri hâsılı bütün nimetleri insanoğlunun istifadesine sunan Yüce Allah’tır. Nitekim hutbeme başlarken okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Allah, göklerdeki ve yerdeki her şeyi kendi katından bir nimet olarak sizin hizmetinize verendir. Elbette bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.”
Aziz Müminler!
Çevremiz, bizlere Yüce Allah’ın bir lütfudur. Atalarımızdan miras aldığımız, gelecek nesillere aktarmamız gereken bir emanettir. Allah Resûlü (s.a.s) bir hadislerinde “Emanete gerektiği gibi hassasiyet göstermeyenin imanı olgunlaşmamıştır.” buyurmuş, emanete riayet etmeyi imanın bir tezahürü olarak zikretmiştir. Bizler, çevremize sahip çıkar, onu titizlikle korursak bu emaneti muhafaza etmiş oluruz.
Değerli Müslümanlar!
Yeryüzündeki hiçbir bozulma asla kendiliğinden oluşmuş değildir. Nitekim Yüce Rabbimiz, ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ اَيْدِي النَّاسِ “İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu.” buyurmaktadır. Evet, bugün, kendisinden başka hiçbir şeyi düşünmeyen, mutluluğu sınırsız tüketimde arayan insanoğlu yeryüzündeki tabii dengeyi bozmaktadır. Hırs ve tamahın esiri olan, nefsinin doyumsuz isteklerine boyun eğen nice insan, bütün mahlûkatın ortak kullanım alanlarını sorumsuzca yok etmektedir. Ürettikleri kimyasal silahlar ve bombalarla yeryüzünü yaşanmaz hale getiren zalimler, başta Gazze olmak üzere dünyanın değişik bölgelerinde uyguladıkları soykırımlarla sadece masum insanların değil, doğal hayatın da katili olmaktadırlar. Nitekim Yüce Rabbimiz bu zalimleri, bizlere şöyle tanıtmaktadır: “İnsanların bazıları vardır ki, eline fırsat geçtiğinde yeryüzünde bozgunculuk çıkarıp ürünleri ve nesilleri yok etmeye çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez.”
Kıymetli Müminler!
Günümüzde, dünyada derinden hissedilen çevre problemlerinin başında ise susuzluk ve kuraklık gelmektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.s), suyun bir damlasını bile israf etmeyi yasaklamış, nehirden abdest aldığımızda dahi suyu tasarruflu kullanmayı bizlere öğütlemiştir. Hal böyleyken, bugün, gereksiz kullanım sonucunda ülkemiz de dâhil olmak üzere pek çok yerde su kaynakları yok olmaktadır. Sorumsuzca dökülen atıklar, plansızca açılan su kuyuları, bilinçsizce yapılan sulamalar hayat kaynağımız olan suyun geleceğini tehdit etmektedir.
Aziz Müslümanlar!
Bizler dünyanın sahibi değil, emanetçisiyiz. Yapmamız gereken, israf ve savurganlıktan uzak durmak, çevremizi ibadet bilinciyle muhafaza etmektir. Başta su kaynaklarımız olmak üzere doğal hayatı, ormanlarımızı ve piknik alanlarımızı temiz tutmak ve korumaktır. Özellikle yaz aylarında orman yangınlarına karşı dikkatli olmaktır. Çevremize ve canlılara zarar verecek, tabii dengeyi bozacak her türlü tutum ve davranıştan kaçınmaktır. Nesillerimize yaşanılabilir bir dünya ve temiz bir çevre bırakmak için gayret göstermektir. Unutmayalım ki temizlik, imanın yarısı, ibadetlerin temel şartıdır. Müslümanın en önemli vasfıdır. Dolayısıyla Müslüman işyerini, sokağını, çevresini, mesire alanlarını temiz tutmalıdır. Rabbimizin kâinata koyduğu ilahi dengeyi bozacak tutum ve davranışlardan şiddetle kaçınmalıdır.
Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu hadisiyle bitiriyorum: “Ümmetimin iyi ve kötü bütün amelleri bana gösterildi; iyi amelleri arasında, insanlara eziyet veren şeylerin yoldan kaldırılması, kötü amelleri arasında ise yerlere tükürmek ve yerleri kirletmek vardı.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Diyanet İşleri Başkanlığı, 16 Ağustos Cuma günü için okunacak Cuma hutbesini yayımladı. İşte 16 Ağustos Cuma Hutbesi...
Diyanet İşleri Başkanlığı, 16 Ağustos Cuma günü okunacak Cuma hutbesini yayımladı. Cuma Hutbesi, Müslümanların dini bilgiler konusunda bilinçlenmelerini ve farkındalıklarını artırmalarını sağlıyor. Müminleri bir araya getirerek birlik ve beraberliğin önemini vurgulayan Cuma Namazı, Cuma Hutbesi ile daha anlamlı hale geliyor. İşte 16 Ağustos Cuma Hutbesi'nin detayları haberimizin devamında...
16 Ağustos Cuma Hutbesi
Muhterem Müslümanlar!
Kâinat denilen mükemmel bir yapının içerisinde yaşıyoruz. Bu ihtişamlı eseri yoktan var eden, yaşatan ve idare eden Yüce Rabbimizdir. Hayat kaynağımız suyu, her nefesimizde muhtaç olduğumuz havayı bize veren Cenâb-ı Hak’tır. Toprağı bereket vesilesi, ormanları oksijen kaynağı kılan O’dur. Güneşi, ayı ve yıldızları, denizleri, gölleri ve nehirleri hâsılı bütün nimetleri insanoğlunun istifadesine sunan Yüce Allah’tır. Nitekim hutbeme başlarken okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Allah, göklerdeki ve yerdeki her şeyi kendi katından bir nimet olarak sizin hizmetinize verendir. Elbette bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.”
Aziz Müminler!
Çevremiz, bizlere Yüce Allah’ın bir lütfudur. Atalarımızdan miras aldığımız, gelecek nesillere aktarmamız gereken bir emanettir. Allah Resûlü (s.a.s) bir hadislerinde “Emanete gerektiği gibi hassasiyet göstermeyenin imanı olgunlaşmamıştır.” buyurmuş, emanete riayet etmeyi imanın bir tezahürü olarak zikretmiştir. Bizler, çevremize sahip çıkar, onu titizlikle korursak bu emaneti muhafaza etmiş oluruz.
Değerli Müslümanlar!
Yeryüzündeki hiçbir bozulma asla kendiliğinden oluşmuş değildir. Nitekim Yüce Rabbimiz, ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ اَيْدِي النَّاسِ “İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu.” buyurmaktadır. Evet, bugün, kendisinden başka hiçbir şeyi düşünmeyen, mutluluğu sınırsız tüketimde arayan insanoğlu yeryüzündeki tabii dengeyi bozmaktadır. Hırs ve tamahın esiri olan, nefsinin doyumsuz isteklerine boyun eğen nice insan, bütün mahlûkatın ortak kullanım alanlarını sorumsuzca yok etmektedir. Ürettikleri kimyasal silahlar ve bombalarla yeryüzünü yaşanmaz hale getiren zalimler, başta Gazze olmak üzere dünyanın değişik bölgelerinde uyguladıkları soykırımlarla sadece masum insanların değil, doğal hayatın da katili olmaktadırlar. Nitekim Yüce Rabbimiz bu zalimleri, bizlere şöyle tanıtmaktadır: “İnsanların bazıları vardır ki, eline fırsat geçtiğinde yeryüzünde bozgunculuk çıkarıp ürünleri ve nesilleri yok etmeye çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez.”
Kıymetli Müminler!
Günümüzde, dünyada derinden hissedilen çevre problemlerinin başında ise susuzluk ve kuraklık gelmektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.s), suyun bir damlasını bile israf etmeyi yasaklamış, nehirden abdest aldığımızda dahi suyu tasarruflu kullanmayı bizlere öğütlemiştir. Hal böyleyken, bugün, gereksiz kullanım sonucunda ülkemiz de dâhil olmak üzere pek çok yerde su kaynakları yok olmaktadır. Sorumsuzca dökülen atıklar, plansızca açılan su kuyuları, bilinçsizce yapılan sulamalar hayat kaynağımız olan suyun geleceğini tehdit etmektedir.
Aziz Müslümanlar!
Bizler dünyanın sahibi değil, emanetçisiyiz. Yapmamız gereken, israf ve savurganlıktan uzak durmak, çevremizi ibadet bilinciyle muhafaza etmektir. Başta su kaynaklarımız olmak üzere doğal hayatı, ormanlarımızı ve piknik alanlarımızı temiz tutmak ve korumaktır. Özellikle yaz aylarında orman yangınlarına karşı dikkatli olmaktır. Çevremize ve canlılara zarar verecek, tabii dengeyi bozacak her türlü tutum ve davranıştan kaçınmaktır. Nesillerimize yaşanılabilir bir dünya ve temiz bir çevre bırakmak için gayret göstermektir. Unutmayalım ki temizlik, imanın yarısı, ibadetlerin temel şartıdır. Müslümanın en önemli vasfıdır. Dolayısıyla Müslüman işyerini, sokağını, çevresini, mesire alanlarını temiz tutmalıdır. Rabbimizin kâinata koyduğu ilahi dengeyi bozacak tutum ve davranışlardan şiddetle kaçınmalıdır.
Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu hadisiyle bitiriyorum: “Ümmetimin iyi ve kötü bütün amelleri bana gösterildi; iyi amelleri arasında, insanlara eziyet veren şeylerin yoldan kaldırılması, kötü amelleri arasında ise yerlere tükürmek ve yerleri kirletmek vardı.”
Kaynak: HABER MERKEZİ
Polis katliam yaptı: 5 ölü!
Anne Nurcan Gökçe oğlunun tedavisi için yardım bekliyor
EGİAD, Özhelvacı dedi
Survivor’da eleme potası netleşti: Düello finaline kimler kaldı?
TikTok’un tahtını o uygulama aldı: İndirme rekoru kıran platform zirveye yerleşti
İZENERJİ TİS’te 8 madde kabul edildi, 5 madde ertelendi
İzmir Valisi Elban'dan terörsüz Türkiye vurgusu
Yeni yılda barajlara can suyu: İşte İzmir’in barajlarında son durum
'100 milyonluk yatırım ile İzmir’e borcumuzu ödüyoruz'
İzmir Valiliği’nden Elektronik Yabancı Dil Sınavı adaylarına önemli duyuru
Son Girilen Haberler
Ünlü oyuncu Şakir Paşa Ailesi dizisinde… Türkiye’nin ilk kadın gravür sanatçısını canlandıracak
Şakir Paşa Ailesi'ne yeni katılan Hazal Kaya, Türkiye'nin ilk kadın gravür sanatçısı Aliye Berger’i rol alacak.
Bakan Göktaş’tan Aile Yılı açıklaması: Aile kavramı ciddi tehditler altında
KKTC’de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyonoğlu ile görüşme gerçekleştiren Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Aile Yılı’na ilişkin, “Aileyi merkeze alan bir eylem planını hayata geçirdik” dedi.
İzmir Adliyesi'nde deprem tatbikatı
İzmir Adliyesi'nde 6,5 büyüklüğünde deprem senaryosuyla tatbikat yapıldı