Bir kadın hikayesi: Bizim birbirimize ihtiyacımız var
Bir kadın hikayesi: Bizim birbirimize ihtiyacımız var
Ölüm ve acının ardından yaşama tutunan bir kadının hikâyesi Psiyada. 14 yıllık hayat arkadaşını elim bir trafik kazası sonucu kaybeden, bu kaybın ardından yaşama dair derin bir sorgulamayla yüz yüze gelen Açelya Albayrak, varoluş yolculuğunu Yenigün’e anlattı
Haber Giriş Tarihi: 09.01.2025 16:06
Haber Güncellenme Tarihi: 09.01.2025 16:10
Kaynak:
HABER MERKEZİ
YENİGÜN'den Nurcan Etik'in röportajı - İki çocuk annesi ve eşini kaybetmeden önce bir işte çalışmamış olan Açelya Albayrak, “ayağa kalmak” zorunda oluşunun hikâyesini anlatıyor. “İlk defa eşimin bıraktığı acıdan sonra başkalarının dertleriyle gerçekten ilgilenmeye başladığımı fark ettim” diyen Albayrak, yaşadığı acıyı anlamlandırmak için sosyal medyadan kendisiyle aynı durumda olan kadınlara ulaştığını, onlarla uzunca sohbetler ettiğini belirtiyor. Psikolojik tedavi için doktora da gittiğini söyleyen Albayrak, seans ücretlerinin yüksek oluşu nedeniyle tedaviyi sürdüremediğini, psikiyatra gittiğinde ise kendisini iyi hissettirecek faaliyetler içinde bulunması tavsiyesini aldığını, ‘senin spor yapman, meditasyon ve yoga yapman gerekiyor’ gibi cümlelerle karşılaştığını söylüyor. “Ancak eve gidiyorum, internette o kadar çok bu işleri yapan insan var ki, kime güveneceğimi bilmiyorum” diyen Albayrak, “Bunları düşünürken, birden insanı iyi hissettirecek etkinlikleri bir araya getirecek bir platform aklıma düştü. Beden ve zihin sağlığını iyileştirmek isteyen insanların ihtiyacı olan her şeyi bir arada bulduğu, güvenli bir liman olmalıydı” diyor. Beden ve zihin sağlığıyla ilgili aktivitelerin birbiriyle bağlantılı olduğunu vurgulayan Albayrak, “Eşimin ölümünden sonra içtiğim ilaçlar nedeniyle 20 kilo aldım. İlaçların beni iyileştirmesi gerekiyorken daha da mutsuz etti. Çünkü nefes alamıyordum ve çocuklarımla oyun oynarken eğilip kalkmakta zorlanıyordum. Aslında Psiyada, en başta kendi ihtiyacımdan ortaya çıktı” ifadelerini kullanıyor.
ACI SAVUNMA MEKANİZMASINA DÖNÜŞÜYOR
Psiyada sizi “Hayatta yalnız olmadığınızı ve her zaman bir çıkış yolu olduğunu bilmenizi istiyorum” sözleriyle karşılıyor. Kendisinin acı deneyimlerinden çıkan bir platform olduğu için bu sözün neler ifade ettiğini ondan duymak istiyorum. Albayrak, “Bazen herkesin yaşadığı sıkıntı kendine ağır olur, yük olur ve işin içinden çıkamayacağını düşünür insan. Ben de öyleydim. Hatta belki de acıya tutunmayı yeğliyoruz. Ya da yaşadığımız acıyı üretimlerimizin önüne bir barikat olarak koyuyoruz ve bir savunma mekanizmasına dönüştürüyoruz. Eşimi kaybettikten sonra uzun süre bu ruh halindeydim. Ne yaparsam yapayım, onu geri getirebilmenin hiçbir yolu olmadığıyla, hiçbir çıkışın olmadığıyla da yüzleşmek zorunda kaldım. Artık ölümden başka her şeyin bir çözümü olduğu gerçeği de kendini bana dayattı. Arkadaşlarımın destekleriyle, zihnimi ve bedenimi iyileştirmeye koyuldum. Çocuklarım vardı, buna mecburdum zaten. Ayrıca acının içinde debelenmek, yaşam sürdüğü sürece mümkün değil. İkisi aynı anda mümkün değil. Tıpkı sevinçlerimiz gibi, acının da hayatın bir gerçeği olduğunu görmek, ona da sarılmak, yaşam işte o zaman mümkün oluyor. Aksine yaşayan ölüler oluyoruz zaten” diyor. Öte yandan “yaşama”nın çaba gerektirdiğini, çoğunlukla da bu çabayı vermekten çekindiğimizi vurguluyor.
ADALAR ARASINDA KÖPRÜ KURMAK
Psiyada ile amaçlarının “adalar arası köprüler kurmak” olduğunu söyleyen Albayrak, “Hepimiz bir yerlerde benzer şeyleri yaşıyoruz. Ancak birbirimizin gözlerine bakmayı o kadar unuttuk ki… Özellikle kadınlar olarak, toplumun bize yüklediği roller nedeniyle, ‘kol kırılır yen içinde kalır’ mantığından çıkıp birbirimizle temas edemiyoruz” diyor. Oysa bu göz göze bakmanın, insanı iyileştireceğini vurgularken, “Her birimiz aynı denizde bir adayken aramızda köprüler kurmalıyız. Ancak bu şekilde iyileşebileceğimizi düşünüyorum” ifadelerini kullanıyor. Burada somut bir örnek veren Albayrak, “Son 2 yılda yüzlerce kadınla konuştum. Cinsel istismara uğramış kadınlar, eşini kaybedip tek başına evini geçindirmek ve çocuklarına bakmak zorunda kalmış kadınlar, umudunu kaybetmiş ve hiçbir gelecek beklentisi olmayan kadınlar… O kadar çoktu ki… Konuştukça birbirimize iyi geldiğimizi fark ettim. Psiyada’nın sosyal sorumluluk projeleriyle, tam da bu temas yoluyla iyileşecek kadınlara ulaşmayı amaçlıyorum. Buralardan kadınların kendine yetebildiği ekonomik çözümler yaratmak, birlikte bir yol bulmaya çalışmak istiyorum. Kadınların yaşadıklarına kendi sesimin ulaşabileceği yere kadar ‘yeter’ diyorum. Bizim sadece sözlere değil somut çözümlere ihtiyacımız var, bunun yollarını arıyorum” diyor.
Biraz da Psiyada’nın içeriğine geçiyoruz. Wellness (fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik hali) ile ilgili birçok platformun olduğu günümüzde Psiyada’nın farkını soruyorum. Albayrak, beslenme ve diyatetik, psikolog, spor, meditasyon, yoga gibi çeşitli aktivitelerden uzmanların bir arada olduğu bir platformun olmadığını belirtiyor. Ayrıca ekliyor, “Kendim de her birinden uzmanla görüşmek de ekonomik olarak zorlandığım için, daha uygun ücretlerde, herkesin ulaşabileceği bir platform kurmak istedim. Aramızdaki uzmanlar alanında kendini iyi geliştirmiş uzmanlar olduğu kadar sosyal sorumluluk duyguları da yüksek insanlar. Birlikte sosyal sorumluluk projeleri yapmak, özellikle dar gelir grubundan kadınlara ulaşmak istiyoruz. Zor koşullarda yaşadığımız günümüzde beden ve zihin iyiliğinin herkes için erişilebilir olması gerektiğine inanıyoruz.”
İHTİYAÇ MI, TÜKETİM ÇILGINLIĞI MI?
Psiyada bütünlüklü bir wellness hizmeti veriyor. Bu noktada, dünya çapında da gittikçe popülerleşen wellness hizmetlerinin bir ihtiyacın ürünü mü yoksa yeni bir tüketim piyasası mı olduğunu soruyorum. Albayrak, “Her ikisi de” diyor. İhtiyacımız olanı bir tüketim modeli haline getirdiğimizi de ekliyor. TDK’nın 2024 yılı için seçtiği “kalabalık yalnızlık” kavramını hatırlatarak wellness uygulamalarının popülerliği arasında bir ilişki olabilir mi diye devam ediyorum. Albayrak, “Kesinlikle var. Aslında Psiyada ‘hadi bir wellness uygulaması olsun’ diye kurulmadı başta ama sonra ona kaydığını gördüm. Ben beden eğitimi ve ilişkilerin iyileştirilmesi olarak bakıyorum sürece. Bu noktada ‘kalabalık yalnızlık’ kavramının bu denli popüler olması, adalar arasında köprüler kuramayışımızın, birbirimizle temas edemeyişimizin bir ürünü diyebiliriz. Wellness hizmetlerinin popülerleşmesi de bununla ilgili bence. Toplumsal bir varlığız ancak bireyselliğin kontrol edilemez ve yıkıcı ölçülere ulaştığı bir çağda yaşıyoruz. Bu çelişki ‘kalabalık yalnızlık’ kavramını da üretiyor, wellness hizmetlerini de popülerleştiriyor” diye ifade ediyor. “Neyi sevip neyi istediğimizi bilmiyoruz, kendimizi de bedenimizi de tanımıyoruz. Bu sitede ben bir yandan kendi farkındalığımıza varmayı bir yandan da bir toplumun içinde var olduğumuzun ve bağlar kurarak var olabileceğimizin farkındalığına varmayı hedefledim” diyor. “Bu proje tek başına profesyonel bir iş olması için ortaya çıkmadı. Kendi ihtiyacımdan dolayı ortaya çıktığı için daha çok sosyal sorumluluk bilinciyle hareket eden, yerel yönetimlerle ilişkiler kurup mahallelerde ücretsiz seminerler veren, özellikle dar gelir grubunun yaşadığı mahallelerdeki kadınlarla bağ kuran onların da ihtiyaçlarını tespit etme ve çözüm noktasında ne yapılabilir’i ortak bir zeminde tartışan bir topluluk da olmak istiyoruz” diyen Albayrak son olarak şunları ekliyor: Buna en başta benim ihtiyacım var, bizim birbirimize ihtiyacımız var!
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ölüm ve acının ardından yaşama tutunan bir kadının hikâyesi Psiyada. 14 yıllık hayat arkadaşını elim bir trafik kazası sonucu kaybeden, bu kaybın ardından yaşama dair derin bir sorgulamayla yüz yüze gelen Açelya Albayrak, varoluş yolculuğunu Yenigün’e anlattı
YENİGÜN'den Nurcan Etik'in röportajı - İki çocuk annesi ve eşini kaybetmeden önce bir işte çalışmamış olan Açelya Albayrak, “ayağa kalmak” zorunda oluşunun hikâyesini anlatıyor. “İlk defa eşimin bıraktığı acıdan sonra başkalarının dertleriyle gerçekten ilgilenmeye başladığımı fark ettim” diyen Albayrak, yaşadığı acıyı anlamlandırmak için sosyal medyadan kendisiyle aynı durumda olan kadınlara ulaştığını, onlarla uzunca sohbetler ettiğini belirtiyor. Psikolojik tedavi için doktora da gittiğini söyleyen Albayrak, seans ücretlerinin yüksek oluşu nedeniyle tedaviyi sürdüremediğini, psikiyatra gittiğinde ise kendisini iyi hissettirecek faaliyetler içinde bulunması tavsiyesini aldığını, ‘senin spor yapman, meditasyon ve yoga yapman gerekiyor’ gibi cümlelerle karşılaştığını söylüyor. “Ancak eve gidiyorum, internette o kadar çok bu işleri yapan insan var ki, kime güveneceğimi bilmiyorum” diyen Albayrak, “Bunları düşünürken, birden insanı iyi hissettirecek etkinlikleri bir araya getirecek bir platform aklıma düştü. Beden ve zihin sağlığını iyileştirmek isteyen insanların ihtiyacı olan her şeyi bir arada bulduğu, güvenli bir liman olmalıydı” diyor. Beden ve zihin sağlığıyla ilgili aktivitelerin birbiriyle bağlantılı olduğunu vurgulayan Albayrak, “Eşimin ölümünden sonra içtiğim ilaçlar nedeniyle 20 kilo aldım. İlaçların beni iyileştirmesi gerekiyorken daha da mutsuz etti. Çünkü nefes alamıyordum ve çocuklarımla oyun oynarken eğilip kalkmakta zorlanıyordum. Aslında Psiyada, en başta kendi ihtiyacımdan ortaya çıktı” ifadelerini kullanıyor.
ACI SAVUNMA MEKANİZMASINA DÖNÜŞÜYOR
Psiyada sizi “Hayatta yalnız olmadığınızı ve her zaman bir çıkış yolu olduğunu bilmenizi istiyorum” sözleriyle karşılıyor. Kendisinin acı deneyimlerinden çıkan bir platform olduğu için bu sözün neler ifade ettiğini ondan duymak istiyorum. Albayrak, “Bazen herkesin yaşadığı sıkıntı kendine ağır olur, yük olur ve işin içinden çıkamayacağını düşünür insan. Ben de öyleydim. Hatta belki de acıya tutunmayı yeğliyoruz. Ya da yaşadığımız acıyı üretimlerimizin önüne bir barikat olarak koyuyoruz ve bir savunma mekanizmasına dönüştürüyoruz. Eşimi kaybettikten sonra uzun süre bu ruh halindeydim. Ne yaparsam yapayım, onu geri getirebilmenin hiçbir yolu olmadığıyla, hiçbir çıkışın olmadığıyla da yüzleşmek zorunda kaldım. Artık ölümden başka her şeyin bir çözümü olduğu gerçeği de kendini bana dayattı. Arkadaşlarımın destekleriyle, zihnimi ve bedenimi iyileştirmeye koyuldum. Çocuklarım vardı, buna mecburdum zaten. Ayrıca acının içinde debelenmek, yaşam sürdüğü sürece mümkün değil. İkisi aynı anda mümkün değil. Tıpkı sevinçlerimiz gibi, acının da hayatın bir gerçeği olduğunu görmek, ona da sarılmak, yaşam işte o zaman mümkün oluyor. Aksine yaşayan ölüler oluyoruz zaten” diyor. Öte yandan “yaşama”nın çaba gerektirdiğini, çoğunlukla da bu çabayı vermekten çekindiğimizi vurguluyor.
ADALAR ARASINDA KÖPRÜ KURMAK
Psiyada ile amaçlarının “adalar arası köprüler kurmak” olduğunu söyleyen Albayrak, “Hepimiz bir yerlerde benzer şeyleri yaşıyoruz. Ancak birbirimizin gözlerine bakmayı o kadar unuttuk ki… Özellikle kadınlar olarak, toplumun bize yüklediği roller nedeniyle, ‘kol kırılır yen içinde kalır’ mantığından çıkıp birbirimizle temas edemiyoruz” diyor. Oysa bu göz göze bakmanın, insanı iyileştireceğini vurgularken, “Her birimiz aynı denizde bir adayken aramızda köprüler kurmalıyız. Ancak bu şekilde iyileşebileceğimizi düşünüyorum” ifadelerini kullanıyor. Burada somut bir örnek veren Albayrak, “Son 2 yılda yüzlerce kadınla konuştum. Cinsel istismara uğramış kadınlar, eşini kaybedip tek başına evini geçindirmek ve çocuklarına bakmak zorunda kalmış kadınlar, umudunu kaybetmiş ve hiçbir gelecek beklentisi olmayan kadınlar… O kadar çoktu ki… Konuştukça birbirimize iyi geldiğimizi fark ettim. Psiyada’nın sosyal sorumluluk projeleriyle, tam da bu temas yoluyla iyileşecek kadınlara ulaşmayı amaçlıyorum. Buralardan kadınların kendine yetebildiği ekonomik çözümler yaratmak, birlikte bir yol bulmaya çalışmak istiyorum. Kadınların yaşadıklarına kendi sesimin ulaşabileceği yere kadar ‘yeter’ diyorum. Bizim sadece sözlere değil somut çözümlere ihtiyacımız var, bunun yollarını arıyorum” diyor.
Biraz da Psiyada’nın içeriğine geçiyoruz. Wellness (fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik hali) ile ilgili birçok platformun olduğu günümüzde Psiyada’nın farkını soruyorum. Albayrak, beslenme ve diyatetik, psikolog, spor, meditasyon, yoga gibi çeşitli aktivitelerden uzmanların bir arada olduğu bir platformun olmadığını belirtiyor. Ayrıca ekliyor, “Kendim de her birinden uzmanla görüşmek de ekonomik olarak zorlandığım için, daha uygun ücretlerde, herkesin ulaşabileceği bir platform kurmak istedim. Aramızdaki uzmanlar alanında kendini iyi geliştirmiş uzmanlar olduğu kadar sosyal sorumluluk duyguları da yüksek insanlar. Birlikte sosyal sorumluluk projeleri yapmak, özellikle dar gelir grubundan kadınlara ulaşmak istiyoruz. Zor koşullarda yaşadığımız günümüzde beden ve zihin iyiliğinin herkes için erişilebilir olması gerektiğine inanıyoruz.”
İHTİYAÇ MI, TÜKETİM ÇILGINLIĞI MI?
Psiyada bütünlüklü bir wellness hizmeti veriyor. Bu noktada, dünya çapında da gittikçe popülerleşen wellness hizmetlerinin bir ihtiyacın ürünü mü yoksa yeni bir tüketim piyasası mı olduğunu soruyorum. Albayrak, “Her ikisi de” diyor. İhtiyacımız olanı bir tüketim modeli haline getirdiğimizi de ekliyor. TDK’nın 2024 yılı için seçtiği “kalabalık yalnızlık” kavramını hatırlatarak wellness uygulamalarının popülerliği arasında bir ilişki olabilir mi diye devam ediyorum. Albayrak, “Kesinlikle var. Aslında Psiyada ‘hadi bir wellness uygulaması olsun’ diye kurulmadı başta ama sonra ona kaydığını gördüm. Ben beden eğitimi ve ilişkilerin iyileştirilmesi olarak bakıyorum sürece. Bu noktada ‘kalabalık yalnızlık’ kavramının bu denli popüler olması, adalar arasında köprüler kuramayışımızın, birbirimizle temas edemeyişimizin bir ürünü diyebiliriz. Wellness hizmetlerinin popülerleşmesi de bununla ilgili bence. Toplumsal bir varlığız ancak bireyselliğin kontrol edilemez ve yıkıcı ölçülere ulaştığı bir çağda yaşıyoruz. Bu çelişki ‘kalabalık yalnızlık’ kavramını da üretiyor, wellness hizmetlerini de popülerleştiriyor” diye ifade ediyor. “Neyi sevip neyi istediğimizi bilmiyoruz, kendimizi de bedenimizi de tanımıyoruz. Bu sitede ben bir yandan kendi farkındalığımıza varmayı bir yandan da bir toplumun içinde var olduğumuzun ve bağlar kurarak var olabileceğimizin farkındalığına varmayı hedefledim” diyor. “Bu proje tek başına profesyonel bir iş olması için ortaya çıkmadı. Kendi ihtiyacımdan dolayı ortaya çıktığı için daha çok sosyal sorumluluk bilinciyle hareket eden, yerel yönetimlerle ilişkiler kurup mahallelerde ücretsiz seminerler veren, özellikle dar gelir grubunun yaşadığı mahallelerdeki kadınlarla bağ kuran onların da ihtiyaçlarını tespit etme ve çözüm noktasında ne yapılabilir’i ortak bir zeminde tartışan bir topluluk da olmak istiyoruz” diyen Albayrak son olarak şunları ekliyor: Buna en başta benim ihtiyacım var, bizim birbirimize ihtiyacımız var!
Kaynak: HABER MERKEZİ
İzmirli şoförlerden S ve T plaka ihalesi çıkışı: Ulaşıma zarar verecek hiçbir uygulamaya oy vermeyeceğiz
CHP'li belediyenin danışmanından skandal paylaşım!
Listede İzmir’de var! Köfteci Talih Usta’da çiğ dana eti yerine kanatlı et…
2 PTT çalışanını öldüren şüpheliden pes dedirten savunma!
15 yaşındaki Hacer'i 100'ü aşkın bıçak darbesiyle öldüren sanığa ağırlaştırılmış müebbet talebi
Esnaf kurtuluş arıyor
Mustafa Karabulut Yarımada Gazetecilik Ödülleri sahiplerini buldu
Kronik böbrek hastalığının kalp ve damar sistemi üzerindeki etkileri önceden tespit edilecek
İZDENİZ’den müjde: O iskeleler tekrar açılıyor
Başkan Tugay’dan şeker otu üretimine destek
Son Girilen Haberler
Evin çatısı alevlere teslim oldu
Hakkari Şemdinli’de bir evin çatısında nedeni henüz belirlenemeyen bir yangın çıktı. Yangın, itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü.
Numan Kurtulmuş’tan Ahmet İyimaya için taziye mesajı
Hayatını kaybeden eski milletvekili Ahmet İyimaya için taziye mesajı paylaşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Kıymetli büyüğümüze Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum” dedi.
Sahile uçak düştü: 1 kişi hayatını kaybetti
Brezilya’da Cruzeiro sahiline küçük bir uçağın düştü. Pilot hayatını kaybettiği kazada, 5 kişi yaralandı.