Ceyhun Ülker’in ölümüyle suçlanıyordu: Canan Karatay meslekten men edilme talebiyle hakim karşında
Ceyhun Ülker’in ölümüyle suçlanıyordu: Canan Karatay meslekten men edilme talebiyle hakim karşında
Eski hastası İbrahim Ethem Ceyhun Ülker'in ölümüyle suçlanan İç hastalıklar ve kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay hakkında meslekten men istemiyle dava açıldı
Haber Giriş Tarihi: 21.01.2025 15:05
Haber Güncellenme Tarihi: 21.01.2025 15:06
Kaynak:
DHA
2014 yılında İstanbul'da İbrahim Ethem Ceyhun Ülker'e, kalp damarlarında yüzde 85-90 oranında tıkanıklık olduğu ve bypass ameliyatı olması gerektiği bildirildi. Ancak, Ülker 2016 yılında iç hastalıkları ve kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay'a danıştı. Karatay, hastaya ameliyat gerekliliği bulunmadığını belirterek, şeker hastalığına dair bir uyarı yaptı ve tüm ilaçları bırakmasını, bunun yerine 'bol tuz' tüketmesini tavsiye etti. Prof. Dr. Karatay'ın önerdiği tedavi sürecinin ardından, İbrahim Ethem Ceyhun Ülker'e böbrek yetmezliği teşhisi konarak böbrek nakli yapılması gerekti. Ülker'in tedavi sürecinde, daha sonra kanser de teşhis edildi. 8 Kasım 2024'e kadar kanser tedavisi gören Ülker, hayatını kaybetti. Böbrek yetmezliği tanısı konduktan sonra İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuran Ülker, Prof. Dr. Canan Karatay ve o dönemde çalıştığı hastaneden şikayetçi oldu. Karatay hakkında 'meslekten men' suçlamasıyla dava açıldı. Davanın ilk duruşması Anadolu 4. Tüketici Mahkemesi'nde yapıldı. Ön inceleme duruşmasında, davalı Prof. Dr. Canan Karatay ve taraf avukatları hazır bulundu.
4 YILDIR GÖRMEDİĞİM HASTA YÜZÜNDEN SUÇLANIYORUM
Duruşmada savunma yapan Canan Karatay şu ifadeleri kullandı;
“Ben hastayı ilk kez 2016 yılında gördüm, 3-4 sene takip ettim. Muayene sırasında ve devamında hasta çok iyi oldu ve daha sonra geldi bana teşekkür etti. 2020 yılından sonra 4 yıl hastayı ben hiç görmedim, ben 4 yıldır görmediğim bir hasta yüzünden suçlanıyorum. Hasta şeker hastası olduğu için tansiyonu yüksektir, vücudu tuzsuz olduğu için de tansiyonu yüksekti, alkol ve sigara kullanıyordu. Bu da davacıların miras bırakanının sağlığını olumsuz yönde etkiliyordu. Hastaya diyabet beslenme listesi verildi ve Karatay diyet uygulanması önerildi. Alkol ve aşırı meyve kullanımının bırakılması önerildi. Hastaya 2016 yılına kadar şeker hastası olduğu söylenmemiş ancak 2005 teki kayıtlarında ürik asit yüksekliği vardı. Benim önerim ve tedavilerim sonucu ürik asit düşmeye başlamıştır. Kalbinde çarpıntı vardı, benim önerilerim ve tedavilerim sayesinde değerleri düzeldi. Diğer birçok risk faktörleri de benim tedavi ve önerilerim sayesinde düzelmiştir. Ben televizyonlardaki haberlerde gördüğüm kadarıyla ölüm sebebinin kanamadan olduğunu öğrendim. Ülkede tuz yürüyüşü, kırmızı et yürüyüşü ve yumurta yürüyüşü başlattım, avukatımın beyanlarına katılıyorum”
'HASTANENİN HATASI BULUNMAMAKTADIR'
Davalı hastane avukatı ise şöyle konuştu;
“Müvekkil hastanenin organizasyon hatası bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde belirtildiği üzere birçok hekim müteveffaya bypass ameliyatı olması yönünde öneride bulunmasına rağmen müteveffa diğer davalının yaşam tarzına yönelik tavsiye niteliğindeki öneri ve görüşlerine uymayı tercih etmiştir. Tanı ve teşhisi koyan diğer davalı değildir, davanın reddine karar verilmesini talep ederiz”
Müşteki vekilleri, “Öncelikle hastane ve hekim bir bütün olarak ele alınır. Davalının bahsettiği yöntemler bilimsel yöntemlerden uzaktır, ayrıca davalı doktor cevap dilekçesinde beyan ettiği üzere modern tıp yöntemleri kısıtlanarak hastayı bir bütün olarak ele aldığını beyan etmiştir. Ayrıca müvekkilim de alkolik değildir, alkol kullandığına ilişkin bir tespit yoktur, buna ilişkin bir tedavide uygulanmamıştır. Dosyayı adli tıpa gönderilmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
'BENDE TUZ YÜRÜYÜŞÜNE BAŞLADIM'
Duruşma sonrası konuşan Canan Karatay ise şu ifadeleri kullandı;
“Gandhiyi hatırlattım. Tuz yürüyüşü çok meşhurdur, sömürgeye karşıdır. Bende kendimi, halkımın tuzlanması gerekiyor. Yani tuz dediğimiz 84 mineral olursa kafa çalışır yoksa kafa çalışmaz bende onu söylüyorum. Bende tuz yürüyüşüne başladım efendim. Gandhi gibi. Halkım için çocuklarımız ve gençlerimizin geleceği için. 82 yaşındayım, 64 yıldır hekimin. Neler döndüğünü çok iyi biliyorum. Benim yaşadıklarımın hiçbirini bu genç hekimler bilmez, genç hakimlerde bilemez” diye konuştu.
DURUŞMA ERTELENDİ
Mahkeme Hakimi, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı 25 Nisan 2025 tarihine erteledi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Eski hastası İbrahim Ethem Ceyhun Ülker'in ölümüyle suçlanan İç hastalıklar ve kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay hakkında meslekten men istemiyle dava açıldı
2014 yılında İstanbul'da İbrahim Ethem Ceyhun Ülker'e, kalp damarlarında yüzde 85-90 oranında tıkanıklık olduğu ve bypass ameliyatı olması gerektiği bildirildi. Ancak, Ülker 2016 yılında iç hastalıkları ve kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay'a danıştı. Karatay, hastaya ameliyat gerekliliği bulunmadığını belirterek, şeker hastalığına dair bir uyarı yaptı ve tüm ilaçları bırakmasını, bunun yerine 'bol tuz' tüketmesini tavsiye etti. Prof. Dr. Karatay'ın önerdiği tedavi sürecinin ardından, İbrahim Ethem Ceyhun Ülker'e böbrek yetmezliği teşhisi konarak böbrek nakli yapılması gerekti. Ülker'in tedavi sürecinde, daha sonra kanser de teşhis edildi. 8 Kasım 2024'e kadar kanser tedavisi gören Ülker, hayatını kaybetti. Böbrek yetmezliği tanısı konduktan sonra İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuran Ülker, Prof. Dr. Canan Karatay ve o dönemde çalıştığı hastaneden şikayetçi oldu. Karatay hakkında 'meslekten men' suçlamasıyla dava açıldı. Davanın ilk duruşması Anadolu 4. Tüketici Mahkemesi'nde yapıldı. Ön inceleme duruşmasında, davalı Prof. Dr. Canan Karatay ve taraf avukatları hazır bulundu.
4 YILDIR GÖRMEDİĞİM HASTA YÜZÜNDEN SUÇLANIYORUM
Duruşmada savunma yapan Canan Karatay şu ifadeleri kullandı;
“Ben hastayı ilk kez 2016 yılında gördüm, 3-4 sene takip ettim. Muayene sırasında ve devamında hasta çok iyi oldu ve daha sonra geldi bana teşekkür etti. 2020 yılından sonra 4 yıl hastayı ben hiç görmedim, ben 4 yıldır görmediğim bir hasta yüzünden suçlanıyorum. Hasta şeker hastası olduğu için tansiyonu yüksektir, vücudu tuzsuz olduğu için de tansiyonu yüksekti, alkol ve sigara kullanıyordu. Bu da davacıların miras bırakanının sağlığını olumsuz yönde etkiliyordu. Hastaya diyabet beslenme listesi verildi ve Karatay diyet uygulanması önerildi. Alkol ve aşırı meyve kullanımının bırakılması önerildi. Hastaya 2016 yılına kadar şeker hastası olduğu söylenmemiş ancak 2005 teki kayıtlarında ürik asit yüksekliği vardı. Benim önerim ve tedavilerim sonucu ürik asit düşmeye başlamıştır. Kalbinde çarpıntı vardı, benim önerilerim ve tedavilerim sayesinde değerleri düzeldi. Diğer birçok risk faktörleri de benim tedavi ve önerilerim sayesinde düzelmiştir. Ben televizyonlardaki haberlerde gördüğüm kadarıyla ölüm sebebinin kanamadan olduğunu öğrendim. Ülkede tuz yürüyüşü, kırmızı et yürüyüşü ve yumurta yürüyüşü başlattım, avukatımın beyanlarına katılıyorum”
'HASTANENİN HATASI BULUNMAMAKTADIR'
Davalı hastane avukatı ise şöyle konuştu;
“Müvekkil hastanenin organizasyon hatası bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde belirtildiği üzere birçok hekim müteveffaya bypass ameliyatı olması yönünde öneride bulunmasına rağmen müteveffa diğer davalının yaşam tarzına yönelik tavsiye niteliğindeki öneri ve görüşlerine uymayı tercih etmiştir. Tanı ve teşhisi koyan diğer davalı değildir, davanın reddine karar verilmesini talep ederiz”
'DAVALININ BAHSETTİĞİ YÖNTEMLER, BİLİMSEL YÖNTEMLERDEN UZAKTIR'
Müşteki vekilleri, “Öncelikle hastane ve hekim bir bütün olarak ele alınır. Davalının bahsettiği yöntemler bilimsel yöntemlerden uzaktır, ayrıca davalı doktor cevap dilekçesinde beyan ettiği üzere modern tıp yöntemleri kısıtlanarak hastayı bir bütün olarak ele aldığını beyan etmiştir. Ayrıca müvekkilim de alkolik değildir, alkol kullandığına ilişkin bir tespit yoktur, buna ilişkin bir tedavide uygulanmamıştır. Dosyayı adli tıpa gönderilmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
'BENDE TUZ YÜRÜYÜŞÜNE BAŞLADIM'
Duruşma sonrası konuşan Canan Karatay ise şu ifadeleri kullandı;
“Gandhiyi hatırlattım. Tuz yürüyüşü çok meşhurdur, sömürgeye karşıdır. Bende kendimi, halkımın tuzlanması gerekiyor. Yani tuz dediğimiz 84 mineral olursa kafa çalışır yoksa kafa çalışmaz bende onu söylüyorum. Bende tuz yürüyüşüne başladım efendim. Gandhi gibi. Halkım için çocuklarımız ve gençlerimizin geleceği için. 82 yaşındayım, 64 yıldır hekimin. Neler döndüğünü çok iyi biliyorum. Benim yaşadıklarımın hiçbirini bu genç hekimler bilmez, genç hakimlerde bilemez” diye konuştu.
DURUŞMA ERTELENDİ
Mahkeme Hakimi, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı 25 Nisan 2025 tarihine erteledi.
Kaynak: DHA
İzmir haber: Sokakta bir kişinin cansız bedeni bulundu
Tek tip güzellik algısı tahammülü azaltıyor
Ağaç hırsızlarını pankartla caydırdı
Evlilik kredisi yetersiz, hayaller masraflara yenik
Tanju Özcan’dan Kartalkaya yangını açıklaması: Ölü sayısı daha fazla
İzmir’de öldürülen Gözde’nin arkadaşı anlattı: Kabloyla darp etmişti
Büyükşehir’den İzmirlilere müjde: Yuvamız İzmir Çocuk Etkinlik Merkezleri’nin sayısı 20’ye çıkıyor
21 Ocak 2025 İzmir su kesintisi: Hangi ilçelerde su kesintisi olacak?
O ilçede 11 dönümün üzerinde arazi özelleştiriliyor
İzmir’de 7’nci Karaburun Nergis Festivali başlıyor
Son Girilen Haberler
Grand Kartal Otel'den açıklama
Bolu'da yangın faciasının yaşandığı Grand Kartal Oteli yönetiminden açıklama geldi.
İzmir'de feci kaza : 5 kişi yaralandı!
İzmir'in Menderes ilçesinde otobüs ile kamyonun çarpışması sonucu 5 kişi yaralandı.
Genelkurmay çatı davası sanıkları yeniden yargılanacak
Genelkurmay çatı davasında verilen mahkumiyet ve beraatlere ilişkin Yargıtay'ın bozma kararlarının ardından 149 sanık, 21 Nisan'da tekrar hakim karşısına çıkacak.