İhracatçının 2025’ten beklentisi enflasyon ve kur dengesi

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, 2025 için belirledikleri 280 milyar dolarlık ihracat hedefinin, enflasyon ve kurun paralel hareket etmesiyle ulaşılabileceğini vurguladı

Haber Giriş Tarihi: 16.01.2025 11:16
Haber Güncellenme Tarihi: 16.01.2025 11:31
Kaynak: HABER MERKEZİ
İhracatçının 2025’ten beklentisi enflasyon ve kur dengesi

KEMAL ÖZKURT - Türkiye genelindeki 61 ihracatçı birliği ve 150 bin ihracatçıyı temsil eden Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Bölgesel İhracat Buluşmaları kapsamında Ege İhracatçı Birlikleri üyeleriyle İzmir'de bir araya geldi. Ege İhracatçı Birlikleri’nde düzenlenen "TİM Bölgesel İhracat Buluşmaları İzmir" toplantısının açılış konuşmalarını, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi ve TİM Başkanı Mustafa Gültepe gerçekleştirdi. Türkiye’yi ihracatta dünyanın ilk 10 ülkesi arasına çıkartmak istediklerini ifade eden Gültepe, 2023’te küresel talepteki daralmanın olumsuz etkilerini hissetmiştim. 2024’te ise rekabetçilikle ilgili ciddi sorunlar yaşadık. 2025’e 280 milyar dolarlık ihracat hedefiyle yola çıktık. 2024’te özellikle bazı sektörlerde rekabetçiliğimiz zarar gördü. Bu yıl aynı şekilde devam etmemeli. Enflasyonla mücadele tamam. Ama sanayiyi de unutmamalıyız. Dolayısıyla 2025’te enflasyonla kurun paralel hareket etmesi gerekiyor” dedi.

KUR İLE ENFLASYON PARALEL HAREKET ETMELİ

2025’e 280 milyar dolarlık ihracat hedefiyle yola çıktıklarını fakat bu hedefin enflasyonla kurun paralel hareket etmesiyle ulaşmanın mümkün olacağını ifade eden Gültepe, “Bu yıl ihracatımızı yaklaşık yüzde 7 artırmayı hedefliyoruz. Başarabilir miyiz? Türkiye’nin potansiyeline, İhracatçımızın gücüne baktığımızda daha fazlasını da yapabiliriz. Ama yakın coğrafyamızda jeopolitik riskler devam ediyor. Kuzeyimizde, Ukrayna’da üç yıldır savaş var. Güneyde İsrail’in saldırıları devam ediyor. Suriye’de iç savaş sona erdi ama istikrarlı bir döneme geçiş zaman alacak. Bu ülkedeki gelişmeleri yakından takip edeceğiz. En büyük ihracat pazarlarımızdan ABD’de Donald Trump, 20 Ocak’ta ikinci kez başkanlık koltuğuna oturacak. Tüm bu gelişmelerin 2025’teki ihracatımıza olumlu ya da olumsuz yansımaları olacak. Küresel konjonktürün yanında içerideki gelişmeleri de yakından takip edeceğiz. 2024’te özellikle bazı sektörlerde rekabetçiliğimiz zarar gördü. Bu yıl aynı şekilde devam etmemeli. Enflasyonla mücadele tamam. Ama sanayiyi de unutmamalıyız. Üretimi ve ihracatı destekleyecek politikaların hızla devreye alınması gerekiyor. Aksi takdirde üretim ve ihracatımız sürdürülebilir olma özelliğini kaybeder. Dolayısıyla 2025’te enflasyonla kurun paralel hareket etmesi gerekiyor. Bu bizim yüksek kur istediğimiz anlamına gelmiyor. Aksine hiçbir zaman böyle bir talebimiz olmadı.  Biz, “Enflasyonla kur paralel hareket etmeli” diyoruz. Hatta yıllık enflasyonun beş puan altına bile razıyız” diye konuştu.

BÖLGESEL ASGARİ ÜCRET MESAJI

İhracatın düşmesiyle kapasite kullanım oranında düşüş yaşandığına dikkat çeken Eskinazi, “Kapasite kullanım oranımız yüzde 84’lerden yüzde 77 seviyelerine gerilemiş durumda. Hazırgiyim ve tekstil ülkemizin istihdam deposu olarak bilinir. Hazırgiyim sektörü tekstil ile beraber bundan yaklaşık 2 yıl öncesinde 1,2 milyon kişiye istihdam sağlıyordu. Bizim tahminimize göre kayıp 300 binden fazla. Aynı dönemde sanayi istihdamındaki toplam kayıp 500 bin kişi. Yani, sanayide istihdam edilip ayrılan ya da işsiz kalan her 2 çalışandan 1’i tekstil ve konfeksiyon sektöründen ayrılmış. Bildiğiniz üzere asgari ücret 22 bin 104 TL olarak açıklandı. Bölgesel asgari ücreti tartışmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.

PAZAR KAYBETME KORKUSU

Rakip ülkelerle kıyasla daha pahalı oldukları için Pazar kaybetme tehdidiyle karşı karşıya olduklarını dile getiren Eskinazi, “Rakip ülkelerle kıyaslandığında son dönemde artan maliyetlerimiz nedeniyle rakiplerimize göre yüzde 40-50 daha pahalıyız. Yeniden değerlendirme oranını devlet kendi alacakları için yüzde 44 belirledi, biz de buna paralel bir döviz artışı talep ediyoruz. Son dönemde uygulanmakta olan ekonomik programın temel bir eksikliği olarak, reel sektör ve sanayiye yeterli desteğin verilmediği, ekonomi yönetiminin büyük oranda finansal bir perspektifle yürütüldüğü görülmektedir. Bu durum, reel sektörün çok ciddi bir çıkmaza girmesine neden olmaktadır. Her ne kadar ihracat istatistiklerinde bir artış görülse de, bu artışın sebeplerini derinlemesine değerlendirdiğimizde, kazanılan pazarları kaybetme korkusu, sermayesini yitiren sanayi sektörlerinin daha ucuz kredi olan ihracat kredileri için ihracat taahhüdünü kapatma ihtiyacı, işyerini kapatmak isteyen imalatçıların kıdem tazminatını ödeyecek sermayeleri olmaması gibi etkenler ortaya çıkıyor. Bu yapısal sorunlar, ihracatçıların çok daha etkin bir destek mekanizmasına ihtiyacı olduğunu göstermektedir. İhracatçılara acilen Merkez Bankasının döviz bozdurma mecburiyeti ve döviz alma zorunluluklarının kaldırılarak daha rahat hareket etmesinin sağlanmalı aşırı değerli olan TL’ye karşı ihracatçıların döviz bozdurmaları esnasında mahsup edilmek kaydıyla yüzde 10’a kadar bir teşvik verilmelidir” ifadelerini kullandı.

Kaynak: HABER MERKEZİ

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.