Muadil ilaç konusunda Türk halkının yanlış bir algıya sahip olduğunu söyleyen Sayılkan, “Önemli ilaçların dahi çok zor bulunduğu şu günlerde muadil ilaçlara olan ön yargının hiçbir yararı yok” dedi
Haber Giriş Tarihi: 26.01.2024 08:37
Haber Güncellenme Tarihi: 26.01.2024 08:37
Kaynak:
HABER MERKEZİ
AYSELİN UZUN- ÖZEL HABER Döviz kuru nedeniyle ilaç fiyatlarına yapılan zamlar sonrasında, Türkiye’de birçok ilaç bulunamaz hale geldi. Üstelik bu ilaçların içlerinde bazı kanser, diyabet ve hormon ilaçları da yer alıyor. Bu ilaçların bulunamaması sebebiyle yerli firmalar tarafından muadil ilaçlar üretiliyor. Ancak muadil ilaçların nicelik ve nitelik bakımından ne kadar yeterli olduğu konusuna gelindiğinde vatandaşlar tarafından iki farklı görüş var.
İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, muadil ilaçlara karşı oluşan olumsuz algının ilaç bulma krizi yaşandığı şu dönemlerde çok yanlış olduğunu vurgulayarak “Bu işin içinde olan herkes bilir ki muadil denen eş değer ilaç Sağlık Bakanlığı tarafından en az 2 yıllık çalışmalar sonucunda ruhsat alabiliyor. İlaçların içeriğine, etken maddenin miligramına kadar ilaç çok sıkı bir incelemeden geçiyor. Ancak vatandaşın kafasında belli bir marka, daha doğrusu ambalaj kalıyor ve tamamen aynı etkiye sahip muadil ilaçlar kullanılmak istenmiyor. Hele ki önemli ilaçların dahi çok zor bulunduğu şu günlerde muadil ilaçlara olan bu ön yargının hiçbir yararı yok” diye konuştu.
Eczacı Cem Kılınç ise eczanesine gelen bazı vatandaşların istedikleri ilaçları bulamamaları halinde muadil ilaçları kabul ederken bazılarının kesinlikle buna sıcak bakmadığını belirterek “Bu düşünce kesinlikle doğru değil. Bu tamamen bir algıdan ibaret. Bilim bize bunun tam tersini söylüyor. Zaten bu ürünler Sağlık Bakanlığı tarafından uzun süren araştırmalar sonucunda piyasaya sürülüyor” dedi.
BİZE DÜŞEN ALGIYI KIRMAK
Türkiye genelinde bir ilaç bulma sıkıntısı olduğunu dile getiren Başkan Sayılkan, bazı çevrelerin böyle bir durumda bile muadil ilaçlara ön yargıyla yaklaştığına dikkat çekerek “Bu işin içinde olan herkes bilir ki muadil denen eş değer ilaç Sağlık Bakanlığı tarafından en az 2 yıllık çalışmalar sonucunda ruhsat alabiliyor. İlaçların içeriğine, etken maddenin miligramına kadar ilaç çok sıkı bir incelemeden geçiyor. Ancak vatandaşın kafasında belli bir marka, daha doğrusu ambalaj kalıyor ve tamamen aynı etkiye sahip muadil ilaçlar kullanılmak istenmiyor. Hele ki önemli ilaçların dahi çok zor bulunduğu şu günlerde muadil ilaçlara olan bu ön yargının hiçbir yararı yok. Çünkü zaten ilaçların içerikleri birebir aynı ama vatandaş rengine ismine takılıyor. Dünyanın birçok yerinde, eczanelerde böyle bir duruma sebebiyet vermemek için ilaçların ismi yazmaz. Sadece etken maddeler yazar. Böylelikle insanların kafasında oluşan yanlış algı önlenir. Öte yandan burada bize ve medyaya düşen insanların kafasındaki soru işaretlerini yok etmek ve bu algıyı kırmak” açıklamasında bulundu.
TAMAMEN BİR ALGIDAN İBARET
Muadil ilaç konusunda vatandaşların hiçbir dayanağı olmayan söylemleri değil, bilimsel verileri dikkate alması gerektiğini söyleyen Eczacı Cem Kılınç, Türkiye’de bilime olan güvenin arttırılması gerektiğini vurgulayarak “Toplumca sağlık okur yazarlığı açısından geri bırakıldık. Dolayısıyla bunlar bilimsel, teknik konular olduğu için halkımız okuduğunu anlayamıyor. Böyle olunca kişiler tamamen algılar üzerinden hareket ediyor. Vatandaş eğer eczacısına, hekimine güven duyuyorsa muadilden korkmuyor. Ancak şüpheci bir yaklaşıma sahipse, bu durum aksi yönde gelişiyor. Yani muadil ilaca olumsuz bakıyor. Ayrıca buna orijinal olan iyi olandır algısı da sebebiyet veriyor. Fakat bu düşünce kesinlikle doğru değil. Bu tamamen bir algıdan ibaret. Bilim bize bunun tam tersini söylüyor. Zaten bu ürünleri, Sağlık Bakanlığı tarafından uzun süren araştırmalar sonucunda onaylıyor ve bu ilaç piyasaya sürülüyor. İlaç piyasaya sürüldükten sonra da bakanlık tarafından kontrolü sağlanıyor. İlaçta en ufak bir değişikli yapılması halinde bütün ilaçlar toplanıyor. Dolayısıyla korkulacak herhangi bir durum yok” ifadelerini kullandı.
İÇERİĞİNDE YASAKLI MADDE ÇIKAN…
Son dönemlerde oldukça fazla kullanılmaya başlanan takviye edici gıda ve vitaminlerin içeriğinin ilaçlara nazaran tam olarak denetlenmediğini ancak buna rağmen insanların talebinde bir azalma gözlenmediğini belirten Kılınç, “Söz konusu gıda takviyesi olduğundan insanlar, sanal ortamlarda birbirine öneriyor, tüm marketlerde bu takviyeler satılıyor ve bu kişiler takviyelerin kendisini iyileştirdiğini sanıyor. İlaç konusunda gösterilen hassasiyet bu konuda gösterilmiyor. Onca uyarılara rağmen, içinde ne olduğu bile bilinmezken bu ürünler kullanılıyor. Üstelik bu ürünler Sağlık Bakanlığı değil Tarım Bakanlığı onaylı oluyor. Hatta bu ürünlerde neredeyse denetim yok bile diyebiliriz. Sürekli olarak içeriği değiştirilebiliyor. İçeriğinde yasaklı madde çıkan, miligramı değiştirilen takviyeler mevcut. Bu tarz halk sağlığını tehlikeye atabilecek bir tedarik zincirinden geçiyor. Ancak insanlar şaşırtıcı bir halde bu ürünlere aynı hassasiyeti göstermiyor” dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Muadil ilaç konusunda Türk halkının yanlış bir algıya sahip olduğunu söyleyen Sayılkan, “Önemli ilaçların dahi çok zor bulunduğu şu günlerde muadil ilaçlara olan ön yargının hiçbir yararı yok” dedi
AYSELİN UZUN- ÖZEL HABER Döviz kuru nedeniyle ilaç fiyatlarına yapılan zamlar sonrasında, Türkiye’de birçok ilaç bulunamaz hale geldi. Üstelik bu ilaçların içlerinde bazı kanser, diyabet ve hormon ilaçları da yer alıyor. Bu ilaçların bulunamaması sebebiyle yerli firmalar tarafından muadil ilaçlar üretiliyor. Ancak muadil ilaçların nicelik ve nitelik bakımından ne kadar yeterli olduğu konusuna gelindiğinde vatandaşlar tarafından iki farklı görüş var.
İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, muadil ilaçlara karşı oluşan olumsuz algının ilaç bulma krizi yaşandığı şu dönemlerde çok yanlış olduğunu vurgulayarak “Bu işin içinde olan herkes bilir ki muadil denen eş değer ilaç Sağlık Bakanlığı tarafından en az 2 yıllık çalışmalar sonucunda ruhsat alabiliyor. İlaçların içeriğine, etken maddenin miligramına kadar ilaç çok sıkı bir incelemeden geçiyor. Ancak vatandaşın kafasında belli bir marka, daha doğrusu ambalaj kalıyor ve tamamen aynı etkiye sahip muadil ilaçlar kullanılmak istenmiyor. Hele ki önemli ilaçların dahi çok zor bulunduğu şu günlerde muadil ilaçlara olan bu ön yargının hiçbir yararı yok” diye konuştu.
Eczacı Cem Kılınç ise eczanesine gelen bazı vatandaşların istedikleri ilaçları bulamamaları halinde muadil ilaçları kabul ederken bazılarının kesinlikle buna sıcak bakmadığını belirterek “Bu düşünce kesinlikle doğru değil. Bu tamamen bir algıdan ibaret. Bilim bize bunun tam tersini söylüyor. Zaten bu ürünler Sağlık Bakanlığı tarafından uzun süren araştırmalar sonucunda piyasaya sürülüyor” dedi.
BİZE DÜŞEN ALGIYI KIRMAK
Türkiye genelinde bir ilaç bulma sıkıntısı olduğunu dile getiren Başkan Sayılkan, bazı çevrelerin böyle bir durumda bile muadil ilaçlara ön yargıyla yaklaştığına dikkat çekerek “Bu işin içinde olan herkes bilir ki muadil denen eş değer ilaç Sağlık Bakanlığı tarafından en az 2 yıllık çalışmalar sonucunda ruhsat alabiliyor. İlaçların içeriğine, etken maddenin miligramına kadar ilaç çok sıkı bir incelemeden geçiyor. Ancak vatandaşın kafasında belli bir marka, daha doğrusu ambalaj kalıyor ve tamamen aynı etkiye sahip muadil ilaçlar kullanılmak istenmiyor. Hele ki önemli ilaçların dahi çok zor bulunduğu şu günlerde muadil ilaçlara olan bu ön yargının hiçbir yararı yok. Çünkü zaten ilaçların içerikleri birebir aynı ama vatandaş rengine ismine takılıyor. Dünyanın birçok yerinde, eczanelerde böyle bir duruma sebebiyet vermemek için ilaçların ismi yazmaz. Sadece etken maddeler yazar. Böylelikle insanların kafasında oluşan yanlış algı önlenir. Öte yandan burada bize ve medyaya düşen insanların kafasındaki soru işaretlerini yok etmek ve bu algıyı kırmak” açıklamasında bulundu.
TAMAMEN BİR ALGIDAN İBARET
Muadil ilaç konusunda vatandaşların hiçbir dayanağı olmayan söylemleri değil, bilimsel verileri dikkate alması gerektiğini söyleyen Eczacı Cem Kılınç, Türkiye’de bilime olan güvenin arttırılması gerektiğini vurgulayarak “Toplumca sağlık okur yazarlığı açısından geri bırakıldık. Dolayısıyla bunlar bilimsel, teknik konular olduğu için halkımız okuduğunu anlayamıyor. Böyle olunca kişiler tamamen algılar üzerinden hareket ediyor. Vatandaş eğer eczacısına, hekimine güven duyuyorsa muadilden korkmuyor. Ancak şüpheci bir yaklaşıma sahipse, bu durum aksi yönde gelişiyor. Yani muadil ilaca olumsuz bakıyor. Ayrıca buna orijinal olan iyi olandır algısı da sebebiyet veriyor. Fakat bu düşünce kesinlikle doğru değil. Bu tamamen bir algıdan ibaret. Bilim bize bunun tam tersini söylüyor. Zaten bu ürünleri, Sağlık Bakanlığı tarafından uzun süren araştırmalar sonucunda onaylıyor ve bu ilaç piyasaya sürülüyor. İlaç piyasaya sürüldükten sonra da bakanlık tarafından kontrolü sağlanıyor. İlaçta en ufak bir değişikli yapılması halinde bütün ilaçlar toplanıyor. Dolayısıyla korkulacak herhangi bir durum yok” ifadelerini kullandı.
İÇERİĞİNDE YASAKLI MADDE ÇIKAN…
Son dönemlerde oldukça fazla kullanılmaya başlanan takviye edici gıda ve vitaminlerin içeriğinin ilaçlara nazaran tam olarak denetlenmediğini ancak buna rağmen insanların talebinde bir azalma gözlenmediğini belirten Kılınç, “Söz konusu gıda takviyesi olduğundan insanlar, sanal ortamlarda birbirine öneriyor, tüm marketlerde bu takviyeler satılıyor ve bu kişiler takviyelerin kendisini iyileştirdiğini sanıyor. İlaç konusunda gösterilen hassasiyet bu konuda gösterilmiyor. Onca uyarılara rağmen, içinde ne olduğu bile bilinmezken bu ürünler kullanılıyor. Üstelik bu ürünler Sağlık Bakanlığı değil Tarım Bakanlığı onaylı oluyor. Hatta bu ürünlerde neredeyse denetim yok bile diyebiliriz. Sürekli olarak içeriği değiştirilebiliyor. İçeriğinde yasaklı madde çıkan, miligramı değiştirilen takviyeler mevcut. Bu tarz halk sağlığını tehlikeye atabilecek bir tedarik zincirinden geçiyor. Ancak insanlar şaşırtıcı bir halde bu ürünlere aynı hassasiyeti göstermiyor” dedi.
Kaynak: HABER MERKEZİ
İzmir haber: Yolda yürüyen genç kıza tekme atan adam meydan dayağı yedi
Kar yağışı nedeniyle bazı illerde eğitime ara verildi
Bir kadın değişti, mahalle değişti: Ben Varım
2024’te de kadınlar öldü: 2025’te kadınları koruyacak politika yok
Instagram'dan yeni özellik: DM butonunun yeri değişiyor
İGC'den 25 Kasım'da şiddete karşı deklerasyon
Bayraklı’da masadan yine uzlaşı çıkmadı
Altekma evinde Ziraat Bankkart’a kaybetti
İzmir'de 2 tekne cayır cayır yandı!
AK Parti'li İnan'dan CHP'ye sert sözler: Beceriksizlik deyince akla CHP geliyor!
Son Girilen Haberler
Fırtına hamsiyi vurdu: Fiyatlar iki katına çıktı
Geçtiğimiz günlerde kilosu 75 TL’den satılan hamsi hava muhalefeti dolayısıyla az avlanabildi, fiyatı iki katına çıktı
Akrofobi: Yükseklik korkusu nedir, yükseklik fobisi nasıl yenilir?
Yüksek yerlere karşı duyulan aşırı korku, akrofobi olarak bilinir. Kişilerin yaşam kalitesini etkileyen bu bozukluk, tedavi edilebilir. Akrofobi nedir, belirtileri nelerdir? Akrofobi nasıl ortaya çıkar?
Bornova’da 24 Kasım Öğretmenler Günü coşkusu yaşandı
Bornova’da 24 Kasım Öğretmenler Günü, anlamlı ziyaretler, resmi törenler ve özel etkinliklerle coşkuyla kutlandı