Körfez’den yakalanan balıkların sağlık açısından zararları tartışılırken, Prof. Dr. Yaşar, “Körfezden çıkan balığı ben yemem. İnsanların da yememesi lazım” dedi
Haber Giriş Tarihi: 13.07.2023 04:22
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak:
Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER
İzmir Körfezi’nde yaşanan koku ve kirlilik sorunu, yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte açılan balık sezonunda körfezde tutulan balıkların insan sağlığına etkileri yeni bir tartışma konusu haline geldi. Plastik atıklar, çöpler ve körfezde oluşan müsilaj sebebiyle deniz suyunun kirlenmesi balıkçılar ve tüketiciler arasında sağlık endişelerine neden oluyor. Avrupa’nın en büyük arıtma tesisine sahip İzmir’de beklenen temizliğe yönelik bir türlü istenilen sonuç alınamazken ‘Körfezde tutulan balık yenir mi?’ sorusu vatandaşlar tarafından merak edilen konulardan biri oluyor. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, körfezin 2000 yılından sonra en kötü dönemini yaşadığını belirterek önemli açıklamalarda bulundu. Körfezden çıkan balıkların yenip yenmeyeceği sorusunu da cevaplayan Yaşar, “Ben balık ayırt etmeksizin Yenikale’den içerde kalan bölgeden çıkan balığı yemem. Kimsenin yememesi lazım. Eskiden Büyükşehir balık tutmayı yasaklamıştı. Yeniden yasak olması lazım” dedi.
SON 23 YILIN EN KÖTÜ DÖNEMİNDEYİZ
İzmir’in iç ve dış körfezinin Akdeniz’in biyolojik açıdan en zengin bölgesi olduğunu fakat kötü yönetim sebebiyle çok fazla kirlendiğini söyleyen Yaşar, “Şu an 2023 yılındayız ve Körfezimizin 2000’den sonraki en kötü dönemini yaşıyoruz. Biz bu yıl balık ölümlerine sebep olan plankton patlaması kızıl renkli red tide (müsilaj) ve makro algler gördük. Aslında 2000’den sonra Çiğli Arıtma Tesisi faaliyete geçince körfez mavileşir gibi oldu. Fakat 2005’te Başkan Piriştina’nın vefatından sonra ve arıtma tesislerinin enerji tasarrufuna gitmek istemesiyle birlikte körfez tekrardan kirlenmeye başladı. 1980’li yıllarda denizin 3 - 4 metre dibi görünürdü, konak iskelede vatandaşlar denize girerdi. Şu anda bir santim bile altı gözükmüyor, o kadar kirli. Sonuç olarak Akdeniz’in en verimli ve en çok çeşidin olduğu körfezde maalesef şu anda balık durmuyor, duran balık da yenmiyor” diye konuştu.
KÖRFEZDEN ÇIKAN BALIĞI BEN YEMEM
Körfezde tutulan balığın içinde barındırdığı ağır metaller sebebiyle insan sağlık açısından ciddi zarar oluşturabileceğine vurgu yapan Yaşar, “Şu anda İzmir körfezinde Demir, kurşun, gibi ağır metallerin oranı çok fazla. Bu oran fazlalaştıkça özellikle taban balıkları bu ağır metallerden beslenir. Bunun yanı sıra midye kesinlikle yenmemesi gereken bir şey. Çünkü midye suda ne kadar ağır metal varsa hepsini süzerek içinde barındırır. Ben balık ayırt etmeksizin Yenikale’den içerde kalan bölgede balık yemem. Kimsenin yememesi lazım. Eskiden Büyükşehir balık tutmayı yasaklamıştı. Yeniden yasak olması lazım. Yanlış anlaşılmasın balık olması şahane bir şey. Ancak balık var diye yenecek diye bir kural yok. Körfezde balık tutmanın, yemenin ve yüzmenin yasak olması lazım” dedi.
BÜYÜKŞEHİR HİÇ ÖNLEM ALMIYOR
İzmir körfezinde yaşanan kirlilik ve koku sorununa Büyükşehir Belediyesinin hiçbir önlem almadığını belirten, Yaşar denetimlerin sıkılaştırılması konusunda uyarılarda bulundu. Özellikle Bornova’dan gelen Arap deresi Manda deresi ve yeşil derenin İzmir körfezine çok ciddi bir kirlilik taşıdığını ifade eden Yaşar, “Buradaki fabrikaların büyük bölümü arıtma tesislerini çalıştırmıyor. Enerjiden tasarruf etmek istiyorlar fakat körfezi kirletiyorlar. Buna çözüm olarak da bütün arıtmaların enerjileri sübvanse edilmeli. Bu durum tüm Türkiye için geçerli. Çünkü denizleri foseptik olarak kullanıyoruz. 2021 yılında İstanbul’da müsilaj patladı. Buna rağmen biz dersimi almadık” diye konuştu.
SUYUN TOPRAKLA KAVUŞMASI LAZIM
Konuşmasının sonunda körfezde yaşanan koku ve kirlilik sorununun 2008 yılından itibaren derelerin altına yapılan betonlar sebebiyle suyun toprakla kavuşamadığını söyleyen Yaşar, “Su betonun üstünde kalıyor ve bir süre sonra kokuyor. Hem körfezi kirletiyor hem de koku ve sinek sorununa sebep oluyor. Büyükşehir’in bu soruna çözüm bulması için öncelikle betonları kırıp suyu toprakla kavuşturması lazım. Sonrasında ise, derelerden gelen sular arıtılmalı, fabrikalarla, sanayicilerle tek tek görüşülüp denetlemeleri sıkı tutulmalıdır” ifadelerini kullandı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Körfez’den yakalanan balıkların sağlık açısından zararları tartışılırken, Prof. Dr. Yaşar, “Körfezden çıkan balığı ben yemem. İnsanların da yememesi lazım” dedi
KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER
İzmir Körfezi’nde yaşanan koku ve kirlilik sorunu, yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte açılan balık sezonunda körfezde tutulan balıkların insan sağlığına etkileri yeni bir tartışma konusu haline geldi. Plastik atıklar, çöpler ve körfezde oluşan müsilaj sebebiyle deniz suyunun kirlenmesi balıkçılar ve tüketiciler arasında sağlık endişelerine neden oluyor. Avrupa’nın en büyük arıtma tesisine sahip İzmir’de beklenen temizliğe yönelik bir türlü istenilen sonuç alınamazken ‘Körfezde tutulan balık yenir mi?’ sorusu vatandaşlar tarafından merak edilen konulardan biri oluyor. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, körfezin 2000 yılından sonra en kötü dönemini yaşadığını belirterek önemli açıklamalarda bulundu. Körfezden çıkan balıkların yenip yenmeyeceği sorusunu da cevaplayan Yaşar, “Ben balık ayırt etmeksizin Yenikale’den içerde kalan bölgeden çıkan balığı yemem. Kimsenin yememesi lazım. Eskiden Büyükşehir balık tutmayı yasaklamıştı. Yeniden yasak olması lazım” dedi.
SON 23 YILIN EN KÖTÜ DÖNEMİNDEYİZ
İzmir’in iç ve dış körfezinin Akdeniz’in biyolojik açıdan en zengin bölgesi olduğunu fakat kötü yönetim sebebiyle çok fazla kirlendiğini söyleyen Yaşar, “Şu an 2023 yılındayız ve Körfezimizin 2000’den sonraki en kötü dönemini yaşıyoruz. Biz bu yıl balık ölümlerine sebep olan plankton patlaması kızıl renkli red tide (müsilaj) ve makro algler gördük. Aslında 2000’den sonra Çiğli Arıtma Tesisi faaliyete geçince körfez mavileşir gibi oldu. Fakat 2005’te Başkan Piriştina’nın vefatından sonra ve arıtma tesislerinin enerji tasarrufuna gitmek istemesiyle birlikte körfez tekrardan kirlenmeye başladı. 1980’li yıllarda denizin 3 - 4 metre dibi görünürdü, konak iskelede vatandaşlar denize girerdi. Şu anda bir santim bile altı gözükmüyor, o kadar kirli. Sonuç olarak Akdeniz’in en verimli ve en çok çeşidin olduğu körfezde maalesef şu anda balık durmuyor, duran balık da yenmiyor” diye konuştu.
KÖRFEZDEN ÇIKAN BALIĞI BEN YEMEM
Körfezde tutulan balığın içinde barındırdığı ağır metaller sebebiyle insan sağlık açısından ciddi zarar oluşturabileceğine vurgu yapan Yaşar, “Şu anda İzmir körfezinde Demir, kurşun, gibi ağır metallerin oranı çok fazla. Bu oran fazlalaştıkça özellikle taban balıkları bu ağır metallerden beslenir. Bunun yanı sıra midye kesinlikle yenmemesi gereken bir şey. Çünkü midye suda ne kadar ağır metal varsa hepsini süzerek içinde barındırır. Ben balık ayırt etmeksizin Yenikale’den içerde kalan bölgede balık yemem. Kimsenin yememesi lazım. Eskiden Büyükşehir balık tutmayı yasaklamıştı. Yeniden yasak olması lazım. Yanlış anlaşılmasın balık olması şahane bir şey. Ancak balık var diye yenecek diye bir kural yok. Körfezde balık tutmanın, yemenin ve yüzmenin yasak olması lazım” dedi.
BÜYÜKŞEHİR HİÇ ÖNLEM ALMIYOR
İzmir körfezinde yaşanan kirlilik ve koku sorununa Büyükşehir Belediyesinin hiçbir önlem almadığını belirten, Yaşar denetimlerin sıkılaştırılması konusunda uyarılarda bulundu. Özellikle Bornova’dan gelen Arap deresi Manda deresi ve yeşil derenin İzmir körfezine çok ciddi bir kirlilik taşıdığını ifade eden Yaşar, “Buradaki fabrikaların büyük bölümü arıtma tesislerini çalıştırmıyor. Enerjiden tasarruf etmek istiyorlar fakat körfezi kirletiyorlar. Buna çözüm olarak da bütün arıtmaların enerjileri sübvanse edilmeli. Bu durum tüm Türkiye için geçerli. Çünkü denizleri foseptik olarak kullanıyoruz. 2021 yılında İstanbul’da müsilaj patladı. Buna rağmen biz dersimi almadık” diye konuştu.
SUYUN TOPRAKLA KAVUŞMASI LAZIM
Konuşmasının sonunda körfezde yaşanan koku ve kirlilik sorununun 2008 yılından itibaren derelerin altına yapılan betonlar sebebiyle suyun toprakla kavuşamadığını söyleyen Yaşar, “Su betonun üstünde kalıyor ve bir süre sonra kokuyor. Hem körfezi kirletiyor hem de koku ve sinek sorununa sebep oluyor. Büyükşehir’in bu soruna çözüm bulması için öncelikle betonları kırıp suyu toprakla kavuşturması lazım. Sonrasında ise, derelerden gelen sular arıtılmalı, fabrikalarla, sanayicilerle tek tek görüşülüp denetlemeleri sıkı tutulmalıdır” ifadelerini kullandı.
AK Partili Boztepe içme suyuna yapılan zamma tepki gösterdi
İzmir haber: Cezaevinden tahliye olur olmaz dehşet saçtı
MasterChef Arabaşı çorbası tarifi: Arabaşı çorbası nasıl yapılır?
Başkan Saygılı’dan Tugay’a 2. çevreyolu cevabı
Başkan Günay’ın oğlu son yolculuğuna uğurlandı
Evka 5’in gençleri ve yolları ilgi bekliyor
İZSU’ya 35,5 milyarlık bütçe: Körfez’e 7,5 milyarlık kaynak
Başkan Tugay’dan iklim krizi çıkışı: Amerikalı petrol şirketlerini kınıyorum
Bayraklı Belediyesi’nde uzlaşı çıkmadı: Teklifin kabul edilmesi mümkün değil
İzmir’de vapur seferleri olumsuz hava nedeniyle iptal edildi!
Son Girilen Haberler
Bakan Uraloğlu'ndan 5G müjdesi: Türkiye’de denemelere başlandı!
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 5G'yi Türkiye'de deneyimlemeye başladıklarını belirterek, önemli açıklamalarda bulundu.
İzmir haber: Sağanak ve kuvvetli rüzgar etkisini gösteriyor
İzmir'de kuvvetli sağanak ve rüzgar, ulaşımda aksamalara neden oldu.
Başkan Tugay: Eğitim emekçilerinin yanında olacağız
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve NE-DER tarafından düzenlenen Nitelikli Eğitim Çalıştayı’nda, eğitimde reform çağrısı yapıldı.