Orman Mühendisi Taşdemir’den ‘ahşap baraka’ önerisi
Orman Mühendisi Taşdemir’den ‘ahşap baraka’ önerisi
Orman Mühendisi Taşdemir, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, deprem felaketinden canını kurtaran vatandaşlarını basit bir çadır kent yangınında heba etmemelidir.”
Haber Giriş Tarihi: 14.03.2023 05:28
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak:
Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
SULTAN GÜMÜŞ KAYA / RÖPORTAJ
Olası bir fırtına ve yangında büyük mağduriyetler yaşayan depremzedeler için barınma sorunu gün geçtikçe derinleşiyor! “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, deprem felaketinden canını kurtaran vatandaşlarını basit bir çadır kent yangınında heba etmemelidir” diyerek gazetemize özel açıklamalarda bulunan Orman Mühendisi Mehmet Reşat Taşdemir, Devlet Orman İşletmelerinin elinde şu anda 450 adet orman emvali deposu olduğunu hatırlattı. Konteyner ve çadırdan ziyade ahşap barakanın önemine dikkat çeken Taşdemir, “Hazır konteyner barakalar ve çadırlar ithal petro-kimya ürünü ağırlıklı malzemeden oluştuğu için ülke açısından ciddi döviz kaybına neden olmaktadır. Panik havası içinde seçim kaygısı ile alınan geçici barınma kararları radikal kararlardır. Oysa sorunun rasyonel çözüm yöntemleri ile çözülmesi gerekmektedir. En büyük korkum, deprem felaketinden kurtardığımız vatandaşları çadır kent yangınlarına kurban etmek” dedi.
450 ADET ORMAN EMVALİ DEPOSU…
Deprem bölgesinde bulunan uzmanların söylediğine göre yıkıma uğramamış olan bina stokunun da son derece hasarlı ve riskli binalar olduğu, Bakanlık verilerine göre söz konusu bölgede yaklaşık 10 milyona yakın insanımızın barınmak için deprem çadırı veya konteynere ihtiyacının olduğu tespit edilmiştir… Uzun yıllardır orman mühendisi olarak görev alıyorsunuz ve ciddi çalışmalarınız söz konusu. Depremzedelerin barınma problemine dair alternatif çözüm önerileriniz var mı?
Bu sorunun çözümü, yedi düvele dilenmek değil ülke ekonomisine zarar vermeden bu ülkenin gerçek öz kaynaklarını akılcı yöntemlerle kullanarak kendi halkına sunmaktır. Devlet Orman İşletmelerinin elinde şu anda 450 adet orman emvali deposu mevcuttur. Bu depolarda şu anda yaklaşık olarak 2.5 milyon M3 kereste olmaya hazır tomruk bulunmaktadır. Türkiye çapında 14 bin civarında kereste işleyen fabrika mevcuttur. Söz konusu ürünler bu fabrikalarda basit kereste olarak işlenirse içerisinde tuvaleti, banyosu ve yatak ranzaları olan ortalama 6 kişilik aileyi barındıracak bir konteyner alanı kadar yer kaplar. Montaj ve demontaj olma özelliğinden dolayı deprem mahalline transferi son derece kolaydır. Örneğin tır olarak tabir edilen nakil aracıyla İstanbul’daki bir konteyner fabrikasından bir seferde en fazla iki tane konteyneri 4 günde (gidiş - dönüş) 30 bin TL’lik nakliye masrafıyla deprem bölgesine nakledebiliriz. Bir konteynerin sadece nakliyesi 15 bin TL’ye mal olmaktadır. Oysa biçilmiş ahşap panellerden oluşan demontaj barakalardan bir tırla bir seferde 20 adet nakledilebilir. Bir ahşap barakanın nakliyesi sadece 1.250,00 TL’ye gelmektedir.
Deprem Bölgesindeki AFAD yetkililerinin iller bazında bugüne kadar açıkladıkları verilere bakıldığında barınma ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’unun konteyner barakalarda, geri kalanının ise deprem çadırları ile giderileceği gerçeği ile karşı karşıyayız… Peki, konteyner kullanımının avantaj ve dezavantajlarından bahsedebilir misiniz?
Elbette. Avantajları; Isı izolasyonu yönüyle kullanışlıdır. İçerisinde tuvalet, banyo ve mini mutfak gibi donanımları bulunmaktadır. Can güvenliği açısından artçı depremlere karşı dayanıklıdır. Dezavantajları ise tamamen petro-kimya ürünlerinden elde edilmiş olması maliyetleri ciddi şekilde artırmaktadır (Günümüz koşullarında 50-60 bin TL), üretildikleri yerden deprem bölgelerine nakliyesi son derece pahalıdır. Batı bölgelerinde üretilen bir konteynerin tırla deprem bölgesine nakliyesi yaklaşık olarak 15 bin TL’ye mal olmaktadır. Depremden 1-2 yıl sonra şartlar normale dönüp depremzedelerin kalıcı konutlara geçmesi halinde yüz binlerce konteynerin kapalı alanda muhafazası fiziken olanaksızdır. Mecburen açık alanda vahşi depolama yapılmak zorundadır. Bu da konteynerlerin evsaf kaybına uğramasına ve kullanılamaz duruma gelmesine yol açacaktır. Pahalı olmalarından dolayı, tüm depremzedelere verilmesinin olanaksız olduğu, ancak depremzedelerin yüzde 10’ununun konteyner ihtiyacının karşılanabileceği tespit edilmiştir.
NEDEN AHŞAP BARAKA?
Peki, çadır kullanımının eksileri ve artıları neler?
Avantajlar; Kurulumları son derece hızlı olup, ağır kış koşullarında ilk 5-10 günlük barınma için elzemdir, maliyetleri konteynerlara göre daha düşüktür, AFAD’ın 2023 yılı verilerine göre 1 çadır 22 bin TL’ye mal olmaktadır. Dezavantajları; Hızlı şekilde ısınıp soğumalarından dolayı yaz-kış aylarında kullanım konforu çok düşüktür. Tuvalet, banyo gibi donanımlara sahip değildir. Bu yönüyle uzun süre kullanımları aile yaşantısına ve insani koşullarına uygun değildir. Çadırlarda ısınma ihtiyacı elektrik veya odunla sobalarla sağlanmaktadır. Dikkatsizlik, tedbirsizlik veya artçı depremler nedeniyle çadırkent yangınlarına sebebiyet vermektedir. Çadırkent yangınları son derece tehlikeli ve sinsi yangınlardır. Çadırların birbirlerine yakın olması, toplu halde bulunmaları ve yüzde 100’ünün petro-kimya ürününden oluşmasından dolayı muhtemel bir yangın, çadır alanında hızlı bir şekilde yayılım gösterir. Bu durumu, Suriyeli sığınmacıların ülkemizde yaşadıkları çadır kentlerde meydana gelen onca çadır kent yangınlarından anlıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, deprem felaketinden canını kurtaran vatandaşlarını basit bir çadır kent yangınında heba etmemelidir.
Her fırsatta ahşap barakanın önemini vurguluyorsunuz… Neden ahşap baraka?
Ahşabın montajı insan gücü ile yapılabildiğinden hız ve verimde artış sağlar. Ayrıca ahşap üzerinde onarım ve plan değişikliği kolaydır. Ahşap üstün bir yalıtım malzemesi olduğundan önemli miktarda enerji tasarrufu sağlar; Betona göre 15 kat, çeliğe göre 400 ve alüminyuma göre 1770 kat daha iyi bir yalıtım malzemesidir. Ahşap insan ve çevre sağlığı için son derece yararlı bir malzemedir. Ahşabın insanla birlikte soluk aldığını, romatizma, astım, böbrek hastalıkları ve dolaşım bozuklukları üzerinde olumlu etkileri olduğunu bilinmektedir. Ahşap ısı yalıtımı, konforunu katbekat artırır. Isıyı uzun süre içerisinde sakladığı için beton ve çelik yapılara göre daha fazla enerji tasarrufu sağlar. Düşük ısı iletimi ve yüksek ısı kapasitesi sunarak yaz ve kış mevsimlerinde yaşam koşullarına uyum gösterir. Ahşabın yangına karşı direnci yüksektir.
EN BÜYÜK KORKUM…
Ahşaba dair ön yargılar da söz konusu ama…
Önyargıların aksine yangına direnci beton ve çeliğe göre daha üstündür. Deprem çadırına göre 50 kat daha dayanıklıdır. Ahşap yapılar yangına en az 30 dakika dayanabiliyor iken ısıyı iletme özelliği nedeniyle çelik yapılar ancak 10 dakika dayanabilmektedir. Deprem çadırları ise 3 saniye dayanabilmektedir. Türkiye şartlarında ahşap barakanın tercih edilmesinin en temel sebeplerinden bir tanesi de yaklaşık 1-2 yıl kullanıldıktan sonra yenilenebilir doğal malzeme olmasından ve evsaf kaybına uğramadığı için ekonomik değerini kaybetmeden MDF (Lif-Yonga) sanayisinde yeni biçilmiş kereste ile aynı fiyata geri dönüşümünün mümkün olmasıdır. Hazır konteyner barakalar ve çadırlar ithal petro-kimya ürünü ağırlıklı malzemeden oluştuğu için ülke açısından ciddi döviz kaybına neden olmaktadır. Panik havası içinde seçim kaygısı ile alınan geçici barınma kararları radikal kararlardır. Oysa sorunun rasyonel çözüm yöntemleri ile çözülmesi gerekmektedir. En büyük korkum, deprem felaketinden kurtardığımız vatandaşları çadır kent yangınlarına kurban etmek.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Orman Mühendisi Taşdemir, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, deprem felaketinden canını kurtaran vatandaşlarını basit bir çadır kent yangınında heba etmemelidir.”
SULTAN GÜMÜŞ KAYA / RÖPORTAJ
Olası bir fırtına ve yangında büyük mağduriyetler yaşayan depremzedeler için barınma sorunu gün geçtikçe derinleşiyor! “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, deprem felaketinden canını kurtaran vatandaşlarını basit bir çadır kent yangınında heba etmemelidir” diyerek gazetemize özel açıklamalarda bulunan Orman Mühendisi Mehmet Reşat Taşdemir, Devlet Orman İşletmelerinin elinde şu anda 450 adet orman emvali deposu olduğunu hatırlattı. Konteyner ve çadırdan ziyade ahşap barakanın önemine dikkat çeken Taşdemir, “Hazır konteyner barakalar ve çadırlar ithal petro-kimya ürünü ağırlıklı malzemeden oluştuğu için ülke açısından ciddi döviz kaybına neden olmaktadır. Panik havası içinde seçim kaygısı ile alınan geçici barınma kararları radikal kararlardır. Oysa sorunun rasyonel çözüm yöntemleri ile çözülmesi gerekmektedir. En büyük korkum, deprem felaketinden kurtardığımız vatandaşları çadır kent yangınlarına kurban etmek” dedi.
450 ADET ORMAN EMVALİ DEPOSU…
Deprem bölgesinde bulunan uzmanların söylediğine göre yıkıma uğramamış olan bina stokunun da son derece hasarlı ve riskli binalar olduğu, Bakanlık verilerine göre söz konusu bölgede yaklaşık 10 milyona yakın insanımızın barınmak için deprem çadırı veya konteynere ihtiyacının olduğu tespit edilmiştir… Uzun yıllardır orman mühendisi olarak görev alıyorsunuz ve ciddi çalışmalarınız söz konusu. Depremzedelerin barınma problemine dair alternatif çözüm önerileriniz var mı?
Bu sorunun çözümü, yedi düvele dilenmek değil ülke ekonomisine zarar vermeden bu ülkenin gerçek öz kaynaklarını akılcı yöntemlerle kullanarak kendi halkına sunmaktır. Devlet Orman İşletmelerinin elinde şu anda 450 adet orman emvali deposu mevcuttur. Bu depolarda şu anda yaklaşık olarak 2.5 milyon M3 kereste olmaya hazır tomruk bulunmaktadır. Türkiye çapında 14 bin civarında kereste işleyen fabrika mevcuttur. Söz konusu ürünler bu fabrikalarda basit kereste olarak işlenirse içerisinde tuvaleti, banyosu ve yatak ranzaları olan ortalama 6 kişilik aileyi barındıracak bir konteyner alanı kadar yer kaplar. Montaj ve demontaj olma özelliğinden dolayı deprem mahalline transferi son derece kolaydır. Örneğin tır olarak tabir edilen nakil aracıyla İstanbul’daki bir konteyner fabrikasından bir seferde en fazla iki tane konteyneri 4 günde (gidiş - dönüş) 30 bin TL’lik nakliye masrafıyla deprem bölgesine nakledebiliriz. Bir konteynerin sadece nakliyesi 15 bin TL’ye mal olmaktadır. Oysa biçilmiş ahşap panellerden oluşan demontaj barakalardan bir tırla bir seferde 20 adet nakledilebilir. Bir ahşap barakanın nakliyesi sadece 1.250,00 TL’ye gelmektedir.
Deprem Bölgesindeki AFAD yetkililerinin iller bazında bugüne kadar açıkladıkları verilere bakıldığında barınma ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’unun konteyner barakalarda, geri kalanının ise deprem çadırları ile giderileceği gerçeği ile karşı karşıyayız… Peki, konteyner kullanımının avantaj ve dezavantajlarından bahsedebilir misiniz?
Elbette. Avantajları; Isı izolasyonu yönüyle kullanışlıdır. İçerisinde tuvalet, banyo ve mini mutfak gibi donanımları bulunmaktadır. Can güvenliği açısından artçı depremlere karşı dayanıklıdır. Dezavantajları ise tamamen petro-kimya ürünlerinden elde edilmiş olması maliyetleri ciddi şekilde artırmaktadır (Günümüz koşullarında 50-60 bin TL), üretildikleri yerden deprem bölgelerine nakliyesi son derece pahalıdır. Batı bölgelerinde üretilen bir konteynerin tırla deprem bölgesine nakliyesi yaklaşık olarak 15 bin TL’ye mal olmaktadır. Depremden 1-2 yıl sonra şartlar normale dönüp depremzedelerin kalıcı konutlara geçmesi halinde yüz binlerce konteynerin kapalı alanda muhafazası fiziken olanaksızdır. Mecburen açık alanda vahşi depolama yapılmak zorundadır. Bu da konteynerlerin evsaf kaybına uğramasına ve kullanılamaz duruma gelmesine yol açacaktır. Pahalı olmalarından dolayı, tüm depremzedelere verilmesinin olanaksız olduğu, ancak depremzedelerin yüzde 10’ununun konteyner ihtiyacının karşılanabileceği tespit edilmiştir.
NEDEN AHŞAP BARAKA?
Peki, çadır kullanımının eksileri ve artıları neler?
Avantajlar; Kurulumları son derece hızlı olup, ağır kış koşullarında ilk 5-10 günlük barınma için elzemdir, maliyetleri konteynerlara göre daha düşüktür, AFAD’ın 2023 yılı verilerine göre 1 çadır 22 bin TL’ye mal olmaktadır. Dezavantajları; Hızlı şekilde ısınıp soğumalarından dolayı yaz-kış aylarında kullanım konforu çok düşüktür. Tuvalet, banyo gibi donanımlara sahip değildir. Bu yönüyle uzun süre kullanımları aile yaşantısına ve insani koşullarına uygun değildir. Çadırlarda ısınma ihtiyacı elektrik veya odunla sobalarla sağlanmaktadır. Dikkatsizlik, tedbirsizlik veya artçı depremler nedeniyle çadırkent yangınlarına sebebiyet vermektedir. Çadırkent yangınları son derece tehlikeli ve sinsi yangınlardır. Çadırların birbirlerine yakın olması, toplu halde bulunmaları ve yüzde 100’ünün petro-kimya ürününden oluşmasından dolayı muhtemel bir yangın, çadır alanında hızlı bir şekilde yayılım gösterir. Bu durumu, Suriyeli sığınmacıların ülkemizde yaşadıkları çadır kentlerde meydana gelen onca çadır kent yangınlarından anlıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, deprem felaketinden canını kurtaran vatandaşlarını basit bir çadır kent yangınında heba etmemelidir.
Her fırsatta ahşap barakanın önemini vurguluyorsunuz… Neden ahşap baraka?
Ahşabın montajı insan gücü ile yapılabildiğinden hız ve verimde artış sağlar. Ayrıca ahşap üzerinde onarım ve plan değişikliği kolaydır. Ahşap üstün bir yalıtım malzemesi olduğundan önemli miktarda enerji tasarrufu sağlar; Betona göre 15 kat, çeliğe göre 400 ve alüminyuma göre 1770 kat daha iyi bir yalıtım malzemesidir. Ahşap insan ve çevre sağlığı için son derece yararlı bir malzemedir. Ahşabın insanla birlikte soluk aldığını, romatizma, astım, böbrek hastalıkları ve dolaşım bozuklukları üzerinde olumlu etkileri olduğunu bilinmektedir. Ahşap ısı yalıtımı, konforunu katbekat artırır. Isıyı uzun süre içerisinde sakladığı için beton ve çelik yapılara göre daha fazla enerji tasarrufu sağlar. Düşük ısı iletimi ve yüksek ısı kapasitesi sunarak yaz ve kış mevsimlerinde yaşam koşullarına uyum gösterir. Ahşabın yangına karşı direnci yüksektir.
EN BÜYÜK KORKUM…
Ahşaba dair ön yargılar da söz konusu ama…
Önyargıların aksine yangına direnci beton ve çeliğe göre daha üstündür. Deprem çadırına göre 50 kat daha dayanıklıdır. Ahşap yapılar yangına en az 30 dakika dayanabiliyor iken ısıyı iletme özelliği nedeniyle çelik yapılar ancak 10 dakika dayanabilmektedir. Deprem çadırları ise 3 saniye dayanabilmektedir. Türkiye şartlarında ahşap barakanın tercih edilmesinin en temel sebeplerinden bir tanesi de yaklaşık 1-2 yıl kullanıldıktan sonra yenilenebilir doğal malzeme olmasından ve evsaf kaybına uğramadığı için ekonomik değerini kaybetmeden MDF (Lif-Yonga) sanayisinde yeni biçilmiş kereste ile aynı fiyata geri dönüşümünün mümkün olmasıdır. Hazır konteyner barakalar ve çadırlar ithal petro-kimya ürünü ağırlıklı malzemeden oluştuğu için ülke açısından ciddi döviz kaybına neden olmaktadır. Panik havası içinde seçim kaygısı ile alınan geçici barınma kararları radikal kararlardır. Oysa sorunun rasyonel çözüm yöntemleri ile çözülmesi gerekmektedir. En büyük korkum, deprem felaketinden kurtardığımız vatandaşları çadır kent yangınlarına kurban etmek.
Başkan Günay’ın oğlu son yolculuğuna uğurlandı
AK Partili Boztepe içme suyuna yapılan zamma tepki gösterdi
MasterChef Arabaşı çorbası tarifi: Arabaşı çorbası nasıl yapılır?
İzmir haber: Cezaevinden tahliye olur olmaz dehşet saçtı
Başkan Saygılı’dan Tugay’a 2. çevreyolu cevabı
Evka 5’in gençleri ve yolları ilgi bekliyor
İZSU’ya 35,5 milyarlık bütçe: Körfez’e 7,5 milyarlık kaynak
Bayraklı Belediyesi’nde uzlaşı çıkmadı: Teklifin kabul edilmesi mümkün değil
İzmir’de vapur seferleri olumsuz hava nedeniyle iptal edildi!
İzmirliler dikkat: Bu yollar trafiğe kapanacak
Son Girilen Haberler
İzmir’in tarihine ışık tutan 'Hep Beraber' kitabının imza günü
İzmir Gazeteciler Cemiyeti üyeleri Nihat Delibaşı ve Sinan Doğan’ın yazdığı, bilim insanı Enver Olgunsoy’un hayatını anlatan Hep Beraber kitabının imza günü Alsancak’ta yapıldı
Meteoroloji’den kuvvetli yağış ve fırtına uyarısı
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, ülkenin çeşitli bölgelerinde etkili olması beklenen şiddetli sağanak yağış ve fırtına nedeniyle uyarıda bulundu.
Bakanlık’tan yeni tebliğ: Fruktoz ve glukoz şuruplarına yeni düzenleme
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Resmi Gazete’de yayımlanan yeni tebliğ ile fruktoz ve glukoz şurubu gibi ürünlerin satışında kaynak bilgisinin belirtilmesi zorunlu hale getirildi.