[title]|İlkses Gazetesi

Prof. Dr. Yaşar’dan ‘en sıcak güne’ tepki

3 Temmuz, dünyada tüm zamanların en sıcak günü olarak kayıtlara geçerken, Prof. Dr. Yaşar’dan eleştiri geldi

Haber Giriş Tarihi: 05.07.2023 11:46
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Prof. Dr. Yaşar’dan ‘en sıcak güne’ tepki

SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER 

ABD Meteoroloji Servisi Çevre Koruma Ulusal Merkezi’nin (NCEP) verilerine göre, önceki gün kaydedilen rekor sıcaklık, Ağustos 2016'da ölçülen 16,9 dereceyi aştı. Küresel ortalama sıcaklığın 17,01 derece olarak ölçüldüğü 3 Temmuz, dünyada tüm zamanların en sıcak günü olarak kayıtlara geçti. Yaşanan gelişme iklim değişikliği ve krizine dair tartışmaları tekrar gün yüzüne çıkarırken, daha sıcak günlerin yaşanma ihtimali vatandaşları tedirgin ediyor. Konuya dair görüşlerine yer verdiğimiz
İklim Bilimi Uzmanı Prof. Dr. Doğan Yaşar, paylaşılan verileri eleştirdi: “Nasıl oluyor da bir gün içerisinde tüm dünyadaki meteoroloji istasyonlarından verileri toplayabilmişler. Bugün Temmuzun 5'i ve hala Türkiye haziran ayı ortalamaları belli değil” dedi.

PROF. DR. DOĞAN YAŞAR

“İklim krizi yoktur. İklime hazır olmama nedeni ile ortaya çıkan su ve gıda krizleri vardır” çıkışında da bulunan Prof. Dr. Yaşar, “Yani krizi yaratan insanlardır. Çünkü iklimler sürekli olarak ya ısınmada yani verimli dönemde ya da soğumada yani kurak dönemdedir. Önemli olan tüm iklim şartlarına tarım, su ve enerji açısından hazır olabilmektir. Yani krizi iklim değil biz insanlar çıkartırız. Sıcaklık demek daha bol ürün, daha kaliteli ürün demektir. Örneğin bu yıl sıcaklar çok geç gelince pamukçular telaşlandı. Çünkü sıcaklık ile pamuktaki verimlilik artar” sözlerini kullandı.

KUŞKU İLE BAKIYORUM 

Yaşar, “4 Temmuz günü yapılan bir açıklamada ‘3 Temmuz gününün en sıcak gün olduğu’ belirtilmiş. ABD Meteoroloji Servisi Çevre Koruma Ulusal Merkezi tarafından yapılan bu açıklama birçok yerde yankı buldu. Ancak üzerinden daha 24 saat bile geçmeden yapılan bu açıklama kuşkuludur. Çünkü meteoroloji istasyonlarından alınan tüm verilerin ne zaman veri kalite kontrolünden geçirilerek açıklandığı benim açımdan soru işaretleri ile doludur. 18000 yıldan bu yana küresel ısınmadayız ve sıcaklık rekorları kırılabilir. Yani sıcaklık rekoru kırılmasını tuhaf bir durum değil tam tersi olağan bir durum olarak görmek gerekir. Ancak daha üzerinden bir gün bile geçmeden, hiçbir veri kalite kontrolü yapılmadan 3 Temmuzun 17.1 derece ile en sıcak yıl ilan edilmesi makul değil. Nasıl oluyor da bir gün içerisinde tüm dünyadaki meteoroloji istasyonlarından verileri toplayabilmişler. Bugün Temmuzun 5'i ve hala Türkiye haziran ayı ortalamaları belli değil… Türkiye Meteoroloji Genel Müdürlüğü halen haziran ayı sıcaklık ve yağış bilgilerini açıklamamıştır. Oysaki genelde söz konusu ay ortalamalarını ikinci haftalarda açıklıyorlar. Meteoroloji Genel Müdürlüğü bildiğim kadarı ile Türkiye’deki 200 istasyondan verileri topladıktan sonra kalite kontrolünden geçirerek 10 günlük bir süreçte açıklama yapıyor -ki bu da doğal- Yani bir gün bile dolmadan açıklanan bu sıcaklık rekoruna kuşku ile bakıyorum” dedi.

SICAKLIK

BUZULLARIN ERİMESİNDEN KORKULMAMALIDIR 

Sıcaklık ve buzulların erimesi arasındaki ilişkiyi de ele alan Yaşar, “Cilo Dağı’nda eriyen buzullar görüntülendi. Hakkari'nin Yüksekova ilçesindeki Cilo Dağı; Sat Gölleri, Cennet Cehennem Vadisi ve Uludoruk eteğindeki buzullarıyla Türkiye'nin 'Nepal'i olarak nitelendiriliyor. Eşsiz doğasıyla kendine hayran bırakan bu bölgedeki buzulların erimesi son yıllarda hızlandı. Medya, buzullardaki erimeyi dron kamerasıyla görüntüledi. Uzmanlar, karla beslenen buzullardaki erimenin bu denli hızlı olmasını insanlık için kötüye işaret olarak yorumluyor. Ama değil. Dünyada iklimler ya ısınma çağında (Yağmur çağı) ya da soğuma çağında (Buzul çağı) olurlar. Optimum iklim şartları yoktur. Küresel ısınma dönemleri yağmur ve verimlilik dönemleridir. Yani tarımdaki verimlilik müthiş artar. Soğuma dönemleri ise dünyanın kendini nadasa bıraktığı dönemlerdir. Yani siz tarladan sürekli aynı verimliliği alamazsınız, zaman zaman tarlayı nadasa bırakırsınız. Bazen küresel ısınma dönemlerindeki sıcaklık nedeni ile eriyen ve tarımda müthiş verimliliğe neden olan buzullar bir süre sonra doğa tarafından yeniden geriye getirilir ve tüm doğa nadasa bırakılır. İşte bu nedenle buzulların erimesinden korkulmamalıdır” bilgisini paylaştı.

KRİZİ YARATAN İNSANLAR

“İklim krizi yoktur. İklime hazır olmama nedeni ile ortaya çıkan su ve gıda krizleri vardır” diyen Prof. Dr. Yaşar, “Yani krizi yaratan insanlardır. Çünkü iklimler sürekli olarak ya ısınmada yani verimli dönemde ya da soğumada yani kurak dönemdedir. Önemli olan tüm iklim şartlarına tarım, su ve enerji açısından hazır olabilmektir. Yani krizi iklim değil biz insanlar çıkartırız. Sıcaklık demek daha bol ürün, daha kaliteli ürün demektir. Örneğin bu yıl sıcaklar çok geç gelince pamukçular telaşlandı. Çünkü sıcaklık ile pamuktaki verimlilik artar” sözlerini kullandı.
 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.