Türkiye’nin hayvan varlığını arttırmaya çalıştığını ancak yem kaynaklarını arttırmadığını belirten Uysal, “Yem fiyatlarıyla baş edemeyen üretici; hayvanlarını kesime gönderiyor, Türkiye et ve süt krizine sürükleniyor” dedi
Haber Giriş Tarihi: 11.03.2023 06:21
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak:
Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Türkiye’de besicilik; girdi kalemlerinde artan maliyetler karşısında zor zamanlar geçiriyor. Bu kalemlerden biri de yem. Yem fiyatlarındaki artışlar market raflarına kısa sürede yansıyor. Özellikle deprem bölgesinde ciddi yem sorunu var. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Raşit Uysal’a göre, Türkiye hayvan varlığını arttırmaya çalışıyor ancak aynı oranda yem kaynaklarını arttırmıyor. Bu da üreticiyi zor durumda bırakırken, anaç hayvanların kesime gitmesine sebep oluyor.
DEPOLAR ÇÖKTÜ SIKINTILAR BAŞLADI
Türkiye’yi yasa boğan depremde on binlerce insan hayatını kaybederken, çok sayı da hayvan telef oldu. Uysal, “Türkiye büyük bir facia geçirdi. On bir ilde meydana gelen deprem nedeniyle 46 binden fazla insanımızı kaybettik yüzbinlerce insanımız da yaralandı. Deprem bölgesinde yardımlar ikinci günden sonra ulaşırken, öncelik olarak insan yaşamaları olduğu için hayvanlar ikinci planda düşünüldü. Depremin acısı taze olduğu için bizler şu anda doğal olarak sadece can kayıplarından söz ediyoruz. Halbuki depremde sadece insanlar hayatlarını kaybetmediler, hayvanlar da telef oldular. Sokak hayvanları ve ev hayvanlarının yanı sıra sığırlar, koyunlar, keçiler, tavuklar da çöken ahırların, ağılların ve kümeslerin altında kaldılar. Yine köylülerin kullandıkları traktörler ile tarın alet ve ekipmanları da dam, depo çöküntülerin altında kalarak kullanılmaz hale geldiler. Bunların yanı sıra depolarda, damlarda satılmayı bekleyen binlerce ton ürün kayıpları da meydana geldi. Acılar paylaşılarak hafifletildiğinde bu konular da gündeme gelecek ve insan kayıplarının yanı sıra hayvan ve ekipman kayıplarının boyutları ortaya çıkacak. Velhasıl büyük deprem her anlamda ülkeyi vurdu.
Kayıplar arasında yem ve ilaç depoları da var. Ayrıca birçok yem ve ilaç satan bayi de çöken binaların altında ya can verdi ya da yaralandı. Depolar çöktü ve ardından yem sıkıntısı baş gösterdi. Depremin ilk günlerinde bölgeye yem gelmezken daha sonraları gelen yemler bazıları da koordinasyonsuzluk yüzünden heba oldu. Ayakta kalan yem ve ilaç bayileri yapılan yardımlardan etkilendiler ve ürünlerini satamaz oldular. Aslında devletin bayilerden yem alıp köylülere ücretsiz dağıtması gerekirken bayilerde maalesef mağdur oldular. Bütün bu olaylar yem fiyatlarını arttırırken yem fiyatları karkas et fiyatlarının yükselmesine bu da kasap veya marketlerdeki et fiyatlarının artmasına neden oldu” dedi.
YEM KAYNAKLARI ARTIRILMIYOR
Ülkenin hayvan yemleri konusunda ithalatçı bir ülke olduğunu anımsatan Uysal, Türkiye’nin hayvan varlığını artırmaya çalıştığını ancak yem kaynaklarını aynı oranda artırmadığını ifade ederek, “Türkiye uzunca bir süredir yem katkı maddeleri yani mısır ve soya açısından net ithalatçı bir ülke. Kanatlı hayvanların (tavuk) beslenmesinde kullanılan mısır ve soya ağırlıklı olarak ithal ediliyor. Yıllık 2 milyon ton soya gereksinimini 1 milyon 950 bini ithal ediliyor. Mısırın ise bir kısmı ülke içerisinde üretiliyor. İthal edilen mısır ve soyanın hemen hemen tamamı da GDO’lu tohumlardan elde edilmiş. Bir de böyle bir sorun var. Türkiye son yıllarda hayvan varlığını arttırmaya çalışıyor. Hayvan varlığı artınca yem kaynaklarının da arttırılması gerekiyor. Öyle oluyor mu? Hayır. Yem sorunu hem et hem de süt fiyatlarını etkiliyor. Yem sorununun çözülmesi için mera alanlarının rehabilite edilerek ineklere sunulması gerekiyor. Ancak bu şekilde maliyetleri düşürebilirsiniz. Bununla ilgili çalışmalar var tabii ki. Ancak yeterli mi? Hayır” değerlendirmesinde bulundu.
TÜRKİYE ET VE SÜT KRİZİNE SÜRÜKLENİYOR
Yem fiyatlarıyla baş edemeyen besicilerin hayvanlarını kesime gönderdiğini de vurgulayan Uysal, “Buna hayır demek gözlerini ve kulağını köylerden gelen çığlıklara kapatmak anlamına gelir. Yem açığı fiyatları tetikliyor, yetiştirici kendini kurtaracak ve bir miktar da kar edecek satış fiyatını bulmadığında da hayvanlarını kasaba gönderiyor. Şu anda et fiyatları yüksek. Süt hayvanı yetiştiricisi sütten kazanamayınca ineklerini yüksek fiyata satıyor. Üretimden ve doğurganlıktan çıkan inekler bir daha yavru veremiyor. Bu da ülkenin hayvan varlığını etkiliyor pek tabii ki. İlk günlerde kesilen hayvanlardan dolayı et sıkıntısı yaşanmazken arkadan ineklerin doğurdukları danalar gelmedikleri için zamanla et sıkıntısı baş gösteriyor. Et fiyatları yükseliyor, düşürmek için ithalat izni çıkıyor, gümrükler sıfırlanıyor, başka ülkelerin üreticilerinin cebine milyon dolarla konuyor ve ülke et ve süt krizine sürükleniyor” dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Türkiye’nin hayvan varlığını arttırmaya çalıştığını ancak yem kaynaklarını arttırmadığını belirten Uysal, “Yem fiyatlarıyla baş edemeyen üretici; hayvanlarını kesime gönderiyor, Türkiye et ve süt krizine sürükleniyor” dedi
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Türkiye’de besicilik; girdi kalemlerinde artan maliyetler karşısında zor zamanlar geçiriyor. Bu kalemlerden biri de yem. Yem fiyatlarındaki artışlar market raflarına kısa sürede yansıyor. Özellikle deprem bölgesinde ciddi yem sorunu var. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Raşit Uysal’a göre, Türkiye hayvan varlığını arttırmaya çalışıyor ancak aynı oranda yem kaynaklarını arttırmıyor. Bu da üreticiyi zor durumda bırakırken, anaç hayvanların kesime gitmesine sebep oluyor.
DEPOLAR ÇÖKTÜ SIKINTILAR BAŞLADI
Türkiye’yi yasa boğan depremde on binlerce insan hayatını kaybederken, çok sayı da hayvan telef oldu. Uysal, “Türkiye büyük bir facia geçirdi. On bir ilde meydana gelen deprem nedeniyle 46 binden fazla insanımızı kaybettik yüzbinlerce insanımız da yaralandı. Deprem bölgesinde yardımlar ikinci günden sonra ulaşırken, öncelik olarak insan yaşamaları olduğu için hayvanlar ikinci planda düşünüldü. Depremin acısı taze olduğu için bizler şu anda doğal olarak sadece can kayıplarından söz ediyoruz. Halbuki depremde sadece insanlar hayatlarını kaybetmediler, hayvanlar da telef oldular. Sokak hayvanları ve ev hayvanlarının yanı sıra sığırlar, koyunlar, keçiler, tavuklar da çöken ahırların, ağılların ve kümeslerin altında kaldılar. Yine köylülerin kullandıkları traktörler ile tarın alet ve ekipmanları da dam, depo çöküntülerin altında kalarak kullanılmaz hale geldiler. Bunların yanı sıra depolarda, damlarda satılmayı bekleyen binlerce ton ürün kayıpları da meydana geldi. Acılar paylaşılarak hafifletildiğinde bu konular da gündeme gelecek ve insan kayıplarının yanı sıra hayvan ve ekipman kayıplarının boyutları ortaya çıkacak. Velhasıl büyük deprem her anlamda ülkeyi vurdu.
Kayıplar arasında yem ve ilaç depoları da var. Ayrıca birçok yem ve ilaç satan bayi de çöken binaların altında ya can verdi ya da yaralandı. Depolar çöktü ve ardından yem sıkıntısı baş gösterdi. Depremin ilk günlerinde bölgeye yem gelmezken daha sonraları gelen yemler bazıları da koordinasyonsuzluk yüzünden heba oldu. Ayakta kalan yem ve ilaç bayileri yapılan yardımlardan etkilendiler ve ürünlerini satamaz oldular. Aslında devletin bayilerden yem alıp köylülere ücretsiz dağıtması gerekirken bayilerde maalesef mağdur oldular. Bütün bu olaylar yem fiyatlarını arttırırken yem fiyatları karkas et fiyatlarının yükselmesine bu da kasap veya marketlerdeki et fiyatlarının artmasına neden oldu” dedi.
YEM KAYNAKLARI ARTIRILMIYOR
Ülkenin hayvan yemleri konusunda ithalatçı bir ülke olduğunu anımsatan Uysal, Türkiye’nin hayvan varlığını artırmaya çalıştığını ancak yem kaynaklarını aynı oranda artırmadığını ifade ederek, “Türkiye uzunca bir süredir yem katkı maddeleri yani mısır ve soya açısından net ithalatçı bir ülke. Kanatlı hayvanların (tavuk) beslenmesinde kullanılan mısır ve soya ağırlıklı olarak ithal ediliyor. Yıllık 2 milyon ton soya gereksinimini 1 milyon 950 bini ithal ediliyor. Mısırın ise bir kısmı ülke içerisinde üretiliyor. İthal edilen mısır ve soyanın hemen hemen tamamı da GDO’lu tohumlardan elde edilmiş. Bir de böyle bir sorun var. Türkiye son yıllarda hayvan varlığını arttırmaya çalışıyor. Hayvan varlığı artınca yem kaynaklarının da arttırılması gerekiyor. Öyle oluyor mu? Hayır. Yem sorunu hem et hem de süt fiyatlarını etkiliyor. Yem sorununun çözülmesi için mera alanlarının rehabilite edilerek ineklere sunulması gerekiyor. Ancak bu şekilde maliyetleri düşürebilirsiniz. Bununla ilgili çalışmalar var tabii ki. Ancak yeterli mi? Hayır” değerlendirmesinde bulundu.
TÜRKİYE ET VE SÜT KRİZİNE SÜRÜKLENİYOR
Yem fiyatlarıyla baş edemeyen besicilerin hayvanlarını kesime gönderdiğini de vurgulayan Uysal, “Buna hayır demek gözlerini ve kulağını köylerden gelen çığlıklara kapatmak anlamına gelir. Yem açığı fiyatları tetikliyor, yetiştirici kendini kurtaracak ve bir miktar da kar edecek satış fiyatını bulmadığında da hayvanlarını kasaba gönderiyor. Şu anda et fiyatları yüksek. Süt hayvanı yetiştiricisi sütten kazanamayınca ineklerini yüksek fiyata satıyor. Üretimden ve doğurganlıktan çıkan inekler bir daha yavru veremiyor. Bu da ülkenin hayvan varlığını etkiliyor pek tabii ki. İlk günlerde kesilen hayvanlardan dolayı et sıkıntısı yaşanmazken arkadan ineklerin doğurdukları danalar gelmedikleri için zamanla et sıkıntısı baş gösteriyor. Et fiyatları yükseliyor, düşürmek için ithalat izni çıkıyor, gümrükler sıfırlanıyor, başka ülkelerin üreticilerinin cebine milyon dolarla konuyor ve ülke et ve süt krizine sürükleniyor” dedi.
Kılıçdaroğlu hakim karşısında!
Piri Reis’i Hangi El Tutuyor?
Menemen’de okulda öğretmene şiddet: Toplumsal sorunu yansıtıyor!
Böyle hırsızlık şeytanın aklına gelmez
AK Partili Boztepe içme suyuna yapılan zamma tepki gösterdi
Valilik duyurdu: O bölge için özel çevre koruma planı askıda
İzmir haber: Cezaevinden tahliye olur olmaz dehşet saçtı
Başkan Saygılı’dan Tugay’a 2. çevreyolu cevabı
Evka 5’in gençleri ve yolları ilgi bekliyor
Bayındır’da Öğretmenler Günü coşkusu
Son Girilen Haberler
Son dakika! 23 Kasım’da deprem oldu mu? 23 Kasım 2024 son dakika depremler
AFAD’ın yayımladığı son deprem bilgilerini sizin için bir araya getirdik. “Bugün deprem oldu mu?” sorusunun yanıtını merak ediyorsanız, detaylara haberimizden ulaşabilirsiniz. İşte 23 Kasım 2024 tarihli güncel deprem listesi…
Bugün gökyüzü şansınızı parlatıyor: 23 Kasım günlük burç yorumları
Bugün, gökyüzünde önemli hareketlerin olduğu ve her burç için farklı fırsatların kapılarını aralayacağı bir gün olarak karşımıza çıkıyor. Bugün, içsel dengeyi bulmak ve çevremizdeki değişimlere uyum sağlamak her zamankinden daha önemli olacak. İşte 23 Kasım 2024 günlük burç yorumları
Kaf-Kaf'lı Sipahi, milli formayla parlıyor
FIBA EuroBasket 2025 Elemeleri B Grubu’nda parkeye çıkan A Erkek Milli Takımımızda kaptan Kenan Sipahi, Macaristan maçında 10 sayı, 6 asist ile parladı. Kaf-Kaf'ın milli gururu Sipahi sahada devleşti. Detaylar haberimizde...