[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#15 mayıs

15 mayıs haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, 15 mayıs haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP'li Yücel: Haydi, ilk turda bitirelim bu işi Haber

CHP'li Yücel: Haydi, ilk turda bitirelim bu işi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Adayı Deniz Yücel, geri sayımın başladığı seçimde tüm vatandaşların sandığa gitmesini ve demokratik hakkını kullanmasını istedi. 14 Mayıs’ın bir demokrasi şöleni halinde geçmesi için Millet İttifakı’nın elinden geleni yaptığına vurgu yapan CHP’li Yücel, Aliağa, Karşıyaka, Çiğli, Bornova, Bayraklı’da vatandaşlarla, esnafla ve çeşitli derneklerde üyelerle bir araya geldiği toplantılarda yaptığı konuşmalarda, sandığa sahip çıkma ve oy kullanma çağrısı yaptı. CHP’li Yücel, “Güvenli bir şekilde demokratik hakkınızı kullanmak için sandığa gidin. Oy kullanmak bir vatandaşlık görevidir. Sandık güvenliğinden kuşkunuz olmasın. Sizler de sandıklara sahip çıkın. Başta gençleri ve tüm vatandaşlarımızı demokrasi şöleni için, 15 Mayıs’ta bahara uyanmak, yeni beyaz bir sayfa açmak, gençlerimiz ve çocuklarımızın geleceği için; hak, hukuk, adalet için sandığa gidip oy kullanmaya davet ediyorum. Seçimin demokrasinin, sevginin, barışın ve özgürlüğün zaferiyle sonuçlanması için haydi ilk turda bitirelim bu işi” dedi. BU HARAMİLERİN DÜZENİNİ YOK EDECEĞİZ! Hem Cumhurbaşkanlığı hem de milletvekili seçimi için mühür basılacak olan genel seçimin kritik bir öneme sahip olduğuna vurgu yapan CHP İzmir 2. Bölge Milletvekili Adayı Deniz Yücel, “Bu seçim tek adam rejimine son verip demokratik temsile geçeceğimiz bir seçim olacak. Anayasa değişikliği için Meclis’teki çoğunluğumuzun önemi büyük. Bu yüzden tekrarlıyoruz bir oy Kemal Kılıçdaroğlu’na, bir oy CHP’ye. Bu seçim Cumhuriyet devrim ve değerlerine sahip çıktığımız, aydınlık ile karanlığın, hak ile haksızlığın, emek ile hırsızlığın seçimi olacak. Refah ile yoksulluk arasında, özgürlükler ile baskılar arasında, haksızlıklar ile haklılık arasında, rant ile üretim arasında bir seçim yapacağız. Biz demokrasiden yana, hak ve hukuktan yana, refahın artmasından yana, üretimden yana tavır alacak ve yaşamak istediğimiz eşit, adil, barışçıl, özgür ve demokratik düzen için oy kullanacağız. Tek adamın ağzından çıkanların kanunlaştığı bu haramilerin düzenini yok edeceğiz. Birleşe birleşe kazanacak ve demokrasi seçimimizi yapacağız. Sana söz! Her şey çok güzel olacak” ifadelerini kullandı. HABER MERKEZİ

Haber

"Gençliğimin tüm enerjisiyle çalışacağım"

İzmir Bostanlı’daki provokasyonlarla ilgili konuşan İnan,”Ben 13 yıldır Ak Parti’nin gençlik siyasetinde bilfiil bulundum. Ben sokağa ilk defa çıkmıyorum. İl teşkilatımızla birlikte bu işin göbeğinde bulunuyorum. Bu tarz istisnai durumlara çok alışkınız. Herkesin propaganda özgürlüğü var yeter ki bir başkasının özgürlük alanına girmeyelim. Biz yıllarca bunun mücadelesi içinde olduk. İfadelerini kullandı. "Milletimiz de takdir ederse mecliste olacağım" İnsan bilmediğinin düşmanı ve insanlar bilmediğini eleştiriyor. Orada beni alkol içip sohbet etmeye çağıran kişiye dilim döndüğünce kendi inandığım meseleleri anlattım. Bizim yaşadığımız kolay bir durum değildi. Ben Ak Parti’den 30 yaşında bir milletvekili adayı olarak genç arkadaşlarımıza selam vermeye gitmişim. Milletimiz de takdir ederse mecliste olacağım. Vatandaşı dinleyerek alacağım notları bir hükümet politikasına parti politikasına dönüştürme ve meclisteki gündeme taşımak için benim sokaklarda olmam gerekiyor. Burada gösterdikleri tavır Ak Parti’ye ya da Eyyüp Kadir İnan’a gösterilmiş bir tavır değil demokrasiyi engellemek için gösterilmiş bir tavırdır. Bu yaşanan olay üzerine sürekli demokrasi naraları atan sivil toplumdan ortak bir kınama beklerdim.” Diye konuştu. "Demokrasimizle gurur duymalıyız" Meydanların ve sokakların dili bize 14 Mayıs’la ilgili mesaj veriyor diyen İnan şöyle konuştu: “İzmir’deki mitinglerimiz demokrasi tarihinde hep çok önemli yer tutmuştur. İzmir'deki mitinglerimiz her zaman bir mesaj bir anlam taşır. O nedenle diğer illerde yapılan mitingler ile İzmir’de yapılan mitingleri asla kıyaslamıyorum ve eş tutmuyorum. Biz zaten son iki buçuk senedir her hafta miting yapıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız her hafta bir mitingde. Yani seçimle birlikte başlamadık. Belki gençlik buluşmamıza denk gelmişsinizdir. Biz son iki buçuk yılda tam 41 kere Cumhurbaşkanımızın gittiği yerde gençlik buluşmalarımızı ve mitingleri gerçekleştirdik.  Büyük İstanbul Mitingi dünya ölçeğinde politik hareketlerin içinde en büyük toplumsal hareket ve miting olarak tarihe geçti. Bununla gurur duymalıyız, demokrasimizle gurur duymalıyız. Meydanların dili sokakların dili 14 Mayıs için bize ipucu veriyor.” HABER MERKEZİ

Başkan Sandal, Haber

Başkan Sandal, "Ülkeye refah ve huzur gelecek"

Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, mahalle ziyaretlerinde hız kesmiyor. Genel seçimler öncesi ilçenin her mahallesini karış karış gezen Başkan Sandal, son olarak Gümüşpala ve Nafiz Gürman’ı gezdi, vatandaşla sohbet etti, talep ve önerileri dinledi. Sandal, “Tüm haksızlıklara karşı her alanda omuz omuza mücadele etmeye devam edeceğiz. 15 Mayıs sabahı vatandaşın artık rahat bir nefes alacağı, güzel yarınlara uyanacağız. Halk kazanacak, Türkiye kazanacak” dedi. ADIM ADIM SOKAĞIN NABZINI TUTUYOR Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal’ın mahalle turlarına CHP Bayraklı İlçe Başkanı Didem Gültekin, Gümüşpala Mahallesi Muhtarı İsmail Balıkçı, Nafiz Gürman Mahallesi Muhtarı Hüseyin Doğan, meclis üyeleri CHP Bayraklı kadın ve gençlik kolları üyeleri de katıldı. Gümüşpala Meydanı’ndan başlayan ziyarette esnafı tek tek gezen Sandal’a vatandaşların ilgisi yoğun oldu. Mahalle sakinlerinin geçim ve ekonomik zorluklarla ilgili şikayetlerini de dinleyen Başkan Sandal, “Bu zorlu günler de geçecek. Daha özgür, adil ve güzel Türkiye’yi birlikte yeniden inşa edeceğiz” dedi. Başkan Sandal, gezi kapsamında Nafiz Gürman Mahallesi Kubilay Caddesi üzerindeki esnafı ve Nafiz Gürman Spor Kulübü’nü de ziyaret etti. HALK KAZANACAK, TÜRKİYE KAZANACAK Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, “Genel seçime sayılı günler kala Bayraklı’nın nabzını sokakta tutmaya devam ediyoruz. Aydınlık yarınlara olan inancımız, sokakta değişim isteyen yurttaşlarımızı görünce daha da artıyor. Vatandaşlarımızın ilgisi bizi mutlu ediyor. Kimsenin kaybetmeyeceği, adil ve kul hakkı yemeyenin kazanacağı demokratik bir seçim olmasını temenni ediyoruz. Toplumun her kesimiyle kucaklaştığımız Halil İbrahim sofralarımızı 15 Mayıs’tan sonra daha da büyüterek kardeşlik duygularıyla ülkemize refah ve huzur getireceğiz. Halk kazanacak, Türkiye kazanacak” dedi. HABER MERKEZİ

Milli Eğitim Bakanı'ndan 15 Mayıs açıklaması! Haber

Milli Eğitim Bakanı'ndan 15 Mayıs açıklaması!

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nin ertesi günü 15 Mayıs'ta, eğitim öğretime 1 gün ara verileceğini ve öğretmenlerin de idari izinli sayılacağını bildirdi. Seçimin ilk turda bitmesi veya ikinci tura kalma ihtimaliyle ilgili soru üzerine Özer, hiçbir sıkıntı olmadan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başarısıyla seçimin birinci turda neticeleneceğini belirtti. Özer, Batı medyasının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve seçimlere yönelik ifadelerine ilişkin soru üzerine, Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını ve kendi hikayesini yazan bir ülke olduğunu kaydetti. Türkiye'nin, Batı'nın menfaatlerini değil, kendi menfaatlerine sahip çıkmaya başladığı için rakip olduğunu vurgulan Özer, "Onlar ne derse desin milletin iradesi sandıkta tecelli edecek ve millet hiçbir zaman yanlış karar vermez." ifadesini kullandı. Bakan Özer, 14 Mayıs Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nin ertesi günü okullardaki eğitim öğretim sürecine yönelik soru üzerine, demokrasinin en büyük katkı veren kurumunun Milli Eğitim Bakanlığı olduğunu söyledi. Okullarda sandık kurulacağını ve öğretmenlerin sürece aktif katılacaklarını belirten Mahmut Özer, şöyle devam etti: "Okullarımızı ve öğretmenlerimizi bir sonraki öğretim gününe rahat ve sağlıklı bir şekilde hazırlayabilmek için seçimin ertesi günü eğitim öğretime bir gün ara vereceğiz. 16 Mayıs'ta eğitim öğretim başlayacak. Öğretmenlerimizi de idari izinli sayacağız." AA

‘Yeni bir Türkiye’ dediler... 15 Mayıs’ı işaret ettiler Haber

‘Yeni bir Türkiye’ dediler... 15 Mayıs’ı işaret ettiler

TENZİLE AŞÇI Millet İttifakı paydaşları, İzmir Büyükşehir Belediyesi organizasyonuyla düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi Millet İttifakı Genel Başkanları Toplantısında bir araya geldiler. Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezinde düzenlenen toplantıya CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu katılırken İYİ Parti'yi temsilen ise Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özlale katıldı.   Buluşmada konuşan Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı iktidarının dayanağı 4 temel ilkeyi açıklarken 6’lı masanın bileşenlerinin ortak mesajı ise 14 Mayıs’ta zafer ve yeni bir Türkiye oldu. BABACAN: 14 MAYIS ZAFERİMİZ DEMOKRASİ SAVAŞI VERENLERE UMUT OLACAK Türkiye’nin dünü ve bugünü arasında ekonomik farklılığı ve mevcut ekonomik durumu gözler önüne sererek konuşmasında başlayan DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, “Son 20 yıldan ders almamız gereken bir kaç grafiğimiz var. Bu ülkenin sorunlarının çözümü hukuktan adaletten, eşitlikten geçiyor. Siz hukuk bir kağıt parçasıdır derseniz bu memleketi düştüğü çukurdan kurtaramazsınız. En önemlisi de beka diye ülkeye korku pompalayan yönetim, ülkeyi beka sorunların tam da ortasına düşürmüştür. Dünyayı anlamadan Türkiye’nin sorunlarına çözüm bulmamız kolay olmayacak. İklim kriziyle mücadele, küresel ısınma… Tam bir tehdit olarak kapımızda. Gıda krizi ülkemizde yepyeni bir tarım politikasını zorunlu kılıyor. Özellikle 2009 krizinden sona zengin daha zengin, yoksul daha da yoksul oldu. Ekonomik piyasada devletin rolü de şu anda önemli bir tartışma. 6 parti olarak ülkemizde yapılamamış olanı yaptık ve bir araya geldik. Ortak bir mutabakatla ne yapılması gerektiğine ilişkin ortak mutabakat imzaladık. Ülkemiz tarihinde böyle bir şey yok. Biz, 86 maddelik yeni anayasa paketini açıkladık. Yeni anayasa diyen iktidardan tık yok. Biz imzaladığımız ortak mutabakatla her alanda hazırız. Biz bugüne kadar herhangi bir siyasi partinin olmadığı kadar bu ülkeyi yönetmeye hazırız. Çok önemli bir eşikteyiz. Dört sütun ve ayaktan bahsedildi. Bunlardan biri olmazsa olmaz. Hepsi sağlam olacak. Bütün çalışmalarda en önemli olan ve başlanması gereken madde bence özgürlükler. İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü. Bunu yapmak çok hızlı olacak. İlk 90 dakika. Sayın Cumhurbaşkanımızın yemin töreninden sonra bir konuşması olur diye düşünüyorum. Benim önereceğim bir cümle var. ‘Ey basın mensupları… Derin bir nefes alın. Artık özgürsünüz.’ Yargının bağımsızlığı… ‘Sayın yargı ve hakimler. Derin nefes alın. Artık kararlarınızı vicdanınıza ve kanunlara göre verin.’ Yargının bağımsızlığı da bu kadar basit. Endişeye mahal yok. Biz, millet olarak 1921’de kurtuluş savaşını meclis ve hukukun üstünlüğüyle taçlandırdık. Yine başaracağız. Yaşadığımız bütün krizleri hepsini en hızlı çözecek takım burada. Hazırız. Bu enkazı kaldıracağız. 14 Mayıs’ta kazanacağımız zafer demokrasi savaşı veren ülkelere umut olacağız. Yaptıklarımız ders kitabı olacak” diye konuştu. UYSAL: ÖYLE BİR EŞİKTEYİZ Kİ… Ülkenin içinde bulunduğu koşulları ve seçimleri ‘tarihi eşik’ olarak tanımlayan DP Genel Başkanı Uysal, “Tarihi bir kongre gerçekleştiriyoruz. 100 yıllık bir muhasebeyi yapmak zorundayız. 100 yıl önce olduğu gibi bugün de atacağımız adımlarla 10 yılları ve 100 yılların çerçevesini çizmenin eşiğindeyiz. Adı konulmamış bir buhran çerçevesinde elden ele bir bayrak yarışıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarının güvenliğini teminat altına almak için gereğini yapmışız. Çok önemli mesafeler almışız. Cumhuriyet tarihine fetret dönemi olarak geçecek bir dönemin sonlanacağını bu kürsüde ifade ediyoruz. Tarihi geri saramaz ve gerçekleri değiştiremezsiniz. Geldiğimiz bu tarihi eşikte Türkiye’yi yeniden dünyaya entegre edecek bir siyasi akla ihtiyacımız vardır. Çok uzun süredir kaynaklarını kötü yöneten bir ülkeyiz. Öyle bir tarihi eşikteyiz ki ekonomik olarak simetrik bir mücadele vermek zorunda olduğumuz bu çağda bu rekabette var olmak için beşeri sermayemiz başta olmak üzere tüm milli güç unsurlarımızı bir araya toplamak mecburiyetindeyiz. Büyük milletlerin tarihlerinde tarihi bir vesika vardır. Bir kez başaranlar bir kez daha başaracaktır. İşte bunun için varız. Beceriksizliği, iş bilmezliği öngörüsüzlüğü ve verimsizliği ödüllendiren mevcut düzeni sürdürmek ve buna rıza göstermek hiçbir şekilde kabul edilemez. Her şey değişmek ve yenilenmek zorundadır. Büyük Türkiye her büyük eşikte yaptığı gibi ya gereken adımları atacaktır ya da dün ve bugün karşı karşıya kaldığımız meydan okumalardan daha fazlasına maruz kalacaktır. Türkiye için umutsuz diye bir duygu asla kabul edilemez. Bugün mesuliyetimizin farkındayız. Türkiye’yi yarınlara taşıyabileceğimizi biliyoruz. Biz 6 siyasi parti olarak yeni bir Türkiye için umudu yeşertiyoruz. Bu umudu daha da büyütmek zorundayız. CHP ve DP birlikteliğini yeniden canlandırmak için ortaya bir irade koyduk ve bu iradeyi 14 Mayıs günü Türkiye'nin yeniden kendini anlamlandıracağı bir gün olarak ortaya koymak istiyoruz” diye konuştu. DAVUTOĞLU: BEN HESAP VERMEYE HAZIRIM Siyasi ahlak odaklı konuşan Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu ise, iktidarı mal varlığı beyanında bulunmaya davet etti ve “100 yıllık bir muhasebe. Niye İzmir niye İktisat Kongresi… İzmir bizim milletimizin ufuk şehridir. Bütün iktisat tarihimizin en merkez şehirlerinden biridir. İzmir’in tarihiyle milletimizin tarihi ayrıştırılamaz. Dünya bir dönüşüm yaşıyor. 100 yıl önce İktisat Kongresi burada toplandı. İktisadi-i Milli’yi ilan etmeden Cumhuriyet'in ilanı olamazdı. Şimdi yeni bir eşik ve 4. büyük dönüşümün içindeyiz. 'Toplumun her siyasi akımı bir masa etrafında toplandı ve toplumun hâkimiyeti için karar aldı' demeliler bu kongre için. Sanayi Devrimi'nden çok büyük çapta ve çok daha hızlı hareket edecek bir nesli 5-10 yıla indiren bir dönüşümün içindeyiz. Ya biz dedelerimizin kaçırdığı gibi bu dönüşümü kaçıracağız ya da işte bugün diyerek o nesillerin önünü açacağız. Biz o nesillerin önünü açmak için 6 siyasi lider bir araya geldik. Bu neslin önünü kapatmak isteyenler vardı. 6’lı masa, 200 yıllık modernleşme, 100 yıllık Cumhuriyet tarihimizin en büyük toplumsal barış mutabakatıdır. Toplumu tekleştirmeye karşı toplumu birleştirmeye çalışan bir heyetiz. Biz hangi iktisadi çözümlerle gelecek nesillerin önünü açabiliriz? 8 boyut. Birincisi, İktisadin iklimi. İktisadın iklimi; hukuk ve ahlaktır. Hukukun esası da; özgürlükler ve güvendir. Siyasi ahlak dediğimizde tüyleri diken diken olan o günün yöneticileri… Biz bu yüzden siyasi ahlak yasasını meclise getirmiştik. Bu metnimizin ruhu siyasi ahlaktır. Çünkü eğer hesap vermeye hazır olmayan bir yönetim ülkeyi yönetiyorsa, dikta ve otoriterlik kaçınılmazdır. Bugün yaşadığımız sorun ekonomi politik bir sorundur. Burada bir devlet, ahlak ve toplumsal barış krizi vardır. Birlikte yola çıktığımız liderlere güvenerek iktidara sesleniyoruz. Hem biz hem de iktidarın tümü mal varlığı beyanında bulunmalıdırlar. Ben hesap vermeye hazırım. Herkes hesap vermeye hazır olacak. Hiç merak etmeyin. Siyasi ahlak yasası er ya da geç geçecek. Ve hiçbir siyasi, siyasi konumuyla mal ve mülkine servet ekleyemeyecek. Üniversitelerde öğrencilerin, stadyumlarda gençlerin bir araya gelmesinden korkanlara sesleniyorum. Korku artık sizin kaderinizdir. Bizim kaderimizse umuttur. Artık lineer ekonomik modeli değil döngüsel ekonomi modeli var. Al tüket yok et değil, al tüket dönüştür var. Dünyada yeni bir ekonomi var. Kafamızdaki dogmaları terk etmeliyiz. Bizim yeni ekonomik paradigmamızın olmazsa olmazı, yeşil ve ekonomi arasında bir bağ kurmaktır. Bir diğer şart… Rant ekonomisi yerine üretim ekonomisi. Bugün Türkiye’de bir rant ekonomisi var. Türkiye Avrupa, Asya ve Afrika’nın en büyük üretim üssüdür. Yeter ki Türk insanının önünü açın. Yarın öbür gün iktidarda çözeceğimiz bir diğer mesele Avrupa’yla serbest vize uygulamasıdır. Hiç merak etmeyin gençler, en kısa sürede bunu uygulamaya koyacağız. 15 Mayıs’ta kurumlarımızda seferberlik başlayacak. Yeni ve yepyeni bir dünya kuruluyor. Eski alışkanlıklarla yeni dünyaya ayak uyduramayız. Sadece ayak uydurmamalı, önüne geçmeli ve öznesi olmalıyız.  Milletin vicdanı 6'lı masada tecelli etmiştir. Çünkü toplumun her kesimi o masadadır. Hiç kimse merak etmesin 15 Mayıs sabahı yeni bir Cumhurbaşkanı, yeni Cumhurbaşkanı yardımcılarıyla birlikte yepyeni bir dönem başlayacaktır” ifadelerini kullandı. ÖZLALE: BİZ YENİ BİR DEVLET ANLAYIŞINDAN SÖZ EDİYORUZ İYİ Parti’yi temsilen konuşan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özlale ise şunları söyledi; “Geçtiğimiz 10 yılda ülkemizin bin bir emekle yetiştirdiği on binlerce eğitimli insanımız ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Bu iktidar bu ülkeyi doktorlar, mühendisler için yaşanılmaz hale getirdiği için bu alanlardaki egemenliği altında kalmıştır. Bundan 100 yıl önce, burada iktisat kongresini düzenleyenler ülkeyi geriye götürecek güruhun tehlikesini görmüşlerdir. Cumhuriyetin bize en büyük kazançlarından biri dünyanın her yerinde çalışabilecek insanlar yetiştirmek oldu. Sahip olduğumuz en büyük becerinin bilgi olduğu bir dönemdeyiz. Artık dünyadaki değişimi öngörmek ve ayak uydurmak değil, değişimi yönetmeliyiz. Dünyadaki değişimi seyretmek değil, yönetmek zorundayız. Bu büyük bir devlet olmanın gereği değil, ülkemin insanlarına hak ettiği yaşama şansını veren bir devlet olmasının gerekliliğidir.  Temel sorumluluğunu millete değil sermayeye duyan bir iktidar yaşatma sorumluluğunu yerine getiremez. Bizim toplumsal ilkemizin ilk vaadi yaşatmaktır. Deprem, devletin yaşatma vaadini yerine getiremediğini göstermiştir. Bu yüzden temel sorumluluğu vatandaşlarına değil şirketlere duyan bu iktidar vatandaşı yaşatamaz. 21. yüzyılda yeni toplumsal sözleşmemizin ikinci unsuru ise fırsat eşitliğidir. Fırsat eşitliğini sosyal hareketliliğe teşvik etmek için elimizdeki en büyük kamusal araç da eğitimdir. Tüm çocukların kaliteli bir eğitime erişiminin sağlanması yoksullukla mücadelede en büyük silahımızdır. 21. yüzyılın devleti sadece sınırları içindekileri koruyan bir devlet olamaz. 21. yüzyılın ana görevi toprakları üzerinden akan göçü ve sıcak parayı bu devletin insanını yararına kullanmalıdır. Dünyada küresel gelişmeleri okuyamayan hiçbir ülke zengin olamaz. Bizim özel sektörün marifetiyle büyümemiz gerekiyor. Üretim ve büyümeyi özel sektörün marifetiyle başarırsak o sürdürülebilir olur. Bizim ayrıca yeşil bir devlet anlayışına ihtiyacımız var. Devletin vatandaşıyla böyle toplumsal bir sözleşme imzalamasına ihtiyacımız var. Özetle biz sadece enflasyonu düşüreceğiz demiyoruz. Onu zaten hemen yaparız. Biz yeni bir devlet anlayışından söz ediyoruz. Hangi kesimden olurlarsa olsunlar herkesin kazanma şansı olacağı bir sistemin sözünü veriyoruz. Biz yeniden ve daha iyisini inşa edeceğiz, bunu da hep birlikte yapacağız.” KARAMOLLAOĞLU: DIŞA BAĞIMLI OLURSAK AYAKTA KALMAMIZA MÜSAADE ETMEZLER Türkiye’nin coğrafi konumuna vurgu yapan Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, kendi kendine yeten ve batının karşısında ‘tam donanımlı’ ülke inşası mesajı verdi ve “Tam 100 yıl olmuş. İstiklal harbini tamamlamışız. Benim garibime gidiyor. Bu farklı bir düşünce. Savaş bitmiş, onun yaralarını sarmakla uğraşırken iktisat öne çıkmış. Baya uzun bir kongre yapılmış İzmir’de. Çok acı bir dönem geçirdik. Birinci İktisat Kongresi'nde 9 madde öne çıkmış. İkinci İktisat Kongresi'nde sonra ise bunlar biraz daha şekillenme yoluna girmiş. Hangi fabrikalar kurulacak hangi finans tesisleri hayata geçirilecek gibi. Benim gözlemlerimden biri bugün Türkiye’de hayata geçirilmesi öncelikli olan konulardan biri uçak imalatıdır. O dönemlerde bunun için fabrikanın temeli atılmış ama biz şu anda havanda su dövüyoruz. Bazıları ‘uçmayın’ diyor. Ne uçması! Millet aya, Mars’a gidiyor. Biz bırakın oralara gitmeyi kendi ülkemizde bile bir yerden bir yere giderken başkalarının ürettikleri uçakları kullanıyoruz. O gün çizilen ufuk bizde bugün maalesef yok. Kendi içimize kapanıp çekişmelerle uğraşmış, problemlerimizi çözecek adımlar atamamışız. Aslında ülkemizin ayağa kalkması ve yaşanabilir bir ülke haline gelmesi için iktisadi kalkınma şart. Ama nereden başlayacağız? Adalet! Adalet olmadan siz hiçbir şey yapamazsınız. Adalet olmadan hiçbir şey olmaz. Devlet adalet olmadan inşa edilemez. Adalet yetmez. Kapsam genişler. Güven duygusu, dürüstlük, işin ehline verilmesi… Dürüstlük mutlaka olacak. Siz yandaşınıza iltimas geçerseniz dürüstlük yoktur. Şu anda ülkemizin içinde bulunduğu büyük kıskaç, bu noktada düğümleniyor. Ne adalet, ne güven var. O nedenle de sorunlar çözülemiyor. İnşallah 15 Mayıs’ta yeni bir dönem başladığında ele alacağımız ilk hususlar bunlar olacak. Geçmişten ders almamız icap eder. Eğer bir yanlış yapılmışsa kendi kendimizi de tenkit etmek mecburiyetindeyiz. Biz dünyaya açılırken ciddi hatalar yapmışız ve ekonomimizin ciddi bir bölümünü dışa bağımlı hale getirmişiz. Türkiye dünyanın en stratejik bölgesidir. Dünyanın merkezi neresidir derseniz Türkiye çıkar. Bu bölgede bizim hakim olmamızı istemiyorlar. O nedenle biz çok farklı bir politika izlemekle mükellefiz. Elbette ki biz dünyayla kavga edelim demiyoruz ama onların uygulayacağı politikalar karşısında dik ve uyanık durmak, onlara karşı duracak politikalar üretmek zorundayız. Biz dışarıya bağlı kaldığımız müddetçe bizim ayakta kalmamıza hiçbir zaman imkan vermezler. Nasıl ki 1920’lerde uçak imalatı girişimi başlatıldıysa biz bugün onu başarmak zorundayız. Biz dışarıya muhtaç olmadan kendi kendimize yetecek üretim adımlarını atmak zorundayız. Bunların başlıcası gıda ve ilaç. Ben bugüne neden dışarıdan gelecek ilaca muhtacım? Türkiye bir şantiye havasına bürünecek. İstanbul’da bin kişiye iş sağlayacak tesisi kurmak bu vatana yapılacak en büyük kötülüktür. Biz, kendi kendimize yetmek zorundayız. Her kentte birkaç tesis kurulacak. Devlet gücü yettiği kadar her yere elini uzatacak. Döviz konusunda başlangıçta birtakım sıkıntılar olabilir. Ama siz de döviz ihtiyacını azaltacak yatırımları öne alırsanız bu konudaki sıkıntıları kısa sürede çözebiliriz. Bizim, ülkemizi ayağa kaldırmayı temel olarak benimsemeliyiz. Almayı değil, vermeyi desteklemeliyiz. Biz kendimizi geleceği değiştirmekle mükellef görüyoruz. İktisat Kongresi'nde bazı konulara dikkat çekmekle mükellefiz. Biz tahribat yapmaz imal ederiz. Biz şu an farklı siyasi kanaatler olarak bir araya gelerek Türkiye’nin sorunlarını bir yola sokmamız ve çözmemiz gerektiğinin farkındayız. Çok büyük bir farkla bu seçimin alınacağına inanıyoruz” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.