Afet Bölgesi Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika Afet Bölgesi Haberleri

Fay hattının üzerine yapılan binalar harabeye döndü

Afyonkarahisar'ın Bolvadin ilçesinde yaklaşık 11 yıl önce ortaya çıkan ve iki mahalleyi etkileyen yüzey kırıklarından dolayı bir çok ev kullanılamaz hale gelirken, mahallelerdeki mezarlar toprağa gömülüp, yollarda ise derin çatlaklar oluştu. Kahramanmaraş'ta meydana gelen deprem sonrası yıkıma uğrayan kentlerde ortaya çıkan görüntülerin bir benzer manzarası da hasarlı olmasına ve adeta harabeye dönmesine rağmen yıkılmayan binaların bulunduğu Bolvadin'de yaşanıyor. Şıhlar mahallesi ile merkeze bağlı Dipevler köyünde yaklaşık 11 yıl önce ortaya çıkan topraktaki yüzey kırıkları korkutucu boyutlara ulaştı. Toprakta meydana gelen yüzeysel çatlaklar ev, ahır, besihane gibi yapılarında duvarlarında devasa çatlaklar oluşturdu. “Binaları harabeye dönen bölge halkı konuşmaya dahi çekiniyor” Topraktaki yüzeysel kırıkları ve derin çatlakların 11 yıl önce başlamasına rağmen Bolvadin Belediyesi'nin aradan geçen zaman içerisinde bölgeyle ilgili imar planı değişikliği yapmaması ve yakın zamanlarda halen, bölgeye bina yapı ruhsatları vermesi ise bir başka düşündürücü konu. Afet bölgesini anımsatan bölgedeki binalarda yıkım yapılmazken, binaların adeta kendi kendine çökmeleri bekleniyor. Bölge sakinleri ise daha önceden gündeme gelen binalarla ilgili bazı belediye başta olmak üzere kamu kurumlarından kendilerine olayla ilgili yapılan baskı sonucu konuşmaya çekiniyor. “Yılda 8-9 metre devam eden bir deformasyon” Afyon Kocatepe Üniversitesi Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi (DUAM) Müdürü Prof. Dr. Çağlar Özkaymak ise telefon ile ulaşan İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine yaptığı açıklamada zonların (yüzey kırıklarının) 5 metreden başlayarak yer yer 20 metreye kadar ulaştığını ve bununda haritalandığını kaydetti. Prof. Özkaymak, “Bölgede bir kırık ve deformasyon var. Onun üzerine bina yapılması doğru değil ve üzerinde bina olması da doğru değil çünkü bu devam eden bir deformasyon, yılda 8-9 metre devam eden bir deformasyon. Valilik bununla ilgili harekete geçti ve o zonu yapılaşmaya kapatıyorlar. Bölgeyle ilgili Bolvadin Belediyesi Meclisi kararı ile bölgenin imar planı güncellenecek, amaç o zonun üzerine bina yapılmasını engellemek” diye konuştu. Öte yandan, diken üstünde yaşayan bölge sakinleri duruma bir çare bulunmasını bekliyor. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Afyonkarahisar’da KPSS'den alınan düşük puan ölüme sebep oldu

6 il daha afet bölgesi ilan edildi

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Kahramanmaraş merkezli depremlerde Bingöl, Kayseri, Mardin, Tunceli, Niğde ve Batman'da hasar gören binaların bulunduğu yerleşim yerlerinin "Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi" kabul edildiğini bildirdi. AFAD'dan yapılan yazılı açıklamada, 6 Şubat'ta meydana gelen depremler nedeniyle yaşanan yıkım ve can kayıpları nedeniyle 11 ilin ve Sivas'ın Gürün ilçesinin "Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi" olarak kabul edildiği hatırlatıldı. Depremlerin 11 il dışındaki bazı illeri de etkilediğine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Hasar tespit çalışmaları neticesinde Bingöl, Kayseri, Mardin, Tunceli, Niğde ve Batman'da yer alan bazı yerleşim birimlerinde az, orta veya ağır derecede hasar gören binalar olduğu tespit edildi. Bu nedenle, bahsi geçen illerimizde hasar meydana gelen binaların bulunduğu yerleşim yerleri de Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi kabul edildi." AA

Afet bölgesinde yetiştirilemeyen ürünleri üretecek

Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı’nın talimatlarıyla deprem bölgesindeki tarımsal ürünlerin eksikliğinin Afyonkarahisarlı çiftçiler tarafından telafi edilmesi amacıyla çiftçilere tohum desteği veriliyor. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nün raporuna göre, hem depremden dolayı bölgede ağır yara alan tarım arazilerinin zarar görmesi hem de bölge çiftçilerinin barınma sorunlarından dolayı göç etmesi tarımsal üretimin beklentilerin altında olacağı öngörülüyor. Bu raporu dikkate alarak, Afyonkarahisar Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ve İl Özel İdaresi devreye girdi. Deprem bölgesinde yetiştirilen ancak bu yıl üretim eksikliği yaşanması öngörülen ürünlerin bir kısmı Afyonkarahisar’da üretilecek. 5 MİLYON TL TUTARINDA AYÇİÇEĞİ TOHUMU ÇİFTÇİLERE DAĞITILACAK İl Genel Meclisi Mart ayı olağanüstü toplantısında karara bağlanan ve Vali Yiğitbaşı tarafından onaylanan destek çerçevesinde, İl Özel İdaresi, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile işbirliği içerisinde toplamda 5 milyon TL tutarında ayçiçeği tohumu ve 1 milyon TL tutarında nohut tohumunu çiftçilere dağıtacak. "BÖLGENİN HEM SANAYİ HEM DE TARIMSAL ÜRETİMİ SEKTEYE UĞRADI" Afyonkarahisar’da üretim yapan çiftçilere verilecek tohum desteği sayesinde, tarımsal üretimin depreme rağmen ülke çapında devamlılığının sağlanacağını ifade eden Vali Yiğitbaşı şunları söyledi: “Asrın felaketi bölgede birçok şeyi aynı anda etkiledi. Özellikle bölgenin hem sanayi hem de tarımsal üretimi sekteye uğradı. Bu noktada hızla alınacak önlemler ve verilecek destekler üreticilerimiz için çok önemli. Biz de Afyonkarahisar olarak özellikle tarımda öngörülen aksamayı önlemek için böyle bir destek paketi hazırladık. Bölgede eksilmesi düşünülen ürünleri, vereceğimiz tohum desteği sayesinde şehrimizde üreteceğiz. Bu sayede ülkemizin tarımsal üretimini eksiksiz devam ettirmiş olacağız. Bu sürece destek olan ve hızlıca karar alan Afyonkarahisar İl Özel İdaresi Genel Meclisi'ne de bu vesileyle teşekkür etmek istiyorum.” İHA

DEÜ Adıyaman'da depremin yaralarını sarıyor

Adıyaman’daki çadır ve konteyner kentlerde yeni sosyal sorumluluk ve destek projelerini hayata geçirmek için çalışan DEÜ, son olarak Mobil İçme Suyu Tesisi’nin yanı sıra; ‘Hepimiz Çocuktuk’ projesi, ‘Herkes İçin Bilim’ etkinliği, ‘Acil Barınma Birimi’ ve manevi destek çadırı ile depremlerden etkilenen vatandaşlara desteğini sürdürüyor. Bölgeye giderek destek çalışmalarında yer alan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, bölgede kısa sürede birçok projenin hayata geçirildiğini ifade etti. Türkiye’yi yasa boğan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından afet bölgesine ülke genelinde yardımlar sürerken, felaketin ardından seferberlik başlatan Dokuz Eylül Üniversitesi’nin (DEÜ) destek çalışmaları da Adıyaman’da devam ediyor. Bugüne kadar felaketten etkilenen birçok ilde depremzedeler için sağlık hizmeti, insani yardım, temel ihtiyaç ve gıda desteğinde bulunan DEÜ, Üniversitenin farklı birimlerinden akademisyenler ve gönüllü öğrencilerinden oluşan 25 kişilik ekip ile Adıyaman’daki çadır ve konteyner kentlerde yeni sosyal sorumluluk ve destek projelerini hayata geçirmek için harekete geçmişti. DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar’ın da katıldığı bölgedeki çalışmalarda, kısa sürede birçok proje hayata geçirildi. YARDIM SEFERBERLİĞİMİZ SÜRÜYOR DEÜ’nün her türlü yardımı yaşanan zorlu süreçte bölgeye ulaştırdığını kaydeden Rektör Hotar, son olarak Adıyaman’da DEÜ eliyle yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. ‘Yüzyılın felaketi’ olarak anılan depremin olumsuz etkilerini azaltmak için yapılan tüm faaliyetlerin son derece önem taşıdığını aktaran Rektör Hotar, DEÜ’nün de bu kapsamda adeta bir yardım seferberliği başlattığını kaydetti. Rektör Hotar, “DEÜ olarak ilk andan itibaren önce enkaz altından canlarımızı kurtarmak, sonra da yaraları sarmak için zamanla yarıştık. Bugün de burada Üniversitemizin farklı proje ve çalışmalarını sürdürmek için bizden destek bekleyen vatandaşlarımızla bir aradayız. Mobil İçme Suyu Tesisimizin yanı sıra; ‘Hepimiz Çocuktuk’ projesi ile kurulan oyun ve masal atölyemiz, oyuncak atölyemiz, ‘Herkes İçin Bilim’ etkinliğimiz ve manevi destek çadırımız ile depremlerden etkilenen milletimize desteğimizi sürdürüyoruz” dedi. ÇOCUKLAR UNUTULMUYOR Adıyaman’da Eğriçay Parkı Çadırkenti ve Altınşehir Konteyner kentlerinde destek çalışmalarını sürdüren DEÜ’nün, çocuklara yönelik de önemli projeleri hayata geçirdiğini vurgulayan Rektör Hotar, “Sanatın iyileştirmedeki gücünün farkındayız. Eğriçay Parkı Çadırkent’inde bulunan oyun atölyelerimizde, depremzede çocuklarımızın bilim ve sanat etkinlikleri ile yaralarını sarmaya çalışıyoruz. DEÜ Buca Eğitim Fakültemiz, Fen Fakültemiz, Güzel Sanatlar Fakültemiz ve Çocuk Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezimiz (DEÇEM) akademik üyeleri ve öğrencileri, bu noktada önemli sorumluluklar alıyor. Hafta sonu düzenlediğimiz Uçurtma Şenliği ile de miniklerimizin heyecanına ortak olup hep birlikte uçurtma uçurduk. DEÜ Fen Fakültemiz tarafından ‘Herkes İçin Bilim’ etkinliği kapsamında çocuklarla bilimsel deneyler ve eğitici uygulamalar gerçekleştirdik. DEÜ ailemizin gönüllü ve görevli bireyleriyle güvende hisseden çocuklarımız, bilimin ve sanatın ışığında yarınlara umutla bakıyor” şeklinde konuştu. KÜTÜPHANE KURULACAK DEÜ Mimarlık Fakültesi öğretim üyelerinin öncülüğünde kurulan ‘Acil Barınma Birimi’ hakkında bilgi paylaşan Rektör Hotar, “Özellikle afetlerde kurulum için alternatif kapalı alan çözüm arayışımız, ‘Acil Barınma Birimi’ ile hayata geçti. Mimarlık Fakültemizin öğretim üyeleri tarafından tasarlanan ve demonte olarak taşınabilen birim, Teknik Atölyeler Şube Müdürlüğümüz tarafından üretilerek Adıyaman’a ulaştırıldı. Bu birim, alanda kütüphane ve eğitim tesisi olarak da hizmet verebilecek” dedi. ‘MANEVİ DESTEK ÇADIRI’NA YOĞUN İLGİ DEÜ İlahiyat Fakültesi tarafından Adıyaman’da kurulan “Manevi Destek Çadırı” hakkında da açıklama yapan Rektör Hotar, şunları söyledi: “İlahiyat Fakültemiz tarafından öncesinde ‘Manevi Destek ve Rehberlik’ hattını hizmete açmıştık. Depremden etkilenen vatandaşlarımıza bu hat vesilesi ile kesintisiz manevi destek sunmaya çalıştık. Fakülte hocalarımız tarafından bu kez deprem bölgesinde kurulan ‘Manevi Danışman Çadırı’ ile insanımızın acılarını paylaşmaya ve onlara muhabbet ile yol göstermeye gayret ediyoruz. Vatandaşlarımız manevi destek çadırımıza yoğun ilgi gösterdi. Onlara bu noktada da bir katkımız olduysa ne mutlu bize.” DESTEĞİMİZ SÜRECEK DEÜ tarafından deprem bölgesine yönelik desteklerin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da süreceğini dile getiren Rektör Hotar, “Devletimizin imkânlarını sonuna kadar seferber ettiği bu zorlu süreçte bizler de gücümüz yettiğince vatandaşlarımızın yanında olmaya gayret gösterdik. Bunu değerli akademisyenlerimiz, idari kadromuz, çalışanlarımız ve öğrencilerimiz ile sağladık. DEÜ ailesi olarak bu zorlu süreçte gerek deprem bölgesinde gerek İzmir’de sorumluluk almayı sürdürecek; depremzede vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını belirleyip yaralarını sarmaya bundan sonra da devam edeceğiz” sözleriyle dayanışma vurgusu yaptı. HABER MERKEZİ

Kayseri, afet bölgesi ilan edilmesi için bekliyor

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, 4.8 şiddetindeki depremin merkez üssü olan Hacılar ilçesine bağlı Karpuzsekisi Mahallesi'nde incelemelerde bulundu. Başkan Büyükkılıç, Kayseri'nin afet bölgesi ilan edilmesiyle ilgili olarak, "Depremlerin aralıklı olarak devam ettiğini, bundan da huzursuz olunduğunu ilettik" dedi. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan ile birlikte sabaha karşı 4.8 şiddetindeki depremin meydana geldiği Karpuzseki Mahallesi'nde incelemelerde bulundu. Mahalle sakinleriyle sohbet eden Büyükkılıç, depremin ardından Kayseri'deki hasarlı bina sayısında ciddi bir artışın olmadığını dile getirerek, "Hasarlı bina sayısında ciddi manada bir artış yok. Daha önceden 12 bin civarında hasarlı yapı söz konusu. Onlarla ilgili yapılan incelemelerde Melikgazi'de 2 tane, Kocasinan'da 3 tane sivil mimari var. Yani 4 katlı, 5 katlı. Birde hatırlarsanız 14 katlı bina vardı, o yapıda yıkıldı ve kaldırıldı. Diğerleriyle ilgili gerekli tedbirler alındı ve ağır hasarlı olduğu için boşaltıldı. Bir sıkıntı da oluşmadı. Okullarla ilgili çalışmaları yapıyoruz. Müftülüğümüzle iş birliği halinde hasar gören minarelerimizi tespit ediyoruz. Bizler de hasar gören minareleri yıkmak suretiyle tehlike arz etmekten uzaklaştırıyoruz Bilim adamlarının söylemlerine dayanarak tedirgin olacak bir şey yok diyorum. İçişleri ve Çevre Şehircilik Bakanlığımızla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Malum olduğu üzere birinci depremden itibaren en çok hasar Sarız bölgemizde. Bunun da farkındayız. Zaten gerekli çalışmalar yapıldı. Oradaki belediye binasının taşınması sağlandı. Tedirgin olacak bir şey yok. Hepimiz adeta alarmdayız ve görevlerimizin başındayız. Valiliğimizle iş birliği halinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ecemiş fayının Kayseri'nin yakınından geçtiğini biliyoruz ama ciddi manada bir sıkıntı oluşturmaz diye de bizleri rahatlatan açıklamalar var. Burada abartmanın ve insanları başka maceralara sürüklemenin bizlere bir şey katmayacağını paylaşmak istiyorum" dedi. Kayseri'nin afet bölgesi için başvuruları yaptıklarını ve bu çerçevede değerlendirilmesini beklediklerini kaydeden Büyükkılıç, "Biz bilgilerimizi ulaştırdık ve ulaştırmaya da devam ediyoruz. Bugün de yine aynı şekilde ilettik. Depremlerin aralıklı olarak devam ettiğini, bundan da huzursuz olunduğunu, ister istemez hasarlı binalarla ilgili tedirginlikler oluştuğunu, bir mağduriyetin oluşmaması ve bununda istismar edilmemesi için devletimizin üzerine düşeceğini yapacağından hiç şüphem yok. Müsterih olun. Devlet yara sarmak ve vatandaşını korumak için var. Devlet insanların birliği ve beraberliği için var. Kayseri'de de bu birliğin ve beraberliğin en güzel timsali olan bir şehir. Değerlerine, bayrağına, vatanına ve milletine bağlı bir şehir. Bir mağduriyet oluşturmaz diye umuyor ve inanıyoruz. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Takip ediyoruz. Müsterih olun. Eğer öyle bir sıkıntı olursa biz belediyeler olarak vatandaşlarımızın emrindeyiz ve hizmetindeyiz ama afat çerçevesi içerisinde değerlendirilmesini de bekliyoruz. O mantık içerisinde süreci daha kısa zamanda çözmek adına" ifadelerini kullandı. İHA

Kemeraltı esnafı caddeyi afet bölgesi ilan etti

İzmir'de bulunan tarihi Kemeraltı Çarşısı esnafı, Dr. Faik Muhittin Adam Caddesi’ndeki bozuk yollara isyan etti. Yol çalışmalarının aylardır tamamlanmadığını, yağmur yağdığında yolların göle döndüğünü ve yoldan geçmekte zorluk çektiklerini belirten esnaf, "Burası afet bölgesi değil ama esnaf olarak bu caddeyi afet bölgesi ilan ettik" dedi. Kemeraltı Çarşısı’nın esnafı, tarihi Hacı Ahmet Sait Salepçioğlu Camii'nin de bulunduğu Dr. Faik Muhittin Adam Caddesi’ndeki bozuk yollara tepki gösterdi. Yaya veya araçla yoldan geçmekte zorluk yaşadıklarını, mallarının toz ve çamur içinde kaldığını belirten esnaf, yol çalışmalarının aylardır tamamlanmadığını ifade ederek duruma isyan etti. Birtakım esnaf, dün akşamki yağmurun ardından oluşan su birikintileri içerisinde çizmelerle yürürken, yoldan geçen vatandaşlar da bozuk yolların tarihi çarşıya yakışmadığını söyledi. "Bu yaşanılan şey rezillik" Taksi şoförü Duran Demirok, "Ben taksi şoförüyüm, yoldan geçemiyorum. Bu yaşanılan şey rezillik. Bir de bizden oy isteyecekler. Arabalar yoldan geçemiyor, insanlar nasıl geçecek? Yağmur yağdığında yol bu hale geliyor, yağmur yağmadığında da toz toprak oluyor. Yetkililer bu yolu yapsın" derken, bölge esnafı Gökhan Selçuk ise, "CHP bizden oy istiyor ama nasıl oy vereceğiz? Yol 3 aydır böyle. Verdiğimiz oya yazıklar olsun. Benden daha da oy alamazlar" sözlerine yer verdi. "Biz ekmek, su, para istemiyoruz" Bölgede kafesi bulunan; ancak müşterileri gelemediği için dükkanı kapatmak zorunda kaldığını söyleyen Yılmaz Akköy, şöyle konuştu: "6 aydır çalışma devam ediyor. Su içerisindeyiz. Burası afet bölgesi değil ama esnaf olarak burayı afet bölgesi ilan ettik. Bebek arabaları geçemiyor, insanlar geçemiyor ve burası tarihi bir çarşı. Biz ekmek, su, para istemiyoruz. Yolumuzu yapın istiyoruz. Bu yol yüzünden kafemi kapattım. Çünkü müşteri gelemiyor. Yolu yapmak için kazdılar ama 6 ay oldu. Yetkili bir kişi gelip de bu sorundan dolayı özür bile dilemedi. Muhatabımız yok." "İzmir’in genel bir sorunu" Yine bölge esnafından Halit Akgün, "Altyapıyı bir ayda yaptılar ama aylardır üstyapı yapılmadı. 3-4 aydır bu çileyi çekiyoruz. Müşterilerimiz gelmiyor, çamurun içinde mallarımı açıyorum. Yağmur olmadığı zaman da toz oluyor. Bu rezilliği artık bitirsinler" derken, Yakup Gündür de, "Bu sorun İzmir’in genel bir sorunu. Bütün yollar böyle. Kemeraltı’nda ayağı takılmadan yürüyen insan olduğunu sanmıyorum. Burası İzmir Büyükşehir Belediyesine 500 metre ama bir kişi kapımızı çalıp sormadı. Bir gün gelsinler, kol kola yürüyelim. Bu yapılan hizmet değil. Tarihe sahip çıktıklarını düşünmüyorum" diye konuştu. İHA

Depremler en çok düz demirli ve beton kalitesi düşük binaları yıktı

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerden etkilenen illerde yıkılan bazı binalarda inceleme yapan Bursa Teknik Üniversitesi uzmanları hazırladıkları raporda, çöken binaların çoğunda düz inşaat demiri kullanıldığına ve beton kalitesinin düşüklüğüne dikkati çekti. Üniversitenin Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEPAR) uzmanları, hazırladıkları "6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri İnceleme ve Değerlendirme Raporu"nda, elde edilen sonuçları "malzeme, detaylandırma, zemin, betonarme yapı tasarımı ve imalatı, yığma yapılar" başlıkları altında özetledi. Özellikle 2000 yılı öncesinde yapılan binalarda beton kalitesinin düşük olduğu ve düz inşaat demiri kullanıldığı belirtilen raporda, etriyelerle ilgili sorunlara vurgu yapıldı. Raporda, kolon, kiriş ve perde gibi taşıyıcı elemanlarda hasar önleyen enine yerleştirilen demirler olarak tanımlanan etriyelerin yetersiz miktarda kullanıldığı, ayrıca bazı binalarda "güçlü kolon-zayıf kiriş" ilkesine uyulmadığı ortaya konuldu. AYNI HATALARI GÖRDÜK BTÜ DEPAR Müdürü ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Beyhan Bayhan, depremin ardından çalışma yapmak üzere merkez bünyesindeki öğretim görevlileri ile bölgeye intikal ettiklerini anlattı. Hasarın büyük olduğu kentlerde incelemelerde bulunduklarını dile getiren Bayhan, sözlerini şöyle sürdürdü: "TÜBİTAK'ın yayınladığı projeye DEPAR bünyesindeki iki hocamız başvurdu. Onların yürütücülüğünde ve Rektörümüz Prof. Dr. Naci Çağlar'ın öncülüğünde kısa süre sonra bölgeye iki heyet olarak gittik. Daha önce Elazığ, yakın zamanda İzmir'i etkileyen Samos'ta (Sisam Adası) meydana gelen depremlerde de gördüğümüz binalardaki maalesef aynı hataları gördük. Bunlardan en çok hasara sebep olanlar 2000 öncesi yapılarda gözlemlediğimiz düz donatının kullanılması, düz donatı mevcudiyeti ve beton kalitesinin düşüklüğüydü. Aynı zamanda yine etriyelerin uygun yerlerde kullanılmaması, kolon ve kiriş birleşimlerindeki donatıların eksikliği, aderans (bağ) eksikliği... Bunlar çok büyük depremlerdi. Bu hataların hiçbirini maalesef affetmedi." Bayhan, deprem bölgesindeki incelemelerinden sonra hazırladıkları rapora, jeofizik ve fay durumuna ilişkin gözlemlerini yazdıklarını aktaran Bayhan, "Daha sonra da zeminle ilgili, sıvılaşma olan bölgeleri ve zeminle ilgili sıkıntıları belirttik. Yapı ve yapılardaki hasarla ilgili fotoğraflarımızı ve bununla ilgili yorumlarımızı bu raporda belirttik. En sonunda da sonuç ve önerimizi sunduk." dedi. 2004 YILINDAN ÖNCE YAPILAN BİNALAR İLK ELE ALINMALI Prof. Dr. Beyhan Bayhan, bölgede bundan sonra atılması gereken adımlara işaret ederek, Marmara Depremi'nin etkileriyle hazırlanan yönetmeliğin yürürlüğe girdiği 2000 yılı yerine hazır beton kullanımı zorunluluğunun getirildiği 2004'ten önce yapılmış binaların ilk olarak ele alınmasını önerdi. Bayhan, 2004'ten önce inşa edilen yapıların çok dikkatli incelenmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Hızlı aksiyon alınması için de belki bu yapılarda beton dayanımı 10 megapaskalın altında olan binalar ve düz donatılı, düz demirli binaların yıkılıp yeniden yapılması uygun olur. Bunun dışında yine eğer dayanımı konusunda tereddüdü olan binalar varsa bunların da yine yönetmeliklerimiz dahilinde daha detaylı incelenip yıkımına karar verilip verilmemesi veya güçlendirilmesinin gerekip gerekmediğinin kararının bir an önce verilmesi lazım ve bina kullanım sertifikasının bir an önce yine memleketimizde aktif olması lazım." diye konuştu. Aynı gün içinde aynı bölgede büyüklüğü 7'yi aşan iki depremin meydana geldiğini hatırlatan Bayhan, "Bu depremler yapısal kusurları affetmedi. Bunun için de uygun zeminde, uygun teknikle, uygun projelerin ve uygun imalatın yapılması gerekiyor. Artık yapı denetiminin de aktif olduğu bir ülkede bence bunlara çok daha dikkat edilmesi ve sorunların şeffaf bir şekilde ortaya konulması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu. Prof. Dr. Bayhan, BTÜ'nün web sayfasında yayınladıkları raporu YÖK Başkanlığı ve TÜBİTAK'a da gönderdiklerini sözlerine ekledi. AA

Menemen Belediyesinden afetzedelere psikolojik destek verecek

Türkiye'yi yasa boğan ve 11 ilde yıkıcı etki gösteren depremlerin ardından tüm imkanlarıyla afet bölgesi için seferber olan Menemen Belediyesi, kente gelen depremzedeler için de çalışmalarını sürdürüyor. Depremlerin yaşandığı ilk günden bu yana insani yaşam malzemeleri ile dolu 25 tırı afet bölgelerine ulaştıran Menemen Belediyesi, ilçeye gelen depremzedelere ihtiyaç malzemesi desteğinin yanı sıra psikolog desteği de vermeye başladı. Menemen Belediyesi psikolog, sosyolog ve okul öncesi eğitim uzmanları tarafından afetzedelere yönelik verilecek psikolojik destek ile travma sürecinin kısaltılması hedefleniyor. Psikolojik destek hizmetinden yararlanmak isteyen afetzedeler, Menemen Kaymakamlığı Açık Kapı Birimi'ne başvuru yaptırdıktan sonra Menemen Belediyesi Gölpark Sosyal Tesisleri'ne başvuru yapabilecek. OYUN ÇADIRINDA EĞİTİMLER Menemen Belediyesi sosyolog ve eğitim uzmanları, Gölpark’taki çocuk oyun evi önü, amfi tiyatro bahçesi ve psikososyal destek çocuk oyun çadırında eğitimleri verecek. Cumartesi günü saat 13.00-16.00 saatleri arasında düzenlenecek çocuk atölyelerinde; yüz boyama, origami, seramik, çocuk oyunları, animasyonlar yer alacak. Ayrıca deprem bölgesinden Menemen’e gelen çocukların kayıtları, Menemen Belediyesi Spor Okullarında ücretsiz olarak yapılacak. Menemen Belediye Başkan Vekili Aydın Pehlivan, "Depremin ardından tüm yurtta olduğu gibi Menemen’de de tek yürek olduk. Beden sağlığı kadar ruh sağlığı da normalleşme sürecinde çok önemli bir konu. Uzman psikologlarımız ve eğitmenlerimiz, ilçemize gelen her yaştan depremzedeyle yakından ilgilenecek. Depremin birey üzerinde bıraktığı tahribatı en aza indirmek ve kıymetli vatandaşlarımızı toplumumuza sağlıklı bir şekilde kazandırmak için imkanlarımızı seferber edeceğiz. Bu zor günleri de hep beraberce dayanışma içerisinde atlatacağız" diye konuştu. İHA