Karaçorlu’dan Kocaoğlu dönemine kontra: “İzmir bile bile bu felaketlere taşınmıştır”
SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER
Bir tarafta deprem diğer tarafta sel, yangın ve daha birçok felaket… Son olarak İzmir’in Narlıdere bölgesinde yer alan Folkart bloklarında yaşanan yangın, yapılara olan güvenin her geçen gün azalmasına yol açtı. Bina güvenliği günümüz Türkiye’sinde sorgulanan bir kavram olurken,
Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Kurucu Başkanı aynı zamanda da Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi Sözcüsü Ahmet Tuncay Karaçorlu, yaşam alanlarındaki her gelişmenin afete dönüştüğünü kaydetti.
Öte yandan; Ahmet Piriştina kent yönetimi döneminde başlayan kentsel sağlıklaştırma sürecinin Aziz Kocaoğlu kent yönetiminde akamete uğratıldığını gündeme getiren ve Narlıdere Folkart uygulamasının da buna bir örnek olduğunu kaydeden Karaçorlu, “Kentsel felaketlerin başlangıcının bile bile ön eşikleri oluşturulmuştur… Bir deneyim birikimi ve geleneği elinde varken İzmir bile bile bu felaketlere taşınmıştır” dedi.
KARAÇORLU’DAN KOCAOĞLU ELEŞTİRİSİ
Karaçorlu, sözlerine şöyle başladı: “Bir kez daha İzmir'de Aziz Kocaoğlu dönemi kent ekibinin Narlıdere bölgemizde yanlış gökdelen kararlarının neticesini görüyoruz. Bir kez daha Narlıdere bölgemizde yanlış yer seçimi… Bir kez daha Narlıdere bölgemizde tarım topraklarımızın işgal edilmesinin üzücü bir gelişme ile gündeme geldiğini görüyoruz. Artık İzmir'de yaşam alanlarımızdaki her gelişme afete dönüşüyor. Bugünlerde ise gündemde olan Narlıdere Folkart yangını ve bina olarak akıllı olan ancak yer seçim kararı olarak akıl dışı yapılaşmış bir alanda yaşadığımız kentsel felaket söz konusu. Bu felakete neden olan süreç, planlama değerlerine, planlama bilimine ve planlama ilkelerine uygun bir sürecin bilerek işletilmemesi ile oluşmuştur.”
SORUNLARI DAHA ÇOK ARTTIRMIŞTIR
“Bilindiği gibi tarımsal yangın alanında verilen mevzi plan değişikliği kararı, Aziz Kocaoğlu kent yönetimi döneminde ilgili ekiplerin planlama değerlerine aykırı olarak yaşama geçirilmiştir” diyen Karaçorlu, “Adını nar bitkisinden olan Narlıdere bölgemiz tarımsal bir alan özelliğindeydi ve bölge yalnızca yangının çıktığı alan olarak değil, bütün bölge tarımsal alan özelliği taşıyan planlama kararlarına uygun taraf olmalıydı ve aynı değerlerle uygulama görmeliydi. Bilindiği gibi tarımsal alanlarımız alüvyonel bölgelerdir ve yumuşak zemin özelliği taşımaktadır. Sadece bu özelliğiyle bile çok katlı yapılaşmaya konu edilmemeliydi. Bunun yanı sıra birbirini etkileyen gelişmeler bölgenin tümünde gerek teknik altyapı; kanalizasyon, ulaşım, otopark gibi gerekse kamusal, toplumsal altyapı; eğitim alanları, kültürel alanlar gibi ihtiyacı daha çok arttırmış ve karşılanmamaları durumunda sorunları daha çok arttırmıştır, çoğaltmıştır” bilgisini paylaştı.
BİLE BİLE ÖN EŞİKLERİ OLUŞTURULDU
Narlıdere bölgesinin, kent bütününün çeperlerinde hem tarım alanları, hem de orman alanları ile iç içe olduğunu kaydeden Karaçorlu, “Kentimizin müdahale görmemiş Nazım İmar Planlarında da bu konuya uygun döneminde kararlar verilmiş olmasına rağmen mevzi değişikliklerle bu kararlar bozulmuştur. Kentsel felaketlerin başlangıcının bile bile ön eşikleri oluşturulmuştur! Kent yönetimi ise bu süreci durdurmak bir yana daha da arttırmıştır. Ancak Piriştina kent yönetimi döneminde başlayan kentsel sağlıklaştırma süreci Aziz Kocaoğlu kent yönetiminde akamete uğratılmış, Narlıdere Folkart uygulaması kararı da buna bir örnektir” dedi.
İZMİR’DE YENİ DUBAİLER
“İzmir'de yeni Dubailer oluşturulmuştur ve hala daha oluşturulmaya devam ediyor” diyerek Bayraklı bölgesindeki yapılaşmayı da hedef alan Karaçorlu, “Kente hiçbir katma değer kazandırmayan ve çoğu boş olan bu yapılar kentsel, kültürel, sosyal, çevre değerleri ile yüklü, yeşil alanlarla yüklü, yapılaşmadan uzak kıyı alanlarıyla dolu bir zenginlikten çok, yeni gayrimenkul zenginlerini yaratmıştır. Artık emlak sektörü bile böylesi gelişmelerden hoşnut değildir… Bir deneyim birikimi ve geleneği elinde varken İzmir bile bile bu felaketlere taşınmıştır. Yapılacak olan çok açıktır; kentimizde bütün planlama kademelerinde sağlıklaştırmaya gidilmeli, önceden alınmış gökdelen merkezli plan kararları yaşadığımız, yaşayacağımız deprem gelişmeleri dikkate alınarak felaketlere dönüşmeden, kıyılarımızdaki dolgu, yumuşak, sıvılaşmaya açık zeminlerde ki kararlar hemen iptal edilmelidir” sözlerini kullandı.
