[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Aile

Aile haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Aile haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Uzmanından ailelere ‘el hijyeni’ uyarısı Haber

Uzmanından ailelere ‘el hijyeni’ uyarısı

Okulların açılmasıyla beraber viral hastalıklarda artış yaşandı. Viral hastalıklar özellikle okula giden çocuklar ve onların ailelerinde daha çok rastlanırken, Prof. Dr. Aslı Aslan iyi beslenme ve uykunun önemini vurguladı. Aslan, “Okulların açılmasıyla çocuklar kalabalık ortamlara girmeye başladı. Bu durumun da hastalık yükü getirmesi kaçınılmazdır. Ailelerin öncelikle çocuklarının sağlığını koruması gerekiyor. Bunun için de iyi bir beslenme ve iyi bir uyku olmazsa olamaz. Çünkü iyi beslenme ve uyku sağlığın birinci kuralıdır” diye konuştu. Ailelerin yaptığı hatalardan biri de hasta olan çocuğu okula göndermek oluyor Ailelerin çocuklarına el hijyeninin önemini anlatmaları gerektiğini ifade eden Aslan, “Çocuklar ellerini çok kısa sürelerde yıkıyorlar. Ailelerin de el yıkama süresinin 20 saniyeden az olmaması gerektiğini, tırnak aralarının temizlenmesi gerektiğini çocuklara öğretmeleri gerekiyor. Çünkü el hijyeni hastalıkla mücadelede çok önemli bir yer tutuyor. El yıkamanın sadece suya ve sabuna dokunmak olmadığını çocuklarımızın bilmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra kol içine hapşırmaları gerektiğini, hapşırırken ağız ve burunlarını kapatmasını öğretirsek çocuğumuzun enfeksiyonlara karşı korunmasında faydalı olacaktır” dedi. Hasta olan çocukların bol sıvı alması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Aslı Aslan, “Ailelerin yaptığı hatalardan biri de hasta olan çocuğu okula göndermek oluyor. Ateş, enfeksiyon, öksürük gibi belirtiler veren çocukları okula göndermekte ısrarcı olunmaması gerekiyor. Bu gibi durumlarda çocuğun iyi beslenmesi ve bol sıvı alması hastalığı daha rahat atlatmasına yarayacaktır” dedi.

Uzmanı uyardı: Aileler çocuklarını sanal dünyada da takip etmeli Haber

Uzmanı uyardı: Aileler çocuklarını sanal dünyada da takip etmeli

Eskişehir’de 18 yaşındaki A.K., oynadığı PUBG oyunundan etkilenerek balta ve bıçak ile bölgedeki bir çay bahçesinde oturan vatandaşlara saldırdı. Çelik yelek ve kask giyerek yüzünü maske ile gizleyen A.K., bölgedeki çay ocağında oturan 5 kişiyi bıçakla yaraladı. Tepebaşı İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı göreve giden polis memurunun olayı fark etmesi sonucunda yaşanan kovalamacayla şüpheli yakalandı. Sanal bağımlılık gözler önüne çıktı A.K.’nin yaptığı vahşetle birlikte çocuk ve gençlerin sanal bağımlılığı bir kere daha gözler önüne serildi. Adana Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve YEŞİLAY Adana Şube Başkanı Dr. Yunus Emre Yıldırım, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. "Aileler çocuklarının gölgeleri olmalı" Ailelere sanal bağımlılıkta büyük görev düştüğünü anlatan Dr. Yıldırım, "Aileler çocuklarını sanal dünyada da yalnız bırakmamalı. Adeta onların gölgeleri olmalıdır. Tüm dijital kullanım alanlarını kontrol etmeli, günlük süre takibi ve sıklığı bakılmalıdır. Bilgisayar, telefon ve tablet gibi tüm dijital kaynaklar tek tek incelenmelidir" dedi. "Bağımlılığa giden yol taşları döşeniyor" Dr. Yunus Emre Yıldırım, oyun karakterlerinin çocukları ve gençleri etkisi altına aldığını vurgulayarak, "Dijital oyunlar, içerisindeki karakterler yoluyla davranış, düşünce ve duygularımızı etkiliyor. Özellikle soyut kavram gelişmediği 6-7 yaş öncesi dönemde oyun karakterleri ile gerçek hayat karakterleri arasında ayrımı yapamayabilirler. Bu karakterlerin davranışları oyun içi duygu ve düşünceleri çocuklar tarafından içe ait kabul edilir. Bunun yanı sıra rekabet ile kazanma başarı elde etme sağlanarak çocuklara dijital bir haz alma aşılanır. Bu haz duygusu ile oyunu sürekli oynamak isteme motivasyonu oluşturulur ve zamanla bağımlılığa giden yol taşları döşenmiş olur" ifadelerini kullandı. "Alternatif sosyal faaliyetler arttırılmalı" Dijital bağımlılık yerine ailelerin alternatif sosyal aktiviteler yapması gerektiğini anlatan Dr. Yıldırım, "Çağımız dijital çağ olup bundan soyutlanmak mümkün değildir. Fakat nasıl kullanılacağı şekillendirilmelidir. İyi bir okul çevresi, iyi bir aile içi iletişim ile iyi bir sosyal akran çevresi oluşturmak büyük ölçüde nedenleri ortadan kaldırabilir. Dijital alana alternatif keyif ve haz alınabilecek hayati aktiviteler oluşturulmalıdır" diye konuştu. "Dijital bir çağdayız" Dijital bağımlılıktan kurtulmak için gereken önlemleri anlatan Dr. Yıldırım, "Birçok ülkede şu anda uygulanan yöntemler var. Bunlar belli bir süre sonrası internette yavaşlatma, bilgisayarın kasması ve oyun içerisindeki hazzın azalması gibi. Bu önlemleri de ülkemizde almalıyız. Aileler çocuklarının ekran süresini kısaltmalı. Dijital çağı kısıtlamak, bundan mahrum bıraktırmak yerine önlemler almak daha sağlıklı olacaktır" dedi. Öte yandan, Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve YEŞİLAY Adana Şube Başkanı Dr. Yunus Emre Yıldırım, 115 YEŞİLAY Danışma Hattı'ndan ailelerin daha kapsamlı bilgi alabileceğini söyledi.

Uzmanından ailelere çocukların büyümesi için beslenme tavsiyeleri Haber

Uzmanından ailelere çocukların büyümesi için beslenme tavsiyeleri

Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Muhammed Talha Karadoğan, “Beslenmenin yeterli ve doğru bir şekilde olmaması durumunda vücutta birçok sistemi etkileyebilen malnütrisyon olarak adlandırdığımız tablolar meydana gelebilmektedir. Bu tablolar beslenmenin içerik veya miktar olarak yetersiz veya tam aksine aşırı olması nedeniyle ortaya çıkan problemleri kapsar. Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için beslenmenin yaş, cinsiyet ve kişinin ihtiyacına göre yeterli ve dengeli olması gerekmektedir. Dünyada ve ülkemizde yapılan birçok çalışmada farklı beslenme sorunları olduğu görülmektedir. Bunlardan bazıları zayıflık, boy kısalığı, temel bazı vitamin ve mineral yetersizlikleri, obezite, kalp damar hastalıkları ve diyabet gibi kronik sistemik hastalıklar, enfeksiyoz hastalıklar olarak sayılabilir. Beslenmedeki dengenin önemine bir örnek olarak da; Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayınladığı verilerde Türkiye’de çocuk ve ergenlerde obezite sıklığının arttığını gösteren raporları gösterilebilir. Çocuklar için sağlıklı beslenme her yaş grubu için miktar, içerik, çeşitlilik olarak farklılıklar göstermektedir.” diye konuştu. Okul çağındaki çocukların beslenmesine yönelik bilgiler veren Dr. Öğretim Üyesi Muhammed Talha Karadoğan, “Okul çağı çocukluğu dönemi kabaca 6-12 yaş arasını kapsayan dönemdir. Bu dönemde besinlerle alınan enerji miktarı kadar protein alımı miktarı da önemlidir. Okul çağı çocukları için çalışmalar neticesinde beslenmenin beş ana grupta sınıflandırılması yapılmıştır. Bu sınıflandırma besin piramidi veya beslenme tabağı şeklinde ifade edilmektedir. Bu gruplar; ekmek, tahıl, pirinç, makarna gurubu, meyve, sebze grubu, et, tavuk, balık grubu, yumurta, peynir, süt, yoğurt grubu ve şeker grubu şeklindedir. Piramidin her grubunu kapsayacak şekilde yeterli ve dengeli bir şekilde beslenme önemlidir. Bu içerikler yaşa ve ihtiyaca göre farklılık gösterir. Bu sebeple ailelerin beslenme konusunda sağlık profesyonellerinden destek almaları faydalı olacaktır. Yapılan çalışmalar ülkemizde çocuk yaş grubunda en çok atlanan ve ihmal edilen öğünün kahvaltı olduğunu göstermektedir. Bunun yanında yapılan başkaca çalışmalara baktığımız zaman kahvaltı yapan çocukların ders başarılarının daha yüksek olduğu, daha az yorgunluk hissi yaşadıkları, daha yüksek bir özgüvene sahip oldukları, obezite sıklığının daha düşük olduğu gösterilmiştir. Sayabildiğimiz bu sebepler ve sayamadığımız daha birçok sebeple çocuklarda kahvaltı atlanmaması gereken önemli bir öğün olarak karşımızda durmaktadır. Okul çağı çocukları günün önemli bir bölümünü tatil dönemleri dışında okulda geçirmektedir. Okulda geçirilen zaman boyunca ebeveyn kontrolünden uzakta kalan çocuklar sağlıklı beslenme şartlarını taşımayan gıdalarla karınlarını doyurabilmekte veya yapmaları gereken öğünü atlayabilmektedirler. Ayrıca almaları gereken yeterli çeşitlilikte ve kalori miktarında besini tüketmekten uzak kalabilmektedirler. Ebeveynlerin bir kısmı bu zaman diliminde çocuklarının yeterli ve dengeli beslenebilmesi için yemekhanesi olan okulları tercih edebilmekte, evden okula yemek götürmesini sağlamakta veya ulaşım ve zaman problemi olmayan lokasyonlarda evi bulunuyorsa evde yemeğini yemesini sağlayabilmektedir. Bunun yanında hatırı sayılır miktarda okul çocuğu da okul kantinlerinde tost, ayran, çikolata vs gibi ürünlerle veya yakın marketlerden temin ettikleri ambalajlı ürünlerle öğünlerini sağlıksız bir şekilde geçirebilmektedir. Her ne kadar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okul kantinlerinde bazı ürünlerin satışı engellenmiş olsa da ailelerin çocuklarının okulda geçirdikleri süre boyunca beslenmelerini takip edip yönetmeleri önemlidir.” dedi. Dr. Öğretim Üyesi Karadoğan, ergenlik döneminde beslenmeye ilişkinde şöyle konuştu: “Ergenlik dönemi farklı sınıflandırmalar yapılsa da Dünya Sağlık Örgütü tarafından 10-19 yaşlar arasını kapsayan bir dönem olarak kabul edilir. Bu dönem çocuğun hayatında büyük değişimleri ve gelişimleri yaşadığı önemli dönemlerden biri olarak kabul edilir. Fiziksel, ruhsal, sosyal gelişimlerin yaşanmasının yanında hayatı boyunca sürecek bazı alışkanlıkları da çocuk bu dönemde edinir. Bu alışkanlıklardan önemli birisi de beslenme alışkanlıklarıdır. Sonucu malnütrisyonla nihayetlenecek hatalı beslenme alışkanlıkları da yine bu dönemde edinilebilmektedir. Arkadaş ortamlarında edinilen veya ergenler arasında izlenen bazı dizi/filmlerdeki özenilen hatalı beslenme tarzları da en çok yine ergenlik döneminde görülebilmektedir. Ayrıca bu yaş grubunda en çok görülen hatalı beslenme alışkanlıklarından birisi de biz hekimlerin çok önem verdiği kahvaltının atlanmasıdır. Farklı çocukluk gruplarında sağlıklı beslenmenin içeriği, miktarı, çeşitliliği farklılık göstermektedir. Yaş, cinsiyet ve ihtiyaca göre çocuklara bir beslenme düzeni ve alışkanlığı kazandırmak önemlidir. Bunun yanında zararlı gıdalardan, abur cubur olarak nitelendirilen gıdaların fazlaca tüketilmesinden de çocuklar sakındırılmalıdır. Aileler çocuklarının beslenmesi ve sağlıklı gelişimi konusunda bir şüphede ise muhakkak bir sağlık profesyonelinden destek almalıdır.”

Aile geleneği mesleğini 40 yıldır sürdürüyor Video Galeri

Aile geleneği mesleğini 40 yıldır sürdürüyor

Dede ve babasından öğrenerek fındık dalından sepet ören 50 yaşındaki adam, mesleğini 40 yıldır sürdürüyor. Düzce'de ikamet eden ve belli aralıklarla Sakarya'nın Hendek ilçesine gelerek ticaret yapan 50 yaşındaki Recep Erbay, dede ve babasından öğrendiği fındık dalından sepet üretimini 40 yıldır sürdürüyor. Gezdiği alanlardan ham fındık dalları kesen Erbay, binbir emek harcayarak yaptığı sepetleri 40 yıldır satarak geçimini sağlıyor. En son Hendek ilçesinde düzenlenen festivalde stant kuran Erbay, meslekte son durak olduğunu belirtti. Eski zamanlarda sepetlerin faal olarak kullanıldığı aktaran Erbay, son dönemlerde hediyelik eşya olarak satıldığını vurguladı. Özellikle fındık hasadında kullanılan sepetlerin günümüzde yerini fabrikasyon torbalara ve poşetlere bıraktığını aktardı. “Basit yapılan bir meslek olmadığı için kendi çocuklarım bile benden uzak duruyor” Fındık dallarından sepet üretimi yapan 50 yaşındaki Recep Erbay, “Bu iş dededen ve babadan kalan bir meslek bende babamdan öğrendim. İşimde kendimce başarı gördüğüm için devam ettim. Fındık ağacı kullanıyorum çünkü bu ağaçtan daha güzel ve daha hoş bir görünüm elde ediyorum. Benden sonra bu mesleği devam ettirecek yok çünkü çok zor bir meslek işçiliği çok ağır. Şimdiki nesil kolay ve yeni işler arıyor. Bu mesleği sevmen ve güçlü olman gerekiyor. Basit yapılan bir meslek olmadığı için kendi çocuklarım bile benden uzak duruyor” dedi.

Haber

"Aile Diş Hekimliği" uygulaması 20 ile yaygınlaştırılacak

Sağlık Bakanlığınca, ağız ve diş sağlığı konusunda toplumun bilinçlendirilmesiyle bireylerin çok küçük yaşlardan itibaren ağız ve diş bakımını alışkanlık haline getirmesini sağlamak ve sağlıklı bir toplum oluşturabilmek için önemli adımlar atıldı. Bu kapsamda, sağlık problemi ortaya çıkmadan diş çürüğü ve risk faktörlerini dikkate alarak önlenmesini ve kontrolünü hedefleyen "Aile Diş Hekimliği" uygulaması, 2022'de yılında hayata geçirildi. Eskişehir, Karabük ve Kırşehir'de pilot olarak başlayan uygulamayla, 42 Aile Diş Hekimliği biriminde yaklaşık 10 bin çocuğa ulaşıldı. Çocukların ağız ve diş sağlığı durumlarının kayıt altına alındığı, gerekli değerlendirmeler yapılarak koruyucu tedavilerin uygulandığı, düzenli takip ve kontrolünün sağlandığı bir sistem olan Aile Diş Hekimliği uygulaması, 2024 yılında 20 ilde yaygınlaştırılacak. Uygulamanın, 2028 yılının sonuna kadar tüm nüfusu kapsayacak şekilde kademeli olarak 81 ilde hayata geçirilmesi hedefleniyor. "Çocukların düzenli diş kontrollerinin yapılması mümkün hale getirildi" Yeni modelle birlikte devam eden tedavi edici ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin yanı sıra özellikle çocuklar için önem taşıyan "koruyucu ağız ve diş sağlığı" çalışmaları mevcut sisteme entegre edildi. Bu kapsamda, hizmetlere erişimin kolaylaştırılması ve 0-12 yaş aralığındaki çocukların düzenli diş kontrollerinin yapılması mümkün hale getirildi. Uygulama kapsamında, çocukların muayeneleri yapılarak çürük risk durumları belirlendi ve uygun koruyucu tedaviler uygulandı. Uygulamalarla ilgili bilgilendirilen ailelerin, ağız ve diş sağlığı farkındalık eğitimlerine katılımları sağlandı. Muayenesi tamamlanan çocuklar düzenli aralıklarla kontrol edildi. "Randevular, MHRS üzerinden alınabilecek" Aile Diş Hekimliği uygulaması, gerek tedavi kapsamı, sevk zincirinin sağlanmış olması ve kurumlar arası koordinasyonu, gerekse bilgi sistemleri altyapısı ve kontrol mekanizmaları ile dünyadaki benzer uygulamalara örnek teşkil ediyor. Uygulamanın, Türkiye genelinde yaygınlaştırılması için altyapı çalışmalarının tamamlanması sonrasında randevular, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden alınabilecek. Aileler, 0-12 yaş arası çocukların tüm ağız ve diş sağlığı tarama sonuçları ve takip randevularını, e-Nabız üzerinden görüntüleyebilecek. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Bilim insanları akciğer kanserinin Türkiye haritasını literatüre kazandırdı

Bakan Göktaş: “Sosyal hizmetlerimizde birçok hizmeti bir arada veriyoruz'' Haber

Bakan Göktaş: “Sosyal hizmetlerimizde birçok hizmeti bir arada veriyoruz''

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş,  “Aile odaklı sosyal hizmetlerimizde çatı kuruluş olan Sosyal Hizmet Merkezlerimizle (SHM) aile ve topluma yönelik koruyucu, önleyici destekler başta olmak üzere rehberlik ve danışmanlık hizmeti gibi birçok hizmeti bir arada veriyoruz. Bu kapsamda 408 SHM ile vatandaşlarımızın yanında olmaya devam ediyoruz.” dedi Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, ailenin sahip olduğu güç ve çözüm kabiliyetinin toplumsal huzurun da teminatı olduğunu belirterek, bu yönüyle ailenin, yapısı ve işlevleri bakımından alternatifi olmayan bir kurum olduğunu kaydetti. Göktaş, “Vatandaşlarımıza sunduğumuz hizmetlerin odağında ailenin desteklenmesi ve güçlendirilmesi yer alıyor. Bakanlık olarak aile yapımızı güçlendirmek ve aileye yönelik  sosyal politika ve sosyal hizmet faaliyetlerinin sağlam temeller üzerine inşa edilebilmesi hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sosyal hizmetler bağlamında çatı kuruluşumuz SHM'lerimizle aile, çocuk, genç, kadın, engelli, yaşlı, şehit yakınları ve gaziler başta olmak üzere tüm vatandaşlarımıza ihtiyaç alanlarında sosyal hizmet modelleri aracılığıyla destek sağlıyoruz.” ifadelerini kullandı. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, Afyonkarahisar'da “Yıl sonuna kadar 2 SHM daha açmayı hedefliyoruz” 81 ilde bulunan SHM’ler aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine yönelik sosyal hizmet müdahalesi, takibi ve yönlendirmenin de yapıldığını belirterek, “Vatandaşlarımızın sosyal hizmet modellerine kolayca ulaşabildiği aile odaklı sosyal hizmetlerimizde çatı kuruluş olan SHM’lerimizle aile ve topluma yönelik koruyucu, önleyici destekler başta olmak üzere rehberlik ve danışmanlık hizmeti gibi birçok hizmeti bir arada veriyoruz. Bu kapsamda 408 SHM ile vatandaşlarımızın yanında olmaya devam ediyoruz. Toplumun tüm kesimlerine hizmetlerimizi sunma, desteklerimizi en ücra noktalara ulaştırma gayreti içerisindeyiz. Bizim gözümüzde SHM’ler, vatandaşlarımız ile bakanlığımız arasında köprü görevi üstleniyor. Yıl sonuna kadar 2 SHM daha açmayı hedefliyoruz.” dedi. Ailelere yönelik hizmetler veriliyor Vatandaşların ihtiyaç duyduğu konularda sosyal hizmet modellerine erişebilmeleri için tüm Türkiye’deki SHM’lere başvurabildiğini, çözümler için vatandaşlara birebir destek sağlandığını vurgulayan Bakan Göktaş, SHM’lerde ailelere yönelik Aile Sosyal Destek Programı (ASDEP), Aile Eğitim Programı (AEP), Aile Danışmanlığı Hizmeti kapsamında hizmet verildiğini hatırlattı. Göktaş, şunları kaydetti: “ASDEP ile aile ve bireylerin sosyal yardım ve sosyal hizmetlere olan ihtiyaçları tespit ediliyor, yapılan incelemeler sonucu Bakanlığımızın hizmet modellerinden uygun olanı uygulanıyor. Ayrıca ailelere yönelik rehberlik ve danışmanlık hizmeti de sunuluyor. ASDEP görevlilerimiz aracılığıyla 6,7 milyon haneye ulaşıldı. Sağlıklı, mutlu ve müreffeh ailelerin oluşması için hayata geçirilen AEP kapsamında ailelere eğitim, hukuk, iktisat, medya ve sağlık olmak üzere 5 alanda toplamda 28 modülden oluşan eğitimler veriliyor. Bu eğitimlerde, ailelerin sahip oldukları kaynakları etkin, verimli kullanmaları ve karşılaşabilecekleri risklere karşı önlemler almaları sağlanıyor. Ailelere yönelik bir diğer uygulama olan Aile Danışmanlığı Hizmetlerinde ise çiftlerin kendi başlarına çözemedikleri sorunların çözülmesi için rehberlik, danışmanlık ve eğitim alanlarında katkı veriliyor.” Bakan Göktaş, SHM'ler aracılığıyla verilen Evlilik Öncesi Eğitim Programı'na da değinerek, 2013 yılında hayata geçirilen evlilik çağına gelmiş ve aile kurmak amacıyla bir araya gelen çiftlerin evlilik hayatına hazırlanmalarını sağlayan   Evlilik Öncesi Eğitim Programına bugüne kadar 1,6 milyon kişinin katıldığını ifade etti. Kadınlara, çocuklara, engellilere rehberlik ve danışmanlık hizmeti SHM’lerde,ayrıca çocuk, genç, kadın, engelli ve yaşlılara yönelik hizmetler sunduklarını bildiren Göktaş, “Korunmaya muhtaç çocukların bakım kuruluşlarına yerleştirilmesi, sosyal ekonomik destek hizmeti verilmesi, koruyucu aile hizmeti ve risklerden korunması için eğitim ve danışmanlık hizmeti gibi birçok konuda çocuklara destek veriliyor. Kadınlarımıza yönelik sunulan hizmetlerde ise Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) olmayan yerlerde kadına şiddet olguları inceleniyor ve gerekli işlemler yapılıyor. Ayrıca kadınların sosyal ve ekonomik statüsünün geliştirilmesine yönelik eğitim ve danışmanlık çalışmaları da yapılıyor. SHM’lerde engellilerin ve yaşlıların sosyal hayata aktif katılmaları için desteklerde sunuyoruz. Engelli evde bakım desteği başvuruları burada inceleniyor ve sonuçlanıyor. Buna ek olarak engelli ve yaşlı bakım hizmetlerinden de yararlandırma işlemleri gerçekleştiriliyor.” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.