[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#Alsancak Limanı

Alsancak Limanı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Alsancak Limanı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Liman konusuna değindi… Tugay: Yapısal değişikliğe katkı veririz Haber

Liman konusuna değindi… Tugay: Yapısal değişikliğe katkı veririz

31 Mart yerel seçimlerine yaklaşık bir ay kala belediye başkan adayları da saha çalışmalarında vites artırdı. CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, bugün art arda İzmir’in iş ve ekonomi dünyası bileşenleriyle bir araya geldi. Tugay, bugün İZSİAD ve İzmir Ticaret Borsa’sı ziyaretleri gerçekleştirirken buluşmaların ardından İzmir’deki ihracat ve ekonomik faaliyetlere ilişkin değerlendirmeler yaptı. Kentin ihracat potansiyelinin artması gerektiğini belirten Tugay, markalaşma konusunun altını çizdi. Tugay ayrıca İzmir’in ticaret kapasitesi ve Alsancak Limanı’nın efektif kullanımına da değindi. KALKINMA BELEDİYECİLİĞİNE İHTİYACIMIZ VAR Ekonomi dünyası buluşmalarını değerlendiren Tugay, işbirliği mesajı vererek “Benim sürekli söylediğim bir şey var. İzmir'in kalkınma ihtiyacı var. Kalkınma belediyeciliği uygulamasına ihtiyacımız var. Bu çerçevede iş birliği yapacağımız kurumlara ve iş dünyasındaki derneklerimize bu niyetimi aktarmaya çalışıyorum. Önümüzdeki dönemde İzmir'de hem istihdamın hem de üretimin artması dolayısıyla refahın, zenginliğin artması için çalışmalar yapacağız. Bir dayanışma içerisinde bu sürecin gitmesini istiyoruz” dedi. ÖNCELİKLİ BEKLENTİ ALTYAPI VE ENERJİ MALİYETLERİ Ekonomi dünyasının birincil sorunun altyapı ve enerji maliyetleri olduğuna dikkat çeken Tugay, “Genel anlamda sanayi bölgelerinde ya da işte üretim alanlarında altyapıyla ilgili sıkıntıları var. Atıkların yönetimi, su ihtiyacının karşılanması, enerjiyle ilgili yatırımlar, enerjinin daha uygun maliyetli olması gibi beklentileri var. Bunların hepsi zaten bizim amaçladığımız şeyler” diye konuştu. YAPISAL BİR DEĞİŞİKLİK ÇABASINA KATKI VERMEYE HAZIRIZ İzmir’de ihracatın gelişmesi için projeleri olacağını belirten Tugay, Alsancak Limanı’nın daha efektif kullanımı yönünde olumlu projelere destek vereceklerini açıklayarak “Liman işletmesi belediyeye ait değil biliyorsunuz. Ancak limanın, İzmir için hayati öneme sahip olduğunun elbette ki farkındayım. Sonuçta İzmir'in çevresinde ve Ege Bölgesi'nde fuarcılık faaliyetleri dahil üretilen her türlü ürünün markalaşması, daha sonra pazarlamasının yapılmasıyla ilgili İzmir Büyükşehir Belediyesi önümüzdeki dönemde çok daha aktif olacak. Limanla ilgili bir yapısal bir değişiklik çabası olursa buna da katkı vermeye hazırız. İzmir Limanı hayati öneme sahip. Bu arada özelleştirilmesine de karşı olduğumu söylüyorum tabii” ifadelerini kullandı. KENTLER ARASINDAKİ TİCARET POTANSİYELİNİ ARTTIRMALIYIZ Ticarette İzmir’in yeniden Ege Bölgesi’nin ‘ağabeyi’ rolünü üstleneceğinin altını çizen Tugay şunları söyledi; “Hummalı bir çalışmamız da var. Lansmanda bunu sadece bir fikir olarak dile getireceğim ama özellikle Ege Bölgesi'ndeki diğer kentlerin belediye başkanlarıyla ve aynı zamanda sivil toplum kuruluşları iş dünyası temsilcileriyle zaman zaman bir araya gelip bölgesel planlama yapmayı düşünüyoruz. Burada kaynak kullanımı, hangi bölgede hangi sektörün öncelikli olarak geliştirilmesiyle ilgili çaba içerisinde olacağız. Bunu konuşmalıyız. Ayrıca kentler arasındaki o ticaret potansiyelini arttırmalıyız. Yani her kentin kendine ait bir ticaret potansiyeli var. Şöyle şeyler yaşanıyor ne yazık ki… İzmir'in Ege bölgesinin bir şehrinden bir ürün İstanbul'a gidiyor. Sonra İstanbul'dan İzmir'e geliyor. Bunları önlemek ve doğrudan ticari ilişkiler kurmak için de bir araya gelmeliyiz.” MARKALAŞMAYLA İLGİLİ ÇALIŞMALAR YAPABİLİRİZ Tugay son olarak ekonomi dünyası ve Büyükşehir arasında ortak marka çalışmaları olup olmayacağına ilişkin de “İzmir olarak tarım ve gastronomi alanında potansiyelimiz çok yüksek. Aynı zamanda kendiliğinden gelişen bir bilişim ekosistemi var. Bilgisayar online sektöründe İzmir, en fazla yazılımının yapıldığı yer. Önemli yatırımlar var. Bunların hepsini desteklemeyi düşünüyorum. Bunun dışında tarım, gastronomi ve bilişim alanında markalaşmayla ilgili çalışmalar yapabiliriz” dedi.

TCG Anadolu'nun içeriden görüntüleri! Video Galeri

TCG Anadolu'nun içeriden görüntüleri!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Tuzla'da düzenlenen törenle Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilen TCG Anadolu, sabahın erken saatlerinde İzmir Alsancak Limanı'na yanaştı. Basın turunda tanklar, zırhlı araçlar, zırhlı personel taşıyıcı gibi amfibi araçların yer aldığı ağır araç güvertesi, dört adet LCM mekanize çıkarma aracın bulunduğu havuz güvertesi ve aynı anda 6 helikopterin veya dikey iniş kalkış özelliğine sahip hava araçlarının konuşlanabileceği uçuş güvertesi ile zırhlı amfibi hücum aracı ve Altay tankı görüntülendi. Uçuş güvertesinde, Bayraktar TB3 ve Bayraktar Kızıl Elma ilgi çekti. TCG Anadolu, bugün saat 12.00-18.00 arası ziyaretçilere açık olacak. İzmir'de kaç gün bulunacağı henüz belli olmayan geminin, yarın ve diğer günler ise 10.00-18.00 saatleri arasında ziyarete açık olacağı bildirildi. İÇERİDE NELER VAR? Dünyanın ilk silahlı insansız hava aracı (SİHA) TCG Anadolu; 230 metre uzunluk, 32 metre genişlik ve 9 bin 200 metrekare büyüklüğe sahip. Uçuş güvertesinin yer aldığı gemiye aynı anda 6 helikopter iniş ve kalkış yaparken, SİHA’lar da konuşlanabiliyor. Bin 200 askeri personelin bulunduğu TCG Anadolu’da, 30 yataklı hastane ve 2 ameliyathane yer alıyor. TCG Anadolu, amfibi harekat ve hava harekatı başta olmak üzere insani yardım ve kontrol gemisi görevlerinde de kullanılabilecek. 27 bin 500 ton deplasmanı ile Türk donanmasının en büyük savaş gemisi olma özelliğine sahip gemide 11 güverte, 6 stoplu uçuş platformu, hangar, hafif ve ağır güvertelerine 4 mekanize çıkarma gemisi konuşlanabilecek havuz bulunuyor. Askeri gemi, ağır ve hafif araç güvertelerinde 13 tank, 27 zırhlı amfibi hücum aracı (ZAHA), 6 zırhlı personel taşıyıcı (ZPT), 15 römork ve 33 muhtelif araç taşıyabilme özelliğine sahip. TCG Anadolu, gemi yakıt ikmali yapmaksızın Türkiye’den Japonya’ya ya da Avusturalya’ya intikal edebiliyor. İHA

İzmir Körfezi’nde nefes kesen arama kurtarma tatbikatı Haber

İzmir Körfezi’nde nefes kesen arama kurtarma tatbikatı

Alsancak Limanı'na demir atan Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığına bağlı TCSG Dost Arama Kurtarma Gemisi, çeşitli okullardan 254 öğrencinin ve öğretmenlerin katılımıyla İzmir Körfezi’ne açılarak tatbikat gerçekleştirdi. Göztepe açıklarında düzenlenen ilk senaryoda denizde mahsur kalan kazazede elinde bulunan işaret fişeği ile yardım istedi. Ardından Sahil Güvenlik ekipleri harekete geçti ve kazazede denizden kurtarılarak helikopter ile TCSG Dost Arama ve Kurtarma Gemisi'ndeki helikopter platformuna getirildi. O anlar öğrenci ve öğretmenler tarafından alkışla karşılandı. Kazazedeyi kurtarıp gemiye iniş yapan helikopter ise gemi ile birlikte seyir aldı. Tatbikatı öğrencilerin yanı sıra Sahil Güvenlik Ege Deniz Bölge Komutanı Tuğamiral Serkan Tezel de takip etti. Etkinlik sonunda öğrenciler ve öğretmenler ellerinde Türk bayrakları ile marşlar söyledi. HALKIN ZİYARETİNE AÇIK OLACAK TCSG Dost’un 4 arama kurtarma gemisinden biri olduğunu söyleyen TCSG Dost Komutanı Sahil Güvenlik Binbaşı İğdeli, "Gençlerimize gemi ve gemiciliği sevdirme kapsamında, 4 ana Arama Kurtarma Gemisinden biri olan TCSG Dost Gemisinde 253 öğrencimi ağırlamaktan gurur duyuyoruz. Öğrencilerimiz denizde düzenlenen arama ve kurtarma tatbikatını ilgiyle izlediler. Bu bizi de mutlu etti. Geleceğin nesli gençlerimizin, Cumhuriyet'in 100. yılında gözündeki ışıltıyı görmek mutluluk verici. Gemi yarın 09.00 ile 17.00 saatleri arasında Alsancak Limanı'nda halkın ziyaretine açık olacak" şeklinde konuştu. Kendisi için güzel bir deneyim olduğunu söyleyen öğrenci Rüzgar Doğrultan, "Bizim geleceğimiz için güzel bir deneyim oldu. Bu duyguyu tekrar yaşamak isteriz. Kaptanlarımıza bizi buraya getirdiği için çok teşekkür ediyorum” dedi. İleride kendisinin de Türk bayrağını temsil etmek istediğini söyleyen öğrenci Esma Nur Ayan ise, "Benim için çok güzel deneyimdi. Gemi manevralarını gördüm. Okulda da hocalarımız öğretmişti. Onlarla gurur duydum. Ben de ileride onlar gibi Türk bayrağını temsil etmek istiyorum. 100’üncü yılda bunu görmek bizim için çok güzeldi” dedi. Bu haber de ilginizi çekebilir: İTB’den bir proje daha! Gastronomi Projesi hayata geçiyor

CHP’li Yücel: Liman da namustur! Haber

CHP’li Yücel: Liman da namustur!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Deniz Yücel, İzmir Limanı’nın Arap sermayesine satılacağı iddiaları ve ardından Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nun yabancı bir televizyon kanalında iddiayı doğrulayan açıklamalarına tepki gösterdi.  İzmir’in simgelerinden biri olan Alsancak Limanı’nın, Türk ticaretinde de bir simge olduğunu belirten Yücel, “Alsancak Limanı, bir simge, 24 saat hizmet veren bir değer. İşgücü, malzeme, hizmet, kapasite, potansiyel olan bir limanı satmak akıl tutulmasından başka bir şey değildir! Neden Arap sermayesine peşkeş çekiliyor? Liman yıllarca âtıl gösterildi, özelleştirme için zemin hazırlandı. Açılan yürütmeyi durdurma ve ihalenin iptali yönündeki davaların sonucu bağımsız yargı kamunun ve işçinin hakkını korudu. Ama AK Parti zihniyeti ısrar etti. Tek bildikleri kazanımları yok etmek, satmak, kapatmak! Üstelik ağızlarından yerli ve milli lafını hiç düşürmeden... Körfez sermayesi konu olunca yerli, milli lafları hep unutuluyor!” diyerek eleştirilerini sıraladı.  “Atatürk’ün millileştirdiği İzmir Alsancak Limanı satılırsa 90 yıl sonra bir kez daha yabancıların eline geçmiş olacak” diyerek tepkisini sürdüren İzmir Milletvekili Yücel, “Büyük fedakarlıklarla geri alınan ve tarihi miraslarımızdan biri olan limanımızın peşkeş çekilmesine asla izin vermeyeceğiz! 156 yıl önce Osmanlı Devleti tarafından yabancılara verilen limanın yeniden devletin olması için büyük bedeller ödendi. Kurtuluş Savaşının ardından Cumhuriyeti kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk devletin tam bağımsızlığının ekonomik bağımsızlık ile tamamlanacağını çok iyi analiz etmişti. Lozan Antlaşması ile kapitülasyonların sona erdi ve yurttaki bütün imtiyazlı şirketler de kamulaştırıldı. Limanı işleten şirketin alacakları ödenerek özel bir kanunla yabancı şirketin 1952’ye kadar sürecek olan imtiyazı ortadan kaldırıldı ve İzmir Limanı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ait oldu. Atamızın tüm koşulları zorlayarak gerçekleştirdiği bu ekonomik bağımsızlığı iktidar şımarıklığı ile hareket eden AK Parti’nin ve Erdoğan’ın mahvetmesine izin vermeyeceğiz” diye konuştu. HABER MERKEZİ

CHP’den Liman tepkisi: Milletçilik Arap dolarıyla unutuldu! Haber

CHP’den Liman tepkisi: Milletçilik Arap dolarıyla unutuldu!

TENZİLE AŞÇI Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin en büyük limanlarından olan İzmir Alsancak Limanı’nın satılacağı iddiaları gündeme gelmişti. 2017 yılında Türkiye Varlık Fonu’na devredilen limanın Körfez ülkelerine satışı için müzakere yapıldığını iddiaları ortaya atılırken, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, “Bakan yardımcılığı seviyesinde arkadaşlarımız görüşme yaptı” sözleriyle iddiaları doğrulamıştı. Satış iddiaları muhalefet tarafından büyük tepkiyle karşılanırken, CHP İzmir İl Başkanlığı limanın önünde konuya ilişkin basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun yanı sıra; CHP İzmir milletvekilleri Yüksel Taşkın, Rıfat Nalbantoğlu, Mahir Polat ve Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda katıldı. Açıklamada yapılan konuşmalarda “yerli ve milli” değerler üzerinden AK Parti eleştiri yağmuruna tutulurken limanın satışında ‘Swap borcu’ sorusu da soruldu. ASLANOĞLU: BU LİMAN BEKA MESELESİDİR Seçim öncesi dönemi hatırlatarak sözlerine başlayan Aslanoğlu, "'Türkiye AK Parti iktidarıyla bu krizden çıkamaz, tam aksine ülkenin kaynakları borçları kapatmak, israfı fonlamak için haraç mezat satılır’ diye. Üzülerek söylüyorum ki, haklı çıkmanın acısını yaşıyoruz. Bu haraç mezat, gizli saklı pazarlıklarla satılan milli değerlerimizden birisi de Alsancak limanı olacak. Kesin bir dil kullanıyorum çünkü iddialar basın tarafından dile getirildikten, İzmir Milletvekilimiz Mahir Polat tarafından Meclise taşındıktan sonra, çiçeği burnunda Ulaştırma Bakanı iddiaları mecburen doğrulamak zorunda kaldı. Üstelik Sayın Bakan, limanın satışıyla ilgili bir ihaleden, özelleştirilme için isteklilerin teklif verebileceği bir sistemden değil, direkt olarak Arap Emirliklerine, ihalesiz ve adrese teslim bir satış olacağını açıkça söyleyerek durumu anlattı. Liman, Osmanlı zamanında İngiliz ve Fransızlara verilmişti. Mustafa Kemal Atatürk, tüm borçları ödemiş, limanımızı İngiliz ve Fransızlardan almış ve millileştirmiştir. Şimdi AK Parti iktidarı Araplara vermek istiyor. Bu liman, İzmir’in aynı adı taşıyan semtiyle özdeşleşmiş ve İzmir’in simgelerinden birisi olmuştur. Bu liman, İzmirlinin malıdır. Bu liman milli güvenlik ve beka meselesidir” dedi. “NE OLDU DA ARAPLARIN AYAKLARINA KADAR GİTTİNİZ?” Şeffaflık eleştirisi yapan Aslanoğlu, AK Partili yetkililere sorular yönelterek “İzmir’e yatırım yapmak yerine, İzmir’in mallarını, milli değerlerimizi satmakla uğraşan AKP’lilere bu hatırlatmayı yaptıktan sonra sormak isteriz. Böylesine değerli olan bir limanı, bunca yıldır devlet işletilirken ne oldu da Arap Emirliklerine, üstelikte ihalesiz bir şekilde satmak için ayaklarına kadar gittiniz? Alsancak Limanının satılması ile ilgili İzmir iş dünyası ve odalarla görüştünüz mü? İZTO, EBSO, Deniz Ticaret Odası gibi çok güçlü ve köklü odalarımız ve sanayicilerimiz ile görüştünüz mü? Kendilerinden işletme ile ilgili teklif vermeleri istendi mi? Buradan İZTO, EBSO ve Deniz Ticaret Odası başkanlarına ve yöneticilerinden seslenmek istiyorum. Siz bu limanın Araplara ihalesiz satışını doğru buluyor musunuz? Bulmuyorsanız, İzmir aşıkları olarak lütfen çıkıp bunu dile getiriniz. Ey AKP’nin başındakiler! Seçimden önce mangalda kül bırakmayarak attığınız, beka meselesi ve milliyetçilikle ilgili nutuklar, iş Arapların dolarlarına gelince unutuldu mu? Sayın Mehmet Şimşek Ulusal ve Uluslararası piyasalara güven verecek, modern ve şeffaf politikalar sözü vermişti. 2 gün önce TÜİK’in açıkladığı, saray mutlu olsun diye uydurulmuş yüzde 38’lik enflasyon mu, şeffaflık örneği? Yoksa İzmir’in simgesi, konumu itibariyle bekamız sayılan, kapasitesi sebebiyle ticaret hayatımızın can damarı konumundaki Alsancak Limanı’nın, gizli saklı pazarlıklarla, adrese teslim ve ihalesiz şekilde Araplara satılacak olması mı şeffaflık örneği” diye konuştu. “LİMANI SATMAK İHANETTİR” Varlık Fonu’nun satış için “paravan” olarak kullandığını söyleyen Aslanoğlu, “Diğer ülkelerdeki Varlık Fonları, ülkelerin tasarruf fazlalarının değerlendirilmesi için kurulmuşken, Türkiye’de milletin malını satarak, AK Parti tarafından çökertilen ekonomimizin, batmaması için kullanılıyor. Yani bir anlamda artık bizim varlık fonu, ülkenin mallarının haraç mezat körfez ülkelerine satılması için kullanılan bir aracı kurum gibi. Türkiye’nin çıkarlarından çok, Katarlıların, Birleşik Arap Emirlikleri’nin çıkarları için çalışıyor. Dünyada varlık fonu sahibi ülkeler, varlık fonunu dışarıda yatırıma dönüştürmek için kurarken Türkiye Varlık Fonu, Hazine’yi iflastan, çökmüş ekonomiyi batmaktan kurtarmak için elindeki milli ve yerli kurumları yok pahasına satmak için kurulmuş gibi duruyor. CHP olarak, ticaret hayatımızın uluslararası düzeyde iş birliğine açılmasının, ülkemize döviz getirecek, ihracatımızı güçlendirecek yatırım ve anlaşmalar yapılmasının hep destekçisi olduk, olmaya da devam edeceğiz. Ancak, ülkenin önemli kaynaklarının, milli değerlerinin satılmasının karşısında olacağız. Vatanın güvenliğini tehlikeye atacak anlaşmaların karşısında durmaya devam edeceğiz. Alsancak Limanı gibi bir liman başka bir ülkenin elinde olsa, satın almak için teklif eden ülkeleri ulusal güvenliğini tehdit edenler olarak algılar. Limanlar sadece ticaretimizin değil, milli güvenliğimizin de dayanağıdır. Güvenliğinizi başka devletlere para karşılığında devredemezsiniz. Devrediyorsanız, bunun adı ihanettir. Alsancak Limanını yabancılara satmak, satmak için teklifte bulunmakta İzmir’e ve İzmirlilere ihanettir. Milliyetçilik lafta değil uygulamada olur. AK Parti’nin ne kadar milliyetçi olduğunu tüm İzmirliler olarak şimdi görmek isterdik. Milli nutuklar duymak istemiyoruz, İzmir’in limanının satılmayacağının, İzmir’e ait olacağının ilan edilmesini bekliyoruz. Acil olarak iktidarı bu yanlıştan dönmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı. POLAT: ÖNCE DEĞERSİZLEŞTİR SONRA PEŞKEŞ ÇEK Aslanoğlu’nun ardından konuşan İzmir Milletvekili Mahir Polat, zaman içerisinde limanın değersizleştirildiğini ve bunun satış için planlı yapıldığını ifade ederek şunları söyledi; “İzmir Limanı, İzmir şehrinin kurulmasının amacıdır. İzmir doğal yapısı itibariyle bir liman şehridir ve İzmir'de yerleşim limandan oluşmuştur. Dolayısıyla İzmir'in varlık sebebi İzmir Limanı'dır. İzmir Limanı elimizde devletin işlettiği hali hazırda bulunan tek limandır. İki limandan biridir. Diğeri özelleşmemiştir. Çokça defa İzmir Limanı bu iktidar tarafından iştahları varmış bir şekilde ihale edilmek istendi fakat ihale edilemedi, satılamadı. En son 2007’de içinde Ege İhracatçılar Birliğimizin ve milli yerli sermayenin olduğu bir konsorsiyumla 1 milyar 275 milyon dolara ihale edilmişti. Fakat o zamanın idarecileri devretmekten vazgeçtiler. Bugün bize gelen duyumlar dahilinde… Son bir, bir buçuk aydır, yani seçimden itibaren İzmir Limanı'na Varlık Fonu yöneticileri ve Abu Dabi firması, Birleşik Arap Emirlikleri firmasının gelip tespit yaptıklarını biliyoruz. Israrla sorularımızı sorduk. Israrla sorularımız sonrasında kaçamadan ‘Evet görüşüyoruz, satıyoruz’ dedi. Görüşme yeni değil. 2021’den itibaren başlayan hem de FETÖ'ye kaynak ayıran FETÖ'yü destekleyen ülke dedikleri BAE ile Varlık Fonu üzerinden, hatta ve hatta BMC'nin ve bizim tank paletin peşkeş çekildiği firmaların da içinde olduğu bir gruba peşkeş çekilmeye çalışıldığını biliyoruz. Limanımız özelleştirilmedikten sonra yapılan uluslararası değerlendirmelerde 52 milyon dolar civarında bir yatırımla dünyanın en önemli aktarma limanlarından birisi olacağı tespit edildi. Bu tespit ve fizibilite çalışmaları Devlet Demiryolları Liman İşletmesi'nin elinde var. Çünkü bu liman, yapıldığı zaman 13 metre yanaşma dip derinliğiyle dünyanın eşsiz limanlarından biriydi. Yıllar içerisinde 11 metreye düşmüş ve 2007 bugüne hiçbir yenileme yapmadan ölüme ve değersizleştirilmeye terk edilmiş bir liman haline dönmüştür. Biz buna karşıyız. Değersizleştir, ondan sonra peşkeş çek. Yeni tip sömürge anlayışında tıpkı Afrika'da olduğu gibi borç ver, ülke ödeyemesin, sonra başta limanlara ardından da havalimanlarına çök. Çünkü bunlar gelir getirici, en büyük, yatırımı az ve geliri en yüksek işletmelerdir mantığıyla Türkiye'nin sömürgecilere peşkeş çekilmesine karşıyız. Buna izin vermeyeceğiz. Devlet eliyle çürümeye, değersizleştirilmeye, ölüme terk edilmiş 52 milyon dolar yatırım yapamıyoruz diye çürümeye terk edilmiş bir limandan bahsediyoruz. Bu liman sadece Swaptan kaynaklı borçlarla mı yoksa Tosyalı gibi grupları zengin yapmak için peşkeş çektiğiniz bir liman mı yoksa hepsi birlikte insanlarınızı ve kendinizi zenginleştirmek ve biraz üç kuruşa muhtaç olduğunuz için mi peşkeş çektiğiniz bir liman?” “EĞER DEVLETİN GÜCÜ YOKSA…” İzmir’in iş insanlarına seslenen Polat, “İzmir Limanı 1994-1998 yılları arasında Türkiye'de elleşlenen konteynerlerin yüzde 47’sini elleşlerken bugün yapılmayan yatırımlarla yüzde 10’un altına düşmüş bir değere ve elde işleme kapasitesine sahip. Gelin bu limanı başkasına tıpkı milli egemenliğimizi etkileyecek unsurlar doğurmaması kaydıyla kendi yerli konsorsiyumlarımıza verelim.  Ticaret odamıza, sanayi odamıza, 2007’de olduğu gibi Ege Bölgesi İhracatçılar Birliği'ne ve içinde bizim belediyelerimizin de olduğu işe hakim iş insanlarının da olduğu bir konsorsiyum tarafından eğer devletin gücü yoksa işletilmeye açılması çağrısında bulunuyorum” dedi. “İZMİR’İN MALI İZMİR’DE KALSIN” Özelleştirmenin risklerine Mersin Limanı örneği de veren Polat, isim vermeden İçişleri eski Bakanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu'ya gönderme yaparak, “Bu topraklar Umumiye idareleri gördü. Duyunu Umumiye idareleri üç, beleş, parayla bu ülkenin limanlarını yabancılara sattı. Ta ki İzmir İktisat Kongresi'ne kadar. İzmir İktisat Kongresi'nde alınan ve Kabotaj Bayramı diye kutladığımız kararlarla limanlarımız milli oldu ve o günün gazeteleri ‘Türk limanları özgürleşti’ dedi. Biz İzmir'den sesleniyoruz: Milli egemenliğimizi ve ulusal çıkarlarımızı zedeleyecek işlere girmeyin. Bu ülkenin limanlarını yabancılara peşkeş çekmeyin. Yabancılara peşkeş çektiği limanlarda neler olduğunu görüyoruz. Örnek Mersin Limanı. 2022 yılında anlattım. Mersin Limanı'ndaki usulsüzlüklerin hiçbirini burada göremezsiniz. Çünkü devletimiz işletiyor burayı. Hiçbir çocuğumuzu zehirleyecek materyaller bu limandan geçmez. İzmir'in bütün siyasetçilerine seslenmek istiyorum. Başta da AK Partili Duyun-u Umumiye hükümetinin parçalarına seslenmek istiyorum. Çamdan kavaktan nedenlerle İzmir'de algı yaratmayı bırakın. İzmir'in malı İzmir'de kalsın. Gelin yanımızda durun. Bunlarla birlikte mücadele edelim. Tam bağımsızlıktan yana olan İzmirlilere sesleniyorum. Gelin hep beraber bir yabancı işgaline, bir Arap işgaline, bir ekonomik işgale karşı CHP’yle birlikte yan yana durun ve buna geçit vermeyelim. Biz vermeyeceğiz” diye konuştu.

“İktidar gözünü yine Alsancak Limanı’na dikti Haber

“İktidar gözünü yine Alsancak Limanı’na dikti"

CHP PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Ednan Arslan, AK Parti iktidarı tarafından körfez ülkelerine peşkeş çekilmesi planlanan İzmir’in gözbebeği Alsancak Limanı’nı Meclis gündemine taşıdı. Arslan, “Ekonomiyi batağa sokan, ülkeye yatırımcı çekemediği için bir avuç döviz bulmak için çalmadık kapı bırakmayan, müflis tüccar gibi elde avuçta ne varsa satan iktidar şimdi de gözünü Alsancak Limanı’na dikti. Alsancak Limanı’nı özelleştirmek İzmir’e yapılacak en büyük kötülük olacaktır” dedi. ÖZELLEŞTİRME ADI ALTINDA HARAÇ MEZAT SATTILAR CHP PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Ednan Arslan, körfez ülkelerine satışı planlanan Alsancak Limanı’nı Meclis gündemine taşıdı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına soru önergesi veren Arslan, AK Parti iktidarları döneminde fabrika, liman, sanayi tesisleri, termik santraller, maden işletmeleri, araziler, arsalar başta olmak üzere yurttaşın alın teri ile yapılan her şeyin özelleştirme adı altında haraç mezat satıldığını kaydetti. Ekonomi yönetimi ve yargı bağımsızlığı tartışma konusu olan ülkemize yabancı yatırımcılar gelmeyince, iktidarın seçim sonrası yönünü Körfez’e çevirdiğini, bir avuç döviz bulmak için çalmadık kapı bırakmadığını belirten Arslan, özelleştirme ve satın almalar için “dost” olarak nitelenen körfez ülkeleriyle müzakereler sürdüren iktidarın gözünü bir kez daha İzmir Alsancak Limanı’na diktiğini söyledi. İKTİDAR, MÜFLİS TÜCCAR GİBİ!  AK Parti iktidarının elde avuçta satacak bir şey kalmayınca müflis tüccar gibi sürekli eski defterleri karıştırdığını belirten Arslan, şöyle devam etti: “İzmir’in merkezinde, 2017 yılında Türkiye Varlık Fonu’na devredilen, TCDD tarafından işletilen, çok değerli bir konuma sahip olan İzmir Alsancak Limanı’nın özelleştirileceğine dair haberler geçtiğimiz günlerde basına yansıdı. Limanın satışı için Birleşik Arap Emirlikleri şirketi Abu Dhabi Port ile prensipte el sıkışıldığı ancak resmî açıklamanın henüz yapılmadığı ifade ediliyordu. Bu iddialardan hemen 2 gün sonra 5 Temmuz 2023 tarihinde Bloomberg’de yer alan haberde; körfez ülkeleri ile Bakan Yardımcılığı seviyesinde yatırım görüşmelerinin gerçekleştirildiği ve İzmir Alsancak Limanı’nın da bu yatırımlara dahil olduğu ifade edildi.” DAHA ÖNCE DE ÖZELLEŞTİRİLMEK İSTENMİŞTİ Söz konusu limanın 2004 yılında özelleştirme programına alındığını, 2007 yılında ihaleye açıldığını hatırlatan Arslan, “O yıl ihaleyi 1 milyar 275 milyon dolar bedelle Hutchison, Global ve EİB konsorsiyumu kazanmıştı. Özelleştirme ihalesi sonrasında açılan yürütmeyi durdurma ve ihalenin iptali yönündeki davalar nedeniyle ihale süreci uzayınca kazanan grup ihaleden vazgeçti. Liman 2012 yılında tekrar ihaleye çıkarıldı ancak yine özelleştirilemedi” ifadelerini kullandı.  KAPALI KAPILAR ARDINDA PAZARLIKLAR YAPILIYOR İzmir’in gözbebeği konumundaki Alsancak Limanı’nın kapalı kapılar ardında peşkeş çekilmesinin kabul edilemeyeceğini belirten Arslan, “Bakan Uraloğlu, basınımıza ya da İzmirlilere değil, dış basına demeç veriyor. Alsancak Limanı’nın körfez ülkelerine peşkeş çekileceğini dış basından öğreniyoruz. Alsancak Limanı’nı özelleştirmek İzmir’e yapılacak en büyük kötülük olacaktır. Limanın akıbetinin ne olacağını bilmek bütün İzmirlilerin en doğal hakkıdır. Bir an önce şeffaf bir şekilde kamuoyuna açıklanmalıdır” dedi. LİMANIN ÖZELLEŞTİRİLME GEREKÇESİ NEDİR? CHP’li Arslan, Bakan Uraloğlu’nun yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:  -Körfez ülkeleri ile yapılan yatırım görüşmelerinde İzmir Alsancak Limanı’nın dahil edilmesinin sebebi nedir?  -Hali hazırda TCDD tarafından işletilen liman zarar ettiği için mi satılmak istenmektedir? Eğer liman zarar etmiyorsa neden satılmaya çalışılmaktadır? -Liman ile ilgili Körfez ülkeleri ile bir görüşme yapılmadan önce bir ihaleye çıkılmış mıdır? Liman bu görüşmelere dahil edilmeden önce bütün seçenekler değerlendirilmiş midir? -Başvuru yetersizliği nedeni ile mi Körfez ülkeleri ile yapılan yatırım görüşmelerine liman dahil edilmiştir? ANLAŞMA YAPILDI MI? -Limanın satışı için Abu Dhabi Port ile bir anlaşma söz konusu mudur? Anlaşmanın detayları nelerdir? -Liman’ın satışı veya yatırım için Körfez ülkeleri ile Bakan Yardımcılığı seviyesinde bir görüşme yapılmadan önce bakanlığınız hangi kurum ve kuruluşların görüşünü almıştır? -Körfez ülkeleri ile başka hangi tesislerin satılması/özelleştirilmesi ile ilgili müzakere edilmektedir? -Halihazırda TCDD tarafından işletilen bir limanın satışı, özelleştirmesi, ihalesi için kamuoyunun ve İzmirlilerin görüşü alınmış mıdır? -Son 21 yılda kaç liman, fabrika, kit özelleştirilmiş, ne kadar arazi satılmıştır? Bunlar hangileridir? HABER MERKEZİ

İzmirlilerin TCG Anadolu’ya ilgisi yoğun oldu Haber

İzmirlilerin TCG Anadolu’ya ilgisi yoğun oldu

Hizmete 10 Nisan'da alınan ve 17 Nisan'da İstanbul'daki Sarayburnu Limanı'nda vatandaşların ziyaretine açılan TCG Anadolu, Çanakkale Boğazı'ndan geçerek ulaştığı Alsancak Limanı'nda İzmirliler tarafından heyecanla karşılandı. Basın brifinginin ardından halk ziyaretine açılan TCG Anadolu, kapılarını açtığı ilk andan itibaren her yaştan İzmirlileri ağırlamaya başladı. İstanbul programı süresince 140 bin 55 kişiyi misafir eden TCG Anadolu'yu gezmek isteyen İzmirliler, uzun kuyruklar oluşturdu. Alsancak Limanı'ndan 1. Kordon'daki yeşil alan girişine kadar sıranın kendilerine gelmesini bekleyenler gruplar halinde gemiye alındı. Gemide Baykar tarafından geliştirilen Türkiye'nin ilk insansız savaş uçağı Bayraktar Kızılelma ve kanatları katlanabilen Bayraktar TB3 SİHA'nın yanı sıra kısa süre önce testler için Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edilen milli ana muharebe tankı Yeni Altay da gösterime sunuldu.  VATANDAŞLARIN HEYECANLI BEKLEYİŞİ 76 yaşındaki Hacı Aydın, Türk Silahlı Kuvvetlerinin en büyük savaş gemisini görmek için beklediğini söyledi. Sabahtan bu yana büyük bir heyecan yaşadığını kaydeden Aydın, şöyle konuştu: "Dünya devleriyle yarışacak gemimizi görmeye geldik. Gurur duyuyoruz. Allah yaptırandan da yapandan da en ufak bir yardımı olandan da razı olsun. Bu gemiyi televizyonda görmüştüm. Sıraya gireli yaklaşık yarım saat oldu. Gerekirse onu görmek için sabaha kadar beklerim." Fatih Yıldırım adlı geminin İzmir'e geleceğini sosyal medyadan öğrendiğini ifade ederek, "Heyecanla geldik, inşallah ziyaret edeceğiz. Geminin içinde Bayraktar Kızılelma'nın da olduğunu öğrendik. Bu gelişmeleri çok yakından takip ediyorum ve Türkiye'nin geldiği nokta ile gurur duyuyorum." diye konuştu. TCG Anadolu'yu görmek için 1 yaşındaki bebeğiyle sırada bekleyen Leyla Torun ise kendisi gibi çocuklarının da Türkiye'de üretilen eserlerle gurur duyacağına inandığını söyledi.  TCG ANADOLU Tuzla'daki Sedef Tersanesi'nde inşa edilen TCG Anadolu, 230 metre uzunluk, 32 metre genişlik ve 9 bin 200 metrekare büyüklüğe sahip. Uçuş güvertesinin yer aldığı gemiye aynı anda 6 helikopter iniş ve kalkış yaparken SİHA'lar da konuşlanabiliyor. 1200 askeri personelin bulunduğu TCG Anadolu'da, 30 yataklı hastane ve 2 ameliyathane yer alıyor. TCG Anadolu, amfibi harekât ve hava harekatı başta olmak üzere insani yardım ve kontrol gemisi görevlerinde de kullanılabilecek. 27 bin 500 ton deplasmanı ile Türk donanmasının en büyük savaş gemisi olma özelliğine sahip gemide 11 güverte, 6 stoplu uçuş platformu, hangar, hafif ve ağır güvertelerine 4 mekanize çıkarma gemisi konuşlanabilecek havuz bulunuyor. Askeri gemi, ağır ve hafif araç güvertelerinde 13 tank, 27 zırhlı amfibi hücum aracı (ZAHA), 6 zırhlı personel taşıyıcı (ZPT), 15 römork ve 33 muhtelif araç taşıyabilme özelliğine sahip. TCG Anadolu, yakıt ikmali yapmaksızın Türkiye'den Japonya ya da Avustralya'ya intikal edebiliyor.  AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.