[tag] Haberleri |İlkses Gazetesi - Son Dakika [tag] Haberleri

#ameliyat

ameliyat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, ameliyat haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Hastanenin ilk anestezisiz akciğer ameliyatını yaptılar Haber

Hastanenin ilk anestezisiz akciğer ameliyatını yaptılar

Bingöl Devlet Hastanesi’nde Uzm. Dr. Aykut Kankoç ve ekibi tarafından vücuduna yayılmış ileri evre prostat kanseri ve ciddi nefes darlığı şikayeti olan 74 yaşındaki bir hastaya, anestezi uygulanmadan akciğer ameliyatı gerçekleştirildi. Hastanın akciğer parankimi ve zarlarına kadar yayılmış metastaz sebebiyle, genel anestezi altında ameliyat edilmesi durumunda hayati riskin çok yüksek olduğu tespit edildi. Bununla beraber ileri derecede KOAH ve kalp hastalığı öyküsüne sahip olan hastaya, genel anestezi yerine bölgesel uyuşturma yöntemi ile cerrahi müdahale yapıldı. Bölgesel uyuşturma tekniği ile yapılan ameliyat, Bingöl Devlet Hastanesi’nde ilk, bölgede ise nadir yapılan bir operasyon. Türkiye genelinde de sınırlı sayıda uygulanan bu teknik ile, hastaya narkoz verilmeden operasyon başarıyla yapıldı ve ameliyat sırasında masada kalma riski en aza indirilmiş oldu. Hastanemizde bu operasyonların artarak devam edeceğini umuyoruz Özellikli operasyonların artarak sürmesi için çalıştıklarını ifade eden Başhekim Vekili Uzm. Dr. Nesibe Haydaroğlu, "Hastanemizde bu tarz operasyonların gerçekleşmesi için yönetim olarak elimizden gelen tüm desteği hekimlerimize sağlıyoruz. İlerleyen dönemlerde de hastanemizde bu operasyonların artarak devam edeceğini umuyoruz. Emeği geçen hekimlerimize ve ekiplerine teşekkür ediyorum" diye konuştu.

10 yıl ara ile aynı doktor derdine derman oldu Haber

10 yıl ara ile aynı doktor derdine derman oldu

Hastanın yaşı sebebiyle riskli bir operasyona imza attıklarını ifade eden Prof. Dr. Burak Turna, bu alandaki deneyimleri ve teknolojik altyapı ile beraber hastayı sağlığına kavuşturduklarını ifade etti. Operasyon hakkında konuşan Prof. Dr. Burak Turna, “Tevfik bey, 10 yıl önce robotik yöntemle prostat kanserini tedavi ettiğim bir hastamdı. Bundan yaklaşık 1 ay önce sağ böbreğindeki kitle nedeniyle bize başvurdu. Yapılan tahlil ve tetkikler sonucunda sağ böbreğin alınmasına karar verdik. Tevfik beyin çeşitli sağlık sorunları vardı ve yaşı itibariyle de bu ameliyat riskliydi. Bu ameliyatı laparoskopik (kapalı) yöntemle gerçekleştirdik. Operasyonu bir hafta önce tamamladık. Şu anda kendisi kontroller için hastanemize geldi. Genel sağlık durumu çok iyi. Ürolojinin iki teknolojik yöntemini de kullanarak hem prostat kanserini hem de böbrek kanserini tedavi etmiş olduk. Kendisine sağlıklı bir ömür diliyoruz” ifadelerine yer verdi. Hastanın iyileşme ve normal yaşamına dönme süresi kısalır Robotik cerrahinin hastalara ve hekimlere avantaj sunduğunu aktaran Prof. Dr.Turna: “Robotik cerrahi ya da robot yardımlı cerrahi, küçük kesilerden girilerek bazı ameliyatların gerçekleştirilmesi işlemidir. Hem hasta hem de cerrah için avantajları olan robotik cerrahide, el bileğini model almış kollar yardımıyla yüksek çözünürlüklü üç boyutlu görüntülerin eşliğinde cerrahi müdahale yapılmaktadır. Geleneksel açık ve kapalı ameliyat teknolojilerinin kısıtlamaları aşılarak karmaşık ameliyatların yapılmasını sağlamaktadır. Bu yöntem genellikle küçük kesilerle robot kolların vücuda müdahalesiyle gerçekleştirilir. Geleneksel yöntemlere göre daha fazla hassasiyet, esneklik ve kontrol sağlayan bu teknoloji hekim hatasını en aza indirir. Küçük kesi ile gerçekleştirilen operasyon hastanın vücudundaki travma ve kanamayı da en aza indirger. Böylelikle hastanın iyileşme ve normal yaşamına dönme süresi de kısalır. Ameliyat sonrasında hasta ve hasta yakınları açısından avantaj sağlar” dedi..

Estetikte yeni trend: ''Tilki göz'' ameliyatı Haber

Estetikte yeni trend: ''Tilki göz'' ameliyatı

Sosyal medya fenomenlerinin ve bazı ünlü isimlerin yaptırdığı "tilki göz" ameliyatları son günlerde çok fazla kişi tarafından tercih ediliyor. Samsun'da görev yapan Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Emre Kıymık, ameliyat hakkında bilgilendirmeler yaptı. Yapılan işlem hakkında konuşan Opr. Dr. Emre Kıymık, "Bu ameliyatlarda saçlı deri içerisinden 3 santimlik kesi açıyoruz. Bu açtığımız kesiden aşağıya doğru, göz kenarına ve orta yüz dediğimiz elmacık kemiği üzerine doğru bir planda ilerliyoruz. Kaş, göz kenarı ve elmacık kemiği bölgesi olan 3 alanı yukarıya taşıyoruz. Bu ameliyatta şunlara dikkat etmek gerekiyor; günlük hayatımızda çok fazla inanılmaz çekilmiş, gerilmiş bir görüntüde cerrahi sonuçlar görmekteyiz. Bunun en büyük sebebi; bu ameliyattan sonra ortalama yüzde 50'ye yakın bir gerilme sonrası düşme gözlemliyoruz. Biz bu ameliyatları yaparken olduğundan daha fazla gererek, düştükten sonra ideal konuma gelmesini beklemiş oluyoruz. Bu gördüğünüz aşırı gerilmiş veya çok fazla kalkmış alanlar cerrahi sonuçların erken dönemleridir. Bu cerrahilerin oturması için belli bir süreç vardır. Birinci aya gelirken ameliyat şişliğinin yüzde 70'i geriler. Gözle görülür daha iyi bir sonuç ortaya çıkmaya başlar. İdeal sonuçlar genellikle ilk 6 ayın arkasından gelmektedir. Bu tarz ameliyatların nihai şeklini alması 8 ile 12 ay sürmektedir. Cerrahi süresinin kalıcılığı ise kişinin vücuttaki yaşlanma dengesi ve kendine bakım ile birebir ilişkilidir. Vücut dengesine dikkat eden insanlarda bu tip cerrahiler daha uzun ömürlü olmaktayken, deri kalitesi daha düşük, çok ciddi manada ağır yüz dediğimiz ciddi sarkmaları olan kişilerde bu cerrahilerin ömürleri daha kısa olmaktadır" dedi. Çok sık sayıda yapmaya başladık Emre Kıymık, "Bu tip ameliyatlar son zamanlar çok popüler olan ameliyatlar oldu. Çok sık sayıda yapmaya başladık. Genellikle cerrahi olarak tatmin eden ameliyatlar oluyor. Uzun dönem sonuçlarında belli bir miktar düşme olabiliyor. Hastalarımıza rutin olarak bunları anlatıyoruz. Özellikle yorgun bakışa sahip olan kişilerde bakış canlılığı kazandırmak açısından çok değerli oluyor. Yorgun bakış dediğimiz kişilerde de en önemli olay; göz kenarları göz içine göre daha düşük olan kişilerde, kaşları daha düşük olan kişilerde ve gözaltları daha boş olan kişilerde uygulamak doğru hasta seçimi oluyor. Daha genç yaşlarda yapıldığı zaman daha iyi sonuçlar elde edebiliyoruz." şeklinde konuştu.

Açık kalp ameliyatı önerilen hasta şifayı İzmir'de buldu Haber

Açık kalp ameliyatı önerilen hasta şifayı İzmir'de buldu

Ünal Altan, halsizlik ve çabuk yorulma gibi şikayetlerle yaşadığı Hollanda’da bir sağlık kuruluşuna gitti. Kalpteki mitral kapakta tam kapanmama teşhisi konan Altan’a, Hollandalı doktorlar açık kalp ameliyatı tavsiye etti. Açık kalp ameliyatı olmak istemeyen Altan, Türkiye’de araştırmalar yaptı. Açık kalp ameliyatı olmak istemediğini burada da belirten Altan’a, Doç. Dr. Cihan Altın tarafından ameliyatsız mitral kapak tamiri işlemi yapıldı. Başarılı geçen ameliyatsız mitral kapak tamirinden sonra Altan, sağlıklı bir şekilde Hollanda’ya döndü. Kendisini çok iyi hissettiğini söyleyen Altan, “Halsizlik, geceleri uyurken terleme, çabuk yorulma gibi şikayetlerim vardı. Aile hekimine gittim ve o da beni kardiyoloğa yönlendirdi. Burada mitral kapaklarımdan birinde sorun olduğu, açık kalp ameliyatı olmam gerektiğini söylediler. Ben de açıkçası açık kalp ameliyatı olmak istemedim ve Türkiye’de araştırmaya başladım. Cihan Beyi bulduk. Ameliyatsız mitral kapak tamiri işlemini anlattı ve uyguladı. 1 gün sonra da taburcu oldum. Kendimi çok iyi hissediyorum.” dedi. Aynı gün odasına alıp ayağa kaldırıp ertesi gün taburcu ettik Ameliyatsız mitral kapak tamirini yapan Doç. Dr. Cihan Altın, gelişen teknolojileri yakından takip ettiklerini aktardı. Altın, “Hastamızda mitral kapakta tam kapanmama kusuru vardı. Hastamıza ilk olarak biz de açık kalp cerrahisi önerdik. Ancak hastamız bunu istemediğini söyledi. Bunun üzerine kendisine ameliyatsız mitral kapak tamiri yöntemini önerdik ve kabul etti. Anjiyo yöntemiyle kasıktan girip tamiri gerçekleştirdik. Hastamızı aynı gün odasına alıp ayağa kaldırıp ertesi gün taburcu ettik.” diye konuştu. Altın, “Tıp son yıllarda çok hızlı bir şekilde gelişiyor. Hastanemizde de bu teknolojik cihazları kullanma şansımız var. Bu da onlardan biri. Açık kalp cerrahisine göre teorik olarak daha basit ve yeni bir işlem. Ancak şu anki veriler oldukça başarılı gidiyor. Hasta için açık kalp ameliyatına oranla çok konforlu bir yöntem. Başarı oranı yüzde 95’in üzerinde. Hastamızı yakından takip etmeye devam edeceğiz.” dedi.

Beyin ameliyatlarında nöronavigasyonun avantajları Haber

Beyin ameliyatlarında nöronavigasyonun avantajları

Nöronavigasyon sistemi, öncelikle beyin ve omurga ameliyatlarında kullanılan bir teknoloji olduğunu ve GPS sistemi gibi işlev görerek cerrahlara karmaşık anatomik yapılar etrafında hassas rehberlik sağladığı ifade eden Akyüz, “Sistem, GPS gibi işlev görerek cerrahlara ameliyat sırasında yüksek doğrulukla navigasyonlarını kolaylaştırır. Bu sistem, cerrahların hedef bölgelerine minimum hasarla ulaşmalarına yardımcı olur ve beyin, omurilik ve sinir yapıları gibi hassas dokular etrafında milimetre düzeyinde hassasiyet sağlar. Nöronavigasyon sistemleri, beyin tümörlerinin doğru çıkarılmasına yardımcı olmak için görüntü kılavuzlu nöroşirürji için geliştirilmiştir. Navigasyonlu cerrahinin temel prensipleri, bir işaretçinin ucunu bir görüntü alanında görmektir. Cihaz alanı ile görüntü alanı arasında bir ilişki kurulmalıdır” diye konuştu. Omurgadaki prosedürler için doğru rehberlik sağlar Temel olarak, görüntü ile cihaz alanları arasındaki herhangi bir noktanın koordinatlarını eşlemek için bir dönüşüm matrisi hesaplanması gerektiğini belirten Akyüz, “Dönüşüm matrisinin amacı, dijital görüntü verileri ile anatomik yapı arasında bir bağlantı oluşturmak ve bu nedenle artan 3 boyutlu yönelim sağlamaktır. Nöronavigasyon sistemi kritik beyin yapılarından kaçınırken tümörleri hassas bir şekilde bulmaya ve çıkarmaya yardımcı olmasının yanı sıra Epileptik nöbetlerden sorumlu beyin bölgelerini belirlemeye ve hedeflemeye yardımcı olur. Ayrıca, omurgadaki prosedürler için doğru rehberlik sağlayarak vidaların, implantların ve diğer aletlerin doğru yerleştirilmesini sağlar” dedi. Yüksek doğruluk verir ve riski en aza indirir Prof. Dr. Mahmut Akyüz, görüntülerin ameliyat sırasında gerçek zamanlı olarak güncellendiğini ifade ederek, “Bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme veya ultrason tarafından sağlanan fonksiyonel verilerin nöronavigasyonla birleştirilmesi, nörocerrahların ameliyat sırasında beynin önemli bölgelerinden kaçınmasını sağlar. Ameliyattan önce, hastanın anatomisinin üç boyutlu bir haritasını oluşturmak için MRI ve BT taramaları kullanılır. Bu harita, prosedür sırasında kullanılan diğer cerrahi sistemler ve araçlarla entegredir. Mevcut pozisyonu ve durumu yansıtmak için sürekli olarak gerçek zamanlı olarak güncellenir. Ameliyat sırasında sistem gerçek zamanlı geri bildirim sağlayarak cerrahın hedeflenen bölgedeki her ayrıntıyı ve etkiyi gözlemlemesini ve gezinmesini sağlar, yüksek doğruluk verir ve riski en aza indirir” dedi.

Kalbindeki delik emekli olduktan sonra kapandı Haber

Kalbindeki delik emekli olduktan sonra kapandı

İzmir'de yaşayan emekli İngilizce öğretmeni Gönül Kahraman (63), 43 yıl boyunca ertelediği kalp ameliyatını kapalı yöntemle yaptırarak sağlığına kavuştu. Meslek hayatının başında, 1981 yılında yapılan bir sağlık kontrolünde kalbinde 1 santimetrelik delik olduğunu öğrenen Kahraman, açık kalp ameliyatından korktuğu için tedaviyi sürekli erteledi. Çabuk yorulma sorunları Yıllar boyunca ciddi bir sağlık sorunu yaşamayan Kahraman, emekliliğin ardından İzmir'e yerleştikten sonra zaman zaman nefes darlığı ve çabuk yorulma sorunlarıyla karşılaşmaya başladı. Sonunda İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi'ne başvuran Kahraman, Doç. Dr. Cihan Altın tarafından muayene edildi. Altın, kalbindeki deliğin kapalı anjiografik yöntemle kapatılabileceğini söyledi. Operasyon başarıyla tamamlandı Operasyon, sağ kasıktan girilerek atardamar ve toplardamar üzerinden kalpteki deliğe ulaşılarak başarıyla tamamlandı. Gönül Kahraman, ameliyattan sadece 5 saat sonra yürüyebildi ve ertesi gün taburcu edildi. Kahraman, yıllardır korktuğu açık kalp ameliyatını yaptırmak zorunda kalmadan sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını belirterek, "43 yıl sonra kalbimdeki delik kapandı. Kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum," dedi. Doç. Dr. Cihan Altın ise kalp deliklerinin çocukluk döneminde kendiliğinden kapanabildiğini ancak bazı durumlarda müdahale gerektiğini ifade etti. Kahraman'ın ameliyatının başarılı geçtiğini belirten Altın, kapalı yöntemle hastanın kısa sürede sağlığına kavuştuğunu vurguladı.

Son jenerasyon osseointegrasyon protezi ile hayata tutundu Haber

Son jenerasyon osseointegrasyon protezi ile hayata tutundu

Libya’da asker olarak görev yapan Mundır Ali Mustafa Alweheshi’nin 2018 yılında katıldığı bir operasyonda bomba patlaması neticesinde sol bacağı kırıldı, sağ bacağı ise diz üstünden koptu. Alweheshii daha sonra tedavi için Türkiye’ye geldi ve ilk önce kemiği 10 santim uzatıldı, sonra ise klasik soket protez takıldı. Günde sadece 5 dakika ayakta durabilen, ağrıları giderek artan Alweheshii, yeniden Türkiye’ye gelmeye karar verdi. Türkiye’de ilk defa uygulanan yöntemle osseointegrasyon protez operasyonu gerçekleşti. Alweheshii, operasyon sonrasında ayağa kalkıp desteksiz olarak yürüyebildi. 5 dakikalık yürüme mesafesini geçemiyordu Operasyonun ayrıntılarını aktaran Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Adnan Kara, “Hastamız daha öncesinde soket protezi denedi. Bu protezle yürüme süresi kısıtlıydı. Protezin cilde temas ettiği yerde de yaralar oluşuyordu. Protezi sürekli çıkarmak durumunda kalıyordu. Kullandığı zamanlarda ise 5 dakikalık yürüme mesafesini geçemiyordu. Başarılı bir operasyonla osseointegrasyon protezi ameliyatımızı yaptık” şeklinde konuştu. İyi sonuçlar alındıkça hastalar da bunu yaptırmak isteyecektir Doç. Kara, “Her hastamıza bu işlemi yapamıyoruz. Özellikle yara yerinde iyileşme sorunu olmayan hastalarımızda uygulayabiliriz. Cerrahi olarak çok zor sayılmasa da hasta takibi yönünden oldukça zordur. Hastayı bundan sonra ömür boyu takip edeceğiz. Osseointegrasyon protezi ülkemizde yeni jenerasyon olarak uygulanan ilk operasyon oldu. Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor. Tabii bu ilerleyen süreçlerde yayılarak devam edecektir. Sonuçları görüldükçe, iyi sonuçlar alındıkça hastalar da bunu yaptırmak isteyecektir” dedi. “Tempolu ve ağrısız bir şekilde uzun mesafeler yürüyebiliyor” Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Ağırman, “Hastamız sağ bacak diz üstü ampütasyon hastasıydı. Hastamızı uzun süre klasik olarak bildiğimiz protez bacak kullanıyordu. Hastamıza yeterli rehabilitasyon programı yapmamıza rağmen fonksiyonel olarak rahat hareket edemediği için kemik içi protez uygulandı. Operasyon sonrası hastamız yavaş yavaş kademeli olarak ayağa kalkmaya ve yürümeye başladı. Ortopedi, fizyoterapi ve fizik tedavi ile birlikte uzun bir süreç oldu. Önce belli ağırlıklarda baskı uyguladı. Kendi kilosunu kaldıracak ağırlığa ulaştıktan sonra önce ayakta durmaya ardından destekli yürümeye başladı. Şimdi ise tempolu ve ağrısız bir şekilde uzun mesafeler yürüyebiliyor. Hastamız bundan sonraki sürecini kimseye bağlı olmadan rahatlıkla yapabilecek” dedi. “Eskisine göre çok fark var” Alweheshi, “İki ayağımdan yaralandım. Sol bacağımı yapılan tedaviyle kurtardık. Ancak sağ ayağım kesilerek ampüte edildi. 1,5 yıl boyunca Adnan hoca ile sık sık görüşme yaptık. Operasyon sonrası hayatım tamamen değişti. Eskisine göre çok fark var. Eskiden çok zorluk çekiyordum. Yeni takılan protezde hiçbir zorluk yaşamıyorum. Çıkarıp takması çok kolay. Yeni protezimi kendi ayağım gibi hissediyorum. Sosyal hayatıma devam ediyorum” diye konuştu.

Bitlis'te bir kişinin kulağında hareket eden kene tespit edildi Haber

Bitlis'te bir kişinin kulağında hareket eden kene tespit edildi

Tatvan ilçesinin bir köyünde yaşayan 70 yaşındaki kadın hasta, sabah uyandığında kulağında bir şeylerin hareket ettiğini hissetti. Tatvan Devlet Hastanesi acil servisine başvuran kadın hasta, doktorların kulağında hareket halinde olan keneyi tespit etmesinin ardından Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Operatör Dr. Hakan Tuhan’a sevk etti. Op. Dr. Hakan Tuhan, kısa süreli operasyonla 70 yaşındaki kadın hastanın kulağında hareket halinde olan keneyi başarıyla çıkarttı. 10 gün boyunca takibi yapılan hasta sağlığına kavuşarak taburcu oldu. Bir hafta içerisinde 3’üncü kulakta kene vakasıyla karşılaştıklarını söyleyen Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Operatör Dr. Hakan Tuhan, “70’li yaşlarda kırsalda yaşayan bir kadın hastamız sabah saatlerinde ‘kulağıma bir şey kaçtı ve hareket ediyor’ şikâyetiyle acil servise başvurdu. Acil serviste kulağında kene olduğu tespit edilen hasta tarafıma yönlendirildi. Baktığımızda dış kulak yoluna gömülü ve canlı halde olduğunu gözlemledik. Sorunsuz bir şekilde çıkardık. Bu şekilde bir haftada gelen 3’üncü kulakta kene vakasıydı. Diğer 2 hastanın birisi çiftçi, birisi de hayvancılıkla uğraşıyordu. 3 hastamızı 10 gün boyunca takip ettik. Herhangi bir semptom ile karşılaşmadık” dedi. Kenelerin tehlike oluşturabileceğini söyleyen Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Operatör Dr. Hakan Tuhan, “Dış kulak yolu tüm vücut yüzey alanımızı ele aldığımız zaman aslında sınırlı bir bölge. 1 hafta içerisinde 3 kulakta kene vakasıyla karşılaşmam aslında ne kadar yaygın olabileceğini bize dolaylı yoldan göstermekte ve bu konuda dikkatli olmamız gerektirmektedir. Kenelerin tutunması mutlak hastalıkla sonuçlanmak zorunda değil, çünkü bütün keneler hastalık taşımıyor. Öbür yandan hastalık taşısalar bile belirli bir süre tutunması ve hastalık yapacak kadar toksini vücuda enjekte etmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşların keneler konusunda duyarlı olması gerektiğini söyleyen Hakan Tuhan, “İlkbahar ve yaz aylarında karşılaşıyoruz. Keneler kışın kış uykusunda oluyorlar. Veterinerler, hayvancılıkla uğraşanlar, tekstil fabrikasında çalışanlar, askerler, tarım işçileri, kamp yapan insanlar, kasaplar ve sağlık personelleri en büyük risk grubunu oluşturmaktadır. Ağrı-sızı yapmadıkları için ve küçük oldukları için fark edilmeleri pek kolay değildir” diye konuştu. Uzun kollu ve uzun paçalı kıyafetler giyilmesi hususunda uyarılarda bulunan Tuhan, “Çoğu zaman hastalar tarafından vücutlarında ben ya da leke olarak algılıyor olabiliyorlar. Vücudun açıkta kalan bölgelerine tutunduğu için uzun kollu ve uzun paçalı kıyafetler öneriyoruz. Vücudun açıkta kalan kısımlarına sinek kovucu ilaçlar sürülebilir. En güzel yöntem eve gidince soyunup vücuda tutunmuş bir kene var mı diye kişinin kendini kontrol etmesidir. Kene tutunduğunu algıladığımızda 1-2 saat içerisinde bir sağlık kuruluşuna başvurabilecek imkân söz konusu ise başvurmalarını, böyle bir imkân söz konusu değilse kendilerinin çıkarmasını istiyoruz. Kene çıkarma işlemi basit ama dikkat gerektiren bir işlem. Bu işlemdeki en önemli nokta kenenin midesini bulandırmamak ve kusturmamaktır. Üzerine kolonya, tentürdiyot, aseton ve zeytinyağı gibi ürünler sürülmemesi lazım. Bunlar kenenin kusmasına ve muhtemel toksinlerin hastaya enjekte etmesine sebep olabilir. Bir pense, cımbız ya da bir ip yardımıyla çivi çıkarır gibi kenenin gövdesine zarar vermeden çıkarmak gerekiyor. Çıkardıktan sonra da çıplak elle temas etmemek de önemlidir” şeklinde konuştu.

Doğduktan 1 gün sonra ameliyata alındı: 2 yıl sonra sağlığına kavuştu Haber

Doğduktan 1 gün sonra ameliyata alındı: 2 yıl sonra sağlığına kavuştu

Yılmaz ve Hatice çiftinin çocuğu olan 2,5 yaşındaki Defne Ferah Özen, doğum sonrasında karında şişlik, beslenememe, safralı kusma yakınmaları ile Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesine hayatının 1. gününde sevk edildi. Yenidoğan yoğun bakımında izleme alınan ve tetkikleri yapılan olguda (Midgut volvulus) bağırsağının kendi etrafında uygunsuz şekilde dönmesi sonucunda bağırsakta dolaşım bozukluğu ve bağırsağın hemen tamamının kaybı ile gidebilen bir durum olduğu düşünüldü ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD'dan Doç. Dr. Surhan Arda tarafından acilen ameliyata alındı. “Doğumundan sonra 1 günlükken bize geldi ve ameliyat oldu” Ameliyat sırasında kesin tanısı doğrulanabilen bu gibi durumlarda uzun süren hastane yatışı, damardan beslenme ve tekrarlayan cerrahi girişimler gerekebildiğini belirten Doç. Dr. Surhan Arda, “Çocuk cerrahisi doğumsal problemlerle ilgilenen bir cerrahi branş ve çocuğun ameliyatlık hastalıklarına bakıyor. Hastamız Defne'de de doğumundan önce anne karnında geliştiğini düşündüğümüz bağırsağın kendi etrafında uygunsuz bir şekilde dönmesi sonucunda dolaşım kusuru ve canlılığını yitirmesi gibi bir durum söz konusu. Bu durumda acil cerrahiye aldık. Defne, devlet hastanesinde doğmuştu. Doğumundan sonra 1 günlükken bize geldi ve ameliyat oldu. Arkasından 4-5 defa daha ameliyata aldık. Ameliyatlar sonucunda hastamızın yaklaşık 32 santim ince ve kalın bağırsak arasındaki kapak sistemi dediğimiz sistemi kalmıştı. Zaten kitabi bilgi olarak da bağırsak miktarı olarak bu hastanın hayatla bağdaşacak alt limiti. Ama hastamızla 2 senelik bir tedavi süreci atlattık. Bunların tamamında hasta hastanedeydi. Bu aradaki ve daha sonraki ameliyatlarında da bir miktar bağırsak uzatma yöntemlerini kullandık. Bu arada tabii annesi hiç yılmadan, isyan etmeden hastanede kızıyla beraber kaldı. Ailenin başka çocukları da var. Onlar için çok zor bir durumdu gerçekten" dedi. “Doktorlar ve hemşireler kendi evlatları gibi düşündüler” Kızı Defne hakkında konuşan Hatice Özen süreç hakkında ise şöyle konuştu: “Defne'nin kusmaları oluyordu en başta aslında. Daha doğrusu hani baştan başlamam gerekirse, doğmadan bir sorunun olduğunu biliyorduk. Ama bu kadar uzun bir süreç olacağını tahmin etmemiştik. Doğumdan sonra hemen ertesi gün Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisinde ameliyata alındı. Bağırsağın düğümlendiğini, bağırsağın büyük bir kısmının canlılığını yitirdiğini öğrendik. Sonrasında 2-2 buçuk yıl kadar bir uzun tedavi süreci oldu. Bu sürede beslenememe ve kusma yakınmaları oluyordu. Kilo alamadığı gibi kilo kayıpları da oluyordu. Buradaki doktorlarımız, hemşirelerimiz çok ilgili ve alaka gösterdiler. Kendi evlatları gibi düşündüler. Hep ona öyle yaklaştılar. Onların ilgisi, alakası o kadar iyiydi ki hem ben hem kızım için. Hep birlikte başardık çok şükür, şimdi iyiyiz.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.