Anadolu’yu tanıdı ticarete transfer oldu
YUSUF-ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER
Transay Ege Bölge Genel Müdürü Kürşat Ergun Aydın, ticaretle uğraşan köklü bir ailenin futbola merak salan bir ferdi olarak dikkat çekti. Küçük yaşlardan itibaren futbola yönelen Aydın, Günyamaç SK altyapısında futbolculuk kariyerine başladı. Daha sonra Beşiktaş altyapısına geçen Aydın burada profesyonel sözleşme imzaladı. Ümit Milli Takım’a kadar yükselen Aydın, profesyonel futbol hayatı boyunca ailesinden ara ara ‘Futbolu bırak, gel işlerin başına geç’ telkinleri alsa da futbol yaşamını devam ettirdi. Türkiye’nin birçok bölgesinde birçok takımın formasını giyerek Anadolu’yu karış karış gezen Aydın, bu sayede hemen hemen her bölgenin insanını tanıma fırsatı buldu. Profesyonel futbol yaşamını bitirdikten sonra ailesinin de isteğiyle ticarete yönelen Aydın, Türkiye’nin en büyük yolcu ve personel taşımacılığı şirketlerinden Transay Şirketler Grubu’nun 2015 yılında İzmir piyasasına açılmasını sağladı. Şirketin Ege Bölge Genel Müdürü olarak İzmir’de 4 yıldır görev alan Aydın, Transay’ın bugün İzmir’de personel taşımacılığı sektörünün üçte birini taşıma başarısı göstermesinin en büyük mimarlarından biri oldu.
AİLE MESLEĞİMİZ
Sektöre yabancı olmadığını belirten Aydın, “Bu bizim aile mesleğimiz. Yaklaşık 17 sene profesyonel futbol oynadıktan sonra benim için bir heyecanı kalmadığı için futbolu bırakma kararı aldım. Futbol oynadığım süre boyunca ailem sürekli ‘Futbolu bırak gel, bizimle beraber çalış’ diyordu fakat ben futbol hayatımı devam ettirdim. Futbol bittikten sonra da baba mesleğine geri döndüm. İzmir’de o zamanlar şirketimiz bu kadar aktif değildi. Çok daha küçük bir yapıdaydık. Buraya geldikten sonra iyi bir ekip oluşturduk. Önümüze çok düzgün yollar çıktı. Biz de bu yollarda gayretli çalıştık. Şu an geldiğimiz noktada tek bir hedefim var; İstanbul ile yarışır hale gelmek, onların önüne geçebilmek. Bizimkisi aile içerisinde tatlı bir rekabet. Bu da daha çok işimize sahip çıkmamamıza sebep oluyor. Futbol hikayeme bakıldığı zaman; yaklaşık 7-8 yaşlarımdan itibaren mahalle aralarından, amatör takımlardan başlayan bir hikayem var. Akabinde Beşiktaş, Ümit Milli Takım, Gaziantep, Altay, İstanbulspor, Giresunspor, Manisaspor gibi köklü takımlarda oynadım. Bu bana ne kattı diyecek olursanız; insan tanımama vesile oldu. Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinde bulunduğum için; her yörenin insanlarıyla tanışma fırsatı buldum. Her yörenin insanlarının karakteristik özelliklerine vakıf olabildim. Bu deneyimlerden sonra ticarete başlamak zor olmadı” dedi.
HERKESİN EN DEĞERLİLERİNİ TAŞIYORUZ
Kurulduğu günden beri sektöre yön veren firma olduklarını belirten Aydın, “Türkiye’nin 35 ilinde 12 bin araçlık bir operasyonumuz var. Bu çok ciddi bir rakam. Günlük 200-250 bine yakın insan taşıyoruz. İnsanları evlerine, iş yerlerine güvenle taşımak için çalışıyoruz. Herkesin en değerlilerini taşıyoruz. Bizim burada Transay olarak yapmış olduğumuz; devamlı olarak kendimizi güncellemek. Araçları alalım, yolcuları taşıyalım anlayışı ile değil; çok ciddi bir altyapı oluşturarak, teknoloji departmanımızla, saha uzmanlarımızla, birçok birimle beraber bu işi ne kadar geliştirebiliriz, teknoloji ile taşımacılık hizmetini ne kadar entegre yürütebiliriz; bunların hesabını yapıyoruz. Kendimizi sürekli geliştirmeye çalışıyoruz. Sektöre de bu işin nasıl yapılması gerektiğini daha ne kadar geliştirilebileceğini göstermek için ön ayak oluyoruz” diye konuştu.
YÜZDE 70-80’LİK KISMINI BİZ TAŞIYORUZ
İstanbul’un sektörün en büyük pazar payına sahip il olduğunu belirten Aydın, “Akabinde İzmir bizim için çok önemli rotasyondur. Diğer çalıştığımız iller; Ankara, Adana, Gaziantep, Trabzon, Rize, Şanlıurfa, Diyarbakır... Çok fazla şehirde faaliyet gösteriyoruz ama İstanbul özelinde bu işin pazar payını konuşacak olursak; sektörün yüzde 70’lik yüzde 80’lik kısmını biz taşıyoruz. Özellikle serbest bölgelerde; Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde Gebze’nin yüzde 80’ine yakınını biz taşıyoruz. Bu bize onur veriyor. Araçlarımızı yollarda görmek gurur verici. Ne kadar fazla insana ekmek kapısı olabilirsek, ne kadar fazla tedarikçiye ulaşabilirsek, ne kadar çok insanı evine taşıyabilirsek bu bizim için manevi anlamda çok ciddi bir şekilde bu iş için sarf ettiğimiz eforun karşılığıdır”
EN DOĞRU ZAMANDA…
İzmir pazarına açılma konusunda geç kalınıp kalınmadığını değerlendiren Aydın, “Ben her zaman şunu bilirim; bir işe başlanacağı zaman, en doğru zamanda başlanılmalıdır. Uygun şartlar oluşması lazım. O lokasyonda, o bölgede bir işi yapabilecek güce sahip olmak lazım. Şimdi; Türkiye’nin her bölgesinde çalışabiliriz ama bilmediğimiz, sektörün yapı taşlarına hakim olmadığımız bir yere de pat diye girmek de olmaz. Çünkü bir işi aldığınız zaman, o işi hakkıyla ve layıkıyla yapmamız gerekir. 2015 yılında İzmir’e geldik. Bence çok doğru bir zamanda geldik. Şu an İzmir’in pazar payına bakıldığı zaman yaklaşık olarak şehrin üçte birini biz taşıyoruz. Bunun da doğru zaman olduğunu, doğru bir şekilde ilerlediğimizin resmi olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.
YAKIT FİYATLARI MAĞDUR EDİYOR
Taşımacılık sektörünün Türkiye’de yeterince gelişmediğini dile getiren Aydın, “Çünkü bu işi geliştirmemiz için öncelikli olarak bu işi meslek olarak görmemiz gerekiyor. İnsanların servis taşımacılığını yaparken, bu işi yatırım değil de bir meslek olarak görmesi, bu işten o şekilde para kazanması gerektiğini düşünüyorum. Onun akabinde ülke ekonomisi ile tabi ki entegreyiz. Özellikle şu son 6-7 aylık süreçte insanlar yakıt fiyatlarıyla alakalı çok mağdur oldu. Bu işi gerçekten profesyonel olarak, meslek olarak yapan insanlara en azından yakıt konusunda devletimizin destek olmasını isterim. Çünkü maliyetler sadece yakıt bazlı değil. Birçok şeyin maliyeti artmakla birlikte insanların zor durumda kaldığını biz de gözlemleyebiliyoruz. Bunun geçici bir süreç olduğunu düşünüyorum. Bizler de bu geçici süreçte tedarikçilerimizi olabildiğince ayakta tutmaya çalışıp, bu sektörün sürekliliğini sağlamak istiyoruz” dedi.
HERKES BİRBİRİNE ENTEGRE
“Bizler firma olarak varsak eğer; tedarikçi varsa varız” diyen Aydın, “Tedarikçi olmadan bizler ancak kendi araç sayımız kadar iş yapabiliriz. Bizler tedarikçiyi ayakta tutmazsak eğer, bu sektörün çöküşü anlamına gelir. Bizler tedarikçilerin rakamlarını gününde ödemezsek, vadettiklerimizi yapmazsak veyahut bu geçici kriz döneminde taşın altına elimizi koymazsak, bu tedarikçilerin araçlarını satmasına sebep oluruz. Bu şekilde de sektör tamamıyla zarar görmüş olur. Yani herkes birbirine entegre ama bu entegre olan sistemdeki en büyük yapı taşı tedarikçiler; S plakalı esnaf. S plakalı esnaf varsa, biz bu işte devamlı kalabiliriz. Tedarikçi olmazsa; bizler de olmayız. Burada çalışan insanlar olmaz” ifadelerini kullandı.
HAYALİM TRANSAY AKADEMİ’Yİ KURMAK
En büyük hayalinin Transay Akademi’yi kurmak olduğunu dile getiren Aydın, “ İnsanların bu işi bir meslek olarak görmesini istiyorum. Şoförlüğün bir meslek olduğunu görmesini istiyorum. Okumayan, işi gücü olmayan insanların ‘Ben araba kullanmayı biliyorum, şoförlük yapayım’ demesinden ziyade, küçük yaşlardan itibaren nasıl ki pilotluk, makinistlik bir meslek olarak görülüp eğitimi alınıyorsa, Transay ailesi olarak şoförlüğün küçük yaşlardan itibaren eğitimi alınan bir meslek haline getirilmesini istiyoruz. Çünkü şoför o direksiyona çıktığı zaman insanların en değerlilerini taşıdığının farkına varmasını istiyoruz. Uyması gerektiği kuralları biz söylemeden o akademiyi bitirdiği zaman bilincinde olmasını istiyoruz” dedi.
SANİYE SANİYE KONTROL EDEBİLİYORUZ
Taşımacılık sektöründe teknolojinin önemine dikkat çeken Transay Şirketi Teknoloji Saha Yöneticisi İbrahim Seyhan, “Bizim birimimiz yaklaşık 4 yıl önce kuruldu. Bu birimin sektöre yeni bir bakış açısı kazandırdığını düşünüyorum. Örnek verecek olursak; bir aracın uzak mesafelere gittiği zaman nerelere gittiğini saniye saniye kontrol edebiliyoruz. Hatta teknolojik alt yapımızla bir araca istediğimiz zaman müdahale edebiliyoruz, o aracı durdurabiliyoruz. Daha sonra yazılımsal süreçlerle tüm sektöre data ve analiz yapabilme imkanı tanıyoruz: Ne kadar sıklıkla hangi projelere araçlar gitmiş, ne kadar çok arabada değişiklik yapabiliyoruz. Birçok dataya ulaşarak sektörün de yönelimini değiştirmeye daha hızlı bir şekilde adapte olabiliyoruz. Şoförlerimizin de teknolojiye adapte olması lazım. Şoförlerimiz bunu ne kadar iyi yaparsa; ne kadar çok bilgi sahibi olursa, her konuda kendi daha da çok geliştirebilir” dedi.
EN ÖNEMLİ TAMAMLAYICILARINDAN…
Lojistik sektörünün önemine dikkat çeken Transay Şirketi Lojistik Operasyon Sorumlusu Düzgün Yalçınkaya ise, “Güçlü ülke olmanın temelinde güçlü sanayileşme yatar. Sanayi sektörünün en önemli tamamlayıcılarından birisi lojistik operasyonudur. Bir arabanın benzini gibidir bir fabrika için servisler. 3 bin 5 bin kişinin çalıştığı bir fabrika da hiç bir idareci çalışanlarının işe minibüs otobüs gibi araçlarla gelmesini istemez. Bu çalışanlarının iş ve ev dışında geçirdikleri zorunlu süreyi artırır ve bu kayıp süreler çalışan motivasyonunu olumsuz etkileyebilir. Transay başta olmak üzere servis şirketleri, çalışanları evlerinden işlerine getirip götürürler. Böylece kayıp zamanı en aza indirirler. Çalışanların verimi artar ve sanayileşme güçlenerek devam eder” ifadelerini kullandı.
Transay Ege Bölge Şubesi’nin en özel çalışanı Berkay Demirci. 23 yaşında olan Berkay, şirkette 3 yıldır çalışıyor. Kürşat Ergun Aydın, “Berkay ile çalışma fırsatını bulduğumuz için çok mutluyuz, onu istihdam ederek hem sosyal hayata katılmasını arttırmak hem de Down Sendromluların da istenildiğinde, her işte başarılı olabileceğini göstermekti” dedi. Aydın, bu konuda diğer şirketlerin de farkındalık yaratmak için bu tür özel bireyleri istihdam etmesi gerektiğini ifade etti.